Etiket arşivi: AKP ve RTE

Necip Hablemitoğlu’nu kitabını bastır(a)madan kim öldürdü?

Dr. Necip HABLEMİTOĞLU için
bir yazı güncellemesi…

Dostlar, 

AKP Kasım 2002 ortasında tek başına iktidar oldu, 1 ay sonra Sevgili dostumuz – kardeşimiz Necip kahpece öldürüldü..

AKP’nin tek başına iktidarı 13. yılını bitirdi, Necip’in katilleri hala ortada yok;
FAİLİ MEÇHUL (!)

Şimdi birileri kalksa, katilleri bulmuyor – yakalamıyor – cinayeti aydınlatmıyorsunuz…
diye isyan ederek “.. kardeşim suça ortak mısınız??”” gibisinden yüreğinin yangınıyla haykırsa suç mu olacak?

AKP iktidardan gitmeden ve halkçı – ulusalcı bir iktidar bu cinayetler aydınlatılmayacak.
Ve bu Halk, herhalde çok da geç kalmadan bu mucizeyi de gerçekleştirecek..
Kurtuluş Savaşında olduğu gibi..

Sevgi ve saygı ile.
19 Aralık 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

=================================

Kitabı basılmamış yazarı kim öldürdü?

Kitabı basılmamış yazarı kim öldürdü? Sözcü yazarı Soner Yalçın 12 yıl önce evnin önünde öldürülen Necip Hablemitoğlu‘un Cemaatin hedefinde olduğunu yazdı. Ölmeden kısa bir süre önce Devlet içindeki Fethullahçıları araştıran Hamlemitoğlu, Köstebek kitabını tamamlayamadı. Hablemitoğlu’nun çalışmaları Fethullah Gülen soruşturmasının da dellilerini oluşturuyordu.

Kitabı basılmamış yazarı kim öldürdü?

Dr. Necip Hablemitoğlu öldürülmesinde Cemaatin rolü neydi?

Soner Yalçın, köşesinde bu soruyu ışık tututacak önemli bilgiler aktardı.
Suikastten bir buçuk yıl önce Hamblemitoğlu’nun başlattığı
“Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar” adlı çalışmaya dikkat çekti.
Dönemin DGM savcısıcı Nuh Mete Yüksel‘in Cemaat hakkında 2000 yılında yürüttüğü Cemaat soruşturmasında Hablemitoğlu’nun bu çalışmasından yararlandı.
Tarih: 11 Ağustos 2000.
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında yaşa dışı örgüt kurmak
ve yönetmek iddiasıyla iddianame hazırladı. Savcı Yüksel, Hablemitoğlu ile görüşmeye başladı ve 4 Ocak 2001 günü, mahkemeye Hablemitoğlu’dan aldıklarını ek kanıt olarak sundu. Yalçın, daha sonra Nuh Mete Yüksel’in kasetinin ortaya çıkmasının çıkmasının ardından görevden alındığını hatırlattı. Hablemitoğlu “Köstebek” kitabında Cemaatin Devletin istihbarat birimlerini kullandığını, hedefine koyduğu kişiler hakkında da şantaj belgeleri hazırladığını yazmıştı. Ve Hablemitoğlu kitabın basım aşamasında öldürüldü.
  • Gazeteci Soner Yalçın, “Basılmamış kitabın yazarı Necip Hablemitoğlu’nun katilleri 12 yıldır neden bulunamıyor?” diye sordu.
Cemaatçi polislerin Hrant Dink ve Malatya’daki misyoner cinayetlerine göz yumduklarını,
suçu da Ergenekon’a yıkmak istediklerini vurguladı. (Ulusalkanal.com.tr)

 =============================================

Dostlar,
Dr. Necip Hablemitoğlu dostumuz ve dava arkadaşımızdı.
Katıksız bir yurtsever Kemalist idi.

Ankara Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim görevlisi idi.
Bu Enstitütü’de “Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi” dalında doktora (PhD) yapmıştı ve yoğıun bir ders yükü altında pek çok Bölüme derse giriyordu.

O, Mustafa Kemal’in askeri idi ve aşkla Mustafa Kemal Paşa ile yarattığı görkemli
Türk Devrimi’ni öğrencilerine anlatıyordu.

Çok yönlü bir baskı hatta kuşatma altında idi ve adeta öldürüleceğini biliyordu!
KÖSTEBEK adını verdiği bir kitap yazmıştı.. Türkiye’yi silkeleyecek, gözünü açacaktı.
Ancak taslağı okuyan hiçbir yayınevi basmaya cesaret edemiyordu.

18 Aralık 2012 günü gece karanlığı çöktüğünde, evinin yakınında aracından çıkmış ve
eli kanlı kiralık profesyonel katillerce gözünden vurulmuştu! Azmettirenler ise belirsiz!?

Sevgili Necip, 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanarak % 34 oyla, ucube barajlı seçim sistemi sayesinde TBMM’de hemen hemen oy oranının 2 katı milletvekili kazanarak (!)
tek başına iktidar olan AKP ve RTE‘ye ağır ve sert eleştiriler yöneltiyordu.

Öldürülmesinden 2 hafta kadar önce Ankara’da epey sohbet etmiştik ve bizi aracıyla Esenboğa Havalanı’na bırakmıştı. O söyleşiden belleğimizde iz bırakan 4 sorunu vardı :

1. Aracının plakasına arkasından para cezası yazıyorlar ve her ay yüklü ceza ödeyerek maddi açıdan bunaltılıyordu!?

2. Ankara Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim görevlisi olmasına karşın bu Enstitü’de bir odası bile yoktu ve yoğun dersleri dışında, ders aralarında
çay ocağında bir sandalyede zaman geçiriyordu..

3. Yukarıda da değindiğimiz üzere, KÖSTEBEK adını verdiği bir kitap yazmıştı..
Türkiye’yi silkeleyecek, gözünü açacaktı. Ancak taslağı okuyan hiçbir yayınevi
basmaya cesaret edemiyordu..4. Özellikle kız öğrencilerinin kullanılarak bir komplo kurulacağından kaygılıydı ve derslerinde fırsat yaratarak eşinden, kızlarından ve onları aşkla sevdiğinden söz ediyordu.*****Dr. Hablemitoğlu özellikle günümüzün moda Cemaat’ını – Fethullah Gülen ve tarikatını derinlemesine incelemişti. Bu cemaat hakkında açılacak davada bilirkişi olarak müdahil olması bekleniyordu. Gülen o tarihlerde Türkiye’de idi  ve Ankara C. Savcılarından Nuh Mete Yüksel dava açmıştı.. Alman Vakıflarını da Ceviz Kabuğu programında bunaltmış,
Vakıf Başkanı Alman canlı yayını terk etmişti.

Necip karanlık bir cinayete kurban edildi ve Gülen davasına elindeki çok ciddi belgeleri sunamadı.. Dava da çok kısa sürede kapandı.. Cemaat bu günlere dek geldi..

Bay RTE Cemaat’a “Ne istedilerse verdik..” demişti geçen yıl.. 18 Üniversite dahil..
Günümüzdeki ise iktidarı paylaşma / paylaşamama kavgasıdır. AKP iktidarı 13. yılına girmiştir ve Hablemitoğlu cinayetini aydınlat(a)mamıştır. Mihenk taşı bu cinayetin çözülmesidir. Gerisi boş sözdür, ayinesi iştir kişinin.. Bay RTE şimdilerde Cemaat’ı karanlıkcinayetlerle bile suçlayabilmektedir. Oysa dün kanka idiniz!? Aydınlatın bakalım Hablemitoğlu cinayetini, masumluğunuzu görelim.. Bu cinayet karanlıkta kaldığı sürece AKP RTE’nin de şaibeden kurtulma olanağı yoktur!

Lütfen aşağıdaki erişkeyi tıklayarak Ulusal Kanal’ın haberini izler misini? (85 saniye).

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/kitabi-basilmamis-yazari-kim-oldurdu-h44178.html..

*****

Sitemizde 18 Aralık 2012 ve 2013’te de (aynı gün veya 1 gün öncesinde..) Sevgili Necip için yazılar yazmış, konferans yansılarımızı (örn. Necip Hablemitoğlu anması 18.12.11, Çayyolu)
paylaşmıştık. Onlara da bakılmasını dileriz.

KÖSTEBEK kitabını, Necip’in eşi sevgili kardeşimiz Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu
sonraki yıllarda büyük cesaretle bastırdı. Günümüzü anlamak için bu kitap okunmalı ve okutulmalıdır. Şengül hocanın ve kızları – kızlarımız Kanije ve Uyvar’ın dinmez – sonsuz acılarını paylaşıyoruz.

Kanije Uyvar
İnsanlık onuru bu karanlıkları da aşacak..
Yarasalardan bu gün değilse bile yakın gelecekte tarihsel hesabı sorulacaktır.Sevili Necip de içlerinde, başta YÜCE ATATÜRK olmak üzere Anadolu AYDINLANMASI’nın özverili kahramanlarının hedefine mutlaka erişilecektir. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek başı dik ve onurlu yaşatılacaktır. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun temel nitelikleri ve 6 Ok korunacak ve yaşama geçirilecektir. Tarihin akışı bu yöndedir; herkes bu gerçeği içine sindirmelidir.
(Cenaze töreninde Şengül – Kanije – Uyvar ailesi)
Necip hocanın çok önemli Fethullah Gülen raporunu  bilgi ve ilginize sunuyoruz..

ETKI_AJANLARI_NUFUZ_CASUSLARI_ve_Fethullah_Gulen_raporu

Sevgi ve saygı ile.
19 Aralık 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Mursiciler Demokrasi değil Şeriat istiyorlar!

Dostlar,

Sayın Prof. Dr. D. Ali Ercan hocamız Mısır’daki olaylara mercek tutuyor.. Kafa karışıklığını gidermeye çaba gösteriyor..

Maalesef aklı başında basın ve ve kimi kurumlar da sorunun içyüzünü
ya göremiyor ya da yansıtmak işine gelmiyor!?

Ali hocaya teşekkür ederek yazısını paylaşalım.. AKP ve RTE derseniz büsbütün kendinden geçmiş durumda Mısır’da şeriat
elden gidiyor diye gözü yaşlı dövünmelerde.. çok yazık çok..

Ellerinden gelse Mısır’da şeriatçı Mursi diktasını yeniden kuracaklar!

Sevgi ve saygı ile.
Tekirdağ, 25.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================================

Mursiciler Demokrasi değil Şeriat istiyorlar!

Portresi_gulumseyen

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Mısır’da Silahlı Kalkışmaya Müdahale

HAMAS + El-Kaide + El Nusra + Mursi ve RTE aynı saftalar.

Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) taraftarlarının işgali altındaki Nahda ve Adeviye Meydanları güvenlik güçleri tarafından boşaltıldı. Her iki taraftan toplam 150 dolayında ölü var.

Ateşli silah taşıyan 543 İhvancı tutuklandı. Bu sayı, göstericilerin silahsız sivil halk olduğu yalanını açığa çıkarmıştır.

Müslüman Kardeşler (İhvan), Mursi’nin devrildiği ilk günden başlayarak Sina’da ordu birliklerine, karakollara kezlerce ateşli silahlarla, roketlerle saldırdı. Ordu, bu bölgede İhvancı teröristlere karşı operasyonlar düzenliyor. “Orduya nasıl ve nerelerde saldırılması gerektiği hakkında Mursicilere İsrail istihbarat veriyor. “Ordu, Gazze ile Mısır arasındaki tünellerden yüz kadarını imha etti” diyerek Ordu ile İsrail’in güya aynı safta olduğu yönünde propoganda yapılıyor.

Ordunun tünelleri imha etmesinin nedeni, HAMAS’ın Mursicilere silah yardımının önüne geçmek. (Bakınız: http://yenisafak.com.tr/dunya-haber/sinada-ser-ittifaki-12.08.2013-552951)

    Mursiciler

salt Orduya saldırmakla yetinmiyorlar. Kiliselere, Hıristiyan vatandaşlara ve Şiilere de saldırıyorlar. Giza kentinde bir binayı ateşe verdiler, Mısırlı Şiilerin önderlerinden Hasan Şehate’yi ve

    üç Şii yurttaşı başlarını keserek öldürdüler

.

Hıristiyan din adamlarına ve yurttaşlara da sürekli saldırıyorlar.
5 Temmuz’da Sina’da 1 Hıristiyan din adamı öldürüldü. 30 Aralık 2012’de Libya’nın Misrata kentindeki Mısır Kilisesi’ne yapılan saldırıda 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

Yalnızca 5 Temmuz’da Sina’da kontrol noktasına yapılan saldırıda 5 asker öldürüldü. Bunlar hatırlayabildiklerim.

Bu olaylar, bizdeki PKK taktiğine benziyor.

PKK askere, sivile saldırıyor, öldürüyor:
BDP ise barışçı gösteri yapıyor.

Aynı şekilde Mısır’da Müslüman Kardeşlerin silahlı birlikleri asker ve sivil öldürüyor, Mursiciler meydanları dolduruyor. Ancak BDP’li göstericilerin tersine Mursici göstericiler silahlı.

Müslüman Kardeşler, Kahire başta olmak üzere 5 büyük şehirde polis merkezlerine saldırı emri verdi. BBC Kahire muhabiri, İhvan ile güvenlik güçlerinin karşılıklı ateş açtığını bildirdi. İşin aslı, “Dağılın” komutuna ateşle cevap verilmesi üzerine güvenlik güçlerinin de ateş açmak zorunda kaldığıdır. Ahram Online muhabiri Mai Şahin, Mursicilerin Adeviye Meydanı bitişiğindeki El-Orman parkından otomatik silahlarla polise ateş açtığını bildiriyor.

Mısır Devlet Televizyonu, Mursicilerin içinde 5 polis olan aracı 6 Ekim Köprüsü’nden aşağı attıklarını görüntüledi. Mısır’ın Fayyum, Asyut, Helvan ve Luksor gibi çeşitli yerlerinden polis ve ordu merkezlerine yapılan çok sayıda saldırı haberi geliyor. Minye’deki Ebu Kurkas Polis Merkezi’ne yapılan saldırıda 8 ölü, 30 yaralı var.

Süveyş Kanalı etrafındaki yerleşim yerlerinde Hıristiyanlara ve Kiliselere saldırı haberleri geliyor. El Rey El Salih Kilisesi’ne molotof kokteylleri ile saldırdılar. Çevredeki 3 askeri aracı ateşe verdiler. İsmailiye – Kahire yolu üzerinde bir subay ve bir asker öldürüldü.

Olağanüstü hal ilan edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nobel Ödüllü Muhammed Baradey istifa etti. Baradey’in kurucusu olduğu Anayasa Partisi Lideri Ahmet Darrag ise Baradey’i kınadı ve partiden istifa etti. Mursi’yi deviren Haziran ayaklanmasının öncü gurupları Temerrüd hareketi ve Ulusal Kurtuluş Cephesi, Baradey’i sert bir dille eleştirdiler.

Bizim yandaş basın, akılsız sosyalistlerin basını, akılsız Cumhuriyet, hepsi bir ağızdan “Darbecilerin katliamı” diye feryat ettiler.
Yandaş basını zaten biliyoruz, öbürlerine bakalım:

BirGün : Sözde sosyalist akılsız gazete:
Mısır’da sivillere saldırı

Cumhuriyet :Sözde Atatürkçü,
Mısır ordusu meydanlarda gösteri yapan halkını acımasızca katletti

soL : Sözde komünist (TKP) :
Darbenin ardından Müslüman Kardeşler ile darbe yönetimi arasında başlayan bilek güreşi dün büyük bir katliamla sonuçlandı.

Evrensel :
Sözde komünist, PKK kuyrukçusu (EMEP) :
Mısır’da darbe hükümeti, Mursi yanlılarının direnişini kırmak için kanlı müdahalede bulundu.

SÖZCÜ : sözde ulusalcı:
Mısır’da katliam. Güvenlik güçleri, 2 meydanda toplanan darbe karşıtlarına müdahale etti.

Bunlar darbe karşıtı demokrasi isteyen barışçıl gösteri yapan halk değil. Bilerek veya bilmeyerek yalan yazıyorlar. Silahlı saldırılarından bir bölümünü yukarda yazdım.

Bunlar demokrasi değil, şeriat yani dikta istiyorlar

Yobazın elindeki Mursi fotoğrafının altında:

“Mursi… El-Şeriat” yazıyor.