Etiket arşivi: “Ben size şah damarınızdan daha yakınım”

Dr. Reşit Galip Hakkında Başbakanın Gerçekdışı Yakıştırmaları


Dr. Reşit Galip Hakkında Başbakanın Gerçekdışı Yakıştırmaları

 

Resit_Galip_jpg


Dostlar
,

Eğitimbilimci Sayın Mutafa Gazalcı, belgelere dayanarak Dr. Reşit Galip hakkında gerçekleri “Dr. Reşit Galip Bunları Hak Etmiyor” başlıklı yazısında aktarmış (http://ahmetsaltik.net/2013/10/17/dr-resit-galip-bunlari-hak-etmiyor/, 17.10.13). Kalemine sağlık.

*****

Bizzat Başbakan’ın kin ve intikam kokan bir eda ile, kendi nitemiyle şiddet – nefret söylemiyle kamuoyu önünde tarihsel gerçekleri saptırması ve az okuyan / okumayan / seyreden ve duyduğuna inanma eğiliminde olan milyonları yanlış yönlendirmesi, ayrımcılığa koşullandırması, Sn. Gazalcı’nın nezaketli söylemi ile “ne kadar acı” olmanın ötesinde ayıptır, utanç vericidir, iftiradır ve sözde uğruna anlamsız bir savaş verdikleri “dinleri” (?!) adına da ağır bühtandır..

Bu tür “düşman” yaratma politikası, öteden beri demokratik olmayan yönetimlerin
klasik aracıdır, oyunudur.

“AKP’nin RTE’si ve RTE’nin AKP’si” nin de Türkiye’de “din karşıtı” bir sanal kitle – umacı -düşman yaratmaya elleri mahkumdur. Bunun üzerinden din ticareti yapacak, milyonlarca inançlı masum dindar kitlenin duygularını sömürecekler ve siyasete
alet edeceklerdir. Bu sayede “cambaza bak” oyunu oynayacaklardır halka karşı..

Hele kendisini savunamayacak bir faninin ardından..

*****

“Türkçe ezan” ın neresi zulüm ??

Arap ülkesinde insanlar Arapça olarak namaza çağrılmaktadır.
Ezan bir çağrıdır, araçtır, kutsallık yüklemek ya aptallıktır ya da kasıtlıdır.
Türk ulusalcılığını Arap milliyetçiliğine kurban eden ümmetçi teslimiyetçiliğin özgüvensizlği, sığlığı ve zavallılığıdır.

Hıristiyan dünyasında Kiliseye çağrı sözsüzdür..
Kilisenin çanları “zarif zarif” çalar ve çağrısını nahifçe kitlelere iletir;
asla gürültü kirliliği oluşturmaz.. Zaten sembolik ve nostaljiktir bu edim:
İnsanların günlük etkinliklerini zamanlayacakları, alarm kuracakları saatleri,
cep telefonları vb. teknik gereçler yaygınlaşmıştır..

Günde 5 vakit, çok sayıda camiden, olabildiğince yüksek sesle (özellikle sabah ezanı hastaları, bebeleri ürküyle uyandırıyor!), hiçbir mevzuat dinlemeden
Arapça ezan, şekilcilik ötesinde eziyet, bir güç gösterisi değil midir?

Üstelik eş zamanlı olunamamakta, bant kayıtlarından seslendirilmekte (playback!),
sıklıkla detone de olunmaktadır..

Tanrı’nın insanlar ile iletişimi insanların geliştirdiği yeryüzü dilleriyle midir?

Eğer böyle ise önce insanlık milliyetlere – etnisitelere ayrılacak, binlece dillerini – lehçelerini.. geliştirecek, sonra da Dinler gelecek Peygamber – Nebiler aracılığı ile
ve o dilde Tanrı insanlarla iletişim kuracaktır..

Oysa, “tüm canlıları Tanrı yarattı” denmiyor mu?

Evrim’e canhıraş karşı çıkılmıyor mu?

Dolayısıyla, bu saçmalıkları bir yana atalım ve Tanrı ile insan arasındaki iletişimin
bir “gönül dili”, gönülden gönüle olduğunu belirtelim. Zaten Kuran’da da

” İyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.” denmiyor mu? (“ZUHRÛF suresi, 3. ayeti” tefsiri)

Ayrıca Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız. denmiyor mu?
(Kaf suresi 16. ayet)

Apaçıktır ki, namaza çağrı ezan, bir biçim ögesidir (şekli unsur).
İslam şekilcilik midir?
Dinin özü nerededir?
Her tür tartışmaya şiddetle ve bağnazlıkla karşıt olmak din içinde olmak mıdır?

Kilise Aforoz’u yüzlerce yıl önce bıraktı..

  • İslamcılar İNFAZI = KATLİ VACİPTİR fetvasını ne zaman terk edecekler??
  • Allahu-ekber (Allah büyüktür) diye kafa kesmek, yetmedi göğsünü yarıp
    kalbini yemek hangi yazılı İslam kaynağında emredilmektedir?
    Yazılı kaynak yoksa bu vahşet ötesi davranışın kökeni nedir?
    İslam Dünyası bu eylemi lanetlemiş midir? 
  • 8-9 yaşında kız çocuğuyla gerdeğe girip kanamadan öldürmek, 
  • Ölen kadın eş ile 6-8 saat daha cinsel ilişkide bulunabilmek?! 
  • Suriye’ye “cihad seksi” için kadın yollamak…

Tüm bunlar Batı’da olabildiğince şiddetli bir İSLAMFOBİ – İSLAM KORKUSU
hatta nefreti
doğurmaz da ne doğurur??

*****

Neden ezan Türkçe okunmasın ve şiddeti de desibel olarak mevzuata uygun,
uygar bir düzeye çekilmesin?

Martin Luter İncil’i Kilisenin “Derini yüzeriz” tehdidini göğüsleyerek 16. yy. başında (İNCİL’in toplanmasından 12 yy. sonra) Latinceden Almancaya çevirdi.
Yanlış mı yaptı??

Türkler ise Avrupa’dan 400 yıl sonra 1932’de (Kuran’ın inişinden 13 yy. sonra)
Büyük Atatürk‘ün Elmalı’lı Hamdi Yazır adlı din bilginine cebinden on bin TL ödeyerek, Kuran’ın Türkçe mealini (8 cilt) (enterpretasyon, yorum, çeviri) edinebildi..

  • Sıra “Türkçe Kuran” da mıdır?
  • Atatürk’ün “Türkçe Kuran zulmü”demeye mi hazırlanmaktadır Başbakan RT Erdoğan??

Bunları tartışabileceğimiz “dinci” değil ama “dindar”, akılcı – bilimci insanları
bu sistem hiç yetiştirmemekte midir, yetiştirmeyecek midir?? Niçin ??

Uyaralım                             :

  • İslam dinine en büyük kötülüğü cahil – cühela bağnaz İslamcılar yapıyor.

Müslüman nüfus oranı Dünyada sürekli geriliyor.. (Halen % 16-17!)

Petrol de 30 -40 yıla varmaz bitince Şeriatçı rejimler ne yapacaklar??

*****

Dr. Reşit Galip’in Kafatası ölçümleri..

Kendisi Tıp Doktoru olduğu için, tümüyle bilimsel Fizik Antropometrik,
tıbbi – anatomik
 çalışmalardır.

Bu tür ölçümler günümüzde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu sayede elbise, şapka, ayakkabı, eldiven, bina yükseklikleri, kapılar, merdiven trabzanları, tıp araç – gereçleri, otomotiv…. hemen hemen yaşamın her alanında
bu standartlar istatistik dağılım hesaplarıyla geliştirilmektedir.

Toplumların boy ortalamaları uzadıkça ve bedende organ oranları değiştikçe standartlar güncellenmektedir. Örn. çene, el ve ayaklar küçülmekte; gözler ve baş büyümektedir.

Kaldı ki, Arkeolojik buluntularda yapılan Fizik Antropometrik ölçümler ile
tarihsel zamanlarda farklı ırkların yaşam alanları, göçleri, kaynaşmaları…
inceleme aracıdır.

Tabii bunlar bilimsel bilgilerdir.
Biraz – epey matematik ve muhakeme… ister, zahmetlidir; ezberle olmaz..

Okullarda Arapça, Siyer, Fıkıh, Ahlak-Din Kültürü (??!!).. Felsefe – Mantık – Matematik – Yabancı diller – Sanat – Estetik’in önüne geçerse,
böylesi sorgulamayan bağnaz (fanatik) kafalar yetişir.

O kafalar ki, Afganistan’da heykelleri parçalayan anlayıştan daha vahşi
ve ilkel biçimde heykellerin kafalarını “Allahu ekber” nidaları eşliğinde keser!.

  • Türkiye,
    – insanlık tarihinde ender görülen bir dinci karanlığa ve
    – etnik boğazlaşmaya sürükleniyor..

    Başlıca vebal de AKP ve Başbakan RT Erdoğan’ın omuzlarında..

Tarih, Başbakan RT Erdoğan‘ı ne yazık ki bu yönleriyle de kaydedecektir.

***************

Meslektaşımız;

– gerçek yurtsever ve devrimci,
– yurt savunmasında tıbbiyeye ara veren 20’li yaşlarında bir öğrenci kahraman,
1933 Üniversite Reformu‘nun mimarı,
Mustafa Kemal Paşa ile Sofra’sında yüzüne cesaretle ve edeple tartışmasını bilen
– ve o Büyük Mustafa Kemal ki, kendisindeki cevher fark edilerek Milli Eğitim Bakanı yapılan bir değer… (çoğu lider bu tür davranışlar göstereni aforoz ederdi
değil mi!?)
 olan

ANDIMIZ’ın söz yazarı
………………….

Saygın ve sevgin (aziz) Dr. Reşit Galip‘i derin hürmet, şükran ve minnetle anıyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
Yozgat, 17.10.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net