Etiket arşivi: anayasa reformu

Hedefte artık meslek örgütleri var!

Dostlar,

AKP iktidarı tüm toplumsal muhalefeti susturmak istiyor.
Toplumun aydın kesimlerinden istediği oyu alamıyor.
Ülkenin geri kalmış ve az eğitimli insanları AKP masallarına ne yazık ki kanıyor.

Ama Tayyip bey kadir-i mutlak bir “Başkan” olmak istiyor ve partisi de
örn. Mısır’da olduğu gibi % 80 (!?) oy alsın hayal ediyor.

Anayasa’nın 135. maddesi bağlamında düzenlenen “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” nı tüm çabasına karşın fethedemedi.

Başta TMMOB olmak üzere, Barolar ve Türk Tabipleri Birliği üzerinde egemenlik kuramadı.

Dolayısyla kaleyi içten fethetmek için, AKP’nin “ileri demokrasisinde” (!?)
bu özerk olması tanımı ve demokrasi gereği, 1982 anayasası gereği zorunlu olan kurumların yasalarına müdahale ediyor. Anayasaya aykırı olurmuş,
Anayasa Mahkmesinden dönermiş.. gibi kaygıları -doğallıkla- yok!?

TBMM’deki Anayasa değişikliklerini bile beklemeden..
Gözü kara..

Bir kez daha uyaralım :

  • Türkiye kopkoyu bir islami faşizme sürükleniyor!

Direnişi, savaşımı (mücadeleyi) bu gerçek ışığında gözden geçirmeli..
Anamuhalefet CHP gece gündüz uyumadan stratejiler geliştirmeli..

Sevgi ve saygı ile.
6.2.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===========================================

Hedefte artık meslek örgütleri var!

Ankara Tabip Odası HEKİM POSTASI, 15 Ocak 2013

Neoliberal bir politika olarak “reform” adı altında meslek örgütlerinin yeniden yapılandırılması projesi adım adım yürürlüğe konuyor. Bazı düşünce kuruluşlarının söylem ve kanaat oluşturma yoluyla zeminini hazırlamaya çalıştıkları düzenleme girişimlerini saldırıların hedefindeki TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Nevzat Ersan değerlendirdi.

Kansu Yıldırım

Hedefte artık meslek örgütleri var!

(Ankara Tabip Odası HEKİM POSTASI, 15 Ocak 2013)

Neoliberal bir politika olarak “reform” adı altında meslek örgütlerinin yeniden yapılandırılması projesi adım adım yürürlüğe konuyor. Bazı düşünce kuruluşlarının söylem ve kanaat oluşturma yoluyla zeminini hazırlamaya çalıştıkları düzenleme girişimlerini saldırıların hedefindeki TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Nevzat Ersan değerlendirdi.

Kansu Yıldırım

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) mevzuatını düzenlemeye yönelik adımlar, TMMOB Yasası üzerinde planlanan doğrudan bir değişikliğe dönüştü. Anayasa’nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan 6235 sayılı TMMOB Yasasının değiştirilmesi yoluyla Birliğin içine çekilmeye çalışıldığı süreci ve düzenlemenin ayrıntılarını TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Ersan ile konuştuk.

AKP Hükümetinin üzerinde çalıştığı, 6235 Sayılı TMMOB Kanunu’nun değiştirilmesine yönelik yasa taslağından ve neden olacağı değişikliklerden kısaca bahsedebilir misiniz?

TMMOB ve bağlı odalarına dair düzenlemeler Devlet Denetleme Kurulu raporuyla başlamış, KHK’larla çerçevelendirilmiş, yapı denetimi yasa tasarısıyla ayrıntılandırmıştır. DDK raporu meslek örgütlerinin yapısı, işleyişi ve görevleriyle ilgili olup Anayasa ve ilgili yasalarda değişiklik önermekteydi. KHK’lar, meslek odalarının mevzuatının düzenlenmesinden gelir getirici faaliyetlerinin bakanlık eliyle yürütülmesine kadar özerkliği, mali kaynakları ve idari yapıyı değiştiriyor. Yapı denetimi yasa tasarısı ise bir torba yasa ve TMMOB yasasında değişiklikler öngörüyor. Buna göre, TMMOB ve bağlı odaları, ayrı tüzel kişilikleri olan il odaları olarak düzenleniyor.

Odaların mesleki düzenleme yapmasına sınırlamalar getiriliyor, odalara iktisadi işletme kurma hakkı tanınarak üyelerine rakip olma durumu yaratılıyor, piyasadaki denetim ve gözetim yetkisi sadece bakanlık protokolüne bağlanıyor, seçimlere katılmak aidat ilişkisine indirgeniyor ve en vahimi, oda merkezlerinin yönetmelikleri ancak bakanlığın uygun görüşünü aldıktan sonra yürürlüğe girebiliyor. Bu durum yıllarca emek vererek kurduğumuz odalarımızın geleceği açısından son derece kritiktir.

TMMOB Yasasında amaçlanan değişikliği nasıl okumak gerekir? Hukuksal düzenlemenin ötesinde neleri içermektedir?

Bu değişiklikler siyasi iktidarın her türlü muhalefete olan tahammülsüzlüğü yanında neoliberal politikaları hayata geçirmede ayağına takılan taşları temizleme çabasıdır. Bu anlamda TMMOB’nin, mesleğin esaslarını gözetmesinin yanında toplumu esas alan duruşu rant projelerine engel olarak görülmektedir.

Söz konusu değişiklik hazırlığı, Liberal Düşünce Topluluğu tarafından geçen yıl hazırlanan, “Türkiye’de Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Reform Önerisi”
isimli çalışması ile benzerlikler taşıyor mu?

Türkiye’de “düşünce fabrikaları”, toplumsal değişimin yönünü belirlemek konusunda “belli bir grubun” fikirlerini ve ideolojilerini üreten kurumlar oluyorlar. Liberal Düşünce Topluluğu da bu anlamda AKP iktidarının düşünce fabrikası olma iddiası taşıyor.

LDT, rapor ve istatistiksel bilgiler ve tüm bunların sonucunda anayasa reformu önerisi olarak hazırladıkları metinlerle, meslek odalarına karşı yürütülen karalama kampanyalarının kanaat zeminlerini oluşturmaktadır. İstenen sonuçların önceden hazırlanmış olduğu ve kamuoyu araştırmasının hayal kırıklığı yarattığı açıktır. Çünkü istatistiksel veriler, ideolojik değerlendirmelerle istenen sonuçlara uydurulmaya çalışılmıştır. Meslek odalarını korporatist, hizmetin maliyetini yükselten, kendisini sivil toplum zanneden, tek yanlı politika güden, rekabeti engelleyen ticari yapılar olarak tanımlıyorlar. Ancak kendi yaptıkları çalışmaların sonuçları bile tersi bir duruma işaret ediyor. Örneklemin %75’i meslek odalarının sivil toplum kuruluşu, %70’i de demokratik kurumlar olduğunu belirtmiştir.

Bazı medya kuruluşlarının yapılan sözde akademik çalışmayı dayanak alarak haberler yapması, kumpası gözler önüne sermektedir.

“Yasal düzenlemelere ek olarak medya kuruluşları, sermayedarlar ve hükümet nezdinde asılsız söylemler üretilmekte, bununla birlikte Liberal Düşünce Topluluğu gibi kurumlar aracılığıyla da bu söylemlerin kanaat zeminleri oluşturulmaktadır.”

 

Sizin bu konu hakkında ne gibi çalışmalarınız oldu?

İmza kampanyamız devam ediyor, buna ek olarak ilerleyen günlerde takvimimiz ortaya çıkacak. Böylesi bir süreçte birlikteliklerin, dayanışmanın önemli olduğunu vurgulamak isterim. Bu doğrultuda da birlikteliklerin artırılması ve bu zor günleri hep birlikte atlatabilmemiz en büyük temennimizdir.

Son olarak bir projeksiyon ortaya koymaya çalışırsak, başka bir meslek örgütü olan Türk Tabipleri Birliği ve diğer meslek örgütleri için
neler söyleyebiliriz? 

Bu aslında tüm meslek örgütleri için belirlenmiş bir çerçeve. LDT’nin çalışmasında ele alınan örneklerden birisi de tabip odaları idi. LDT’nin yaptığı çalışmada, meslek örgütlerinin düzenleyici ve denetleyici rolleri yok sayılmakta, gittikçe güvencesiz ve korumasız hale getirilen “meslek piyasası”nda tüm kamusal nitelikleri yok edilerek özel rekabetçi kurumlar olarak yeniden dizayn edilmeleri önerilmektedir. Bu anlamda önerilen düzenlemeler kamu kurumu niteliğinde çalışan tüm meslek örgütlerine yöneliktir.