Etiket arşivi: Atatürk – İnönü Cumhuriyeti

Umuda Yolculuk 5: 1961 Anayasası

Umuda Yolculuk 5: 1961 Anayasası

Emre Kongar

İsmet İnönü’nün Demokrasiye sahip çıkacak çağdaş toplumsal sınıflar ve demokrasi kültürü yeterince gelişmeden, Çok Partili Düzen’e erken geçiş kararının bedeli ağır ödendi: Bugün bile, yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması, Meclis’in denetim etkinliğinin sona erdirilmesi, hukuk mezunu olmayanların idari yargıç  atanabilmeleri, rektör olmak için profesörlük koşulunun kaldırılması, sivil ve asker bürokrasideki hiyerarşinin bütünüyle yerle bir edilmesi gibi kararlarla görülen “hazımsızlık sorunlarına” yol açtı! 

1) Birinci hazımsızlık sorunu, Demokrat Parti’nin, başta ifade ve muhalefet hakkı ve özgürlüğü olmak üzere, Demokrasinin bütün ilkelerini, “Milli İrade” adı altında pazarladığı “Çoğunluk Diktatörlüğü” anlayışı ile yerle bir etmesiyle yaşandı.

2) Sonunda, yarattığı fiili durumu yasal alana da taşımak için Meclis’te, “Muhalefetin ve Basının Rejim Aleyhtarı Faaliyetlerini Soruşturmak” üzere, Anayasa’ya aykırı yetkilerle donatılmış bir Tahkikat Encümeni kurarak bir sivil darbe yaptı. Böylece Çok Partili Rejim’in ilk darbesi gerçekleştirildi..

3) Hazımsızlıktan kaynaklanan bu Sivil Darbe, bir grup askerin 27 Mayıs 1960’ta “İhlâl edilen anayasayı korumak için” yeni bir darbe yapmasına yol açtı.

4) Demokrasiye erken geçişin yarattığı hazımsızlığın en büyük bedeli  ise MenderesPolatkan ve Zorlu’nun idam edilmesiyle ödendi.

5) Bu arada, Demokrat Parti’nin Sivil Darbesinden önce, İsmet İnönü liderliğindeki CHP, Demokrasiyi evrensel standartlarda yeniden kurmak için bir “İlk Hedefler Beyannamesi” hazırlamıştı.

6) Askeri darbeden sonra, bir Kurucu Meclis, bu beyanname paralelinde gerçekten çağdaş ve Demokratik 1961 Anayasası’nı halkoylamasına sunarak Atatürk/İnönü Cumhuriyeti’ni, Çağdaş Bir Sosyal Devlet aşamasına kavuşturdu; ama ne yazık ki bu Anayasa da bütün mükemmelliğine rağmen askeri darbe ve asılan üç politikacının kanı ile lekelenmişti.

7) 1961 Anayasası, 2.Dünya Savaşı’ndan ve DP yönetiminden alınan derslerle, iktidarın eylemlerini Anayasa Mahkemesi’nin denetimine bağlıyor, Meclis’in yanında bir Senato kuruyor, yargıyı bütünüyle bağımsızlaştırıyor, TRT ve basın ile üniversitelere, özerklik ve özgürlük getiriyor, Devlet Planlama Teşkilatı’nı (DPT) kuruyor ve en önemlisi, emekçilere sendikal örgütlenme, ve grev hakkı veriyordu. Özetle, bireyi, devlet ve iktidar karşısında özgürleştiriyordu.

Ama hazımsızlık bu Anayasayı da yok etti: 

Demirel
“Bu Anayasa lüktstür” sloganıyla yeniden Toprak Ağaları/Din adamları ittifakının temsilcisi olarak Başbakan oldu ve ülkeyi 12 Mart 1971 faşizmine ve bugünlere getiren “hazımsızlığı”, yeniden iktidara taşıdı.
***
Sonuç olarak, İstiklal Savaşı’yla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, İsmet İnönü’nün iyi niyetle ama erken davranmasıyla iktidarı teslim ettiği Toprak Ağaları/Din Adamları ittifakına karşı, yeniden, yine İnönü’nün önderliğinde bu kez “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” çizgisinde bir Anayasa yapmış ama askeri darbe ve üç idamla lekeli olan bu Anayasa da, Demirel’in, altını oymasıyla ve ABD’nin desteğiyle yapılan 12 Mart 1971 Askeri darbesi sonunda hacamat edilmişti!. 
DİREN DEMOKRASİ: 
BU TOPLUM SENİN İÇİN ÇOK BEDEL ÖDEDİ!

====================================
Dostlar,

Geldiğimiz / sürüklendiğimiz yer Dünyanın sonu değil.

Umutsuzluk ve karamsarlığa yer yok – tur!.

Türkiye’de güçlü bir demokratik, ilerici muhalefet dinamiği görülmüştür ve bu kesim gerçekte %50’nin üstündedir.

Erdoğan ve AKP iktidarı görüldüğü düzeyde güçlü ve ezici değil. 

Bu toprakların 200 yıllık geçmişi olan bir Çağdaşlaşma ve Aydınlanma geleneği ve deneyimi var. Bu birikim, öyle kolay kolay yok sayılamayacağını kanıtlayarak geliyor.

Vurgulayalım; o tarihsel kalıtın “şövalyeleri” asla teslim olmayacak.

  • Tarih, ütülü ipek kumaş değil; sarp – engebeli ve yaşamın en uzun koşusudur.

Sevgi ve saygı ile. 13 Temmuz 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com