Etiket arşivi: Ankara Tabip Odası

Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Ulusal Kongresi – 2015

ATO_logosu

 

 

Değerli Üyemiz; 

Ülkemizde ne yazık ki; sağlık çalışanları ağır çalışma koşullarının yanı sıra şiddet başta olmak üzere daha fazla iş kazası ve meslek hastalığı ile de karşı karşıya kalmaktadır.

Sağlık çalışanları olarak sorunlarımızı birlikte tartışmak, yaşadığımız olumsuzlukları
ortaya koymak, çözüm üretmek ve haklarımıza sahip çıkmak öncelikli hale gelmiştir.

24 – 25 Ekim 2015 tarihlerinde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda gerçekleştirilecek olan,

“Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Ulusal Kongresi”

ne katılarak katkı sunmanız önem taşımaktadır.

Kongrenin programına

http://www.saglikcalisanisagliği.org http://www.scs-ulusal-kongresi.org

adreslerinden ulaşabileceğinizi bildirir, Kongreye katılacağınıza olan inancımızla çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla.
02 Ekim 2015

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu

NOT: Kongreye katılım ücretsizdir.
==============================

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz yasal meslek Odamız Ankara Tabip Odası‘ndan ulaşan
önemli bir duyuru ve çağrıyı paylaşmak istiyoruz..

Bu kongrenin desteklenmesinde büyük yarar vardır; çünkü AKP’nin 13 yıldur dayattığı 
kökü dışarıda SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM projesinin duvara dayandığının dolaysız göstergelerinden biridir sağlık çalışanlarına yönelik şiddet..

Denklem yalındır :

AKP’nin özelleştirmeci sağlık politikaları tıkanmıştır ve halkımız bu tıkanıklıktan
sağlık çalışanlarını sorumlu görmektedir.

İğrenç politikacı da arkaya saklanarak bu hazin sahneyi utanmadan izlemektedir..

Nereye dek??
Nereye dek ey AKP nereye dek??

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Ankara Tabip Odası’ndan AĞRI VALİSİ MUSA IŞIN’a ÇAĞRI..

Ankara Tabip Odası’ndan
AĞRI VALİSİ MUSA IŞIN’a ÇAĞRI..

ATO_logosu


 

 

Değerli Meslektaşımız;

Suruç katliamını protesto için 21.07.2015 tarihinde katıldıkları basın açıklaması sırasında
yasa dışı sloganlar atıldığı gerekçe gösterilerek haklarında disiplin soruşturması açılan
13 kamu emekçisi, Ağrı Valisi Musa Işın tarafından görevlerinden uzaklaştırılmıştır.
Görevden uzaklaştırılan emekçilerin arasında sendika yöneticileriyle birlikte
Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz da bulunmaktadır.

Trajik olan Suruç katliamının aydınlatılmasında bir arpa boyu ilerleyemeyenlerin yönlerini, katliamı protesto eden, tepki gösterenlere çevirmiş olmalarıdır.

Bugün Ağrı’da, en temel haklardan biri olan ve anayasayla ve yasalarca güvence altına alınmış bulunan demokratik eylem hakkını kullanan kamu görevlileri için alınan bu karar siyasidir. İktidar bütün muhalif kesimlere karşı yıldırma politikası uygulamakta,
hukuksuz biçimde saldırmakta, ahlaki ve vicdani değerleri de hiçe saymaktadır.

Ağrı Valiliği bugün idari bir tedbiri ceza olarak kullanmakta;
açıkça görevi kötüye kullanma suçu işlemektedir.

Daha soruşturma başlatılırken hukuk çiğnenmiş, soruşturmanın doğruluğuna, dürüstlüğüne, nesnelliğine, yansızlığına güven sarsılmıştır.

657 sayılı yasanın 137. maddesine göre görevden uzaklaştırma, devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Ağrı’da katıldıkları bir miting nedeniyle haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin hastalarına hizmet vermelerinin, devlet hastanesinde psikiyatri uzmanı olarak görev yapan Dr. Ulaş Yılmaz’ın soruşturma sürerken bir yandan hastalarına bakmasının bir sakıncası olmasa gerektir.

Yürütülmekte olan kampanyanın bir parçası olmak üzere; Ankara Tabip Odası olarak Meslektaşımız, Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz’ın mağduriyetinin giderilmesi için gerekli girişimlerde bulunmuş ve Ağrı Valisi Sayın Musa Işın’dan bu hukuksuz uygulamaya
son verilmesi ve mağdur edilmiş kamu çalışanlarının görevlerine derhal iade edilmesi
talep edilmiştir. Sayın Vali iktidarın baskılarına boyun eğmemeye, devletin valisi olarak
hukuk içinde davranmaya davet edilmiştir.

Aşağıda bulunan; Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz’a destek için oluşturulan yazıyla; Ağrı Valiliğine bu hukuksuzluğa karşı, Dr. Ulaş Yılmaz’ın ve sağlık emekçilerimizin yanında olacağınızı belirteceğinize olan inancımızla konuyu bilgilerinize sunar, destekleriniz için şimdiden teşekkür ederiz.

Saygılarımızla. 05.09.2015

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu

Ağrı Valiliği Faks: 0472-215-13-93

***** 

Sayın Vali,

Suruç katliamını protesto için 21.07.2015 tarihinde katıldıkları basın açıklaması sırasında
yasa dışı sloganlar atıldığı gerekçe gösterilerek haklarında disiplin soruşturması açılan
13 kamu emekçisi tarafınızca görevden uzaklaştırılmıştır.

657 sayılı yasanın 137. maddesine göre; görevden uzaklaştırma, kamu hizmetlerinin gerektirdiği durularda,  görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Ağrı’da katıldıkları bir miting nedeniyle haklarında soruşturma açılan kamu görevlilerinin hastalarına hizmet vermelerinin, devlet hastanesinde psikiyatri uzmanı olarak görev yapan Dr. Ulaş Yılmaz’ın soruşturma sürerken bir yandan hastalarına bakmasının kimin için ne gibi bir sakıncası olabilir?

Valiliğiniz bugün idari bir tedbiri ceza olarak kullanmakta;
açıkça görevi kötüye kullanma suçu işlemektedir.

Sizden acil istemim, bu hukuksuz uygulamaya son verilmesi ve mağdur edilmiş
kamu çalışanlarının görevlerine derhal iade edilmesidir. Sizi, iktidarın baskılarına
boyun eğmemeye, devletin valisi olarak hukuk içinde davranmaya davet ediyorum.

Daha soruşturmaya başlarken hukuk çiğnendiğinde kamuoyunun bu soruşturmanın doğruluğuna, dürüstlüğüne, nesnelliğine, yansızlığına güvenebilmesi mümkün değildir.
Soruşturmada her aşamada saydamlık istiyorum.

Bu hukuksuzluğa karşı yasal zemin de dahil olmak üzere her türlü mücadelede
Dr. Ulaş Yılmaz’ın ve sağlık emekçilerimizin yanında ve omuz omuza olacağımı bildiririm.

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

==========================

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası‘nın yukarıya aktardığımız çağrısı yerindedir.
Aynen katılıyoruz.
Valiliğe yazılan dilekçenin altında boş bırakılan “Dr. ……” bölümüne kimliğimizi yazdık.

Bu siteden açık açık hukuka uyma çağrısını yineliyoruz.

Bulunduğumuz yerde faks olanağımız yok.. Valilik web sitesinde (http://www.agri.gov.tr/)
ne yazık ki tek 1 3-ileti adresine rastlayamadık! Hep telefon ve faks numaraları var..
Site bilgileri de güncel değil.. Örn. Sağlık Ocakları… hepsi de Aile Sağlığı Merkezi olalı
yıllar geçti..
Ağrı valisi öncelikle kentte e-iletişimi sağlasın böylesine acul hukuk dışı işler yapacağına..

iletisim@agri.gov.tr” adresinin “şablon” olarak geçerli olabileceğini düşündük ve
bu adrese yukarıdaki metni word dosyası olarak ekleyerek yolladık.. Gitmiş görünüyor..
ATO’ya da bu iletiyi yönlendirdik..
Hepimize kolay gelsin.. Geçtiğimiz yıl da Edirne Valisi sudan bir gerekçeyle ve tümüyle hukuk dışı olarak bir kadın meslektaşımızı görevden almıştı. Bereket Bakanlık Müfettişleri hızla göreve iade ettiler..

Hukuk bir gün herkese gerek olur.. Kulaklara küpe olsun..

Ağrı Valisi Musa bey, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) mezunu. Mülkiyeliler Birliği‘ni de göreve çağırıyoruz..

Bu AKP iktidarı 13 yıldır illallah ettirdi.. Ya sabır..

Sevgi ve saygı ile.
05.09.2015, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

*****

18 Eylül 2015 günü eki      :

Tabip Odası Başkanı’nın memuriyet görevinden uzaklaştırılması yargıya taşındı

Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz’ın, Suruç katliamını protesto amacıyla 21 Temmuz 2015’te düzenlenen basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle Ağrı Valiliği tarafından görevden uzaklaştırılmasının hukuksal bir zemini olmadığı belirtilerek, işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldı.

Dava dilekçesinde, Yılmaz’ın Tabip Odası Başkanı olarak katıldığı basın açıklaması sebebiyle memuriyet görevinde disiplin soruşturmasına tâbi tutulamayacağı, basın açıklamasına katılmanın suç oluşturmadığı ve görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanması için gerekli yasal nedenlerin de ortada olmadığı vurgulandı.

Dilekçede, Tabip Odası Başkanı olan bir kişinin aynı zamanda Devlet memuru olmasının, Oda Başkanlığı görevinde de devlet memurluğunun kural ve kısıtlamalarına uyma yükümlülüğüne sahip olacağı şeklinde yorumlanamayacağı belirtildi. Aksi halde, meslek kuruluşlarının özerk niteliklerinin ortadan kalkacağına ve bu kuruluşların idareye bağlı bir müdürlük durumuna geleceğine dikkat çekilen dilekçede, “Oysa, Anayasa’nın 135. maddesinde güvenceye kavuşturulan ve 6023 sayılı Yasa ile düzenlenen Tabip Odası mevzuatına göre Odalar bütünüyle özerk yapılar olarak oluşturulmuştur.” denildi.

Davada ayrıca, Ağrı’daki hekim açığına dikkat çekildi ve bir psikiyatri uzmanı olan Dr. Yılmaz’ın görevden alınmasının, kamu hizmeti olan sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde aksamaya yol açtığı belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın 2015 yılı Temmuz ayında açıklanan, uzmanlık alanlarına duyulan gereksinim sıralamasına göre Ağrı’nın psikiyatri uzmanına önemli ölçüde gerek duyulan iller arasında olduğu; ayrıca 3 Eylül 2015’te tüm hastanelere gönderilen yazıda Ağrı ilinde gönüllü olarak görevlendirilmek üzere bütün dallarda hekime gereksinme duyulduğu, dilekçeye ek olarak kaydedildi.

İfade özgürlüğü bağlamında ilgili AİHM kararlarına da atıfta (AS: göndermede) bulunulan dilekçede, davacının bir basın açıklamasına katıldığı için disiplin soruşturmasına maruz bırakılıp görevden uzaklaştırılmasının hiçbir haklı yanı olmadığı vurgulandı.

Erzurum İdare Mahkemesinde görülecek olan davada öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesiyle işlemin iptali talep edildi. Mahkemenin önümüzdeki günlerde davaya ilişkin bir karar vermesi bekleniyor.

======================================

Dostlar,

“Bağımsız yargı” nın gereğini hızla yapmasını bekliyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
18 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

 

ŞİDDETE UĞRAYAN HEKİMİN HASTAYI RED ETME HAKKINA YARGIDAN ONAY


ŞİDDETE UĞRAYAN HEKİMİN HASTAYI RED ETME HAKKINA YARGIDAN ONAY, AKSİ GÖRÜŞTEKİ İDARENİN HEKİM HAKKINDAKİ SORUŞTURMA İZNİ KARARINA İSE İPTAL !

 ATO_logosu

 

 

Değerli Meslektaşımız,

Görevi başında kendisine hakaret eden bir hastaya bakmayı red etmesi nedeniyle bir uzman hekimimiz hakkında, “görevini ihmal ettiği” gerekçesi ile idarece verilen soruşturma izni, Odamızın sunduğu hukuksal destek ile yapılan itiraz sonucu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı.

Geçici görevlendirme ile Ankara Kızılcahamam Devlet Hastanesi’ne gönderilen kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekimimiz, 2015 yılı Ocak ayında bu hastanede görevi başında bir kadın hastanın aleni (AS: açık) hakaretine maruz kaldı. Bunun üzerine bu hastaya bakmayı reddeden hekimimiz, durumu hastane idaresine de bildirdi. Hastane idaresi ise, “Çalışan Güvenliği” konulu genelge hükümlerini dikkate alıp işletmeksizin, hekimimizin bu hastaya bakmasında ısrarcı oldu ve hekimimiz aleyhinde tutanaklar düzenlendi. Devamında konu, Kızılcahamam Kaymakamlığı’na intikal ettirilerek (AS: yansıtılarak), hekimimiz hakkında “görevi ihmal ettiği” suçlamasıyla bir ön inceleme başlatıldı ve devamında, soruşturma izni verildi.

Bu gelişme üzerine, hakkında ceza mahkemesinde kamu davası açılması durumuyla ve “görevi ihmal” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesi gereği 2 yıla dek hapis cezası alması olasılığıyla karşı karşıya kalan hekimimiz, Odamızdan hukuksal destek talep etti (AS: istedi). Hekimimize gerekli hukuksal desteği sunan Odamız hukuk bürosu, gerekli hukuksal hazırlıkları yaparak, söz konusu soruşturma izni kararına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yoluna gitti.

İtirazı inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi, hukuk büromuzun savlarını haklı bularak, 03.07.2015 tarihli kararı ile söz konusu soruşturma izni kararını kaldırmıştır.
Bu kararında mahkeme; hekimin mevzuata uygun olarak hastayı reddetme hakkını kullandığını, bu durumu hastane idaresine bildirdiği halde olayın sürüncemede bırakıldığını,
bu nedenlerle olayda hekimin görevini ihmal ettiği sonucunun doğmadığını ifade etmiştir. Böylelikle, hekimimiz hakkında herhangi bir adli soruşturma yapılıp kamu davası da açılamayacaktır.

Öte yandan hekimimize şiddet uygulayan hasta hakkında ise, Kızılcahamam Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir kamu davası açılmış olup, bu dava da hekimimiz adına
Odamız hukuk bürosunca takip edilmektedir. (AS: izlenmektedir)

Bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla. 10.08.2015 

Ankara Tabip Odası

===================================

Dostlar,

Karar sevindiricidir. İlkeli davranan ve dik duran meslektaşımızla, örgüt bilinci kapsamında hukuksal destek veren Ankara Tabip Odamızı, bir üyesi olarak kutlarız.

Halkımız, siyasal iktidarın kışkırtmalarına ve hedef saptırmalarına takılmamalıdır.
Sağlık sisteminin sorunları esas olarak hizmetlerin piyasalaştırılmasından kaynaklanmaktadır. 
Sağlık çalışanları, sağlık hizmeti alacakların hasmı ya da düşmanı asla değillerdir; son derece zor ve ağır koşullarda çalışmakta ve özveri ile halka sağlık hizmeti sunmaya çabalamaktadırlar.
Sağlık hakkının içinin gereğince doldurulması için halkımız ve sağlık çalışanları birlikte davranmalıdırlar. Hedef saptırma ya da şaşırtma çözüm değildir.

Sevgi ve saygı ile.
10 Ağustos 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Gazi Hastanesi Bahçesi Yeşil Alanının Ranta Kurban Edilmesine İzin Vermeyeceğiz!

Gazi Hastanesi Bahçesi Yeşil Alanının Ranta Kurban Edilmesine
İzin Vermeyeceğiz!

 

 


04.Ağustos 2015​

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi yerleşkesi içinde bulunan ve otopark olarak kullanılan ağaçlık alanın cami yapılması yönünde karar alınmasına karşı Ankara Tabip Odası, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Hastane bahçesinde 4 Ağustos 2015 Salı günü yapılan açıklamaya çok sayıda sağlık çalışanı, hastane bahçesindeki hasta yakınları ve semt sakinleri de destek verdi.

Basın açıklamasından önce söz alan ATO Başkanı Dr. Çetin Atasoy,
sağlıkta yıkımın sağlıkta dönüşüm projeleriyle olduğu kadar kentsel dönüşüm projeleriyle de yaşama geçtiğini söyledi. Hava kirliliğinin yüksek boyutlarda olduğu Ankara’da, AOÇ ve ODTÜ ormanları gibi kentin havasını temizleyen yeşil alanların yok edildiğini söyleyen
Dr. Atasoy “Bugün burada toplanmamızın nedeni bir yenisinin daha olmasını engellemek,
bu ağaçlık alanda Büyükşehir Belediyesinin uygulamaya sokmak istediği rant projesine karşı çıkmak, kamuoyunu bu konuda uyarmak ve hepimizin aslında soluk borusu olan bu ağaçlara  sahip çıkmaktır.” dedi.

Ortak basın açıklamasını okuyan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr. Vedat Bulut mülkiyeti Atatürk Orman Çiftliği’ne ait olan ağaçlık alanın imar değişikliğinden sonra
Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne protokol imzalanarak tahsis edildiğini ve akabinde bu alanın belediye tarafından Emek Yunus Emre Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ne kiralandığını belirtti. Yeşil alanın ranta kurban gittiğini vurgulayan Dr. Bulut ibadet için kullanılabilecek yeterli sayıda tesisin yakın çevrede olduğunu; hasta ve hasta yakınları ile üniversite personelinin otopark olarak kullanabildiği ve Cumhuriyet ile yaşıt ağaçlar sayesinde soluk alabildiği
sınırlı alanın ranta kurban edilmesine göz yummayacaklarını söyledi.

Dr. Vedat Bulut söz konusu arazinin AOÇ mülkiyetinde bir alan olduğunu ve AOÇ ile ilgili yapılan tüm plan ve itirazların bu alan için de geçerliliğini koruduğunu ifade etti.
Dr. Bulut, Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 03.08.2015 günü aldığı kararın altını çizerek
“Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 2010 yılında yapılmış olan koruma amaçlı
nazım imar planının “imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu” sonucunavarıldığından dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır diyerek planı İPTAL ETMİŞTİR” dedi.

Basın açıklamasının ardından söz alan TMMOB Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Ankara’da sıcaklığın 35 derece olmasına rağmen ağaçların sağladığı serinlik sayesinde
Gazi bahçesinde sıcaklığın 27 derece olduğuna dikkat çekti.

Hasta yakınlarına “35 derece sıcakta mı yoksa ağaçların altında mı beklemek istersiniz?”
diye soran Candan “ AOÇ çorak bir araziyken ağaçlandırılmış ve halk nefes alabilsin diye yeşillendirilmiştir. İbadeti kullanarak beton yapılaşmasına gitmek kabul edilemez. Arazi AOÇ’nindir ve mahkeme kararına göre yapılaşma olamaz. Cumhuriyet’in değerlerine ve Atatürk’ün vasiyetiyle halka emanet ettiği değerlere dokunmanıza izin vermeyeceğiz” dedi.

Konuşmaların ardından kesilmek istenen ağaçlara “dokunulmazlık” sağlamak için kırmızı kurdeleler bağlandı.

Basın açıklamasının tam metni için :
http://ato.org.tr/basin-aciklamalari#/basin-aciklamalari/detay/394

======================================

Dostlar,

Biz de oradaydık…
Üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası’nın öncülük ettiği eyleme katıldık.

Gazi_Tip_bahcesi_agacima_dokunma_20150804

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
“Ağaçlara dokunmayın” iletisi olarak, ağaçlara kırmızı kurdele taktık..

Ankara Belediyesinin İdare Mahkemesine savunma yollarken imar planı üzerinde tahrifat yaptığını ve “en yakın ibadet yerinin 1300 m uzakta olduğunu bildirerek Mahkemeyi yanıltıcı bilgi verdiğini de şaşkınlık içinde öğrendik.

Mücadele insanı TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Candan Karakuş Tezcan’ı yürekli, yılmayan ve başarılı savaşımı nedeniyle kutladık.

Sevgi ve saygı ile.
4 Ağustos 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Uluslararası 10. İşçi Filmleri Festivali

ATO_logosu

 

 

 

Değerli Meslektaşımız, 

01 – 10 Mayıs 2015 arasında gerçekleşecek olan

Uluslararası 10. İşçi Filmleri Festivali

kapsamında, 04 Mayıs 2015 Pazartesi (bu gün) günü saat 19:30’da
Ankara Tabip Odası’nda “İki Gün Bir Gece” filminin gösterimi yapılacaktır.

Katılımınızı bekleriz.

Ankara Tabip Odası

Uluslararası 10. İşçi Filmleri Festivali programı için tıklayınız..

http://www.iff.org.tr/arsiv/IFF_2015_Ankara.pdf 

Tarih: 04 Mayıs 2015 Pazartesi 
Saat: 19:30
Yer: Ankara Tabip Odası, Mithatpaşa Cd. No: 62/18 Kızılay

“İki Gün Bir Gece” Filmi
Yapım Yılı: 2014
Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne
Dardenne Kardeşler’in son yapıtının başrollerini Marion Cotillard, Olivier Gourmet
ve Catherine Salée paylaşıyor.

===========================

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası’na bu etkinliği için çok teşekkür ederiz..

Emeği geçen herkesi, işçi sınıfımız – emekçilerimiz adına şükran ve saygı ile selamlarız.

Hiç aklımızdan çıkarmıyoruz :

EMEK EN YÜCE DEĞERDİR ve
EMEĞE SAYGI İNSAN OLMANIN BAŞKOŞULUDUR..

Sevgi ve saygı ile.
04 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Nevzat EREN Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu-14


Nevzat EREN

Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu-14

Nevzat_Eren_anmasi_21.3.2015

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çooook değerli ağabeyimiz, dostumuz, dava arkadaşımız, önderimiz,
“Nevzat arkadaş” ı…



“Nevzat Ağabey”
i aramızdan ayrılışının 15. yıl dönümünde (13 Mart 2000)
özlemle anıyor ve arıyoruz…

Anma etkinliğine emek verenlere, başta HÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı‘ndan meslektaşımız genç ve çalışkan – vefalı Prof. Dr. Dilek ASLAN olmak üzere,

1975’ler sonrası başkanlığını yaptığı Ankara Tabip Odası‘na ve
Genel Sekreterliğini yaptığı Türk Tabipleri Birliği‘ne (Halk ağlığı Kolu’na)
teşekkür ederiz.

Duyuru – çağrı posteri yukarıda… İlgi ve bilginize sunarız…

Kendisi için aramızdan ayrılmasından çok kısa süre sonra, 4 Şubat 2000’de, 15 yıl önce yazdığımız bir yazıyı paylaşmak istiyoruz. 4 A4 sayfa (Arial 10 p) olan yazı
pdf olarak aşağıdaki erişke (link) ile çağrılabilir.

Prof. Dr. Nevzat Eren’in Özgörevi..

Prof._Dr._Nevzat_Eren’in_ozgörevi_04.02.10_Ahmet_Saltık

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Not : 12 Mart 2011’deki anma etkinliği bir kitap (147 sayfa) olarak bastırılmıştı.
Bizim de düzenlemesine emek verdiğimiz kitapçık önemli bir belge olarak pdf biçimiyle aşağıda (16+ MB)..

BİR SAĞLIK SEVDALISI Prof. Dr. Nevzat Eren’den İleriye Kalanlar

Anma Kitabı, İleriye Kalanlar, 12.3.11

Ankara Tabip Odası Meslek Hastalıkları Konseyi Toplantısı – 10 Mart 2015


Ankara Tabip Odası Meslek Hastalıkları Konseyi Toplantısı
10 Mart 2015

ATO_logosu

Değerli Arkadaşlar,
Bilindiği gibi  dünyada Meslek Hastalıkları bildirimlerinde kas – iskelet sistemi patolojileri
ilk sırayı almaktadır. Bu nedenle Ankara Meslek Hastalıkları Konseyi‘nin bu ayki toplantısında  “Uzmanlık dernekleri / alanları ve meslek hastalıkları” başlığı ile FTR uzmanlarının
konuya yaklaşımları irdelenecektir.

Toplantı konuyla ilgili İYH, OSGB hekimi, IGU başta olmak üzere konuyla ilgili
tüm klinik dallardaki hekimler, sağlık çalışanları ve işçi sağlığı ilgililerine açıktır.
Katılımınız ve katkılarınız önemli ve değerlidir.
Sunumlar;
Doç. Dr. Barış Nacır (FTR Uzmanı)
Prof. Dr. İbrahim Akkurt  (Göğüs Hastalıkları Uzmanı, İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı )
Ankara Tabip Odası Toplantı Salonu – 10 Mart Salı (Bu gün) saat ; 18.30
 
Ankara Meslek Hastalıkları Konseyi adına
Dr. İbrahim AKKURT – Dr. Sedat ABBASOĞLU
Posted by: sedat abbasoglu <Sedatabbasoglu@yahoo.com
==================================
Dostlar,
Toplantıya biz de katıldık..
2 saat boyunca (18:30 – 20:40) 2 sunum dinledik ve bilimsel tartışmasını yaptık.

Doç. Dr. Barış Nacır (FTR Uzmanı, Ankara EA Hastanesi)
Prof. Dr. İbrahim Akkurt
(Göğüs Hastalıkları Uzmanı, İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı )

Arkadaşlarımız kapsamlı sunumlarını yaptılar.

Meslek Hastalıkları ülkemizin önemli sağlık – ekonomik – politik – kültürel – moral..
sorunsalı (problematiği) olarak yakıcı varlığını sürdürüyor..

SGK verilerine göre 2013 sonunda -yıl içinde- tanı alan olgu sayısı 379 erkek + 12 kadın
olmak üzere toplam 391.. Önceki yıl ise bu rakam 395 idi..
Bu dolayda sürüyor yıllık kayıtlar.. En çok 1207 olmuştu yakın geçmişte.
Oysa her yıl on binlerce bekleniyor bilimsel ölçütlerle (Harrington ölçütleri ile
yılda %o 4-12 arası)..

189 ILO Sözleşmesi‘nden salt 57’sini benimseyen bir ülke Türkiye..
Temel engel TİSK olsa gerek??..

Bizim de bu bağlamda, yukarıda 1-2 noktasını çok kısa aktardığımız, yaklaşık 15 dakika dolayında süren katkımız oldu.

Türkiye’de MESLEK HASTALIKLARI ŞEYTAN ÜÇGENİ‘nde kısılı kaldık.

İlk fırsatta bu değerlendirmelerimizi sitemize aktaracağız. Ancak daha önce bu sitede,

“TÜRKİYE’de MESLEK HASTALIKLARINA TANI KOYMA SORUNSALI”

başlıklı bir makalemizi sizlerle paylaşmıştık.. (02.11.2014)
Aşağıdaki erişkeden (linkten) okunabilir..

http://ahmetsaltik.net/2014/02/11/turkiyede-meslek-hastaliklarina-tani-koyma-sorunsali/

Bir de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıfta verdiğimiz 2 saat süreli
“Meslek Hastalıkları” dersimiz var. O yansılar da aşağıdaki erişkeden (linkten) çağrılabilir :

http://ahmetsaltik.net/2014/12/15/meslek-hastaliklari-occupational-diseases/

Ankara Tabip Odası Meslek Hastalıkları Konseyi

gelecek toplantısını bizim de üyesi olduğumuz ATO’da (Ankara Tabip Odası)
8 Nisan 2015 günü 18:30’da yapacak.

Sevgi ve saygıyla.
10.3.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

ATO’dan eğitim : “İnsan Hakları İhlallerinde Hekim Tutumu ve İstanbul Protokolü Temel Yaklaşımı”

ATO_logosu

 

 

Değerli Meslektaşımız,

Ülkemizde birçok alanda olduğu gibi özgürlüğünden alıkonmuş insanların muayenesinde de insan hakları ihlalleri yaşanabilmektedir. Kolluk güçlerinin baskısı, idarenin baskıcı tutumu, bilgi eksikliği vb… gibi görülebilen durumlarda hekimlerimiz de sıkıntı yaşayabilmektedir.

Bu nedenle

“İnsan Hakları İhlallerinde Hekim Tutumu ve İstanbul Protokolü Temel Yaklaşımı”

eğitimi başlığıyla 28.02.2015 Cumartesi günü saat 13:00’da Ankara Tabip Odası’nda
konunun uzmanları tarafından bir sunum yapılacaktır.

Gözaltına alınan, tutuklu, hükümlü bireylerin ve hekimlerin yaşadığı sıkıntıları
en aza indirgemek; bilgi, deneyim ve görüşleri paylaşmak  amacıyla
Ankara Tabip Odası’nda buluşuyoruz.

Katılımınızla zenginleşecek toplantımızda sizleri de aramızda görme dileklerimizle…

 

ANKARA TABİP ODASI
İnsan Hakları Komisyonu

Tarih: 28 Şubat 2015 Cumartesi
Saat: 13:00
Yer: Ankara Tabip Odası (Mithatpaşa Cd. No: 62/18 Kızılay)

Konuşmacılar                :

 

Dr. Ayşe Özdemir Uğurlu (Adli Tıp Uzmanı)
Dr. Sezai Berber (Psikiyatri Uzmanı)
Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak
(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi)

======================================

Dostlar,

Biz katılacağız…

Bilgi ve ilginize sunarız…

Sevgi ve saygı ile,
27.02.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİ YARGILANAMAZ!


İYİ HEKİMLİK DEĞERLERİ YARGILANAMAZ!

Dostlar,

Biz de basın açıklamasında Ankara adliyesi önünde meslektaşlarımızla birlikteydik.
(Hemen ardından, ADD’nin sözde İÇ GÜVENLİK yasası hk. basın açıklamasına katıldık..)
Türkiye’de hala yargıçlar olduğu için sevinçliyiz.

Davayı rededen mahkemeye ve sayın yargıca, adil ve hukuka uygun kararı için teşekkür ederiz.
Gezi direnişi sırasında AKP’nin zulmüne uğrayan, ilk ve acil yardım gereksinimi duyan
çaresiz yurttaşlara hekimliğin evrensel gereklerine uygun destek veren meslektaşlarımızı
saygı ve şükran ile selamlıyoruz.

Davaya emek veren kişi ve kurumlara da sağolsunlar diyoruz..

Sevgi ve saygı ile,
21.02.2015

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

İyi Hekimlik Değerleri Yargılanamaz

http://ato.org.tr/haberler/detay/254#/haberler/detay/298

Sağlık Bakanlığı tarafından Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Onur Kurulu üyelerinin, “Gezi Parkı” protestoları süresince “hukuka aykırı olarak yetkisiz ve kontrolsüz revir adı altında sağlık hizmet birimleri oluşturarak amaçları dışında faaliyet gösterdiği”
iddiasıyla görevlerinden alınmaları istemiyle açılan dava 3. duruşmasında reddedildi.
20 Şubat 2015 saat 09.45’te 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada;
CHP Milletvekilleri Levent Gök, Aylin Nazlıaka, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan,
dönemin Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Dr. Aytuğ Balcıoğlu ve Gezi Direnişi sırasında yaralanan ve gönüllü hekimlerin müdahalesi sonucu kalıcı hasar almaktan kurtulan Akın Can, Kazım Arslan, Duran Eren Şahin tanık olarak dinlendi.

İyi hekimlik değerlerine sahip çıkmak ve Ankara Tabip Odası’na destek olmak adına
CHP Milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Levent Gök, Mahmut Tanal, Orhan Düzgün ve
HDP Milletvekili Demir Çelik, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu,
TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, dönemin Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık,
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı, Kaya Güvenç,
Dünya Tabipler Birliği, Norveç Tabipler Birliği ve Avrupa Birliği Daimi Hekimler Komitesi adına Björn Hoft, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü (PHR) temsilcisi Dede Dunevant ve demokratik kitle örgütlerinin yönetici ve üyeleri, hekimler ve çok sayıda tıp öğrencisi katıldı.

Duruşmadan önce düzenlenen basın açıklamasını okuyan ATO Başkanı Dr. Çetin Atasoy;

Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Adana’nın meydanları kan ve gözyaşıyla yıkanırken, ambulanslar gösteri alanlarına gitmiyorken, hekimler eli kolu bağlı, duracaklar mıydı? Kuşkusuz, hayır! Hayır, çünkü, “halk sağlığını korumak” Türk Tabipleri Birliği’ne ve tabip odalarına yasa ile verilmiş bir görevdir. Hayır, çünkü, yeminlerine ve etik değerlerine göre hekimler sağlık yardımına gereksinim duyanlara hiçbir ayrım gözetmeden yardım etmekle yükümlüdür” diye konuştu. Atasoy sözlerini şu şekilde noktaladı: “Yaşasın iyi hekimlik değerlerimiz, yaşasın hekimlerin halktan yana örgütlülüğü, yaşasın halktan yana örgütlerin dayanışması!”

ATO Başkanı Dr. Çetin Atasoy’un ardından söz alan İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü İletişim Direktörü DeDe Dunevant da tüm dünyadaki doktorların etik görevlerinin acil durumlarda sağlık hizmeti sunmak olduğunu ve Bakanlığın suçlamalarına karşı Dünya Tabipler Birliği, İngiliz Tabip Odası ve Alman Tabip Odası gibi pek çok örgütle birlikte TTB ve ATO’ya uluslararası destek verdiklerini vurguladı.

Konuşmaların ardından duruşmaya geçildi ve tanık ifadelerindeki ortak söylem gönüllü sağlık hizmeti veren hekimlerin ve bu bağlamda iyi hekimlik değerlerinin yargılanamayacağı oldu.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ifadesinde, Gezi Direnişi esnasında
Sağlık Bakanlığı’nın ambulanslarından dahi gaz atıldığını ifade ederken,

“Mülkiyeliler Birliği’nde kurulan revirde polislere müdahale etmemiş olsaydık avukatların, yaralıların ve gönüllü hekimlerin içinde olduğu Mülkiyelilerde neredeyse ikinci Madımak vakası yaşanacaktı. Mevzuata göre Bakanlık bu tarz olaylarda çadır kurmalıyken, sıhhiye bulundurmak zorundayken görevini yerine getirmedi. Hekimlik ve insanlık görevini yerine getiren hekimlere dava açmak değil ödül vermek gerekir.” diye konuştu.

CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka ise,

“Yaralananlar fişlenme korkusu ile hastaneye gitmek istemiyordu. Sert müdahale sonucu

– 9 kişinin hayatını kaybettiği,
– 10 bin kişinin yaralandığı,
– 19 kişinin gözünü kaybettiği

günlerde Sağlık Bakanlığı ambulansları çok yetersizdi. Gönüllü hekimler olmasaydı tablo
çok daha kötü olabilirdi. Gezi’de gönüllü hekimlik yapanlar ve yapamayanlar diye bir ayrıma gitmemek gerekir. Hekimler Gezi direnişinde insan ve hekim olarak hekimlik yaptı” sözlerini kaydetti.

Gezi direnişinde yaralanan Akın Can, Kazım Arslan, Duran Eren Şahin ifadelerde,
polisin hedef gözeterek attığı gaz kapsülü sonucunda yaralandıklarını
ve saatlerce ambulans beklediklerini; gönüllü hekimlerin müdahalesi sayesinde
kalıcı hasar kalmadığını söylediler.

Tanık ifadelerinin ardından ATO’nun Avukatı Ziynet Özçelik savunmasında,

“Gezi direnişinde Sağlık Bakanlığı görevlendirmesi ile revir tespiti yapılmaya çalışıldı.
Sağlık Bakanlığı personeli, revir olmadığını kayıtlara geçti. Anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere verilen sağlık hizmeti ilk yardımdır. Bakanlığın iddia ettiği gibi düzenli sağlık hizmeti sunan bir kuruluş yoktur. Sağlık Bakanlığı yeterli hizmeti vermediği için gönüllü hekimler ilk yardım hizmeti sundu.” diyerek davanın reddini talep etti.

Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın reddine karar verildi.

Duruşma sonrası Adliye önünde açıklama yapan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Atasoy,

“Gezi Parkı protestoları sırasında, Sağlık Bakanlığı yaralılara müdahalede etkisiz kalmıştır.
Bu dava ile ‘iyi hekimlik’ değerlerinin yargılanamayacağı kanıtlandı. Bizler acil durumlarda hiçbir merciden izin almak zorunda değiliz. Özgür hekimlik ve iyi hekimlik adına hayırlı olsun.”
dedi.

TTB Başkanı Dr. Bayazıt İlhan da “ İnsanlık yararına hekimlik değerleriyle toplumun buluşması engellenmeye çalışıldı ama boşa çıktı. İnsanlık yararına hekimlik yapmak suç ilan edilemez” diye konuştu.

Basın açıklamasının tam metni için aşağıdadır.

==================================================

TTB_logo

Yargılanan Ankara Tabip Odası Değil, “İyi Hekimlik Değerleri”dir!
Saldırı Hekimlere Değil, Halkın Sağlık Hakkınadır!

 http://ato.org.tr/haberler/detay/254#/basin-aciklamalari/detay/379

Ankara Tabip Odası – Türk Tabipleri Birliği Ortak Basın Açıklaması

Yargılanan Ankara Tabip Odası Değil, “İyi Hekimlik Değerleri”dir!
Saldırı Hekimlere Değil, Halkın Sağlık Hakkınadır!

Sağlık Bakanlığı Ankara Tabip Odası’nı Haziran Direnişi sırasında göstericilere sağlık yardımı sağlamakla suçlamakta ve Yönetim ve Onur Kurullarının görevden alınmasını talep etmektedir.

Anımsanacağı üzere, yurttaşlarımızın yaşam alanlarının rant uğruna talan edilmesine karşı başlattığı Haziran Direnişi sırasında Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi Ankara’da da kolluk kuvvetlerinin yoğun şiddeti sonucu binlerce kişi yaralanmış, biber gazının zararlı etkilerine maruz kalmıştır. Yaralı sayısı Türkiye’de 8163 kişiye, Ankara’da 1549 kişiye ulaşmıştır.  Yaralanmaların önemli bir kısmı tazyikli suyun ölçüsüz kullanımı, biber gazının doğrudan göstericilerin üzerine sıkılması, biber gazı kapsüllerinin göstericilere fırlatılması, plastik mermilerin yakın mesafeden ateşlenmesi sonucu gerçekleşmiştir. Çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiştir.

Gezi Parkı eylemlerinde, anayasa ve evrensel sözleşmeler tarafından korunan barışçıl toplanma ve gösteri hakkını kullanan yurttaşlarımıza uygulananlar bütün Dünyanın da kabul ettiği gibi haksızdır, orantısızdır ve vahşet boyutundadır. Öyle ki, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bile, hükümeti şiddeti durdurmaya çağırmıştır. Ama hiç oralı olunmamış, tencere-tava çalmak bile suç sayılmış; doktorlar, avukatlar, gazeteciler, hatta “duran adam”lar gözaltına alınmış, kötü muameleye maruz bırakılmıştır. Şiddet giderek büyütülmüştür. Olayların yaygınlığı ve niceliksel büyüklüğünün de etkisiyle Sağlık Bakanlığı yaralılara müdahalede etkisiz kalmıştır.

Bütün bunlar yaşanırken, Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Adana’nın meydanları kan ve gözyaşıyla yıkanırken, ambulanslar gösteri alanlarına gitmiyorken, hekimler eli kolu bağlı, duracaklar mıydı? Kuşkusuz, hayır! Hayır, çünkü, “halk sağlığını korumak” Türk Tabipleri Birliği’ne ve tabip odalarına yasa ile verilmiş bir görevdir. Hayır, çünkü, yeminlerine ve etik değerlerine göre hekimler sağlık yardımına gereksinim duyanlara hiçbir ayrım gözetmeden yardım etmekle yükümlüdür. Haziran Direnişi’nde olduğu gibi, tıbbi yardım ihtiyacının çok açık ve acil olduğu durumlarda bu gereksinimi görmezden gelemeyiz, yoksa mesleki ve etik sorumluluklarımızı ihmal etmiş oluruz. Evet, hekimler ihtiyaç olan her yerdeydi. Pencereleri kırılarak içlerine göz yaşartıcı gaz atılan acil sağlık noktalarındaydı. Acil sağlık hizmeti verilen noktaları basıp yaralıları dövmenin cezasız kaldığı bu ülkede, o noktalarda kendi güvenliğini hiçe sayıp can kurtarmaya çalışmak suç ise, kabul, bu “suç” işlenmiştir. Bu “suç” ve bu dava, hekimliğin ve o hekimlerin onur plaketidir.

Dünya Tabipler Birliği’nin Cenevre Bildirgesi’nde hekimlerin kendi yaşamlarını insanların hizmetine adayacaklarına dair yemin etmesi öngörülmüştür. Hekim yeminindeki başlıca değerler merhamet, adanmışlık ve yardıma hazır olmaktır. Türk Ceza Kanunu acil durumlarda temel yardımı herkes için bir zorunluluk saymıştır. Türk Tabipleri Birliği’nin Meslek Etiği Kuralları’nda, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nde ve Dünya Tabipler Birliği’nin çeşitli bildirgelerinde acil durumlarda ilk yardımda bulunmak hekimin açık bir yükümlülüğü olarak tanımlanmıştır. Dünya Tabipler Birliği’nin bildirgelerine göre hekimlerin görevlerini yapmaları suç sayılamaz, hastalarının çıkarlarını savunabilmek adına hekimlerin mesleki özerkliği güvenceye alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı hekimlerin adanmışlıklarına, mesleki özerkliklerine karşı giriştiği bu saldırı ile sorumlu olduğu yaşam hakkını tehlikeye attığının farkında mıdır?

Hatırlayalım, Sağlık Bakanlığı o günlerde hastanelere yaralı eylemcilerin kaydedileceği özel formlar göndermişti. Fişleneceği kaygısıyla yaralılar hastanelere başvurmaktan kaçınmışlardı. Böylelikle yaralılara neredeyse “hastaneye gelme” diyen bakanlık, bugün onlara ilk yardımı dışarıda veren hekimleri yargılamaya kalkıyor. Hem suçlu, hem güçlü! Daha doğrusu, onlar suçlu, biz haklı; onlar zayıf, biz güçlü!

Hatırlayalım, Haziran Direnişi’nde hekimler hizmet sundukları sırada darp edilmiş, gözaltına alınmışlardı. Bugün daha da ileri gidiyorlar, tek tek hekimleri değil, hekimliği bütünüyle tutsak etmeye çalışıyorlar. TOMA’lardaki suya kattıkları ilacın hesabını vermeyenler, hekimliğe ruhsat soruyorlar. Hekimliği izine, emire bağlamak istiyorlar. Hekimliği tehdit ediyorlar. Buna boyun eğmeyeceğiz.

Tıpkı bugün burada özgür ve iyi hekimliğe savaş açanlara “hodri meydan” dediğimiz gibi, bu ülkenin insanları ülkede giderek yükselen şiddete, otoriterleşmeye, gericileşmeye karşı direnmeye devam ediyor. TMMOB’u etkisizleştirmeye çalışan düzenlemelere, baskıyı daha da artıracak İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na, Özgecan’ın canına mal olan kadın düşmanı, gerici politikalara teslim olmayacağız.

Bu dava ile “iyi hekimlik” değerleri yargılanmakta, hekim örgütleri toplumsal sorunlara duyarsız kılınmak istenmektedir. Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları Sağlık Bakanlığı’nın bu baskıcı tutumu karşısında yılmayacaktır. Çünkü, bizce, halkın sağlık hakkını umursamayan hekimlik “iyi hekimlik” değildir.

Bu davada uluslararası hekim ve insan hakları örgütleri Türkiye’deki hekimlerin, Ankara Tabip Odası’nın yanındadır, temsilcileri buradadır. Türkiye’deki emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve milletvekilleri mesleğinin gereğini yapan hekimlerin yanındadır. Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası olarak bu utanç davasında bizlere desteğini sunan duyarlı tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederiz.

Yaşasın iyi hekimlik değerlerimiz, yaşasın hekimlerin halktan yana örgütlülüğü, yaşasın halktan yana örgütlerin dayanışması!

Saygılarımızla, 20.02.2015

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Metal işçilerinin ertelenen grevine destek çağrısı


ATO_logosu

 

 

Değerli Meslektaşımız,

Metal işçilerinin ertelenen grevi için 03 Şubat 2015 Salı günü saat 12:30’da
Genel-İş Ankara Şubesi (Süleyman Sırrı Caddesi No:2/4 Sıhhiye) önünde toplanılacak,
buradan Sakarya Meydanı’na yürünerek saat 13:00’te basın açıklaması yapılacaktır.

Katılımınız değerlidir.

Saygılarımızla. 02.02.2015
Ankara Tabip Odası

Ankara grev yasağına karşı haykırdı: Grev haktır yasaklanamaz!