Etiket arşivi: AYDIN sorumluluğumuz

2016 Yılı Aydınlanma Makalelerimiz ve Konferanslarımız..

2016 Yılı Aydınlanma Makalelerimiz
ve Konferanslarımız
(63 ve 11 adet)


Dostlar,

2016 yılı boyunca 63 aydınlanma makalesi yazdık..
Bunların listesi aşağıda. Erişkeye (linke) tıklayarak bu makaleleri çağırıp okumak olanaklı.
Ülkemize, insanımıza ve sorunlarımızın çözümüne katkısı olursa bu yazılar amacına erişmiş olacaktır. 1 Ağustos 2016’dan başlayarak Ankara Üniv. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden – Mülkiye’den mezun olduğumuz için (Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü) Aydın sorumluluğumuz daha da ağırlaştı.. Tıbbiye + Mülkiye mezunu olmak büyük bir keyif ve
ağır bir yükümlülük halkımıza ve çağımıza karşı..

02 Ocak 2016 sabahı “DTK’nin (Demokratik Toplum Kongresi) 14 Maddelik Açıklaması ve İstanbul Barosu’nun 14 Maddelik Yanıtı Üzerine..” başlıklı makale ile başlamıştık..

Ne yazık ki yıl boyunca, AKP – RTE‘nin izlediği yanlış ve ülkemizin – çağımızın gerekleri – gerçekleri – gereksinimleri ile örtüşmeyen hatta açıktan çatışan politika dayatmaları karşısında savunmada kalan yazılar oldu çoğu makalemiz.. Biz, ulusumuz, aydın kamuouyu yoruldu ancak RTE ve AKP’si inat ve hırsla açık – örtük gündemlerini Türkiye’ye ölçüsüz bir hırsla dayattılar.

15 Temmuz 2016 darbe girişimini – kurgusunu da yazdık birkaç makalede..

2016’nın son ve 63. makalesi şöyle idi :

  • Yurttaşlık Yetkisi, Sorumluluğu ve Hukuku ile AKP ve Erdoğan’a Sesleniyor,
    Soruyor ve
    ACİL Çağrı Yapıyoruz..

Sitemiz epey okunuyor, izleniyor.. Bize zaman ayıran ve değer veren okurlarımıza ve paylaşımcılara, yorumculara… teşekkür ederiz.
Sitemiz, 7 bine yaklaşan dosya sayısı ile kapsamlı bir başvuru kütüphanesi durumuna bile geldi.. 1 Mayıs 2012’de başlamıştık bu son sitemize.
Önceki yıllarda başlıca, www.ahmetsaltik.com adresli siteyi kullanıyorduk.
Ayrıca Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndaki öğretim üyeliği görevimiz nedeniyle verdiğimiz derslerin power point yansılarını da pdf olarak sürekli güncelledik.
Başka tıp fakültesi öğrencilerinin, asistanlarının da… bu derslerimizi izlediğini biliyoruz.

Yıl içinde 11 –görsel– konferans verdik. Bu sunumların power point yansılarını da paylaştık.

  1. Hızlı ve Gereksiz Nüfus Artışı : Türkiye’nin ve Dünyanın Karabasanı (Kâbusu).
    Ulusal Kanal EKOPOLİTİK Programı, Çetin Ünsalan ile, Ankara, 04.04.2016 https://youtu.be/cGgI61YXW9E
  2. Halk Sağlığı Açısından Çocukların Cinsel İstismarı. Yüksek Ticaretliler ve Cumhuriyet Kadınları Derneği, açıkoturum, 20.04.2016, (Sununun power point yansıları erişimi : Cocuklarin_Istismari_ve_Halk _Sagligi_panel_20.4.16_AHMET_SALTIK)
  3. Sağlıkta Sönüşüm 13 üncü Yılı : Yüzlerce Milyar TL Nereye Gitti?
    İzmir Aile Hekimleri Derneği Ulusal Aile Hekimliği Kongresi. Konferans sunumu, 23.04.2016, Çeşme – İzmir
    SAGLIKTA_DONUSUM_IZMIR_AILE_HEKIMLIGI_KONGRESI_23Nisan2016
    (yansıların erişimi)
  4. Atatürk ve Çağdaş İnanç Dünyası, Cem TV, İstanbul, Ali Kaya ile, 01.05.2016 https://youtu.be/lgvCITurVLI (56:25 dakika)
  5. 1 Mayıs 2016 Emekçi Bayramı : Türkiye’nin İş Cinayetlerti Karabasanı (Kâbusu).
    Ulusal Kanal EKOPOLİTİK Programı, Çetin Ünsalan ile, Ankara, 02.05.2016 (https://youtu.be/CQaoA228SS0)
  6. Yüzyılda ATATÜRK’ü Anlamak. Candostlar Cemevi, 09.11.2016
  7. Halkçı Cumhuriyetin Sağlık Politikalarından Günümüze Sağlık Politikalarındaki DeğişimVatan Partisi Ankara – Çankaya İlçe Başkanığı, 12.11.2016
  8. Ortadoğu Cehennemi ve Türkiye’nin Dış Politikası. Candostlar Cemevi, 16.11.2016
  9. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 68. Yılında En Temel İnsan Hakkı :
    SAĞLIKLI- ONURLU YAŞAM!
    Ulusal Eğitim Derneği Genel Merkezi, 10 Aralık 2016, Ankara
  10. Savunmacı Tıp Uygulamalarının Halk Sağlığına Etkileri.
    8. Tıpta Uygulama Hataları Simpozyumu, 08.12.2016, Ankara. (Sözlü bildiri)
  11. Çocuk Hakları. Ankara Batıkent Ahmet Hamdi Tanpınar Ortaokulu. 16.12.2016

“Sağlıkta Dönüşüm Süreci 13. Yılında : Neredeyiz?” başlıklı, Denizli Tabip Odası
14 Mart 2016 bilimsel programı, çağrılı konferansımız Pamukkale Üniv. Tıp Fakültesi Yönetimi izin vermediğinden yapılamadı!?..

1996 başında ADD Edirne Şubesi Başkanı olarak seçilmemizden bu yana, deyim yerinde ise 21 yıldır “koşuyoruz…”! Arşivleyebildiğimiz AYDINLANMA MAKALESİ sayısı 576‘ya ulaştı. Dileriz bu yüzlerce makalemizi kitaplaştırarak ülkemizin son çeyrek yüzyılına kanıtlar ve kalıcı katkılar sunabiliriz.

Görsel konferanslarımız ise, son 20 yılda yurt içi ve dışı toplam 1495‘i buldu.
Bu 1495 rakamı çok ciddi bir sayı hatta rekor..
Uzmanlık alanımızda 300’ü geçen bilimsel ürünümüz bunların dışında..

Dileriz siyasal iktidar kesimleri, danışmanları da kulak kabartır ve yazdıklarımızdan yararlanırlar. Türkiye’nin son 45 yılına, Hacettepe‘de tıp eğitimine başladığımız 1971’den beri yakından, bilinçle tanığız. Yerli – yabancı yazını (literatürü) izliyor ve
Tıbbiyeli + Mülkiyeli birikimimizin yetki ve ağır sorumluluğu ile yazıyoruz.
Yapıcı olmaya çabalıyoruz elden geldiğince, öneriler sunuyoruz..

  • Ancak ülkemiz son derece kritik koşullara sürüklenmiştir.
  • Bu çok üzüntü verici kritik tablodan doğrudan Erdoğan ve peşinden sürüklediği AKP’si sorumludurÇıkış için büyük özen ve çaba, bilimsel akılcılık ve tutarlı ulusal politikalar gerekmekte. Bölgesel işbirliğine ve uluslararası dengelere çok önem veren bir diplomasi ustalığı kaçınılmaz.
  • 2017’de artık hiç hata yapmama zamanıdır. 
  • İlk iş, TBMM’deki Cumhuriyeti yıkan Anayasa değişikliği = rejimi sultanlığa dönüştürme dayatmasına son vermektir!

Erdoğan’ın -dışarıdan da yönlendirilen- bu ölçüsüz ve irrasyonel ihtirası hüsranla sonuçlanmadan, vahim totaliter – otoriter – despotik dayatmanın geri çekilmesi
her bakımdan çok yerinde ve yararlı olacaktır hatta kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Sevgi ve saygı ile.
05 Ocak 2017, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

No Makalenin konusu Yayımlandığı yer(ler) Tarihi
1 DTK’nin (Demokratik Toplum Kongresi) 14 Maddelik Açıklaması ve İstanbul Barosu’nun 14 Maddelik Yanıtı Üzerine… 14_Maddelik_DTK’nin_Demokratik_Toplum_Kongresi_Aciklamasi_ve_Dusundurduklari

 

02.01.2016
2 Yeni Anayasa’da Türk Kimliği Olmayacaksa

Bu Anayasa Kimin Anayasası Olacak??

http://ahmetsaltik.net/2016/01/06/anayasada-etnik-kimlik-olmayacakmis/ 06.01.2016
3 AKP’nin Din Devleti Dayatmaları http://ahmetsaltik.net/2016/01/10/diyanet-isleri-baskanligi-kurtaj-fetvasi-yayinladi/ 11.01.2016
4 Anayasa Mahkemesi’nden Sokağa Çıkma Yasağına Tedbir İstemine Red ve Ötesi.. http://ahmetsaltik.net/2016/01/13/anayasa-mahkemesinden-sokaga-cikma-yasagina-tedbir-istemine-red/ 13.01.2016
5 ABD 2. Başkanı J. Biden’in Milletvekilleriyle Toplantısını Şiddetle Kınıyoruz.. Günün yazısı.. 22.01.2016
6 24 Ocak…  Çoook Olumsuz Bir Gün… http://ahmetsaltik.net/2016/01/24/24-ocak-coook-olumsuz-bir-gun/ 24.01.2016
7 2015 Davos Forumunun Ardından.. http://ahmetsaltik.net/2016/01/24/osman-ulagay-nereye-gidiyoruz/ 26.01.2016
8 Erdoğan Apaçık Hukuksuzluk Çağrısı Yaparak
Suç İşliyor.. Mutlaka Durdurulması Gerek..
http://ahmetsaltik.net/2016/01/27/siyaset-silaha-esir-olmamali/ 27.01.2016
(Günün yazısı 28.01. 2016)
9 ABD – AB – İsrail Emperyalizmi PKK Üzerinden Vekaleten Savaşı Tırmandırıyor :
BOP İçin Acele ve Orta Yoğunlukta Çatışma
http://ahmetsaltik.net/2016/02/04/pkknin-elindeki-en-tehlikeli-silah-abdden-hediye/
ile yayımlandı
04.02.2016
10 Ekonomide Olağanüstü’nün Ötesi!? http://ahmetsaltik.net/2016/02/05/bu-israfa-10-enflasyon-az-bile/ (ile yayımlandı) 05.02.16
11 Anayasa Uzlaşma Komisyonunun Dağılması…
(“Anayasa Masasında Ne Oldu?” ekinde)
http://ahmetsaltik.net/2016/02/17/anayasa-masasinda-ne-oldu/ 17.02.2016
12 Kıbrıs’ta Son Tangoya Doğru… http://ahmetsaltik.net/2016/02/15/tbb-paneli-kibrista-son-soz-soylenmedi-ve-cagrisimlarimiz/ 18.02.2016
13 Artvin Cerattepe Direnişinin Düşündürdükleri.. http://ahmetsaltik.net/2016/02/21/artvin-cerattepe-direnisinin-dusundurdukleri/ 21.02.2016
14 Türkiye’nin Balkanlaştırılması http://ahmetsaltik.net/2016/02/28/chpnin-yerine-taklidi-mi-kondu/ (erişkesi kondu, günün yazısı olarak manşete kondu) 27.02.2016
16 Türkiye’nin Balkanlaştırılması http://ahmetsaltik.net/2016/03/03/bayrak/ (bu yazı sonunda erişkesi var) 27.02.2016
15 Anayasa Mahkemesi Kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Bağlar! http://ahmetsaltik.net/2016/02/29/anayasa-mahkemesi-kararlari-cumhurbaskani-erdogani-da-baglar/

 

29.02.2016
17 Erdoğan Nereye Koşuyor? Quo Vadis Mr. Erdogan? http://ahmetsaltik.net/2016/03/01/bekir-coskun-bu-savaslar-seni-almadan-gitmez/
(yazısı ekinde)
01.02.2016
18 R.T. Eerdoğan’ın Bilim Dışı Nüfus Artışı Takıntısı http://ahmetsaltik.net/2016/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-2016-ve-dusundurdukleri/ 08.03.2016
19 Emine Erdoğan : “HAREM Bir okuldur..” buyurdular http://ahmetsaltik.net/2016/03/10/muazzez-ilmiye-cigdan-emine-erdogana-tarih-dersi-ve-katkilarimiz/  (yazısı ekinde) 10.03.2016
20 R.T. Erdoğan : “Siz sadece doğurun, yeter!” http://ahmetsaltik.net/2016/03/11/rt-erdogan-siz-sadece-dogurun-yeter/ 11.03.2016
21 Ankara Barosu’ndan Erdoğan’a ‘AYM’ tepkisi:
“Hiç şaşırmadık” Ve Derinlerde Ne Var???
http://ahmetsaltik.net/2016/03/13/ankara-barosunun-erdogana-tepkisi-hic-sasirmadik-ve-derinlerde-ne-var/ 13.03.2016
22 AKP -RTE İçin Denız Bitti : Yol Ayrımına Gelindi Manşette verildi, arşivlendi 14.03.2016
23 Acil Ulusal Koalisyon Gereksinimi http://ahmetsaltik.net/2016/03/21/acil-ulusal-koalisyon-gereksinimi/ 21.03.201
24 Ülke – Vatan – Ulusun Hukukunu Pervasızca Çiğneyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Hukuk Hala Koruyabilir mi? http://ahmetsaltik.net/2016/03/22/erdigandan-itiraflar-valilere-uzerlerine-gitmeyin-talimati-verdik-silahlar-o-zaman-geldi/ 22.03.2016
25 Karaman’da Irzına Geçilen Çocuklarımız,
AKP’nin Ülkeyi İçine Sürükelediği Derin Utançve AKP’ye Oy Veren Yurttaşların Suç Ortaklığı
http://ahmetsaltik.net/2016/03/31/yilmaz-ozdil-cocuk/ 31.03.2016
26 Karaman Faciası Üzerinde Bir Hekim Olarak Önemli Ekleyeceklerimiz Var : http://ahmetsaltik.net/2016/04/02/kimi-dinci-memleketin-kimi-dinci-cocuklarin-irzina-geciyor/  02.04.2016
27 Erdoğan’ın Uluslararası Hukuk Suçları ve
Obama mı – Erdoğan mı Yalan Söylüyor??
http://ahmetsaltik.net/2016/04/03/rusya-turkiye-isid-iliskileri-raporunu-bmye-sundu-ve-cagrisimlarimiz/ 03.04.2016
28 Türkiye Ekonomisi Büyüdü Ama Kişi Başına Gelirimiz Azaldı!? http://ahmetsaltik.net/2016/04/03/artik-19uncu-buyuk-ekonomiyiz/ 03.04.2016
29 Türkiye, Dönüşü Olmayan Yolda;
Devlet Aklı ve Beka Refleksi Sürükleyici Artık..
http://ahmetsaltik.net/2016/04/07/biz-bosuna-mi-vurusuyoruz/

 

07.04.2016
30 Karaman’da Yargılanan Salt Din Öğretmeni Muharrem B. mi; AKP’nin Sefil Din – Dünya Anlayışı
ve Dayatması mı??
http://ahmetsaltik.net/2016/04/19/37469/  

 

19.04.2016
31 Diyanet Kaldırılmalıdır http://ahmetsaltik.net/2016/04/21/son-10-yilda-diyanetten-5-bin-kisi-yan-gecisle-baska-kurumlara-kaydirildi/ 22.04.2016
32 Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü 28 Nisan 2016 Teması : “İŞYERİNDE STRES.. Ortak bir zorluk..” http://ahmetsaltik.net/2016/05/05/dunya-is-sagligi-ve-guvenligi-gunu-28-nisan-2016-temasi-isyerinde-stres-ve-cagrisimlarimiz/ 05.05.2016
33 Perinçek’in “Bölücü Teröre Karşı 14 Maddelik Çözüm” Önerisi ve Düşündürdükleri http://ahmetsaltik.net/2016/05/06/perincekten-bolucu-terore-karsi-14-maddelik-cozum/ 06.05.2016
34 24 Vatan Evladının Öldüğü Gün

RTE’nin Kızı Sümeyye’nin Kutlu (!) Nikahı

Manşette yer aldı.. 16.05.2016
Ekleme; 18.5.16
35 Emeğin Hukuku Kurultayı ve Düşündürdükleri.. http://ahmetsaltik.net/2016/05/23/emegin-hukuku-kurutayi/ 23.05.2016
36 Atatürk Cumhuriyeti’nin Sonu Gelmez Elbette! http://ahmetsaltik.net/2016/05/26/prof-ilber-ortayli-ataturk-cumhuriyetinin-sonu-gelmez/ 26.05.2016
37 Van’da 6 Şehit ve Çağrışımları… http://ahmetsaltik.net/2016/05/26/diyarbakirda-gorevli-hemsire-askere-polise-mudahale-edilmedi-olduler/ 26.05.2016
38 27 Mayıs Devrimi’nin 56. Yıldönümü..
Hürriyet ve Anayasa Bayramı’na Özlem..
http://ahmetsaltik.net/2016/05/28/27-mayis-1960in-56-yildonumu/ 29.05.2016
39 Üreyelim Arkadaşlar … http://ahmetsaltik.net/2016/06/01/ozgur-mumcu-ureyelim-arkadaslar/ 03.06.2016
40 Almanya’nın Sözde Soykırım Kararı Hakkında T.C. Hükümetine İvedi Çağrı www.ahmetsaltik.net
manşetinde 3 hafta tutuldu
05 – 28 Haziran 2016
41 CHP Adına Deniz Baykal’ın TBMM’de Yaptığı Kritik Konuşma www.ahmetsaltik.net manşetinde yayımlandı 28.06.2016
42 Bir Narsisistin Tükürdüğünü Yalamak
Zorunda Kalması Ne Demektir?
http://ahmetsaltik.net/2016/06/28/turker-erturk-kim-kimden-ozur-diledi/

 

28.06.2016
43 AKP – RTE, OHAL, 15 Temmuz Darbe Girişimi ve 2023 Hedefleri www.ahmetsaltik.net manşetinde yayımlandı 21.07.2016
44 Anlı Şanlı 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi http://ahmetsaltik.net/2016/07/23/anli-sanli-15-temmuz-2016-darbe-girisimi/ 23.07.2016
45 3 OHAL Kararnamesi ile Hukuk Devletinin Kalıntıları da Süpürüldü .. Ya Bundan Sonra ?? http://ahmetsaltik.net/2016/07/31/4-ohal-kararnamesi-ile-hukuk-devletinin-kalintilari-da-supuruldu-ya-bundan-sonra/ 31.07.2016
46 OHALKararnamelerinin Anayasa Yargısına Taşınması www.ahmetsaltik.net manşetinde yayımlandı 03.08.2016
47 OHAL Kararnameleri ile Fiili Sivil Darbe http://ahmetsaltik.net/2016/09/04/672-673-ve-674-sayili-yeni-khkler-ne-getiriyor/ 04.09.2016
48 Tarık Akan’ın Ardından.. www.ahmetsaltik.net manşetinde yayımlandı 16-22 Eylül 2016
49 Erdoğan Lozan Andlaşmasına Neden Saldırıyor!? http://ahmetsaltik.net/2016/10/01/erdogan-lozan-andlasmasina-neden-saldiriyor/ 01.10.2016
50 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Bil(E)medikleri http://ahmetsaltik.net/2016/10/02/adalet-bakani-bekir-bozdagin-bilmedikleri/ 02.10.2016
51 Milli Eğitim Nereye Sürükleniyor??

 

http://ahmetsaltik.net/2016/10/08/milli-egitim-icin-mucadele/ 08.10.2016
52 Yaşasın; Türkiye Cumhuriyeti 93 Yaşında! yaşasın; türkiye cumhuriyeti 93 yaşında! 28.10.2016
53 Ortadoğu Cehennemi http://ahmetsaltik.net/2016/11/27/40420/ 28.11.2016
54 Aladağ Yangını ve Erdoğan’ın Gönlündeki
Sultanlık Yangını
http://ahmetsaltik.net/2016/12/04/iste-aladag-gercegi/ 04.12.2016
55 CHP’nin Adana Mitinginde Yapılan Büyük Gaf Onarılmalı.. http://ahmetsaltik.net/2016/12/03/chp-turkiyeyi-boldurtmeyecegiz-cumhuriyeti-koruyacagiz/ 07.12.2016
56 İnsan Hakları Gününde İstanbul’da Katliam : 38 Ölüm, 150’yi Aşkın Yaralı http://ahmetsaltik.net/2016/12/11/insan-haklari-evrensel-bildirgesinin-68-yilinda-en-temel-insan-hakki-saglikli-onurlu-yasam/ 11.12.2016
57 Erdoğan’ın 3. Abdülhamitleşmesine “ne yazık ki” (!) zamanın ruhu elvermiyor.. http://ahmetsaltik.net/2016/12/12/anayasa-hukukcularindan-kuvvetler-birligi-uyarisi-kurgu-erdogana-gore/ 12.12.2016
58 PISA Yarışmaları Utancı ve AKP’nin Dinci – Kinci – İlkel.. Eğitim Dayatması PISA neyi ölçüyor?

 

13.12.2016
59 AKP’nin Anayasa Değişikliği Önerisi Hukuk Dışıdır ve Meşru Değildir! http://ahmetsaltik.net/2016/12/15/yeni-anayasa-nasil-yapilir/ 15.12.2016
60 Başkanlık Hedefli Anayasa Değişikliği Önerisi
Neden Çağdışı ve Anayasaya Aykırı??
http://ahmetsaltik.net/2016/12/18/uyanin-200-yil-geriye-gidiyoruz/ 18.12.2016
61 AKP’li Cemil Çiçek’ten Tarihsel Saptama ve Çağrı http://ahmetsaltik.net/2016/12/20/cemil-cicek-bu-ulke-siyaseten-ve-dinen-kandirilmislar-ulkesi/ 20.12.2016
62 Türkiye’deki Suriyeli – Iraklı Sığınmacı Erkekler Eğitilip Ülkelerini Savunmaya Gönderilsin.. http://ahmetsaltik.net/2016/12/23/turkiyedeki-suriyeli-irakli-siginmaci-erkekler-egitilip-ulkelerini-savunmaya-gonderilsin/ 23.12.2016
63 Yurttaşlık Yetkisi, Sorumluluğu ve Hukuku ile AKP ve Erdoğan’a Sesleniyor, Soruyor ve
ACİL Çağrı Yapıyoruz..
http://ahmetsaltik.net/2016/12/23/turkiyedeki-suriyeli-irakli-siginmaci-erkekler-egitilip-ulkelerini-savunmaya-gonderilsin/ 23.12.2016

 

 

HİPERTANSİYON, DAMAR SERTLİĞİ…. ve KORUNMA


Dostlar
,

Bu sitede hem günlük yaşama ilişkin sosyal – politik yazılara ve dosyalara da
yer veriyoruz AYDIN sorumluluğumuz gereği;

Hem de sağlıkla ilgili yazılarımız oluyor, profesyonel sorumluluğumuz gereği..

Bu kez hipertansiyon, damar sertliği ve ciddi komplikasyonlarından söz etmek istiyoruz.

Yaklaşık 5 sayfalık bir metin oluştu.

Bu yıl, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de yıl boyunca işlenecek temayı
YÜKSEK KAN BASINCI (yüksek tansiyon; HİPERTANSİYON) olarak belirledi.

Dünya Sağlık Örgütü, 7 Nisan 1947’de kuruldu. Türkiye de bu Örgüte üye.
Üyelik statüsü, DSÖ Anayasasını (Ana Sözleşmesini) ulusal parlamentoda bir “yasa” olarak benimsemekle olanaklı ve Türkiye de bu işlemi 5062 sayılı yasa ile o yıl yapmıştı.

DSÖ Genel Başkanı Dr. Margaret Chan, bu yılki geleneksel basın açıklaması temasını HİPERTANSİYONA ayırdı. Bu metni İngilizce olarak 7 Nisan 2013 günü web sitemize koyduk (http://ahmetsaltik.net/world-health-day-message-on-blood-pressure/).

İlk fırsatta Türkçesini de vereceğimizi belirtmiştik. Şimdi sunduğumuz 5 sayfalık kapsamlı yazı, bir bakıma o sözümüzün gereği..

İyi okumalar ve sağlıklı yaşamlar dileğiyle..

Büyük Atatürk‘ün aşağıdaki uyarısını hiç akıldan çıkarmadan :

Vahşi SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRME politikaları

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM diye halka yutturmaya çalışarak değil..

ATATURK_Devletin_en_birinci_gorevi_saglik

Sevgi ve saygı ile.
12.4.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

==============================

Atherosklerosis / Arteriosklerozis / Damar Sertliği ve Korunma

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com, 12.4.13, Ankara

Bu yazı, günümüzün önemli sağlık sorunlarından biri olan damar sertliği hastalığı hakkında genel bilgiler sunmak ve korunma yöntemlerini aktarmak için kaleme alınmıştır. Önce genel bilgiler, ardından korunma yöntemleri özet olarak işlenecektir.

İsterseniz önce bir tanım yapalım.. Tıpta arteriosklerozis, halk dilinde damar sertliği denilen bu hastalık şöyle tanımlanır :

Arteroisklerosis :  Arter adı verilen atar damarların duvarlarında kalınlaşma, sertleşme ve esnekliğin ortadan kalkmasıdır. En sık görülen şekli, atardamarların iç duvarlarında kolesterol gibi yağların bazen de kalsiyumun depolanması ile olur.

Böylece atardamarlar daralır ve içindeki kan akımı azalır, yavaşlar. Bu durum 3 sonuca yol açabilir :

  1. Tromboz denilen kan akımının yavaşlamasına bağlı kan pıhtılaşması ve damar tıkanıklığı,
  2. Kalp hastalığı (özellikle koroner arter hastalığı ve pompa yetmezliği)
  3. Beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklığına bağlı inme (stroke, felç, ölüm)

Arterioskleroz’un yaygın bir biçimi, atheroskleroz diye bilinir. Atherosklerozis, kolesterol içeren ve atherom plağı denilen lipitlerin yani kan yağlarının, büyük ve orta boy atardamarların (arter) en iç tabakasında (intima yüzeyinde) birikimi ile oluşur.

Athero (ma) + sklerosis (sertleşme) terimlerinin birleşmesiyle türetilmiştir. Bu süreç ise, Athero (ma) + genesis sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan atherogenezis adıyla anılır.

Cerrahi yolla yapılan sağaltım (tedavi, endarterektomi) bazen etkilidir fakat bu hastalığın özgül (spesifik) bir sağaltımı yoktur. En etkili yol korunma olarak gözükmektedir.

Düşük kolesterollü bir diyet ve hastalığa zemin hazırlayabilecek risk etmenlerinden sakınmak genellikle önerilmektedir. Kaçınılması gereken zemin hazırlayıcı bu etmenler şunlardır :

¨Hipertansiyon (yüksek kan basıncı)          ¨Sigara içimi (tütün kullanımı)

¨Diyabet (şeker hastalığı)                            ¨Şişmanlık (obesite)

*************** 

Damar Sertliği Önemli midir ?

Evet, hem de oldukça önemlidir (Yüksek DALY yükü)..
Çok önemli oluşu başlıca 3 nedene dayalıdır :

1. Çok görülmektedir   2. Çok öldürmektedir   3. Çok engelli (özürlü) kılmaktadır.

Hastalık çok görülmekle kalmamaktadır. Gerçekten de hemen hemen tüm dünyada
1. ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır (AÇLIK ölümleri gerçekte 1/5 ile ilk sırada!). İzleyen sıralarda ise kanserle birlikte beyin damar hastalıkları, beyin kanaması, beyin damar tıkanıklıkları gelmektedir. Geri kalmış ülkelerde bulaşıcı hastalıklar da
ön sıralardadır.

Bu hastalık ayrıca yüksek oranda engelliliğe de yolaçmaktadır. Damar sertliği yüzünden bir bölüm yaşamsal organlar yeterince kan alamayınca, onların işlevleri de bozulmaktadır. Bu organlar başlıca 4 temel organdır :

1. Kalp           2. Beyin          3. Böbrekler         4. Gözler

Atardamarların iç duvarlarında oluşan yağ birikimi, çok önemli fakat istenmeyen bir sonuç olarak da kan basıncı yükselmesine yani Hipertansiyon’a neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı, daralan atardamarlar, yavaşlayan kan akımı ve yetersiz doku ve organ kanlanması sonucunda, yukarıda sıralanan yaşamsal organlar zamanla dönüşümsüz biçimde zarar görür.

Kalp kası, erişkin bir insanda ortalama olarak günde 100 bin kez kasılarak her kezinde küçük bir çay bardağı oylumunda (hacmında) kanı (yakl. 75 cc/ml) tüm bedene pompalar. Bu oylum (hacım) dakikada 5 litre, saatte 300 litre, 1 günde ise 7 tonu aşkındır! Kan damarlarının daralması hem artan kan basıncı nedeniyle kalbin pompa yükünü artırarak onu zorlar ve zamanla yorar; hem de kalp kasını besleyen (kanlandıran) koroner damarlarda daralma, artmış pompa yükü işine karşın yeter kanlanmayı sağlayamaz. Atardamarların daralması ve duvarlarının sertleşerek esnekliklerini yitirmeleri, kan basıncının yükselmesi yani hipertansiyon demektir
(P= v x r).

Kalp kasını (miyokard) besleyen koroner damarlar denilen atardamarların da damar sertliğinden paylarını almasıyla; hem pompa yükü artan hem de buna karşın yeterince kanlanamayan kalp kası hızla yetmezlik durumuna düşer. Buna kalp yetmezliği denmektedir (miyokard pompa yetmezliği).

Kalp enfarktüsü (AMI) denilen ani koroner damar tıkanmaları, çağımızın en önemli hastalıklarından biridir. Bu enfarktüsler yüksek oranda ölüm ve engelliliğe yol açmaktadırlar. Enfarktüs geçiren insanların çalışma güçleri önemli derecede düşmektedir (yüksek DALY yükü).

  • Unutulmasın; Yaşam 2 kalp vurusu arasındaki süredir..
    3. “Vuru”nun gelmeyişi ölümdür!

Beyin için de benzer şeyler söylenebilir. Beyin damarlarının damar sertliğinden paylarını almalarıyla beyin dokusunun işlevleri bozulur. Bu damarlarda ani kanamalar ve tıkanmalar olabilir ki; sonuçları çok ciddidir. Ölüm ya da değişen derecelerde felçler..
Bu yolla ülkemiz ve dünya ekonomisine çok büyük akçal (mali) yükler yüklenmektedir. Eğitilmiş insanların, toplumlarına, kendilerinden beklenen yararı sağlamadan hastalanarak erkenden çalışma güçlerini yitirmeleri ya da ölmeleri hem insancıl bakımdan, hem de ekonomik bakımdan razı olunamayacak, olunmaması gereken, ülkeyi geri bırakan, kaldırılamaz bir bedeldir… (Salt Sağlık Ekonomisi açısından..)

Böbrekler de, damar sertliğinden kaynaklanabilecek yetersiz kan dolaşımından ve yüksek kan basıncından çok etkilenen yaşamsal organlardır. Zamanla böbrek yetmezliği gelişmekte ve bu insanlar yapay böbrek makinelerine -hemodiyalize- bağlanmakta, böbrek aktarımı (nakli) adayı olmaktadır. Her ikisi de çok ağır ve pahalı tablolardır; yaşam niteliğini ağır düzeyde bozmaktadırlar.

Gözler... gözün gören tabakası olarak adlandırılan retina da yetersiz kan dolaşımına çok duyarlıdır. Damar sertliğine bağlı yetersiz retina kanlanması, yüksek kan basıncı retinayı hızla zedeler ve göz dibinde kanamalarla görme yitiğine yani körlüğe yol açar. Bu sonuç da açıktır ki, son derece ağırdır ve körlük nedenleri arasında yüksek kan basıncının payı oldukça yüksektir.

Görülüyor ki, damar sertliği çok ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalıktır. Ek olarak bacak damarlarındaki zedelenmeden de söz etmek gerekir.. Bacak damarlarında oluşan damar sertliği de benzer düzeneklerle (mekanizmalarla), bedenimizi gezdirip dolaştıran bu vefalı organlarımızı zora sokar. Öyle ki, zamanla ilerleyerek 2 adım bile yürüyemeyecek derecede tıkanmalara yol açabilir. Durduğu yerde bile dayanılmaz ağrılara yol açabilir! Çevrede görülen bacak kesilmelerinin önemli bir bölümünün nedeni damar sertliği ve sigaradır.. (Buerger hastalığı..)

Özetle                             :

Yaşamın tadını kaçıran, yaşama zevki ve coşkusunu ortadan kaldıran, yaşamı kısaltan ve sıklıkla da ölümlere hem de erken ölümlere yol açan bir hastalıktır damar sertliği..

**********************

Damar Sertlği’nden Nasıl Korunalım ?? 

Öncelikle korunmanın olanaklı olduğunu bilmek gerekir..

Önemli bir korunma yolu yeterli ve dengeli beslenmedir.. Şişmanlık (obesite) damar sertliğine zemin hazırlayan en önemli nedenlerdendir.. O halde yaş ve boyumuza uygun tartı sınırları içinde kalmaya özen göstermeliyiz (Beden Kitle İndeksi 18-25 arasında tutulmalı).. Yağlı, hamur işi, tuzlu, şekerli gıdalar ve yetersiz beden hareketleri şişmanlamanın başlıca nedenleridir. Şişmanlıktan büyük bir dikkatle kaçınmalıyız.. Gereksiz yağ dokusu, pek çok kanser türü için de risk artırıcıdır.

Tuz sınırlaması başlıbaşına önemlidir. Erişkinlerde günlük 5-6 g tuz tüketimi yeterlidir. Ülkemizde bu rakamın 3 katına dek çıktığına ilişkin veriler vardır ve ürkütücüdür. İngiltere’de neredeyse 20 yıldır sofralara tuzluk getirilmemektedir. Yemekler dengeli tuz içermektedir. “Tuzluk kullanımı” öğrenilmiş bir kültürel davranıştır; fizyolojk bir gereksinme türevi değildir; dolayısıyla bırakılmalıdır.

Şeker sınırlaması için de benzer gerçeklikler doğrudur. Değişen yaşam biçimiyle, şeker tüketimimiz muazzam düzeyde artmıştır. Doğal olmayan şeker türleri de ek sorun kaynağıdır. Fazla kalori alımı hem şişmanlık – hipertansiyon nedenidir hem de diyabet! İnsülin rezervleri hızla tüketilmekte ve / veya insülin direnci gelişmektedir organizmada. Glisemik indeksi yüksek besinler sorun kaynağıdır.

Uygun egzersiz yapmalıyız.. Yürüyüş, yüzme, bisiklet, sabahları evde kültür-fizik, asansör kullanmama .. önerilen davranışlardır.

Doymuş yağ asitlerinden varsıl (zengin) olan kuyruk yağı, tereyağı, içyağı, hurma yağı, hindistan cevizi yağı olanak ölçüsünde az tüketilmelidir. Buna karşın, kolesterol içermeyen ve içlerinde doymamış yağ asitleri bulunan mısırözü yağı, soya fasulyesi yağı, pamuk çekirdeği yağı, susam yağı, zeytin yağı ve ayçiçek yağı gibi bitkisel yağlar, damar sertliğinin en önemli nedenlerinden olan yüksek kolesterolden kaçınmak için seçilmesi gereken yağlardır.

Et ve et ürünleri olarak yağsız dana ve sığır eti, az yağlı sucuk, salam, sosis ve diyet sucuğu tüketilmesine çalışılmalıdır. Daha doğrusu 4 ayaklı hayvan etleri yerine 2 ayaklı ya da kanatlı hayvan etleri yani kümes hayvanları (tavuk, piliç, hindi gibi) ve balık önerilmektedir. Özellikle uskumru, ringa balığı ve som balığı kolesterol düşürmek için düzenlenen diyetlerde önerilmektedir.

Bol meyve sebze tüketimi hem şişmanlıktan, hem yüksek kolesterolden, hem bağırsak tembelliği (kabızlık) ve bağırsak kanserinden… koruyucu olarak önem taşımaktadır.

Şeker hastalığı ve hipertansiyon, damar sertliği için oldukça önemli 2 risk etmenidir.
Bu 2 hastalıktan da kaçınmak, yukarıda sayılan önlemlere uyarak, bir yere dek olanaklıdır.

Yumurta sarısı kolesterol bakımından oldukça zengindir.. Akı ise tersinedir.

Yemek pişirmede yağda kızartma yerine fırın, ızgaralar ve daha iyisi nemli ısıda basınçlı tencerede pişirme (düdüklü tencere, buharlı tencereler) yeğlenmelidir. 

Sigara içimi de (tütün kullanımı) damar sertliği için başlıbaşına ciddi bir risk etmenidir. Bundan da kaçınmak gerekmektedir. Özellikle kapalı alanlarda pasif  içicilikten insanlarımızı korumalıyız. Uygar toplumlarda kapalı alanlarda sigara içimi artık unutulmuştur; tütün kullanımı hızla azalmaktadır.

Stres, damar sertliği için doğrudan ve dolaylı olarak risk etmeni oluşturmaktadır..

Bütün bu koruyucu önlemler yeter mi ??

Önemli oranda evet… Bununla birlikte, özellikle 30’lu yaşların sonlarına doğru
belli aralıklarla denetim muayenelerinden geçmek gerekir (check up)..

Bu yolla erken tanı konması olanağı artmaktadır. Erken tanı konan damar sertliği hastalığının istenmeyen birçok sonuçlarından (komplikasyonlarından) korunma şanso vardır. Ayrıca, damar sertliğine yol açabilecek yukarıdan beri incelediğimiz, bu hastalığa zemin hazırlayan etmenlerin varlığının da erken tanıyla anlaşılması ile korunma sağlanacaktır. Örn. diyabetin, hipertansiyonun erken tanısı bir yığın ciddi olumsuz gelişmenin (komplikasyonun) önlenmesi anlamına gelir.

Damar sertliği bir kez oluştuktan sonra hemen hemen hiç geri döndürülememektedir. İnsan doğduğunda lastik bir su hortumu gibi esnek ve yumuşak olan atardamarların, zamanla adeta pişmemiş makarna gibi sert ve kırılgan olmaları ve daralmaları, önemli düzeyde sakınabileceğimiz bir durumdur. Otopsi çalışmaları, athero-sklerozis biçiminde yani kolesterol plaklarının atardamarların iç duvarlarında birikmesiyle olan damar sertliğinin daha 2 yaşlarında başladığını göstermektedir!

O halde düzenli ve uygun bir diyete daha bebek iken başlamak gerekmektedir.

Damak tadı eğitimi de böylelikle, yaşamın çok erken yıllarına çekilmiş olacaktır ve önemsenmelidir. Bu dönemde şeker, tuz ve yağ bakımından dengeli gidilmesi; bebekte bu yönde bir damak tadı kodlanmasını sağlayacaktır. Bebeğe, yaşam boyu sürdüreceği olumlu davranış kazandırılacaktır. Ayrıca, “tombul” bebek ciddi bir sağlık sakıncasıdır. Deri altında, organlarda, atar damarların iç duvarlarında biriken yağ dokusu metabolik olarak aktiftir ve toksik radikaller üretmektedir. Bu kimyasallar yaşam süresini kısaltıcı olmsuz etkilidir. Gereksiz fazla kilolar, yağ depolayan hücrelerin oylumunu da büyütmekte ve bu eğilim kalıcı olabilmektedir. Dolayısıyla bebeklerin (ilk 6 ay salt anne sütü!) ve sonrasında uygun beslenmeleri yaşamsal önem taşımaktadır.

Bugün için elde etkin sağaltım (tedavi) yöntemleri olduğu söylenemez. İlaç ve cerrahi sağaltımın etkisi çoğu kez sınırlıdır. Üstelik bu sağaltımlar pahalıdır. İlaç sağaltımı ayrıca uzun sürelidir; bazen yaşam boyu sürmesini gerektirir..

Bu bakımdan damar sertliğinden kaçınmanın en etkili yolu ondan korunmaktır. Kalıtsal (Genetik) olumsuzlukların yükü, büyük ölçüde, yaşam biçimi değişiklikleriyle dengelenebilmektedir.

Dr. Elliot Joslin, “Genes load the gun but lifestyle pulls the trigger.” demektedir :

  • Genler silahı doldurabilir ama tetiği çeken yaşam biçimidir. 

Unutmayalım, bir İngiliz atasözünde de vurgulandığı gibi,

  • Korunma her zaman için sağaltımdan üstündür... 

Bir de METABOLİK SENDROM’a değinmek uygun olacaktır. Hipertaniyon + Diyabet + Yüksek kolesterol (+ göbek çevresinin büyümesi) birlikte olduğunda  METABOLİK SENDROM tanısı konur. Bu tabloda yaşam riskleri, söz konusu 4 ögenin ayrı ayrı risklerinin aritmetik toplamından çok daha büyüktür (sinerjistik etki); yığışımlı (kümülatif) bir risk büyümesi söz konusudur. Ülkemizde bu sendrom, kentlerde 20+ yaş toplumda 1/3 oranına varmaktadır (METSAR Projesi, 47 kent, 2005)!

Sağlığımız en büyük hazinemizdir.. Onu korumak için çaba göstermeye gerçekten değer.. 46 yıl saltanat sürerek 4 kıtada at koşturan Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman 64 yıllık yaşamında sağlığını hiç aklına getirmemiştir. 1564’te Zigetvar Seferi sırasında Avusturya’da çadırında sancılandığında, dayanılmaz apandisit ızdırabının etkisiyle şu ünlü sözler ağzından dökülmüştür :

            Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi;
            Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..

Şanlı Kanuni, bu dizeleriyle halkın gözünde en geçerli olanın saltanat/devlet olduğunu bildiğini; ancak tek bir sağlıklı nefesten daha büyük saltanat olamayacağını çarpıcı bir biçimde -ama çok geç!- dile getirmektedir. Ne var ki, sağlık yitirildikten sonra kolay kazanılabilen bir olgu değildir. Ellerimizin avuçlarımızın arasından bir peri  gibi uçup yitmektedir. Nitekim o şiddetli sancı da büyük padişahın sonu olmuştur. Tek bir sağlıklı nefes uğruna saltanatı terk etme ‘rüşveti’ (!) de kendisini kurtarmaya yetmemiştir.

Ayrıca sağlık hizmetlerinin çok pahalı olduğu, tıbbi teknoloji ve ilaç – serum – aşı vb. girdilerin dışalım (ithal) kaynaklı oluşu, ulusal kaynakların dar ve sosyal güvenliğin sınırlı kaldığı ülkemizde, sağlıklı olmak varken hastalanmaya da pek hakkımız yok galiba.. 2012 sonunda SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu), salt sağlık hizmetlerinde 20 milyar TL açık verdi ve genel bütçeden desteklendi.. Bu bakımdan, Devlete ve yurttaşa düşen görevler var :

Anayasa md. 56          :

Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların (ortak) ödevidir…  [En başta halkın sürekli SAĞLIK EĞİTİMİ!]

Kamu kurumları spor – yürüyüş alanları ve salonları, bisiklet parkları, yüzme havuzları.. yapmalıdır.

  • Okul öncesinden üniversite bitene dek tüm öğrencilere OKUL SÜTÜ verilmesi sağlanmalıdır. 
  • Her-ke-se sürekli, nitelikli, kamusal nitelikli koruyucu sağlık hizmeti sunumu, stratejik bir ulusal politika olmalıdır. 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kuruluşunun 66. yılında (1947), 7 Nisan günü, Genel Başkanı Dr. Margaret Chan’ın kaleminden geleneksel basın açıklamasını yaptı. Bu yılki tema YÜKSEK KAN BASINCI (Hipertansiyon). Sorunun çok yaygınlaştığı ve en ciddi sağlık sorunu durumuna geldiği vurgulanmakta açıklamada. Hipertansiyona ilişkin olarak bir toplumsal farkındalık ve seferberlik yaratılması önemle vurgulanmakta ve insanların kan basınçlarını bilmeleri, belli aralıklarla mutlaka ölçtürmeleri gereği işlenmekte. Öngörülen sınır üstünde değerler varsa; hastalıkla barışık kalmak, başetmek ve uzun erimde (vadede) ağır komplikasyonlarından sakınmak için neler yapılması gerektiği açıklanmakta ve alınabilecek pek çok etkili korunma önlemi olduğu aktarılmakta.. 

Gerçekten de; sağlıklı olmak – kalmak varken, gerekli en üst özeni göstermeksizin hastalanmak bir israf, lüks ve topluma karşı sorumluğunu yerine getirmemek değil mi ?

**********

Bu dosyayı pdf olarak okumak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklayınız..

Atherosklerosis_Arteriosklerozis_Damar_Sertligi_ve_Korunma