Etiket arşivi: Başbakan Erdoğan ve Bilal oğlan arasındaki konuşmalar

Rıfat Serdaroğlu: BEYEFENDİ / HANIMEFENDİ

BEYEFENDİ / HANIMEFENDİ

portresi
Rıfat Serdaroğlu

Aklı başında, dürüst, onuruna düşkün, yaşadığı toplumun saygın bireyleri olmaya önem veren her Anne/Baba, çocuklarının birer Hanımefendi veya Beyefendi olmalarını gönülden ister.
Hanımlık- Beylik, anne-babadan çocuğa geçer.

Ayşe Hanım’ın kızı, Fatma Hanım veya Ahmet Bey’in oğlu Ali Bey gibi.
“Efendiliği” kazanmak için anne-babanın çocuğa vereceği eğitim-görgü kadar,
çocuğun çabalaması, ailesine-topluma-insanlığa yararlı olacak yeteneklerini geliştirmesi, dürüstlüğün ve saygınlığın en büyük zenginlik olduğuna inanması gerekir.
Bu nitelikleri bünyesinde taşıyabilen-yaşatabilen çocuk anne-babadan aldığı
“Hanım-Bey” kelimelerinin yanına “Efendi” kelimesini eklemeyi hak etmiştir.
O artık Fatma Hanımefendi veya Ali Beyefendi’dir.

Medeni insan olmanın gereği olan tüm bu güzel ve evrensel değerlerden haberi olmayan anneler-babalar da vardır.

Bunların yetiştirdikleri çocuklar hiçbir zaman Hanımefendi / Beyefendi olamazlar.
Bunlar Bilal Bey ve Sümeyye Hanım gibi, yalnızca babalarının kötü şöhreti ve
haram serveti
ile saklanarak-gizlenerek, kendilerine- topluma ve en kısa zamanda kendi anne-babalarına kötülük yaparak yaşarlar.

Sevgili Arkadaşım Zahide Uçar, son yazısında bir olay anlattı;

“Geçmiş zaman içinde bir beldede hırsızlık yapan bir delikanlı vardır. Gün gelir yakalanır. Yargılanır. İdam cezası alır. İdam sehpasına gitmeden önce son isteği sorulur.
Hırsız; Annemi görmek istiyorum, der. Annesi gelir.

Hırsız; Anneciğim, ölmeden şu dilini çıkar, bir öpeyim, der.
Anne dilini çıkarınca, hırsız ısırıp koparır.

Sonra şunu der; Sen o dilinle beni hırsızlığa yolladın, ben hırsızlık yaptım.
Ben de beni ipe yollayan o dilin kopardım ki, hiç olmazsa kardeşlerimi
kötü yola düşürme!…

Başbakan Erdoğan ve Bilal oğlan arasındaki konuşmaların yayınlandığı kasetleri dinleyince bir babanın, kendi çocuklarını ne hale düşürdüğünü ibretle ve hayretle gördüm, irkildim.

Bir Baba, yeri geldiğinde evladı için canını esirgememesi gereken olan bir baba,
hiç sıkılmadan öz çocuğunu pis işleri için “tetikçi” olarak kullanıyor!

“Paraları sıfırla, dağıt, açık konuşma, dinliyorlar…”

Mafya Babasının elemanına talimat verir gibi!
Mafya Babası bile bu pis işlerini adamlarına yaptırır, kendi çocuklarını uzak tutar.
Çünkü ailenin kutsallığına mafya babaları da, hırsızlar da, katiller de inanır.
Kendileri ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, çocuklarını korurlar.

Değerli Okurlar;

Siyasal görüşünüz ne olursa olsun, lütfen şu iki soruya yanıt verir misiniz?

*Kendi çocuklarını hırsına, siyasal hesaplarına, aç gözlülüğüne, haram paraya kurban eden bir babanın, ülkeye bir hayrı olur mu, bu kişiden dürüst- oyların çalınmayacağı bir seçim beklenir mi?

*Bir Başbakan, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının şu sözlerine muhatap olursa,
o koltukta hiçbir şey olmamış gibi oturabilir mi?

“Artık ona Başbakan diyemeyiz. Bu hükümetin meşruiyeti bitmiştir.

Yalancıdan ve Hırsızdan Başbakan olmaz.

Hollywood filmlerini çeken yönetmenlerin bile aklına gelmemiştir. Ama bunlar film olacak. Böyle bir hırsızlık kimsenin aklına gelmez. Hala kriptolu telefonu dinlemişler, diyor.”

*Erdoğan 10 yılda, tüm Cumhuriyet Tarihi boyunca yapılan borcun üç katını, yaptı!
*Erdoğan 10 yılda, tüm Cumhuriyet Tarihi boyunca yapılan “Örtülü Ödenek” harcamalarının çok daha fazlasını yaptı.
*Tüm Cumhuriyet Tarihi boyunca yapılan “Siyasi-Resmi-Askeri-Sivil hırsızlıkların” tamamından fazlası Erdoğan’ın 10 yılında yapıldı…

İçim karardı. Hür dünyanın bize bakışını düşündükçe üzüntüden kahroluyorum
ve neden olanları lanetliyorum.

Türk Milleti bu yönetime layık mıdır?