Etiket arşivi: ANAYURT GAZETESİ’ne demecimiz…

ANAYURT Gazetesine demecimiz : Ölçüsüz Gevşeme 2. bir kasırgaya dönüşmesin !?

ANAYURT Gazetesine demecimiz..

Ölçüsüz Gevşeme 2. bir kasırgaya dönüşmesin !?

Prof. Saltık, 2. normalleşme adımlarında erkenci davranıldığını belirterek, mutant virüslerin ölçüsüz gevşeme sonrasında oluşacak olan rehavetle birleşmesi durumunda, salgında 2. bir kasırganın yaşanabileceğini söyledi.

Uğur DUYAN ANKARA (Anayurt)
Son Kabine toplantısında, alınan kararlar doğrultusunda yüksek riskli kentler dışında restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler 07:00 – 19:00 saatleri arasında %50 kapasite ile açıldı. Yurt genelinde okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar ve 8. ile 12. sınıflarda yüz yüze eğitime başlandı. 65+ yaş ve 20- yaş vatandaşlarla ilgili düzenlemeler,
düşük ve orta riskli illerde kaldırılırdı.

Alınan kararları Gazetemiz ANAYURT’a değerlendiren Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, Türkiye’de uygulanan salgın kısıtlamalarının gevşetilmesinde erkenci davranıldığını belirterek, salgının yurt çapında bir yılını doldurduğu bir dönemde alınan yeni gevşeme karaları ile salgın yönetimi sürecinde tüm çabaların heba edilebileceğini söyledi.

Mutasyonlu Kovid-19 varyantlarına dikkat çeken Saltık, iktidarın küçük esnafın ve işsizlerin – yoksulların ekonomik olarak büyük bunalıma girdiği bir süreçte alınan bu kararların bilimsel olmaktan çok popülist nitelikte olduğunu belirterek, “Geçen yıl 11 Mayıs’ta başlatılan ilk erken açılımda Kapitalizmin tapınakları AVM’ler öncelik alırken okullar kapalıydı. Öncelik okulların açılması olmalıydı. Türkiye’yi böyle bir anlayış yönetiyor” diye konuştu. Saltık şunları kaydetti:

“Geçen haftaki rakamlara baktığımızda, salgının 2020 Nisan ortasında tepe yaptığı rakamlara yakın neredeyse. 10-11 ay önce ilk tepeyi yaşadığımızda günlük 5 bin dolayında olan olgu / vaka / hasta sayısı (11 Nisan2020 : 52,167 toplam vaka, toplam 1101 ölü, tepe 5138 yeni olgu / 95 ölen!) şimdilerde (01 Mart 2021: 2.711.479 toplam olgu, 09.891 günlük olgu, 0645 belirtili hasta / 069 ölüm, 354. gün) 10 bine yakın! Ölüm rakamları ise en çok 125 olmuş iken şimdilerde 70 dolayında günlük can yitiği var. Salgının ilk zamanlarındaki rakamlar gerçekçi idi, şimdi ise üzerinde ciddi makyajlama yapılıyor. Örneğin ölümler 1/3’ü gibi gösteriliyor. Dolayısıyla salgının ilk tepe yaptığı rakamlara göre daha kötü durumdayız. Bu da salgın yönetimini başaramadığımızı gösteriyor. Çünkü pansuman önlemlere süreç yönetilmeye çalışıldı. 1 yıldır neredeyse patinaj yapıyoruz, başarısızlık çok net. Aynı uygulamaları yineleyerek daha farklı bir sonuç almak olanaklı mı??

Dünyada salgını başarıyla yöneten ülkelerin birkaç kez tam kapatmaya gittiklerini söyleyen Saltık, “Türkiye’de böylesi bir tam kapanma hiç uygulanmadı. Çünkü öncelik ekonomik çarkların dönmesine verildi. İnsan sağlığı geri planda kaldı. Bu politik seçim elbette açık seçik halka söylenmiş değil.” görüşünü savladı. Türkiye’de salgın yönetiminin salgına ilişkin gerçek verileri çarpıttığını savunan Saltık, “Örneğin 15-21 Şubat 2021 haftası için 81 ilden gelen her yüz bin nüfusta günlük ortalama yeni tanı sayısının il nüfuslarına göre ağırlıklandırılmış ortalaması 100 binde 75. Ama aynı hafta içinde Türkiye geneli için açıklanan vaka sayılarının ortalamasında yüz binde 9 görüyoruz. Yüz binde 10’un altında olan 4-5 il var. Geri kalan bütün iller 10 / 100 binden çok yüksek. Kimi illerde yüz binde 200’ü aşkın. İlkokul aritmetik bilgisine sahip olan herkes, bu iller haritasında Türkiye ortalamasının yüz binde 9 olamayacağını rahatlıkla görür.” diye konuştu.

İllerden gelen verilerin tüm eksikliğine karşın, tüm Türkiye için açıklanan aynı hafta (15-21 Şubat 2021) günlük ortalama vaka sayısının 9 katı olduğunu belirten Saltık, “Bu sayılar, ölçüsüz 2. gevşeme için çok erken olduğunu gösteriyor.” dedi. Ekonomik olarak küçük esnafın, kısa süreli çalıştırılanların, işsiz ve yoksulların büyük bunalımda olduğunu, halkın yarısından çoğunun çok zor durumda olduğunu, özekıyımların dikat çeken biçimde artageldiğini belirten Saltık, şöyle devam etti:

“Alınan 2. gevşeme kararları ile bu sorunlar sözde çözülmek isteniyor. Ancak Türkiye’de 2-4 haftalık tam bir kapanmaya girseydi bu sorunların büyük çoğunluğu yaşanmazdı. Üstelik ekonomiye zararı da bu denli yüksek olmazdı. AKP iktidarı tam kapanmayı hem yerli – yabancı sermaye çevrelerinin baskısı, hem de ekonomik durumun çok kırılgan olması nedeniyle siyasal bir seçim olarak göze alamadı. 40-45 milyar Doları bulabilecek ekonomik yük göze alınamadı ama çok daha ağır bedel ödendi hem mali olarak hem de onbinlerce masum insan salgına / hatalı siyasete feda edilerek! Çünkü ulusal ekonomi iflas eşiğinde, TCMB eksi 50 milyar Dolar batık ve salgının zorunlu giderlerini karşılamada (salgın finansmanında) AKP iktidarı Türkiye’yi felç etmiş durumda.”

Türkiye’nin salgının ilk yılı boyuna tam bir açılma ya da basamaklı bir gevşemeye geçebilecek kalıcı – köktenci adımları atmadığını kaydeden Saltık sözlerini şöyle sürdürdü:

“En son alınan orantısız ve temelsiz gevşeme kararlarıyla, geçen 10-11 ayın tüm emekleri heba olabilir. Resmi rakamlara göre 3 milyona yakın vaka, 28 bini aşkın can yitiği var. Gerçek ölüm sayılarının bunun en az üç katı, olgu sayılarının 5-10 katı olduğunu söyledik. Türkiye’de geçen 10-11 ayda, salgınla başetmeye dönük hiçbir temel altyapı hizmeti verilmedi. Okul sağlığı hizmet birimleri kurulmadı, yerli aşı üretil(E)medi, dışalım (ithal) aşı Türkiye’ye çok yetersiz miktarda getirilebildi. Gıdım gıdım getirildi, çünkü o denli ödeme yapılabildi Çin’li SİNOVAC firmasına. Çin’den getirilen aşının etkinlik oranı %50 sınırında. Yaygın ve ciddi mutasyonlar sonrası ne düzeyde, bilemiyoruz. Oysa bu amaçla Sağlık Bakanlığının sero-epidemiyolojik bilimsel araştırmalar yapması gerekirdi. Birinci Basamak sağlık hizmetlerindeki ağır ve ciddi eksiklikler giderilmedi. Gerekli sağlık emekçisi ataması yapılmadı. Okullar için yeter sayıda yeni öğretmen alınmadı, ancak 20 bin gibi cılız bir rakam ilan edildi. Okullarda altyapı iyileştirmeleri yapılmadı. Derslikler fiziksel korunma uzaklığı gözetilerek genişletilmedi, çoğaltılmadı. Türkiye’de hala 2’li eğitim %25’ler düzeyinde. Köy okullarında hala, utandırıcı biçimde “karma sınıf” uygulaması sonlandırılamadı. 1 milyon 259 bin öğretmenin aşılanmasına çok erken başlanması gerekiyordu, bu da yapılmadı. Dolayısıyla yeni bir kasırga endişesi taşıyoruz ciddi ciddi.”

Türkiye’de geçen yıl 11 Mayıs sonrasında erkenden gevşemeye, gerçekte kabak çiçeği gibi açılmaya gidildiğini ve tüm illerde vaka sayılarında ciddi artış yaşandığını kaydeden Saltık,

  • “Yaz aylarından sonra özellikle sonbahar – kışta salgın yeniden tepe yaparak büyük bir kasırgaya dönüştü. Şimdi var olan mutasyon varyantları ile çok daha büyük bir kasırga ile karşı karşıya kalabiliriz.

Dört haftalık tam bir kapanma sağlanmaz ise salgının önüne geçilemez

Gerekli aşının sağlanması ve çok iyi hazırlık ile, adeta seferberlik ilanı ile dört hafta içinde nüfusun 18 yaş üstü bölümünün aşılanması gerekiyor. Bu nüfus 70 milyon (18+ yaş), yaklaşık ve çok iyimser 10 milyon nüfus aşılandı ise, kalan 60 milyon nüfusun 120 milyon doz aşı sağlanarak hızla aşılanması gerek. Kapsamlı, ulusal ölçekte, olağandışı disiplinle ön hazırlıklar hızla tamamlanarak, büyük aşılama ekipleri ve istasyonları oluşturularak, buralarda ve evlerde 4 haftalık kapatmanın ilk 1-2 haftası içinde ilk doz, 3.-4. haftası içinde 2. doz aşı yapılmalı ve 4. hafta sonunda gıdım gıdım gevşeme planlanmalıdır.

Aşıların mutant virüsler üzerindeki etkisinin azalması gibi bir sorunla da karşı karşıyayız. Bu ve benzeri nedenlerle beklenen olası bir kasırgasının önüne geçilmesi için,

tam aşılama ile birleşik 4 haftalık tam kapanma zorunlu görünüyor..

biçiminde konuştu.

Türkiye’nin kısa sürede aşılamada hedef kitleye ulaşarak ve öbür tamamlayıcı önlemlerle salgını sönümlendirememesi ya da denetim altına alamaması durumunda, bu yıl da turizm gelirlerinden yoksun kalabileceği uyarısı yapan Saltık, “Türkiye’de geçen yıl turizm gelirleri %80 düştü. Cari açığın azaltılmasında, dış ticaretin finansmanında, dış borç ödemede Türkiye’nin en önemli döviz girdisi olan turizm sektörünün bir kez daha sekteye uğraması, ekonominin belini büker, Türkiye’nin de!”

  • “Bütün bu zorunluluklar düşünülerek,
  • çok kapsamlı aşılama ile birleştirilmiş 4 hafta süreli tam bir kapanmanın zorunlu – kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz.” ifadeleri kullandı.
    =================
    ANAYURT, 03 Mart 2021, yayınlandı (muhabir Uğur Duyan)
    ansayfa : https://anayurtgazetesi.com/egazete/2021-3-3/1.jpg
    ve devamı sayfa 3’te https://anayurtgazetesi.com/egazete/2021-3-3/3.jpg

 

 

 

 

ANAYURT GAZETESİ’ne demecimiz…

ANAYURT GAZETESİ’ne demecimiz…

Saltık: 1. dalga başkaldırdı

Prof. Dr. Ahmet Saltık, son günlerde koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının artmasını, henüz 2. dalga aşamasını yaşamayan Türkiye’de 1. dalganın ‘hızla baş kaldırışı’ olarak yorumladı. (U. Duyan, Ankara, 8.8.20)

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, Türkiye’de Kurban Bayram sonrasında olgu artışlarının hızla yükselme eğilimi içine gireceğini belirterek, “Kurban Bayramı’nda arife gününden başlayarak 5 gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi gerekirken, bu yapılmadı. Biz bunu bayram öncesinde kezlerce önermiştik. Kurban kesimi dahil, yasağın gerekli hatta zorunlu olduğunu vurgulamıştık. Şimdi önümüzdeki 14-28 gün içinde vaka sayılarının daha da artarak yükselme eğilimi içine gireceğini göreceğiz. Ne hazindir ki, Türkiye 1. Dalgayı sönümlendiremeden bu dalganın hızla başkaldırışı ile yüz yüze kalmak zorunda bırakıldı ” diye konuştu.
Türkiye’de henüz 2. Dalgadan söz edilemeyeceğini kaydeden Saltık, “1. dalganın yükselme eğiliminin nedenlerini 11 Mayıs’ta AVM’lerin çok erken ve epidemiyolojik gereklilikler sağlanmadan açılamasına dek götürmek olanaklı. 1 Haziran’da vaka sayısının 500’ün altına düşeceği varsayılarak atılan bu adımın ağır sonuçları oldu. Varsayımlar ile önlemleri gevşetmezsiniz. Önce günlük olgu sayısını öngörülen rakamın altına düşürür, sonrasında önlemleri adım adım, sıkı denetim altında gevşetirsiniz” görüşünü savundu.

HAZİRAN’DAKİ TOPLUMSAL HAREKETLİLİK
Almanya’nın günlük olgu sayısını 100’ün altına düşürdükten sonra önlemleri gevşetme sürecine girdiğinin altını çizen Saltık, “Almanya olgu sayıları 100’ün altına düştüğünde, restoran, kafe, bar ve öbür diğer mekanları aşamalı olarak açtı. Biz bu noktada da ölçüsüz davrandık” dedi.
Siyasal iktidarın ticari kaygıları öne alarak, normalleşme sürecine kademesiz ve hızlı bir geçiş yaptığını aktaran Saltık, “1 Haziran öncesinde hafta sonu, dinsel ve ulusal bayramlarda ilan edilen 2-4 günlük sokağa çıkma kısıtlamalarının en az 14 günlük bir sokağa çıkma yasağı TAM KAPATMA biçiminde uygulanmasının gerekirken, iktidar ticari ve ekonomik kaygılarla davrandı. Ayrıca Her ikisi de haziran ayı içinde iki büyük sınav yapıldı. 20 Haziran’da LGS’de 1,4 milyon, 27-28 Haziran’da YKS’de 2,5 milyon öğrenci sınava girdi. Velileri ile birlikte milyonları bulan çok büyük ve çok riskli toplumsal hareketlilikler yaşandı” şeklinde konuştu.

“TSUNAMİ ETKİSİ”

“Kurban Bayramı’nda arifeden başlayarak beş günlük bir sokağa çıkma kısıtlamasının ve kurban kesiminin salgından ötürü bu yıla özgü yapılmayıp ertelenmesini, nakit bağışa dönüştürülmesini önerdik. Türkiye’de bunun bir tsunami etkisi yaratabileceğini söyledik.” diyen Saltık, Şubat ve Mart aylarında, sayıları 21,500’ü aşan umrecilerinin salgını Türkiye’de yaydığını anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
21.500 umreci Suudi Arabistan dönüşünde, -gerçi bir bölümü karantinaya alındı- ancak çok büyük bir toplumsal hareketliliğe neden oldular. Kurban Bayramı öncesinde turizmi de açtılar. Kurban Bayramı’nda insanlar salt kurban kesimi ile sınırlı kalmadılar. Birbirlerini ziyaret ederek, bayramlaştılar. Turistik yörelere akın ettiler. Ne hazin, insanlar büyük ölçüde özensiz davrandılar. Hem kamu yönetiminin hem de insanımızın özensizliği çarpan etkisi yaratarak, Türkiye 1. dalganın ciddi başkaldırışı ile karşı karşıya bırakıldı.”

“OKULLARIN AÇILMASI OLANAKLI GÖZÜKMÜYOR”

Kurban Bayramındaki muazzam hareketliliğin sonucu olarak, okulların öngörüldüğü gibi 31 Ağustos’ta açılmasının artık çok zor olduğunu söyleyen Saltık, “Salgın yönetiminde izlenmesi gereken ilk yöntem, insanların birbirlerine değinmesini (teması) engelleyerek / en aza indirerek süreci denetim altında tutmaktır. Ülkemizde 12 yıllık zorunlu eğitimde 18 milyon öğrenci, 1,1 milyon öğretmen var. Bu rakama ek olarak idari personel, hizmetliler… eklendiğinde 25 milyonluk devasa bir kitle. Bu da ülke nüfusunun neredeyse 3’te 1’ne denk düşüyor” dedi.
Kurban Bayramından sonraki 14 günlük kuluçka süresine dikkat çeken Saltık, eğitim ve öğretime başlanacak tarih için, ancak bu süre dolduktan sonraki salgının gidişine bakılarak karar verilebileceğini söyledi.

TÜRKİYE AŞI ÇALIŞMALARININ ÇOK UZAĞINDA

Aşı çalışmalarına değinen Saltık, dünyada 5 ülkenin aşı çalışmalarında öne çıktığını kaydederek, “Dünyada 3. faza geçen beş aşı çalışması var: İngiltere, ABD, Almanya, Çin ve Rusya” dedi. Saltık, Türkiye’nin dünyada 75 ülke tarafından oluşturulan aşı çalışmaları finansman havuzuna (konsorsiyum) ekonomik yetersizliklerden dolayı dahil olmadığını ve aşı çalışmaları tamamlandığında aşıdan ilk yararlanabilecek ülkelerin yine bu 75 ülke olacağını ifade etti. Türkiye’nin ekonomik ve teknik yetersizliklerden ötürü aşı çalışmalarının çok uzağında kaldığını kaydeden Saltık, “Türkiye aşıdan fersah fersah uzakta, BSL-4 düzeyinde uluslararası standartta viroloji laboratuvarı yok!” görüşünü paylaştı.
Dünyada en kısa sürede üretilen aşının kabakulak aşısı olduğunu ve 4 yılda tamamlandığını belirten Saltık, “HIV aşısının 40 yıldır bulunamadığını belirtmeliyim. Kısa sürede koronavirüse aşı geliştirilemeyeceği gibi bu aşı hiçbir zaman bulunamayabilir de. Bir başka boyut ise bu hastalığa karşı aşı üretilse bile lojistik sınırlıklar var. 7,8 milyarlık dünya nüfusunun 18 yaş altı bölümünü dışarıda bıraktığımızda geriye kalan 5 milyarlık nüfus için 5 milyar doz aşının üretimi ve ne denli kısa sürede üretileceği, yine soğuk depolama ve soğuk taşıma (soğuk zincir) koşullarına göre ulaştırılması gerekiyor. Bu ne demek, eksi 21 santigrat derecede saklanması ve yine eksi 21 santigrat derecede taşınarak tüm ülkelere ulaştırılması gerekiyor. Bu lojistik donanım dünyada yok.” diye konuştu.

En etkili yol koruma / korunma   :

14 temel kural içinde özellikle

  • EVDE KAL / MASKE TAK / 1,5 m korunma uzaklığını koru / EL HİJYENİNE DİKKAT et..