Etiket arşivi: Aşı tereddüdü

Bu önlemler ölümleri engelleyemez

Dr. Güray KILIÇ
İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU ÜYESİ

Cumhuriyet, 27 Ağustos 2021

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası salgınla ilgili yaptığı açıklamalar hayal kırıklığı yarattı. Özelikle okulların açılması için alındığı ifade edilen önlemler sorunu çözmeyecek kısıtlama yerine getirilen PCR testi zorunluluğu bir dizi ek soruna yol açacaktır. Bu önlem paketi ile giderek artan vaka ve ölümleri azaltmak mümkün değildir.

  • Önlenebilir ölümlerin sorumlusu salgını yönetemeyenlerdir.   

Salgının gelmiş olduğu bu aşamada vakaların tespiti, temaslı takibi, izolasyon, karantina çalışmalarının iyice zayıflatıldığı, bulaşı engelleyecek toplumsal hareketlilikte kısıtlama vb. halk sağlığı önlemlerinin rafa kaldırıldığı, kişisel olarak da maske takmak, mesafeyi korumak türünden uygulamaların ise isteğe bağlı olduğu ve giderek de azaldığı herkesin malumudur.

AŞI YURTTAŞA GİTMELİ

Aşılamada sürecin başından bu yana yapılan yanlışlar nedeniyle toplumun önemli bir bölümünün hâlâ aşıyla buluşamadığı bilinmektedir. Uzunca bir süre yeterli aşı tedarik edilememiş olması, Sağlık Bakanı’nın aşı türleri konusunda yaptığı kafa karıştırıcı açıklamalar ve toplumun küçük bir bölümünde var olan aşı karşıtlığı buna katkı yapmışsa da esas sorun bu değildir. Yeterli aşının tedarik edildiği koşulda aşıyı toplumla buluşturmak ancak tüm boyutları ile tasarlanmış bir aşı kampanyası ile mümkündür.

Ülkemizde esas mesele aşıya erişimdeki sıkıntıdır. Aslında Türkiye’nin sağlık altyapısı ve sağlık çalışanları aşı konusunda fevkalade tecrübelidir (son derece deneyimlidir). Aşılamadaki bu karmaşa ve gecikme esas olarak organizasyon bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Devlet vatandaşı bizatihi (doğrudan) bulup aşılamak yerine vatandaşın akıllı telefonuna girip, internete bağlanıp e-nabızdan randevu almayı başarıp aşı olmasını beklemektedir. Oysa ülkemizde özellikle çocuk aşılama kampanyalarından edilen deneyimi, salgın döneminde yetişkinleri aşılamada kullanmak mümkündü. Bunun için, 1. Basamak sağlık kurumlarının, başta Aile Hekimliği olmak üzere etkin biçimde devreye sokulması gerekmektedir. Oysa bu merkezler aynen özel ve kamu hastaneleri gibi sadece başvuranın aşısının yapıldığı yerler olarak değerlendirildi. Oysa aile hekimliği birimlerinin, bağlı nüfuslarının aşılarını takip edip, sorgulayıp aşı olmaya teşvik etmesi, gerektiğinde bizzat aşı olmayanlara ulaşarak belli lokalizasyonlarda toplayıp aşı yapmaları gerekmektedir. Sağlık Bakanlığının kampanya tarzında belli bir dönem için 1. Basamağı etkin biçimde harekete geçirmesi, özellikle ülkenin aşı ilgisizliği gösteren yoksul, gelişmekte geri kalmış bölgelerinin aşıya erişimini artıracağı kuşkusuzdur.

GERÇEKÇİ DEĞİL

Aşı olmayanlara getirilecek kısıtlamalar ancak bu çerçevede devreye sokulabilir. Bizzat aşıyı etkin biçimde ve teşviklerle toplumla buluşturduktan sonra hâlâ birtakım kişisel kaygılarla

  • aşı yaptırmayanların toplum sağlığını tehlikeye atma hakları yoktur.

Salgın sona erinceye kadar bu önlemler devam etmelidir. Özellikle sağlık ve eğitim alanında çalışanlar olmak üzere kamu görevlileri için aşı uygulaması zorunlu olmalı, bundan imtina edenler (kaçınanlar) de salgın dönemi boyunca görevlendirilmemelidir.

Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada belirttiği aşı yaptırmayanlardan özellikle eğitim çalışanları için getirilen haftada iki kez PCR testi yaptırma, uçak, otobüs yolculukları, konser, sinema vb. toplu etkinlikler için negatif PCR gösterme koşulu bir dizi sakıncası yanında uygulanabilir de değildir. Temaslılar başta olmak üzere yaygın test yapmaktan imtina eden (kaçınan) bir sağlık yönetimi anlayışının bu türden önlemler için ücretsiz olarak PCR temin edeceğini (sağlayacağını) düşünmek doğrusu biraz fazla iyimser bir düşüncedir. Hızlıca PCR borsasının/piyasasının oluşacağı, hatta “sahte” testlerin temin edileceğini öngörmek zor olmasa gerektir. PCR maliyetinin ülkeye getireceği maddi yükün aşıdan çok daha yüksek olmasının yanı sıra, test sonuçlarının geç çıkmasının yaratacağı olumsuz sonuçları da cabasıdır. PCR testinin öncelikle filyasyonda kullanılması gerekmektedir.

ACİL EYLEM PLANI

Yetkililer, özellikle toplum hareketliliğinin artacağı güz aylarında salgının ulaşacağı düzeyi de düşünerek bir an önce kapsamlı bir program açıklamalıdır. Baştan beri başarı öyküsü yazmak adına gerçekleri gizleyerek yanlış strateji uygulayan iktidar, ülkenin son günlerde karşılaştığı bir dizi felaket sonrasında pandemiyi de olağan bir sorun boyutuna indirgemek isteyebilir.

1. Okulların açılması zorunludur, ancak bu insan yaşamı pahasına olamaz. Bu nedenle geç kalınmış da olsa eğitim alanındaki tüm bileşenlerin (12 yaşına kadar olan öğrenciler de  dahil olmak üzere) aşılarını tamamlamış olmaları zorunlu olmalıdır.

2. Aşılarını tamamlanmamış öğrenciler için hızlı testler ücretsiz olarak okul girişlerinde yapılabilir.

3. Okulların halk sağlığı önlemleri alınarak açılması gereklidir. Havalandırma, sınıf düzeni, ders saatleri, teneffüslerin süreleri teması olabilecek kadar azaltarak gerçekleştirilmelidir.

4.  Aşılama kampanyası belirli bir süre için özellikle 1. Basamağı etkin biçimde devreye sokarak ve ciddi kaynak ayırarak gerçekleştirilmelidir.

5. Aşı olmayanlara kısıtlamalar mutlaka yaşama geçirilmeli ve aşı kartında aşılarını tamamladığını gösterebilenler toplumsal hayata girebilmelidir.

6. Aşı tereddüdü yaratacak söylemlerden başta Sağlık Bakanı olmak üzere ilgili ve yetkililer vazgeçmeli.

Kötü yönetimden kaynaklanan önlenebilir ve fazladan ölümler kanıksanamaz.

Her yıl 1.5 milyon kişi aşılanmadığı için ölüyor

Her yıl 1.5 milyon kişi aşılanmadığı için ölüyor


Konuk Yazar: Kayıhan Pala – Prof.Dr.,
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
BİRGÜN, 
04.09.2018

Aşılar, belirli bir hastalığa karşı bağışıklığı geliştiren biyolojik ürünlerdir. Bir aşı tipik olarak, hastalığa neden olan mikroorganizmayı andıran bir maddeyi içerir ve genellikle mikrobun, toksinlerinin veya yüzey proteinlerinin zayıflatılmış veya öldürülmüş formlarından elde edilir. Aşılama ile kişinin etkenle karşılaşarak vücudunun bağışıklık oluşturması ama bu sırada hastalığa yakalanmaması istenir.

Bir aşının geliştirilmesi yıllarca sürer. Süreç ilk olarak laboratuvar koşullarında yapılan araştırmalar ile başlar, daha sonra klinik çalışmalar ile devam eder. Aşının etkinliğinin ve güvenliğinin sınandığı çalışmaların olumlu sonuçlanması halinde aşı üreticisi lisans almak üzere başvuruda bulunabilir.

Kızamık aşısı 20.4 milyon hayat kurtardı
Aşılar, küçük çocuklarda hastalık yükünü önemli ölçüde azaltan ve milyonlarca ölümü önleyen güvenli, etkili ve düşük maliyetli bir sağlık müdahalesidir. Kızamık, çocuk felci, difteri, tetanoz, boğmaca, B tipi grip hastalığı (Haemophilius influenzae tip B), streptokok pnömonisi ve rotavirüs kaynaklı diyare gibi bazı ölümcül çocukluk hastalıkları için etkinliği gösterilmiş aşılar mevcut. Bu aşılar sayesinde çocuklar hastalıktan ve ölümden korunabiliyor. 2000-2016 yılları arasında yalnızca kızamık aşısı ile bütün dünyada 20,4 milyon kişinin yaşamını yitirmesinin önüne geçildi.

26 hastalıktan korunmak mümkün
Bugün 26 hastalığa karşı aşı ile korunmak olanaklıyken, dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyon kişi aşı ile önlenebilir hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor.

Risk altındaki kişilerin aşılanmasıyla toplumun söz konusu bulaşıcı hastalıktan korunması ve hastalığın kontrolünün sağlanması olanaklı. Aşılar toplum düzeyinde salgınları önleyebileceği gibi, hastalıkların hiç görülmemesini ya da çiçek hastalığında olduğu gibi hastalık etkeninin kökünün kazınmasını da sağlayabilir. Bilindiği gibi çiçek hastalığı, variola virüsünün neden olduğu akut bulaşıcı bir hastalıktır. İnsanlık tarafından bilinen dünyanın en yıkıcı hastalıklarından biriydi. Yalnızca 20. yüzyılda 300 milyon kişinin çiçek hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Bilinen en son olgu 1977’de Somali’de gözlendi. Dünya Sağlık Örgütü’nün başlattığı küresel bir bağışıklama kampanyasının ardından 1980’de ortadan kaldırıldı.

Toplumda çeşitli nedenlerle aşılan(a)mayan kişiler bulunmakta. Bunlar doğuştan bağışıklık sistemi hastalığı olan çocuklar, bazı hastalıkların tedavisi nedeniyle bağışıklık sistemi bozulmuş olan hastalar, ağır beslenme bozukluğu olan çocuklar, sağlık hizmetlerine erişemeyenler ve anababaları tarafından aşı olmaları reddedilen çocuklar olarak sıralanabilir. Aşılar, aşı yapılan kişiyi hastalığa karşı korumanın yanında, toplumda hastalığın kontrolünün sağlanması işlevini görerek aşılanamayan kişileri de korur. Yüksek orandaki bir bağışıklama ile söz konusu hastalık etkeninin toplumda dolaşımı engellenebilir. Bu durumda etkenin korunmasız kişilere ulaşma ve buna bağlı olarak hastalık yapma olasılığı azalacaktır. Toplum bağışıklığı adı verilen bu durum (nüfus bağışıklığı veya sosyal bağışıklık olarak da adlandırılmakta), bir toplumun büyük bir oranının (Genellikle bu oran %95 ve üzeri olarak kabul edilmekte) bir enfeksiyona karşı bağışık hale gelmesiyle ortaya çıkan ve böylece o hastalığa karşı bağışıklığı gelişmemiş olan bireyleri de koruyan bir bağışıklama yaklaşımı.

Toplum bağışıklığı ile, bulaşıcı hastalıklara karşı toplumun büyük bir oranı aşılandığı için salgın çıkma olasılığı azalmakta, toplumun tüm üyeleri korunmakta.

  • Bu bağlamda toplum bağışıklığı aynı zamanda toplumsal bir dayanışmadır.

Temel sağlık hizmetleri AKP ile geri plana itildi
AKP iktidarı ile 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın (SDP) uygulamaya konulmasının ardından, temel sağlık hizmetlerinin geri plana itilmesi nedeniyle, Birinci Basamakta çalışanların bütün özverisine karşın ülkemizde aşılama hizmetlerinde bazı sorunlar bulunuyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan istatistiklere bakıldığında, SDP sonrasında hemen tüm aşılama hızlarının arttığı ve %100’e yakın oranlara eriştiği iddia edilmekteyse de saha araştırmaları bu verileri doğrulamıyor. Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması 2013’ün sonuçları çarpıcı:
2013 yılında 15 aydan önce aşılanan çocuk oranı karma aşı (DTaP-IPV-Hib 3) için %84,3, Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak (KKK) aşısı için %88,5 ve Hepatit B için %86,5.

Türkiye’de dört çocuktan birinin aşısı eksik
2008 yılında tam aşılı çocuk oranı %80,5 iken 2013’te bu oran %6,4’lük azalmayla %74,1’e indi. 2013 verilerine göre ülkemizde her 4 çocuktan 1’inin tam bağışık olmaması, bulaşıcı hastalıklar açısından önemli bir sorun. Nitekim 2013’te ülkemizde yaşanan kızamık salgını, aşılama oranlarının Bakanlık tarafından iddia edildiği gibi çok yüksek olmadığının önemli bir kanıtı.

Sağlığın korunması için etkili bir müdahale olmasına karşın, son yıllarda dünyada ve ülkemizde aşıya karşı bir güvensizlik ortamı yaratılmakta ve buna bağlı olarak bazı olumsuz tutumların ortaya çıktığı gözlenmekte. Bunlar genel olarak zorunlu aşı uygulamasına birey hakları açısından karşı çıkış, aşı konusundaki tereddütler nedeniyle aşıların reddedilmesi ve dini gerekçelerle aşı karşıtlığı olarak nitelenebilir. Aşı tereddüdü genellikle aşıyı kabullenmekte gecikme veya aşıya ulaşılmış olmasına karşın aşı yaptırmak istememe durumudur ve bir ya da daha fazla aşı için söz konusu olabilir. Aşı karşıtlığı ise tüm aşıları reddetme, kişinin iradesi ile hiçbir aşıyı yaptırmama durumudur.

Aşı konusundaki tereddütler genel olarak aşıların istenmeyen etkilerinden kaynaklanmakta. İlaçlar gibi aşıların da tedavi ve koruma etkilerinin yanı sıra istenmeyen etkileri var. İlaçların istenmeyen etkilerine daha kolay katlanılması ilaçların hastalara; aşının ise sağlam insana verilmesinden kaynaklanıyor. Aşının koruduğu hastalıkların boyutu, yol açacağı yan etkinin karşısında çok daha fazladır.

Örneğin kızamık, bulaştırıcılığı en yüksek olan enfeksiyonlardan biri ve dünyadaki önemli hastalanma ve ölüm nedenleri arasında. Bir kızamık hastası çevresindeki 16-18 kişiye hastalığı bulaştırabilir. Herkes, her yaşta hastalığa duyarlıdır.

***

Aşı kamusal ürün haline getirilmeli

Aşılarla ilgili olarak ayrıca şirketlerin kâr maksimizasyonu aracı olmaları nedeniyle de tereddütler bulunuyor. Bu tereddüdü gidermenin yolu aşıları kamusal bir ürün haline getirmekten geçiyor. Örneğin Küba, çocuklarını difteri, tetanoz, boğmaca, hepatit B ve Haemofilis influenzae tip B hastalıklarına karşı koruyan beşli karma aşı üretmekte ve kullanmakta. Küba’da aşıyla önlenebilir hastalıklar (Çocuk felci, difteri, tetanoz, boğmaca, kızamık, kızamıkçık) uzun yıllar önce tümüyle ortadan kaldırıldı.

Aşı konusundaki tereddütler anababalara temel aşı bilgilerinin sağlanması ile büyük ölçüde giderilebilir. Bu bilgiler aşıyla önlenebilen hastalıkları, çocukları aşılanmazsa ne olabileceğini, aşıların nasıl bir işlev gördüğünü ve toplum bağışıklığı kavramını içermeli.

Ancak zorunlu aşı uygulamasına birey hakları açısından karşı çıkış, üzerinde epeyce tartışılan bir konudur ve bireyin özerkliği ile toplum yararı arasındaki çatışmanın ortadan kaldırılması için yoğun çaba harcamak gerekmekte. Kendisinin ya da çocukları için anababanın onamı olmaksızın kişiye tıbbi girişimde bulunmanın çerçevesi iyi çizilmeli, tıbbi girişim için toplumun yararının üstün olduğu bilimsel bilgiye/kanıta dayalı olarak gösterilmeli. Bağışıklamayı reddetmeye yönelik kişisel özerklik, birey ve toplum için daha fazla risk oluşturmamalı. Bağışıklamanın başarılı bir sonuç vermesi için toplumun yüksek bir oranda aşılanması gerekli olduğundan, aşı uygulaması söz konusu olduğunda toplum yararının kişi özerkliğinin üzerinde olduğu açık.

***

Dini gerekçelerle aşıya karşı olmak bilime aykırı

Dini gerekçelerle aşıya karşı olmanın ise bilimsel hiçbir açıklaması yok. Tıbbi gerekçelerle aşı yaptırmamak doğru olduğu halde, dini gerekçelerle aşı yaptırılmaması etik olarak da uygun değil.

  • Etik olarak, aşılama kişiyi korur ve toplum bağışıklığı yoluyla toplumun güvenliğini sağlar.

Dini gerekçeler de içinde olmak üzere aşı yaptırmamanın çocukların sağlığını olumsuz etkilediği birçok araştırmada gösterildi. 1987-1998 yılları arasında ABD Colorado’da yapılan bir çalışma 3-18 yaş arasındaki aşılanmamış çocukların 22 kat daha fazla kızamığa yakalandığını gösterdi. Aynı çalışma, 1996-98 arasında, aşılanmamış çocukların boğmaca alma olasılığının aşılananlara göre 5,9 kat daha fazla olduğunu da ortaya koydu. ABD New York’ta 2000-2011 arasında yapılan bir çalışmada, aşılamadan muaf tutulmuş çocuklarda boğmaca sıklığı, aşılanan çocuklara göre 14 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışmaya göre, toplumdaki yüksek aşı muafiyeti oranları hem aşılanmış hem de muaf tutulan çocuklar için boğmaca riskini artırdı.

Türkiye’de geçmiş yıllarda kayda değer bir aşı karşıtlığı söz konusu olmazken, son yıllarda çocuklarının aşı olmasını reddeden aile sayısında büyük bir artış söz konusu. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre 2014’te 1370, 2016’da 11 bin olan çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısı, 2017 yılında 23 bine yükseldi. Bu eğilim Türkiye’de bulaşıcı hastalıklarla ilgili yeni salgınlar açısından büyük bir risk etmeni olarak karşımızda duruyor.

Kaynaklar
» Aksu Tanık F. Aşı Reddinin Bağlamı ve Sonuçları. Toplum ve Hekim, 2018;33(2):83-97.
» Beyazova U. Aşı Konusunda Bilgi Notu, Ankara Tabip Odası, http://www.ato.org.tr/announcement/show/358 .
» Birinci Basamak Sağlık Çalışanları İçin Aşı Rehberi. Yayına hazırlayan: Nilay Etiler, Türk Tabipleri Birliği Yayınları, Ankara, 2018.
» Chung S, Nguyen T, Havins W. Immunization Mandates: Abolishing the Religious Exemption in Nevada. Journal of Legal Medicine, 2017;37(sup1):1-2.
» Imdad A, Tserenpuntsag B, Blog DS, Halsey NA, Easton DE, Shaw J. Religious Exemptions for Immunization and Risk of Pertussis in New York State, 2000–2011. Pediatrics, 2013;132:37–43.
» Vaccines, World Health Organization, http://www.who.int/topics/vaccines/en/.
» Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, T.C. Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK, Ankara, 2014.
===================================================
Dostlar, 

Değerli meslektaşımız, Halk Sağlığı Uzmanı  Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın yukarıdaki değerli makalesini biz de içeriğine katılarak paylaşıyoruz..

Sağlık Bakanlığı’nın hızla yasal düzenleme yaparak köktenci biçimde sorunu çözmesi gerekiyor:

  • Aşılar tıbbi dolayısıyla yasal yükümlüktür.

Sevgi ve saygı ile. 05 Eylül 2018, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com