Etiket arşivi: Başbakan Yıldırım

İnek Bayramı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yasaklandı

MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ’NDEN DUYURU

KAMUOYUNA DUYURU

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır.)

Siyasal Bilgiler Fakültesi-Mülkiye’nin, İstanbul’dan Ankara’ya taşınmasının ardından kutlanmaya başlanan İnek Bayramı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yasaklandı. 4-5 Mayıs tarihlerinde yapılacak olan ve tüm hazırlıkları tamamlanmış etkinliklerin bir gün önce yasaklanması, Fakültemize, öğrencilerimize ve öğretim üyelerimize yönelik iki yıldır sürdürülen sistematik saldırının yeni bir aşamasıdır.

Bu yıl, İnek Bayramı’na önce mezunların alınmayacağının, ardından da bayram etkinliklerinin Rektörlük tarafından yasaklandığının ortaya çıkmasının ardından gün boyunca çeşitli girişimlerde bulunduk. Hem Festival Komitesi (FESKOM) temsilcileri hem Dekanlıkla görüşmeler yapıldı. Kamu yöneticileriyle doğrudan ya da dolaylı biçimde yapılan görüşmelerle yasağın kaldırılması sağlanmaya çalışıldı. Önce, mezunların etkinliklere katılımı konusundaki sorun çözüldü. Gerek öğrencilerin gerek Mülkiyeliler Birliği’nin girişimleri sonucunda İnek Bayramı’nın planlandığı gibi ve öğrencilerin kararı doğrultusunda yapılabileceği de ortaya çıktı. Daha sonra Dekanlık tarafından İnek Bayramı’nın yapılabileceği bilgisi Mülkiyeliler Birliği’ne iletildi. Ancak akşam saatlerinde Rektörlük, duyumlara dayanarak Mayıs ayı boyunca akademik faaliyetler haricindeki bütün etkinliklerin yasaklandığını SBF Dekan Vekiline bildirdi. Bu bildirim üzerine Dekanlık etkinliklerin yasaklandığını duyurdu.

80 yıldır yapılan geleneksel bir etkinliği, güvenliği sağlamakla yükümlü kişilerin, güvenlik bahanesine sarılarak yasaklamasını kınıyoruz. İnek Bayramının güvenliğini tehdit edenlerin kimler olduğu ortadadır. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nün SBF öğrencilerini tehdit edenler hakkında gerekli yasal işlemleri yapmak yerine, İnek Bayramını yasaklaması, sosyal medya ve kimi gazetelerde fakültemizin geleneğini ve öğrencilerini hedef gösterenlerle aynı zeminde hareket ettiğini göstermektedir.

İnek Bayramı, en çok fakülte hocalarının ve yönetimlerinin mizahi bir üslupla eleştirildiği, sadece SBF için değil, bütün Ankara için önemli sosyal ve kültürel bir etkinliktir.

Gün boyunca öğrencilerin, Fakülte yönetiminin ve Mülkiyeliler Birliği’nin İnek Bayramı’nın sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi yönünde yaptığı girişimler Ankara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından akşam saatlerinde reddedilmesi, Üniversitenin bugünkü yönetiminin üniversiteyi yönetme yeteneğinin kalmadığının kanıtıdır.

Bu süreçte öğrencilerimizin yanında ve dayanışma içinde olacağımızı beyan ediyoruz.

Başta öğrencilerimiz olmak üzere fakültemize karşı gelişebilecek herhangi bir saldırıdan, iki gündür bu provokasyonu planlı bir biçimde örgütleyenlerle, buna boyun eğen üniversite yönetimi sorumludur.

Gerçek dışı iddialarla yapılan yayınlar hakkında da gerekli hukuki girişimleri başlatacağımızın bilinmesini isteriz.

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu
====================================
Dostlar,

Üzüntü ve şaşkınlık içindeyiz… Olur olur da bunca mı olur?!
Bizim de üyesi olduğumuz Mülkiyeliler Birliği‘nin üstteki açıklamasını paylaşıyoruz.
20 Temmuz 2016’da OHAL ilan edildiğinde Başbakan Yıldırım, bunun halk için değil kendileri için olduğunu, gündelik yaşamı pek etkilemeyeceğini düşündüren sözler etmişti. Tam da tersine oldu..

  • İktidar, OHAL olanaklarını tepe tepe kullanırken, AKP içindeki FETÖ siyasal ayağına (Bakanlara ve vekillere!) hala dokunul(a)madı ama yaşam ülkede cehenneme döndürüldü.. Erdoğan Anayasa gereği tarafsızlık yeminini çiğnedi, AKP üyesi oldu! 

Sıkıyönetimden de beter bir OHAL dayatılmakta. 12 Eylül sıkıyönetiminde 20 bine yaklaşan görevden uzaklaştırma olmuşken, bu kez bunun 6-7 katını aştık! OHAL’in 10. ayındayız, Anayasa ayaklar altında, hukuk devletinin nerdeyse zerresi bırakılmadı.. 16 Nisan’da halka deli saçması bir halkoylaması dayatıldı, demokrasiden – egemenliğinden  -hukuk devletinden vazgeçip geçmeyeceği sorulabildi! Yetmedi, YSK eliyle ve başkaca hilelerle halk iradesi tersine döndürüldü.. Artık pervasız, gerekçesiz, keyfi yasaklamalar başladı..
AKP’nin tüm etkinliklerinde hiiiiiç bir sorun yok, asayiş berkemâl ama başkaca etkinliklerde, hele karşıt (muhalif) görüşler açısından hemen hemen hiiiiç hoşgörü yok! Ankara Üniversitesi yönetiminin bu yasaklama için açık, nesnel, kamu yarar içeren, hizmet gereği olan ve makul güvenlik önlemleri ile engellenemeyeceği kesin olan güvenlik risklerinin neler olduğunu açıklıkla ortaya koyması gerekir. 1 Mayıs günü tüm Tütkiye’de yüzbinlerce insan aşanlarda kutlamalar yapmış ve ciddi sorun yaşanmamıştır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye bahçesinde birkaç yüz insanın katılacağı, 80 yıldır yapılagelen (yalnızca 1 kez 12 Eylül döneminde yasaklanan) bir medeni etkinlik için güvenliğin sağlanamayacağını ileri sürmek kabul edilebilir, ortalama zekalı bir insanın aklının alacağı bir gerekçe değildir. Üniversite yönetimi böylesi bir zaafa düşmüş / düşürülmüş ise, gerçekleri kamuoyuna açıklayarak istifa etmelidir.

Hala geç kalınmış sayılmaz
İnek bayramının hazırlıkları yapılmıştır.
Üniversite yönetimi yasağı hemen kaldırmalı, kendisi de gelip etkinliklere katılmalı, mizah giydirilmiş zeka ürünü eleştirileri – esprileri izlemelidir.
Ülkemiz giderek bir OHAL karanlığına gömülmemeli,
tersine giderek ve hızla normalleştirilmelidir. Hepimize yakışan budur.

Sevgi ve saygı ile. 03 Mayıs 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

BU TEĞET YAKACAK..

BU TEĞET YAKACAK..

portresiRahmi TURAN
SÖZCÜ, 04.12.2016

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

İktidar yandaşı gazeteler dün “Teğet geçecek” manşetleriyle doluydu.
Dolar, yaydan çıkan ok gibi fırlayıp olanca vahşetiyle gövdemizde saplanmış durumda iken bunun teğeti mi kalmış? Fakat o sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a ait olunca önem kazanıyor tabii…
Başbakan Yıldırım “Bunların hepsi geçecek” diye işi hafife alırken, Erdoğan da yandaş gazetelere manşet olan 9 yıl önceki o sözlerini tekrarladı:

  • “2007-2008’deki olayda da ‘Kriz teğet geçecek’ demiştim.
    Aynı şeyi yine söylüyorum, bu da teğet geçecek!”

Teğet geçmek geometrik bir ifade… Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada hafifçe değen bir doğru… Yani bu ekonomik kriz hafif geçecek, öyle mi?

9 yıl önceki o krizi düşünüyorum da insanlarımızın nasıl perişan olduğunu hatırlıyorum.

Eğer bu defa da “Teğet” denilerek o durum kastediliyorsa, milletin çekeceği var demektir.
İçinde bulunduğumuz kriz konusunda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek:

  • “1. Dünya Savaşı’ndan sonra en sıkıntılı, belki de en zorlu dönemden geçiyoruz.”

dedi. Bence en gerçekçi ifade budur. Allah yardımcımız olsun!
==============================
Dostlar,

Doların 3,5 TL’yi de geçen tırmanışı “teğet” meğet değil mızraktır, hançerdir.
Aymazlığın zamanı değildir. Çook ciddi önlemlerin alınması gereklidir.
Lütfen anımsayalım :

2008’in son çeyreğinde kriz geldi. Büyüme hızı % eksi 4.7’ye indi.
2009’da 1. çeyrekte büyüme % – 14.6’ya düştü.
2. çeyrekte üyüme % – 7.6.
3. çeyrekte büyüme % – 2.7
2009 yılı sonunda büyüme % – 4.7’de kaldı, küçüldük ve yoksullaştık.
2008-9’da kriz, Türkiye ekonomisine teğet geçmedi, deldi geçti.
Rakamlar her şeyi açıklıyor..
Nitekim, ateş bacayı sardığından, Tayyip bey panik içindedir :

  • “Tulumbada şu an su yok, tulumbaya su lazım…” 

diyerek perişan hallerimizi kabul ve ilan etmiş bulunuyor..
Ekonomik bunalıma çözüm önerilerini AYDINLIK‘tan Sn. Mustafa Pamukoğlu yazdı (04.12.2016). O makaleyi de paylaşacağız sitemizde.

  • Dövizlerini bozdurmaya, asrın lideri öncü olmalıdır..

Çeşitli yerli -yabancı kaynaklarda yazılıp çizilen muazzam servetinden R.T. Erdoğan hem TL’ye geçmeli hem de her şeyini borçlu olduğu ama 15 yılda tulumbasını kuruttuğu ülkesine “bağış” (!?) yapmalıdır.

Anımsanacağı üzere İsviçre bankalarında büyük servetleri olduğu ileri sürüldüğünde sav sahiplerine “müfteri” diyerek avaz avaz bağırıp azarlamış, haşlamıştı Erdoğan. Oysa bu savı ileri sürenlerin bunu kanıtlaması yerine kendisi, İsviçre bankalarına resmi bir yazı göndererek hesaplarının (kendisi ve 1. derece yakınları) açıklanmasını isteyebilirdi. Deniz Baykal da geçmişte benzer suçlama karşısında bu yolu izlemişti. Çünkü İsviçre Bankalarındaki hesaplar çok gizli. Böyle olduğu için kaçak – haram hesaplar orada tutulabiliyor. Bu sefil anlayış, küçücük ülke İsviçre’ye muazzam servetler kazandırıyor; utanmaz kapitalizmin yüz kızartan kurgusu sürdürülüyor..

Bir de Tayyip beyin çooook övündüğü, döviz revervlerini 120 milyar Doların üstüne çıkardığını ileri sürdüğü T.C. Merkez Bankası neden piyasaya “gereken miktarda” Dolar sürememektedir? Neden hemen tıknefes olmuştur??

Bu ağır bunalımdan çıkışta örgütlü bir halkımız olsaydı, AKP – RTE’den kurtulabilirdik..
Ancak bu olanaktan yoksun olduğumuz için, bizi bekleyen tehlike ağır bir yoksullaştırlma ve koyu bir dinci AKP faşizmi olabilecektir korkarız..

Sevgi ve saygı ile.
04 Aralık 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak.
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com