Etiket arşivi: AKP – MHP kutsal ittifakı

1 Mayıs’ı hapiste kutlamak

1 Mayıs’ı hapiste kutlamak

Emre Kongar
Cumhuriyet, 1 Mayıs 2017

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır.)

2. Silivri Trajedisi’ni yaşadığımız şu günlerde kutlayacağımız
1 Mayıs sırasında, pek çok yazar, çizer, gazeteci, medya yöneticisi hapiste.

Bunların bir bölümü, 1. Silivri Trajedisi’ni yaratmakta büyük sorumluluk taşıyanlar.
Bir bölümü ise bu trajediye ya açıktan ya da suskun kalarak destek verenler. Elbette o trajediye karşı çıkan ve “Adalet” diye, “Demokrasi” diye, “Hukuk” diye direnenler de var aralarında.
***
Ben 1. Silivri Trajedisi zamanında yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler karşısında, “Yapmayın etmeyin, Hukuk ve Adalet bir gün size de gerekir.” diye çok söyledim ama kimseye dinletemedim.
Ne zaman ki iktidar ortakları, Gülen Cemaati ile AKP, birbirlerine düştüler ve kavgaya giriştiler, işte o zaman 1. Silivri Trajedisi’nin hesabı da sorulmaya başlandı:
Ama bu hesaplaşma da Hukuk Devleti ve Adalet ilkeleri çerçevesinde olmayınca
“2. Silivri Trajedisi”
ortaya çıktı.
***
Ben, iktidar mücadelesi yapan gruplardan bağımsız olarak, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’nden yanayım:
Onun için de sürekli bir biçimde, her zaman, HERKES İÇİN Demokrasi’yi, İnsan Hakları’nı, Hukuk Devleti’ni ve Adalet’i savunuyorum.
Halkın, milletin, seçmenin, adına ne derseniz deyin, iktidarı belirleyen ve farklı parçalardan oluşan büyük kitlenin, Adalet’i ve Barış’ı, ancak İnsan Hakları’na dayalı bir Hukuk Devleti içinde bulabileceğine inandığımdan,
HERKESE “Demokrasi için Dİ – REN” diyorum.
Bu nedenle de DİSK, KESK, TTB ve TMMOB ortak eylemi olan bu yılki 1 Mayıs kutlamaları için yayımlanan bildiriyi destekliyorum.
Bu bildiride yer alan ilkelerin demokrasiyi güçlendireceğine ve böylece, hapisteki yazar, çizer, gazeteci, medya yöneticisi olan bütün insanların uğradıkları haksızlık ve hukuksuzlukların önlenmesine de yardımcı olacağına inanıyorum…
Ve diliyorum ki onlar da, ister içeride isterse dışarıda olsunlar, her zaman, HERKES İÇİN bu ilkeleri desteklesinler.
***
“Devletin tüm olanaklarının kullanılmasına, teksesli medyaya, hayır diyenlerin engellenmesine rağmen yurttaşların en az yarısı (Halkoylamasında) Hayır dedi.” Böyle bir anayasa değişikliği ile ülke huzur, barış ve istikrar bulamayacaktır.”
“Türkiye’nin acil ve yaşamsal ihtiyacı eşitlikçi, özgürlükçü, laik ve sosyal bir Anayasadır.”

  • “Halkın en az yarısının Hayır dediği bir rejim değişikliğini, cebren ve hile ile
    meşrulaştırma girişimlerine karşı 2017 1 Mayıs’ı çok daha anlamlı ve önemli hale gelmiştir.”
    “2017 1 Mayıs’ı, milyonların ‘hayır’lı buluşmaları olarak örgütlenecektir.”
    “Yüz binin üzerinde kamu emekçisini ve işçiyi, haklarında hiçbir yargı kararı
    bulunmadan işinden eden Kanun Hükmünde Kararnamelere, OHAL fermanlarına ‘Hayır’ demek için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız.”
    “Halkın seçtiği vekillerinin yaptığı Seçim Yasası’nı yok saymayı marifet bilen YSK örneğinde olduğu gibi, adaletin çivisinin çıktığı, Meclis’in tamamen yok sayıldığı
    tek adam rejimine
    1 Mayıs meydanlarında tüm gücümüzle ‘Hayır’ diyeceğiz.”
    ***
    1 Mayıs 2017’de, başta Cumhuriyet gazetesi mensupları olmak üzere, hapistekileri asla unutmuyorum… Haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayan herkesin sorununun ancak Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti ilkelerinin ödünsüz uygulanmasıyla çözülebileceğine inanıyorum…
    Bu duygularla, içerideki ve dışarıdaki herkesin 1 Mayıs Bayramı’nı
    “Demokrasi için DİREN” diyerek kutluyorum.
    =======================================
    Dostlar,

Sn. Kongar’ın bu yazısı da öbürleri gibi çok değerli. Öncelikle “1 ve 2. Silivri Trajedisi”
biçiminde kavramsallaştırması kayda değer ve tutabilir.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin 1 Mayıs basın açıklamasını temel almakta ve desteklemekte. Bu açıklamaya biz de web sitemizde yer verdik Sn. Kongar’ın makalesinden önce. 2 noktada çekincelerimiz oldu, onları açıkladık ilgili yazımızda.. (HAYIR’ını al da gel: Emek, barış, demokrasi için yaşasın 1 Mayıs!)

Biz de,  içerideki ve dışarıdaki herkesin 1 Mayıs Bayramı’nı kutluyor ve
“Demokrasi için DİRENİN” çağrısı yapıyoruz.

Anayasanın 2. maddesini tam olarak, kendi bütünlüğü içinde sistematik olarak anımsamanın
çok gerekli olduğunu düşünüyoruz :

  1. Cumhuriyetin nitelikleri
    Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti,
    – toplumun huzuru,
    – milli dayanışma ve
    – adalet anlayışı içinde,

    1. insan haklarına saygılı,
    2. Atatürk milliyetçiliğine bağlı,
    3. Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
    4. demokratik,
    5. laik ve
    6. sosyal bir
    7. hukuk Devletidir.
    ****
    Görüldüğü gibi, 2. maddede sayılan Cumhuriyetimizin nitelikleri 3 gerekçeye dayalı :
    – toplumun huzuru,
    – milli dayanışma ve
    – adalet anlayışı..
    Ardından Cumhuriyetimizin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek 7 özelliği sıralanıyor. İlk özellik “insan haklarına saygılı” olmadır ve övünç kaynağıdır. Bu Anayasa (1982 Anayasası) “Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan” betimlemesi ile Anayasanın metnine dahil olan “Başlangıç” bölümüne gönderme yapmakta ve bu bölümü pekiştirmekte
    hem de 2. madde içeriğini gerekçelendirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti anayasasının değiştirilemez ve değiştirilmesi önerilemez temel nitelikleri sayılırken genellikle bir klişe olarak 4 temel (Demokratik, Laik, Sosyal, Hukuk devleti) özellik sayılmaktadır. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez ve değiştirilmesi önerilemez, birbirini tamamlayan 7 temel özelliği 2. maddede sıralanmaktadır.AKP – MHP kutsal (!) ittifakı, 16 Nisan 2017 deli saçması halkoylaması ile bu maddenin arkasından dolanarak Cumhuriyetimizin temel niteliklerini yozlaştırarak değiştirmişlerdir.

    Güçler ayrılığının olmadığı bir anayasa metni demokratik olamaz hatta ANAYASA sayılamaz!
    (Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi md. 16)

    Gerçekte Anayasa Mahkemesi de devre dışı bırakılarak göstermelik kılınmıştır.
    18 maddelik değişiklik ne yazık ki hile ile, cebren “evet” olarak onanmış sayılmıştır.
    Gerçekte, YSK ne derse desin, kazanan “HAYIR” olmuştur.
    Diliyor ve umuyoruz ki AİHM, insanlığı utandıran bu hile ve sahteciliği
    devasa bir insanlık hakkı ihlali sayarak gayrımeşruluğu belgelesin..

    Bu nedenlerle bu gün, 1 Mayıs 2017 günü işçinin – emekçinin bayramını kutlamak ve DEMOKRASİ İÇİN DİRENMEK, TEK ADAM DAYATMASINA “HAYIR” demek için alanlarda olmalıyız.. AKP iktidarının güvenlik önlemleri abartılı ve bir korkuyu – kaygıyı
    (Gezi benzeri bir kıvılcım!) dışavuruyor. Ne yazık ki Taksim gene emekçilere kapalı.. Yazık..

Sevgi ve saygı ile. 30 Nisan 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bülent Tezcan : ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ NE GETİRİYOR? 30 SORU – 30 CEVAP

Dostlar,

CHP’nin seçim ve hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı
Sayın Bülent Tezcan önemli bir çalışma yaptı.. 11 Ocak 201’de sitemizde yayımlamıştık,
1 kez daha öne çekerek paylaşmak istiyoruz..

  • ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ NE GETİRİYOR? 30 SORU – 30 CEVAP

AKP – MHP kutsal ittifakının (!!) Türkiye’ye dayattığı çağ dışı, kökü dışarıda anayasa değişikliğinin içyüzünü ortaya koymak üzere 30 soru – 30 yanıttan oluşan bir metin..
Söz konusu güdümlü Anayasa değişikliği = rejim değişikliği = Tayyibistan dönüşümü
amaçlı 21 maddelik teklif TBMM Anayasa Komisyonundan 18 maddeye indirilerek geçmişti. Bu temelde yapılan bir hazırlık.. Okunmalı, paylaşılmalı, halkımızı bilgilendirmeli..

Başta Sayın Engin Altay olmak üzere Bülent Tezcan ve Özgür Özel bu süreçte olağanüstü bir çaba ve başarım (performarns) sergilemekteler.
Kendilerine güç diliyor, şükranlarımızı sunuyoruz.

Sayın Tezcan, 20 sayfalık çalışmasına şöyle başlıyor ve şöyle bağlıyor:
*****

Soru 1) Bu teklifl e Amerika’daki gibi bir başkanlık sistemi mi öneriliyor?
Hayır! Başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden tümden ayrıdır. Birbirlerini denetleme mekanizmaları vardır.
Önerilen sistemde ise bütün yetkiler bir kişinin (Cumhurbaşkanının) elinde toplanıyor. Bu sistem bir başkanlık sistemi değildir.
Açıkça, DİKTATÖRLÜK, TEK ADAM REJİMİ önerilmektedir.
……….
Soru 30) Bu Anayasa değişikliği geçerse ne olur?
1. Anayasayla bir diktatör yaratırız.
Her şeye dokunan ama kendisine dokunulamayan bir diktatör ortaya çıkar.

2. Demokratik rejimden tümüyle ayrılıp otoriter bir rejim kurulur.
3. Hiçbir vatandaşın, can, mal ve hukuk güvenliği kalmaz.
Her kişi, kurum ve kuruluş tek bir kişinin, bir diktatörün vicdanına terk edilir.

4. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmaz.
Devlet yönetiminde ve ülkede zorbalık hakim olur.

5. Bir kişi hem hükümet, hem meclis, hem mahkeme olur.
Yasama, yürütme ve yargı tek bir elde toplanır.

6. Etkisiz, yetkisiz, aciz ve sembolik bir Meclis ortaya çıkar.
7. Meclisi mezara, demokrasiyi tarihe gömeriz.

Söz konusu 30 soru – 30 yanıt çalışmasının metnine erişmek için lütfen tıklayınız..
(20 sayfa, yaklaşık 47 KB)

30 soru 30 yaınt Anayasa Değişikliği ne getiriyor, CHP, 9.1.17

(Bir kez daha dikkate sunma, 30.03.2017, Perşembe)

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

İstanbul Barosu : Yeni Anayasayla Getirilecek Değişikliğe Karşıyız

Yeni Anayasayla Getirilecek Değişikliğe Karşıyız

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, Ulusal Kanal’da yayınlanan ana haber programında (22.12.2016) TBMM’de görüşülmekte olan sistem değişikliği öngören anayasa değişikliklerine karşı olduklarını ve yasalaşmaması yönünde mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Yürürlükteki sistemde var olan eksikliklerin parlamenter sistemi toptan değiştirerek
onu bir başkanlık sistemine evrilmeyi gereksindirecek hiçbir haklı siyasal,
hukuksal koşul bulunmadığını belirten Durakoğlu, şöyle devam etti:

  • Türk silahlı kuvvetlerinin Fırat Kalkanı Operasyonu devam ederken, Türkiye bir bölümüyle Orta Doğudaki siyasetleri, bir bölümüyle de kendi iç siyasetleri nedeniyle ciddi bir terör tehdidi altındayken, böyle bir ortamda özü itibarıyla (AS: bakımından) uzlaşma belgesi sayılması gereken bir anayasanın tartışılması, konuşulması ve bu anlamda bunun bir sistem olarak ;bu denli büyük bir değişikliğe uğratılmasının doğru olmadığı kanısındayım”.Anayasa değişiklik teklifini eleştiren Mehmet Durakoğlu, “Gensoruyu, yazılı, sözlü soruları
    bir yana bırakmak ve Parlamentonun işlevselliğini kısıtlamak suretiyle, bir de yargının denetim mekanizması olarak kendisini göstermesini engellemek ciddi açıdan kuvvetler ayrılığı ilkesinin ihlal edilmiş olduğu bir sonuç doğuruyor” dedi.Durakoğlu, sistem değişikliği sürecini son derece önemsediklerini ve ciddi bir süreç olarak değerlendirdiklerini, Baro olarak paneller ve konferanslar düzenleyerek başta milletvekilleri ve kamuoyuna yanlışları anlatacaklarını, hukuksal temelli bir olgu yaratarak mücadeleyi sürdüreceklerini anlattı.
    ====================================
    Dostlar,AKP – RTE her şeyi, herkesten tartışmasız biçimde daha iyi biliyor (!)..
    Tüm uzman kişi ve kurumların sıkı uyarıları bile hiiiç işe yaramıyor..
    AKP – MHP kutsal ittifakı pervasız ve ölçü tanımadan yıka devire sürüyor.
    Anayasa’nın 175. maddesine meydan okunarak gizli oy kuralı apaçık çiğneniyor.
    Eğer bu hukuk dışı değil ise CHP’li vekiller kamera, tutanak vb. araçlarla ihlali belgelediklerinde AKP’li “erkek” vekiller neden çileden çıkıyor? Kadın vekile “erkek” AKP’li vekiller saldırıyor!
  • Kocaeli milletvekili Fatma Kaplan’ı darp edip telefonunu gasp edecek ölçüde??CHP’li Fatma Hürriyet Kaplan isyan etti: Yere batsın sarayınız, yere batsın anayasanız
  • Ve Dolar 4 TL’ye koşuyor..
    Muazzam bir ekonomik yıkım – yangın ile ülke kuşatılıyor ama
    AKP’nin umuru gene değil.. Neron’un Roma’yı yakmasından farkı var mı??
    Tek tasa, bacakları titreten tasa – korku – panik o ki;
    öylesine çok suça bulaşıldı ki yargılanmanın mutlak biçimde ve her ne pahasına olursa olsun engellenmesi zorunlu, buna mahkumlar!
    TBMM’de Cansiperane kavga bundan.. Kim ne söylerse söylesin, vız geliyor…
  • Bir elinde ayna, bir elinde cımbız umurunda mı dünya!*

AKP “ya hep ya hiç” sarmalına dolanmış biçimde..
Harakiri yaparken koca ülkeyi ve 80 milyonluk halkı gözden çıkarmış bulunuyor..

Yazık hem de çoook yazık.
Bu gece (11.01.2017) 3. madde de 341 “açık oy” ile darp – dayak ve şiddet ile geçirildi ve Tayyip beyden “tık” yok… Her şey mübah..
4+4+4 yasasında da tekme tokat, uçan tekmelerle AKP muhalefete şiddet uygulamış idi..

Türkiye dipsiz bir uçuruma büyük bir hızla sürükleniyor..

Tek yol kalmıştır :

  • Erdoğan yarın sabah, -tecavüzcüye af yasasında olduğu gibi-
    bu dayatmaya artık 
    son vermelidir..

Hatadan dönmek erdemdir.

Son uyarılar, anımsatmalar, ricalardır..

Sevgi ve saygı ile.
11 Ocak 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Orhan Veli’nin Cımbızlı Şiiri

Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya