Etiket arşivi: Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Şeyh Said

DEVLETİMİN BAŞI

DEVLETİMİN BAŞI

Rifat Serdaroğlu

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

“Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eder” Anayasamızın 104’üncü maddesi böyle der.

Yüzbaşı Ertuğ Güler, Yüzbaşı Burak Coşkun, Astsubay Kd. Çvş Harun Turhan Türk Ordusunun en iyi yetiştirilmiş askerleriydi. PKK tarafından esir alınmış silah arkadaşlarını ve sivil vatandaşlarımızı kurtarma operasyonu sırasında şehit düştüler!

CB, bu gencecik, henüz hayata doymamış kahramanlarımızın cenaze törenine katılmadı.
Rize’den Elazığ’a devletimin uçağıyla gidip, 106 yaşındaki bir hafızın cenaze törenine katıldı.
Daha sonra Belediye Başkanlığından aldığı Kadir Topbaş’ın cenaze törenine de katıldı.

5 ve 6 yıldır PKK’nın Türkiye’den kaçırıp esir ettiği asker-polis ve sivil görevlilerden toplam 13 canımız PKK tarafından şehit edildi.

  • CB bu 13 şehidimizin hiçbirinin cenaze törenine katılmadı.

Partisi AKP’nin İl Kongrelerine katılmayı tercih etti. Kongre de güldü, espri yaptı, siyasi rakiplerine hakaret etti!

  • CB, bu kongrede Pandemi nedeniyle ilan edilen hiçbir kurala uymadı.

Ayrıca bir şehit anası ile telefonda konuşup, salona acılı ananın sesini dinletti ve anaya şunları söyledi;
“Oğlunuz, Peygamber Efendimize komşu oldu, ne mutlu size!”
CB’nın bir oğlu “Çürük Raporu” olduğu için hiç askerlik yapmamıştı.
Bu oğlu, trafik kazasında Sevim Tanürek adlı sanatçımızın ölümüne sebep olduğu halde bir dakika bile tutuklanmamıştı!
Diğer oğlu “Bedelli” idi ve Vali korumasında 14 gün askercilik yaptı!

CB, Türk Milletinin birliğini temsil etmek için çok uğraştı.
Düşünün, birliğimizi sağlamak için FETÖ ile 11 yıl birlikte çalıştı!
Çözüm Sürecinin başarıya ulaşması için baldıran zehrini bile içti!
Ülkede birlik olsun diye Valilere “Aman PKK’lılara dokunmayın” diye emir verdi.
İngiliz Casusu, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Şeyh Said’in adının Dağkapı Meydanına verilmesi için AKP’li meclis üyelerine oy verdirdi. Ülkede onlarca PKK Şehitliği (!) açıldı.

Sadece bu kadarcık mı?
Atatürk’e küfreden, “Kurtuluş Savaşını keşke Yunan kazansaydı da, Hilafet dursaydı” diyen fesli yobazı devletimin sofrasında konuk etti. Diyanet İşleri Başkanını bu sapığın ayağına gönderdi.

Yaverlerinin yere yatırıp boğazına bastığı Paşayı Savunma Bakanı yaptı.
Becerikli Bakan, bir operasyon yaptı, 16 vatandaşımız şehit oldu, 1 kişi bile sağ kurtarılamadı!

PKK Narko-Terör Örgütü önderi Öcalan ile AKP TBMM Grup Başkan Vekilleri “Yeniden Kuruluş” Anayasası üzerinde anlaştılar!
Ülkede birlik sağlanacaksa ancak “Devletimin Başının” aynen böyle yaptığı gibi sağlanır.

Değerli Okurlar;
En çok ağrıma giden olayı sizlerle paylaşmak isterim:
Bu ülkede Suudi Kral’ın otel odasına koşarak giden CB ve Başbakan gördük.
Bu Kral öldüğünde, Türkiye’de “Milli Yas” ilan edildiğini gördük.

16 canımız şehit edildiğinde “Ulusal Yas” ilan edilmediğini de, AKP Kongresinde kahkahalarla gülen sözde Müslümanları da gördük.

Bakın M. Akif Ersoy, 1913 yılından nasıl sesleniyor?

Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile,
Alem aldatmaksa maksad, aldanan yok nafile!
Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir,
Müslüman nerededir bilmem amma, galiba göklerdedir.
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan,
Hey sıkılmaz, ağlamazsan bari, gülmekten utan…

Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Şubat 2021

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

=======================================
Dostlar,

Partili CB Erdoğan’ın konumu şaibelidir.
Saygın ve çok kıdemli hukuk bilgesi Prof. Dr. Sami Selçuk, çok yerinde olarak, 2017 halkoylaması ve sonuçlarının bütünüyle “yok hükmünde” olduğunu savlar.
2,5 milyon dolayında mühürsüz zarf ve oy, 2017 halkoylaması yapılırken gün içinde akşama doğru, AKP’nin başvurusu ile YSK tarafından, seçim yasası açıkça çiğnenerek geçerli sayılmış ve bu sayede anayasa değişikliği sözde onanmıştır halk tarafından. 9 Temmuz 2018’de de  R.T. Erdoğan, adeta tahta çıkarak, ucube bir rejimin, yeryüzünde örneği görülmeyen bir siyasal rejimin tek adamı olarak, adım adım ŞAHSIM DEVLETİNİ pekiştirerek bugünlere gelmiştir.

Sayın Serdaroğlu’nun RTE’nin seçimleri ve davranışları ile ilgili olarak yukarıda yazdıkları hem düşündürücü, hem ibretlik hem de çok acı ve dehşet vericidir.

Düşündürücüdür; Erdoğan bu davranışları ile oy yitireceğini hesap mı edememektedir, yoksa bile bile mi göze almaktadır? Oy yitirmeyi bile bile göze almanın, buna önem vermemenin ardalanında neler yatmaktadır?

İbretliktir; RTE’ye taparcasına bağlı, O’nu tanrılaştıran – idolleştiren az eğitimli insanlarımız acaba hala uyanmayacak mıdır? Din devleti – hilafet ilanı – şeriat rüyaları gören / gördürülen bu %8’lik kemik taban, 16 vatan şehidinin cenazesine katılmayan Erdoğan’ı nereye ve nasıl oturtacaklardır?

Dehşet vericidir birkaç bakımdan : Partili CB Erdoğan, salgın ortamında partisinin kongrelerini, kış koşullarında kapalı mekanlarda “kalabalık” kitlelerle yapmayı sürdürmekte, salgın ortamında çok kritik olan korunma uzaklığı ortadan kalkmakta, sosyal değinimin en aza indirilmesi zorunluğu da keyfi olarak çiğnenmektedir. Üstüne üstlük, tüm salgın önleme kuralları pervasızca ayaklar altına alınarak insanların el ele tutuşması istenmektedir. Bu davranış, kovit-19 salgınının ülkemizde ve dünyada azgın boyutlarda süregeldiği bir zaman kesitinde, açıkça ve kamuoyu önünde halkın sağlığını tehlikeye düşüren bir davranıştır bilimsel olarak. Eylemin karşılığı ise Türk Ceza Yasası md. 195’te tanımlanmaktadır. Bu maddenin başlığı
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranmadır. Partili CB olmak, Erdoğan’a yasaları çiğneme hak ve yetkisi vermez, tersine örnek olmak zorundadır. Öte yandan Anayasanın 10. maddesi de yasalar önünde herkesin eşitliğini öngörür.

Yine dehşet vericidir; Erdoğan o Rize parti (AKP) toplantısında nasıl yöre şivesiyle konuşarak gülebilmekte ve insanları güldürebilmektedir!? Ortada 16 vatan evladının cenazesi varken ve de kendisi Devletin tepesinde en sorumlu kişi olarak otururken!? Bu davranış halkın acısıyla, şehitlerin aziz anısıyla açıkça alay etmektir ve bağışlanamaz, derhal istifayı gerektirir!

Ve bu çıkarımla iç içe olan, siyaset psikolojisi bağlamında mutlaka sorulması gereken soru şudur :

  • Erdoğan duygudaş / hemdert / hemhal olma, yani EMPATİ yeteneğini yitirmiş midir?

Niçin ve nasıl?

Sınırsız – denetlenemeyen güç işte böylesine ürkünç (vahim) sonuçlara yol açmaktadır. Empati / özdeşim yitimi insan kişiliği açısından çok ağır bir yıkımdır ve bu özelliklerini yitiren insanlar toplumları yönet(e)memelidirler, yönetemezler. Her şeye karşın durum sürerse / sürdürülürse, toplumsal – politik yaşamda çok daha ağır komplikasyonlar doğar ve rejim, bu ağırlaşan bedellere katlanmak zorunda kalır.

50 yıllık Tıbbiyeli, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi okumuş bir Mülkiyeli ve Sağlık Hukuku alanında da uzmanlaşmış kıdemli bir T.C. yurttaşı olarak hem Erdoğan ve ailesi ile yakın çevresini, hem T.C. Devleti sorumlularını hem de Ulusumuzu uyarmak, olası riskleri sergilemek, bilim namusu, tıp etiği ile yurtseverlik yükümü altında boynumuzun borcu ve temel yurttaşlık hakkımızdır.

  • Erdoğan, yaşamın gerçekliğinden, ülkemizin yakıcı sorunlarından kopmuş görünmektedir!?
  • Ruh sağlığı kaygı verici görünüyor ve tıbbi destek alması gerekebilir.

Uygar ülkelerde üst yöneticiler düzenli olarak sağlık raporu almak ve kamuoyuna sunmak zorundadır yasal olarak..

Sevgi, saygı ve derin KAYGI ile. 16 Şubat 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

TEK SORUMLU SENSİN!

Dostlar,

Tam 1 yıl önce bu gün web sitemizde yayımladığımız Sn. Rifat Serdaroğlu‘nun
“TEK SORUMLU SENSİN!” başlıklı yazısını ve altındaki bizim katkımızı 1 yıl sonra
1 kez daha bu güncel notu ekleyerek sunmak istiyoruz..

İşte arşivlerin unutmaması ve Tarih bilinci bu olsa gerektir..
İbret almak üzere 1 kez daha özenle okunması dileğimizdir..

Yaklaşık 2,5 – 3 saat sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa, Afyon Kocatepe’den Büyük Taarruzu başlatan “ateeeşşşş!” emrini gürleyerek verecek..  Bir ulusun ölüm – kalım savaşı başlayacak.
94 yıl sonra geldiğimiz hazin ve yürek yakan durumumuza bakar mısınz??

AKP – RTE hiç kendine sormaz mı                           ???

– 14 yıl önce Türkiye’yei nereden aldık, nereye sürükledik?
– Ülke neden kan – revan içinde, binlerce insan bizim hatalı politikalarımız yüzünden öldü..
– Komşularla çatışmaya girdik,
– gelir dağılımını iyileştiremedik..
– 3 Y temel (ana) vaadimiz vardı; Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar… Tam tersini yaptık,
Ülke OHAL altında inliyor.. çelik pençe ile yönetilirken TBMM tatilde!
Bu alaturka hovardalığın dünyada örneği var mı?
– Ha bire kandırılıyoruz (!?)
………

1 Başbakan (?) + 5 Başbakan yardımcısı + 21 Bakan = 27 kişi, kerameti kendinden menkul.
1 de CB “Sultan President Erdogan”… 28 kişi..
1 ağızdaki diş sayısı kadar ama gerçekte “Tek adam“ın Meclissiz, mutlak monarşik,
otoriter – totaliter, demir yumrukla yönetimi..

Yoksa asıl hedef bu muydu ?????
Yollarda beraber yürünen cihat ortaklarının tasfiyesinde mi sıra??
2023’e giden yolların arifesinde kanlı kadifeden parke taşları mı döşeniyor?? 

*****
Birkaç kısa tümce de İngilizce yazalım.. Belki işe yarar!?..
Yıllardır Türkçe yazdıklarımızın bir anlamı – değeri olmadı!

*****
Afterwards, later on, qou vadis Mr. Erdogan ??
Qou vadis Mr. Erdogan ??
Qou vadis Mr. Erdogan ??
Qou vadis….. Mr. Erdoğan<
Are you OK; JDP (AKP) & Mr. Sultan Erdogan ??

Sevgi, saygı ve derin kaygı ile.
26 Ağustos 2016, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Not : Sn. Serdaroğlu’nun yazısının altında geçen yıl koyduğumuz notların da okunması dileğiyle.

====================================

TEK SORUMLU SENSİN!

portresi_gulen

 

Rıfat SERDAROĞLU

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

 

Devlet yönetmeyi oyun mu sandın?

Cehaletinin, işbilmezliğinin, hırsının, kibrinin, doymak bilmeyen açlığının, ailenin şımarıklığının bedelini niçin Türk Milletine ödetiyorsun?

Türkiye’de olan her olumsuzluğun, her kötülüğün kaynağında sen varsın!

Senin, bulunduğun makamdan Anayasa’ya uygun olarak
derhal indirilip, yargılanman gerekir!

Senin kasıtlı olarak uyguladığın yanlış politikaların sonucu bir tane insan ölse, binlerce dünya batıyor!

Sen bu acının, bu büyük günahın farkında mısın?

Yitip giden bu canlar sana bunun hesabını sormayacaklar mı sanıyorsun?

Kalanlar bu dünyada, gidenler ahirette senden davacı olmayacaklar mı sanıyorsun?

Sen kendine kabadayı-delikanlı- mert adam denilmesinden hoşlanırsın
değil mi?

Eğer bu vasıflar sende varsa, istediğin televizyon kanalında şu sorulara cevap vermelisin :

Yeter artık, kaçmaktan, yalanların arkasına sığınmaktan bıkmadın mı?

Çık saraydan dışarı, Türk Milletine önce hesabını ver, sonra başkan mı olacaksın, sultan mı olacaksın, ne olursan ol! Ama bizden uzak ol!

-13 senedir, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve tüm kurumlarını
sen tek başına yönetmiyor musun?

-13 senedir, T.C. Devletinin tüm bürokratik yapısını
sen değiştirmedin mi?

-13 senedir, Cemaat denen illegal yapının elemanlarını,
Devletin en hassas birimlerine sen yerleştirmedin mi?

Zekeriya Öz gibi Savcı müsveddesi tetikçileri sen bulup,
altına zırhlı Mercedes araba, cebine hükümet yetkisi, para verip,
Türk Ordusunun Komuta heyetini sen çökertmedin mi?

-Oslo’dan başlayıp, Habur ve İmralı görüşmelerini sen onaylamadın mı?

-Vesayeti kaldırıyorum diye, Askeri kışlasına Polisi Karakollara
sen kapattırmadın mı?

-Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgemizde, şehir hâkimiyetini,
bilerek ve planlayarak PKK’ya sen bıraktırmadın mı?

-Türk Devletinin istihbarat kuruluşunu, PKK ve IŞİD görüşmecisi seviyesine sen indirtmedin mi?

PKK Narko Terör örgütünün ve El-Kaide türevlerinin,
şehirlerimizi silah deposu haline getirmelerine sen imkân tanımadın mı?

-13 senede, Cumhuriyet tarihinde yapılan borcun ÜÇ katını
sen yapmadın mı?

-Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Ortadoğu bataklığına sen sokmadın mı?

Tüm bunları sen bilerek isteyerek yapacaksın, tüm suçu başkalarının üstüne atacaksın!

“Beni halk seçti” diyerek Anayasal sistemi değiştirdiğini söyleyeceksin!

“Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldım” diyeceksin,
sonra en keskin Türk Milliyetçisi kesileceksin!

Büyük Atatürk’ün büstleri yıkılır-yakılırken sesini çıkarmayacaksın,
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Şeyh Said’in heykelinin dikilmesine
izin vereceksin,

Cumhuriyetin kurucularına “İki Ayyaş” diyeceksin,

sonra sıkışınca Türk Milliyetçisi olduğunu söyleyeceksin ha!

Sen Türk Milletini kör ve sağır mı sanıyorsun?

Sana verilen şansı kötüye kullandın. Kendi sonunu kendin hazırladın!

Başımıza gelen her kötülüğün tek sorumlusu sensin.

Hesap vereceksin hesap…

=============================

Dostlar,

Ne demeli, Sayın Eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu‘nun
eline, koluna, yüreğine, beynine, kalemine sağlık ve de ALKIŞ!

Evet, kaçınılmaz son yaklaşıyor…

Bay RTE, 13 yıldır Başbakan + Cumhurbaşkanı, ondan önce de 1994 – 2002 arası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yaptığı tüm hukuksuzlukların hesabını verecek..
Bunu kendisi de görüyor.. Gemileri yakması ondan..

Salt ulusal yargıda da değil… Uluslararası Ceza Mahkemesinde de yargılanacak Suriye’de iç savaşı kışkırttığı için, MİT tırları ile silah yolladığı için, insanlığa karşı suç – insanlık suçu – savaş suçu işlediği savları ile..
GEZİ’de polis terörü ile öldürülen yurttaşlar,
20 Temmuz’dan bu yana şehit edilen 60’a yakın asker – polis, çok sayıda sivil ve korucu…..

Saymakla biter mi ki??

Sayın Serdaroğlu 13 soru sormuş.. 1 de biz ekleyelim :

Bay RTE’ye Sorumuzdur                :

  • Daha dün sucuk, su, bisküvi… satarken ve ev kiranızı ödeyemezken;
    bugün sekiz milyar Doları bulan servetiniz olduğu söylendi ve kaynağı soruldu.
    Vargücünüzle bağırarak, gırtlağınızı yırtarcasına (suçluların telaşı mıydı sahi??!)
    “İftiradır, ispatlamayan şerefsizdir..” buyurdunuz. İsviçre Hükümetine dünya kamuoyu önünde yetki verebilir misiniz ki; o ülke bankalarında sizin ve 1. derece yakınlarınızın
    ne denli hesabı varsa açıklasınlar??
    Yaaa.. işte böyle.. Deniz Baykal yıllar önce aynen böyle yapmıştı!

Evet Bay RTE, dönülmez akşamın ufkudur ortalığı basan..
Alınan mazlum ahlarıdır, çıkacaktır aheste aheste..
Bu dünyada yasal hesap verilecek, ayrıca İlahi adalet de tecelli edecektir
er ya da geç…

Sevgi ve saygı ile.
26 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com