Etiket arşivi: Ahmet Zeki Üçok

Rütbesi sökülmüş tabuttaki asker

Barış Terkoğlu

Barış Terkoğlu
Son Yazısı / Tüm Yazıları
22 Aralık 2022, Cumhuriyet

Bugünden gençtim. Telefonum çaldı. “Baban öldü” dediler. 51 yaşındaydı. Kimsenin suçu yok, kendi kalbi istememişti. Kara, dipsiz bir kuyuya düştüğümü hatırlıyorum. Geçen salı sabahı telefonum çaldığında, o kuyuyu hatırladım, tahmin ettim, açmadan “Hayır” dedim. Arayan hapisteki Vural Avar Paşa’nın yeğeni Sinan’dı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sadece “Kaybettik” dedi. Ne acı, amcasının öldüğünü cezaevi müdürünün telefonuyla öğrenmek zorunda kalmıştı. Ölmek ancak ölmekle karşılaştırılabilir sanırdım. Yanılmışım, bu kez öfkem, üzüntümden fazlaydı.

5 Ocak 1938’de Bitlis’te doğmuştu Vural Avar. Yaşasa, iki hafta sonra 85. yaşını kutlayacaktı. Hani “doğuştan” derler ya… Babası İsmail Bey de asker. Oğlu da küçük yaşta babasının üniformasını giydi. 19 yaşında, ilk aşkı, Harp Okulu’ndaki sıra arkadaşı Tuna Hanım’la tanıştı. Birinci sınıfın sonunda evlenmeye karar verdi. Geçen 11 Aralık, 63. evlilik yıldönümleriydi. Çocukları olmadı. Birbirlerini evlat bildiler. Tuna Hanım’ın ölen kardeşinin kızı Yeşim’i de evlat edindiler.

BU KIŞI ÇIKARAMAZ!

Ne istiyorlardı Vural Paşa’dan? 85 yaşında bir hücrede uyurken can vermek… Bu neyin intikamıydı? Yaşlılığa bağlı hastalıkları, geçirdiği koronavirüs, kaburgalarının kırılması yetmemiş, götürüp cezaevine geri bırakmışlardı.

  • Ölüm öyle göstere göstere geldi ki…

Onu ziyaret eden Ahmet Zeki Üçok ile konuşmuş, iki ay önce bu köşede yazmıştım. Üçok, hapiste ziyaret ettiği Vural Paşa’nın durumunu şöyle anlatmıştı:

“Yüksek tansiyon, kalp, demans, prostat, işitme kaybı hastalıkları var. Günde 10 hap kullanıyor. Sürekli eski söylediklerini tekrar ediyor. İsimleri unutuyor. Koğuş arkadaşının ismini hatırlamadı.”

Üçok’un notları şöyle bitiyor: “Çok zayıf ve kırılgan. Bu kışı çıkaramaz.” Gerçekten dediği oldu. Bu kış çıkmadı!

‘KABURGALARIMI GÖMDÜM’

Olacakları bekliyormuş gibi. Son görüş gününde, O’nu gören tutuklu yakını anlatıyor: “‘Vural Paşam, kaburgalarınız nasıl, ağrınız çok mu?’ dedim. ‘Ben kaburgalarımı gömdüm’ dedi bana.”

Ölümünden sonra, Vural Paşa’nın yaşadıklarını nasıl anlattığına bakıyorum. 10 yıl önce ilk kez çıktığı mahkemede söyledikleri bitmeyen intikamı özetliyor: “30 Ağustos 1998’de kadrosuzluktan emekli oldum. Halen 76 yaş içindeyim. 16 yıl önce cereyan etmiş olayları hatırlayamıyorum.”

Vural Avar, MGK üyesi değildi. 28 Şubat O’nun için verilmiş görevdi. Davada bunu şöyle anlattı: 28 Şubat süreci benim için 28 Şubat 1997 tarihinde başladı. Emekli olduğum 30 Ağustos 1998 tarihinde de bitti.”

BUNU CIA BILE YAPAMAZ

FETÖ’cü savcı Mustafa Bilgili, yıllar önce emekli olmuş yaşlı asker Vural Paşa’ya, FETÖ’cü ihbarcının verdiği evrakı soruyordu. Aldığı cevaplar, haliyle genelde “Bilmiyorum, görmedim, hatırlamıyorum” şeklinde oluyordu. O’nu suçladıkları belgeleri “gizli” diyerek okutmuyorlardı bile. Ama trajikomik durumun bir tanesini mahkemede şöyle anlattı:

“Okuduğum kısım benim başkanlığının görev alanının çok dışında, özetle İran’daki rejimi değiştirmek gibi, çok ütopik böyle bir imkân ve yetkimizin olamayacağı bir görevdi. Savcıya, ‘Bunu işleme koymamız mümkün değil, bunlar ütopik fikirler, bunları eyleme dönüştürecek makam benim sorumlu olduğum birim değil, böyle bir çalışma yapmamız da imkânlarımızın dışında’ demiştim. Hatta gülerek, bana verilen bu görevi ABD’nin CIA’nın bütün imkânlarını kullanmasına rağmen yıllardır gerçekleştiremediğini de ilave etmiştim.”

ERBAKAN’LA ÇALIŞTI

Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler başkanı olarak emekli olmuştu. Erbakan’la birlikte çalışmıştı. 28 Şubat’ın hedefinin Erbakan değil, irtica olduğunu davada anlatmıştı: “Dönemin başbakanı rahmetli Erbakan ile yakın temasım olmuştu. Kendisini çok kibar, etrafına karşı çok centilmen bir adam olarak tanıma fırsatını bulmuştum.”

28 Şubat kararlarının altında imzası olan, Genelkurmay’a “Gereğini yerine getirin” direktifi veren de Erbakan’dı. Gelgelelim, AKP-FETÖ ortaklığı, Erbakan’ın ölümünden sonra davayı açtı. Zira

  • Erbakan, yaşarken içerideki hiçbir askerden şikâyetçi olmamıştı.

FETÖ-AKP ORTAKLIĞI HAZIRLADI

Vural Paşa son savunmasını yaptığında FETÖ hesaplaşması yaşanmıştı. Savunmasında ortaya çıkan tabloyu şöyle özetliyor:

“Müştekiler içinde YAŞ kararı ile TSK’den çıkarılanlar, bunlar benim elimdeki bilgilere göre 196 kişi. Bunlardan 47’si aşırı dinci ve daha sonradan FETÖ ortaya çıkınca FETÖ’cü oldukları için Silahlı Kuvvetler ile ilişkileri kesilmiş olan kişilerdir. İddianameyi hazırlayan savcılar Mustafa Bilgili ve Kemal Çetin’in FETO mensubu oldukları için tutuklandıkları, hatta onlara TSK’den bazı sahte belgeleri gönderen askeri savcı Muharrem Köse’nin de FETÖ mensubu olduğu dikkate alınmalı. Savcılar; ilk soruşturmada ifade alan savcılar Cemil Tuğtekin meslekten ihraç, Mehmet Özgür meslekten ihraç, sahte CD’yi teslim alan savcılar Hüseyin Ayar meslekten ihraç, Fikret Seçen meslekten ihraç… Karar veren hâkimler Mustafa Karatay meslekten ihraç, Muhammed Alabaş tutuklu, Ali Ertan tutuklu, Haydar Kol tutuklu. Tutukluluk itirazlarını değerlendiren ve kopya eder gibi hep aynı ifadelerle reddeden hâkimler; Abdullah Bahçeci tutuklu, Nihal Uslu tutuklu, Halil İbrahim Kütük tutuklama kararı var ama firarda; Dündar Örsdemir meslekten ihraç, tutuklu; Ahmet Korkmaz meslekten ihraç, tutuklu; Kadriye Çatal meslekten ihraç. Bilirkişiler Ünal Tatar ihraç, firarda; Cihat Yıldız ihraç, Yakup Korkmaz ihraç…”

Vural Avar Paşa, davayı hazırlayanları böyle özetliyordu.

  • Ancak AKP ile FETÖ, Türk Ordusu’na kurulan kumpasın ortaklarıydı.

Vural Paşa gibi Mustafa Kemal’in askerleri ise, her ikisinin de düşmanıydı. O’nu 85 yaşında hapiste katleden de işte bu ortaklıktı. Birinin yarım bıraktığını öbürü tamamlıyordu.

ÜNİFORMASI SÖKÜLMÜŞ TABUT

İdam, yani müebbet verdiler. Yetmedi rütbelerini söktüler. Öyle vahşi bir intikamdı ki bu, cezaevine gelen mektuplarda “korgeneral” yazanları geri yolluyorlardı. Vural Avar Paşa bugün öğlen, Kocatepe Camisinden Karşıyaka Mezarlığı’na uğurlanacak. Öğrendiğime göre rütbeleri söküldüğü için askeri tören de yapılmayacak. Bir zamanlar Mustafa Kemal’in üniformasını çıkaran ittifak, 100 yıl sonra Mustafa Kemal’in askerlerinin üniformasını sökerek O’ndan intikamını almış olacak.

  • Yaşı 90’lara varmış, “10 rütbesiz er” ise hapiste ölümü beklemeye devam edecek…

Elveda Avar Paşa!
Sen ölmedin, ölüm sana getirildi!
Şimdi bizden çok uzağa, bilmediğimiz dünyalara gidiyorsun. Unuttuğun günleri, alamadığın nefesleri, çocuğun gibi sevdiklerini, özlediğin kedini, eski resimlerini bize bırakıyorsun. Üniformasız tabutun çıplak ellerimizin üstünde.

  • Sözümüz olsun, adaleti senden çalanlara, adaletin ne olduğunu bir gün göstereceğiz!
  • Bir gün… Mutlaka!

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 09 Şubat 2022

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 09 Şubat 2022

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

BAĞIMSIZ

Avrupa Konseyi, AİHM kararına rağmen Kavala’yı tahliye etmeyen Türkiye’yi AİHM’e havale etti.

Karara tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı; ”Ülkemizde devam eden bağımsız yargı sürecine müdahale edildiğini ”açıkladı.

Yargı süreci tamam da “bağımsız yargı” anlaşılmadı?..

KDV

CHP Milletvekili Turhan Aydoğan’ın elektrik, su, doğalgazdan KDV alınmaması için verdiği önerge Cumhur ittifakınca reddedildi.

Seçimde KDV olarak döner…

PİK

Şubat ayı %48.6 enflasyon ile rekor kırdı. “Enflasyon Ocak’ta pik yapar” diyen Bakan Nebati şimdi de “Nisan’da pik yapar” dedi.

Nisan olmazsa Mayıs, o da olmazsa Haziran iyidir.

SOY

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, bölücü terör örgütü PKK’ya karşı yapılan “Kış Kartalı” operasyonunu ‘soykırım’ yalanıyla hedef aldı. Uca, NATO ve AB’ye çağrı yaptı.

Terörün vekili…

DUA

Corona’ya yakalanan RTE mesajında “… Görevimizin başındayız. Çalışmalarımıza evde devam edeceğiz. Dualarınızı bekliyoruz.” yazmış.

Her dakika duacıyım…

HAPİS

RTE, “Ben istirahatlere pek alışık değilim, şimdi böyle bir durum oldu, yani bizi eve hapsettiler.”

Beteri var…

BANKAMATİK

İBB’den 1.5 milyon TL’ye yakın astronomik burs alan AKP’li Eski Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın kardeşi de 18 yaşında üniversiteye başladığında İBB’de işe başlamış.

Bunlar İmamoğlu’nu hedef tahtasına koymasın da ne yapsınlar…

ÖNEMSİZ

Corona vakaları günlük yüz bini, ölümler 200’ü geçmişken Sağlık Bakanı “ Endişelenmeye mahal yok” dedi.

Haklı, en fazla ölürüz…

HESAP

Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın “2023’te 100 yıllık büyük hesaplaşma olacak” dedi.

Geleceği görmüş. Seçim ve hesap kesim tarihi…

MİLLİ

Devlet Bahçeli, ABD Büyükelçisinin göreve başlar başlamaz İmamoğlu’nu ziyaret etmesine tepki gösterdi.

Haklı. Ancak:

Washington Büyükelçimiz Murat Mercan’ın güven mektubu, gidişinden aylar sonra Beyaz Saray Güvenlik Konseyi’nin bir üyesi tarafından bir restoranda kabul edilmişken, ABD Ankara Büyükelçisinin gelişinden bir hafta sonra sarayda Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilişini de eleştirebilseydi, hem daha haklı hem dürüst hem de milliyetçi olurdu…

HELAL

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, perşembe gününden bu yana ciddi elektrik kesintileri ve kar esareti (AS: tutsaklığı) yaşanan Isparta’ya giderek “Hakkınızı helal edin, birkaç gün enerjisiz kaldınız” dedi.

Halk zamlı faturaları ödemezse helal mi edilecek, faizi mi istenecek?

Şeriatla mı yönetiliyoruz? Helallik dilemek mi hesap vermek mi?…

HAİN

Atatürk’e ve Kuvayı Milliyecilere hakaret eden ve vatana ihanetten idam edilen İskilipli Atıf, ölümünün 96. yılında, Çorum Valisi, Belediye Başkanı, Hitit Üniversitesi Rektörü ve AKP Çorum milletvekili tarafından anıldı. Vali, anmaya katılışını savunurken Uğur Mumcu’nun sözlerine sığındı.

Yumuşakçalar, sığınmak için sert kabuklu arar…

FETÖCÜ

Emekli Askeri Hâkim Ahmet Zeki Üçok, Milli Savunma Bakan yardımcıları Muhsin Dere’nin ByLock kullanıcısı, Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun ise ABD’nin ‘güvenilir irtibatı’ olduğunu öne sürdü.

Bakan Akar?..

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ten (Tekrar)

  • Eyy yobazlar alemi; Atatürk’e saldırmak daha kaliteli bir dindar olduğunuz değil, daha kaliteli bir şerefsiz olduğunuz anlamına gelir…

Üçok: Bu değişiklik TSK’nın sonunu getirebilir

Üçok: Bu değişiklik TSK’nın sonunu getirebilir

Emekli askeri hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, Harp Okulları ve Astsubay Yüksekokulları’na giriş koşulları arasında bulunan ‘irticai faaliyete karışmamış olma‘ şartının kaldırılmasının TSK’nın sonunu getirebilecek kadar tehlikeli olduğunu söyledi.

(AS: Bizim katkımız yasının altındadır..)

Üçok: Bu değişiklik TSK'nın sonunu getirebilir

Emekli askeri hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, gündemdeki konuları Veryansın TV’ye değerlendirdi… İşte Üçok’un açıklamalarından satır başları:

İRTİCA TEHLİKESİNİN KALDIRILMASI

“Bu yönetmelik değişikliğinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sonunu getirecek kadar tehlikeli olduğunu değerlendiriyorum. Bu orduda cemaat mensubu askerler, kendi başkomutanları olan Cumhurbaşkanının evini bombaladılar. Bu ülkenin Millet Meclisi’ne, halkın üzerine şeyhlerinden aldıkları talimatla saldırdılar. Bunlardan ders çıkarmayan bir ülkenin kaderi benzer olur. Bundan derhal vazgeçilmeli. Eğer o tarikat terör örgütü ilan edilmemişse, Harp Okuluna girer. Yönetmelik değişikliğinde ‘Bakanlar Kurulu kararı ve mahkemelerce terör örgütü ilan edilen’ diyor. Bizim ülkemizdeki tarikatların % 99’u terör örgütü değil ki. Ama şunu biliyoruz; hepsinin dini liderlerinin amacı bu ülkede dini bir yönetim kurmak. Bizim anayasamız ve kırmızı kitabımızda ‘Türkiye Cumhuriyeti laik, demokrat, hukuk devletidir’ diyor. Bunu değiştireceğini ilan eden tarikattan adamı alıyorsun, buna nasıl engel olacaksınız.

’15 TEMMUZ’U YAŞAYAN TSK BUNU KABULLENMEZ’

Ne Kara, ne Hava ne de Deniz Kuvvetleri Komutanlıklarından kimsenin bu değişiklikten haberi olmamış. Bu dersi yaşamış komuta kademesinin buna onay vereceğine aklınız yatıyor mu? TSK’daki boşluğu doldurmaya yönelik olarak hükümetin bir savunma refleksi olarak bu kararı aldığını, komuta kademesi tarafından onaylanmasının mümkün olmadığını söylüyorum. En kısa zamanda değiştirileceğini ümit ediyorum. 15 Temmuz’u yaşamış olan Türk Silahlı Kuvvetleri bu kararı benimsemez.

TARİKAT ZİYARETİ YAPAN SARIKLI AMİRAL YORUMU

Bu son yönetmelik değişikliğiyle beraber o kişiye bir işlem yapılacağını sanmıyorum. Yönetmelik değişmeseydi anayasaya karşı bir amiral silahlı kuvvetlerde tutulmazdı. Şu anda bu yönetmelik değişikliğiyle irticai faaliyet tanımı ortadan kaldırıldı. Bu kişinin tarikattan olması suç sayılmıyor. Ama bu tarikatın anayasamızın değişmez maddelerine karşı olan bir tarikat olduğunu herkes biliyor. Anayasa’ya karşı olanların TSK’da yeri yoktur denirdi.

Programın tamamını izlemek için…

================================
Dostlar,
Bu bağlamda paylaştığımız tweet iletisi 100 bin  okumaya koşuyor..

Sayın ÜÇOK’un uyarıları son derece yerindedir.

VERYANSIN TV ve sevgili Erdem Atay‘ın konuya duyarlığı  da çok değerlidir.

Görünen o ki, AKP iktidarı, durdurulamayan / durdurulamayacak sonunu gördükçe, her gün Türkiye’ye bir OPERASYON ile vurmaktadır.
“2023 hedefleri” maratonu adeta hızlandırılmıştır.

Hem bir an önce “kutsal – kadim” hedeflere ulaşmak hem de dinci – tutucu – gerici bloku sıkılaştırmak amaçlı olarak bu kesimlere “ulufe” dağıtılırcasına Laik – Demokratik – Sosyal – Hukuk devleti olan Cumhuriyet’e ağır ve ardışık darbeler indirilmektedir.

Dolayısıyla zaman, hem AKP darbecileri açısından hem de Cumhuriyeti savunacak kesimler için eşzamanlı olarak daralmaktadır.

Bu kritik bir saptamadır, ayrımındayız yazdığımızın.
Ancak tarihin tekerleği dönmekte, saatin tik takları da kulakları sağır edercesine, durmaksızın akmakta..
  • AKP darbelerinin / darbeciliğinin ve Ülkede giderek içine sürüklenilen sıcak çatışma ortamının – riskinin mutlaka durdurulması gerek..

Sevgi ve saygı ile. 29 Mart 2021, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik

Yargı’da halen 2221 hakim ve savcı ya FETÖ’cü ya da FETÖ destekçisi!..

Yargı’da halen 2221 hakim ve savcı ya FETÖ’cü ya da FETÖ destekçisi!..

Aytunç ERKİN
SÖZCÜ, 20.09.2019
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır. Ayrıca yazarın konuyla bağlantılı 4 yazısının erişkeleri / linkleri yazının sonunda verilmiştir.)

Balyoz mağduru emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok rakamlarla analiz etti:

✔ YARGITAY: 2014 HSYK seçiminde FETÖ’cü adaya 196 oy verildi. 133’ü ihraç edildi. 63 kişi görevde

✔ DANIŞTAY: 2014 HSYK seçiminde FETÖ’cü adaya 73 oy verildi. 43’ü ihraç edildi. 30 kişi görevde

✔ ADLİ YARGI: 2014 HSYK seçiminde FETÖ’cü adaya 5.319 oy çıktı. 3.236’sı ihraç edildi. 2.083’ü görevde

✔ İDARİ YARGI: 2014 HSYK seçiminde FETÖ’cü adaya 735 oy verildi. 690’ı ihraç edildi. 45 kişi görevde

1 – “Sayın Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e seslenmek istiyorum: Siz 2014 yılında yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinde FETÖ üyesi hakim ve savcıların Türk yargısı için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu görmüş ve bu ucube yapıyı adalet sistemimizden tasfiye etmek için Yargıda Birlik ile beraber mücadele etmiş birisisiniz. Sayın Gül, şimdi size düşen en önemli görev, Adalet Bakanı olarak o günlerin artıkları olan (Kripto FETÖ’cüleri) temizleyerek yarım kalan bu işi tamamlamaktır. Diğer yandan yeni adıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu’na büyük bir görev düşmektedir. Türk yargısının içerisindeki (Kripto FETÖ’cüleri) tespit ederek yargı önünde hesap vermelerini sağlamak onların boyunlarının borcudur.”

Bu cümleler, emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’a ait… Üçok’la, son günlerde yaşanan “Yargıdaki FETÖ’cüler” tartışması üzerine konuştuk. Üçok da, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül başta olmak üzere başta yargı olmak üzere kurumlarda bu örgütle savaşan isimlere desteğini esirgemiyor. Ki, Bakan Gül’ün hedefe konulmasına da karşı çıkıyor! Ancak… Şerhini de koyuyor!

2014 HSYK SEÇİMLERİ ÖNEMLİ

Sözü, Üçok’a bırakıyorum: “…15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü, HSYK, iki binden fazla FETÖ mensubu hakim ve savcıyı ihraç etti. HSYK’nın bu tutumu, FETÖ ile mücadele için atılmış en önemli adımdır. HSYK tarafından, FETÖ üyesi hakim ve savcılar ihraç edilmemiş olsaydı kendi örgüt üyesi asker, polis, sivil, hiç kimseyi ne soruştururlar ne de dava açarlardı. Bu operasyonu yapan, Türk hukuk tarihinin en başarılı HSYK’sı kolay oluşturulmadı. O günleri ve bugünleri anlayabilmek için 23 Eylül 2014 tarihinde yapılan HSYK üye seçimlerini çok iyi analiz etmek gerekir.”

Bu analizi iyi okuyun… Çünkü rakamlar çok dikkat çekici…

Her biri FETÖ abileri tarafından ankesörden aranmış hakim ve savcı var. Ben bu kişiler hakkında HSK’ya giderek suç duyurusunda bulunmaya hazırım.

‘İhraçlara rağmen yargıda tam bir temizlik olmadı’

“2010 yılında 10 bin 739 olan hakim savcı sayısı dört yıllık süreçte neredeyse tamamı FETÖ ile iltisaklı 4 bin 273 hakim savcı alınarak 15 bin 12’ye çıkarılmış, Yargıtay’da 107 yeni üyelik ele geçirmiş ve yargı adeta FETÖ yargısına dönüştürülmüştür.”

YARGI İKİYE BÖLÜNMÜŞTÜ

“O günleri yaşayan ve FETÖ yargısının hukuksuzluklarına bilfiil maruz kalan birisi olarak, 23 Eylül 2014 tarihinde yapılan HSYK seçimlerinin Türk hukuk tarihi açısından ne kadar önemli olduğunu en acı biçimde öğrenenlerdenim. Türk yargıç ve savcıları adeta FETÖ’cüler ve diğerleri olarak ikiye ayrılmışlardı. Türk yargı sistemindeki karanlık gidişi gören diğerleri yani FETÖ üyelerinin dışında kalan sosyal demokratlar, ülkücüler, muhafazakarlar, Atatürkçüler, milliyetçiler, dindarlar hepsi bir araya geldi ve Yargıda Birlik Patformu adı altında birleşti.”

3926 KİŞİYE İHRAÇ

“Bu seçimde FETÖ üyesi hakim, savcı, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile Yargıda Birlik Platformu adayları kıyasıya yarışmışlar, adeta bir ölüm kalım mücadelesi vermişlerdir. FETÖ üyesi hakim ve savcıların, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin aldıkları oy miktarları Türk yargısı iindeki FETÖ’cülerin miktarını da ortaya çıkarmıştır. Sayın Adalet Bakanı’nın açıklamalarına göre bugüne kadar 3926 hakim ve savcı FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edilmiştir.

  • Türk yargısı FETÖ’den temizlendi mi? Tabii ki hayır.”

İŞTE RAKAMLARLA ‘KRİPTO’ GERÇEĞİ

“Yargıtay’da, Danıştay’da mevcut görev yapan FETÖ’cü kaç üye var, adli yargıda, idari yargıda halen FETÖ’cü kaç hakim savcı var” soruma Üçok, “ Yüksek Seçim Kurulunun resmi tutanaklarında tespit edilmiş olan rakamlarla bunları sunuyorum” dedi.

YARGITAY: 23 Eylül 2014 tarihinde yapılan HSYK seçimi sırasında 387 Yargıtay üyesi mevcuttur. 373 Yargıtay üyesi, üç HSYK üyesini belirlemek için oy kullanmışlardır. FETÖ kontenjanından seçime giren ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen isim 196 (FETÖ üyesi ya da FETÖ’severler) oy almıştı. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası 133 Yargıtay üyesi FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edildiğine göre; 196’dan 133’ü çıkarırsak halen görevde olan 63 Yargıtay üyesinin FETÖ üyesi veya FETÖ müzahiri (destek çıkan) olduğu, Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen rakamlara ve HSYK verilerine dayanarak söyleyebiliriz.

DANIŞTAY: 23 Eylül 2014 tarihinde yapılan HSYK seçimi sırasında mevcut 156 Danıştay üyesinden 151 kişisi iki HSYK üyesini belirlemek için oy kullandılar. Yapılan seçim sonrasında  FETÖ kontenjanından seçime giren ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen isim 73 oy aldı. 15 Temmuz sonrası 43 Danıştay üyesinin FETÖ’cü olmaktan ihraç edildiğini göz önüne alacak olursak, Danıştay’da görev yapan 30 üyenin FETÖ üyesi veya FETÖ müzahiri olduğu anlaşılmaktadır.

ADLİ YARGI: 2014 yılında HSYK verilerine göre, adli yargıda 6841 hakim, 4777 savcı olmak üzere toplam 11618 kişi görev yapmaktadır. FETÖ listesinden seçime katılan ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen isim 5319 oy almıştır. 15 Temmuz sonrası FETÖ iltisakı nedeniyle 2047 hakim ve 1189 savcı olmak üzere toplam 3236 adli yargı mensubu ihraç edilmiştir. Bir gerçek var ki ihraç edilen isme oy veren 5319 hakim-savcının, 3236 kişisi atılmış. Adli yargıda görev yapan 2083 hakim savcının FETÖ üyesi veya müzahiri olduğu kesindir.

İDARİ YARGI: Seçimlerin yapıldığı 2014 yılında HSYK verilerine göre 1147 hakim vardır. Bilmeyenler için söyleyelim idari yargıda savcılık makamı yoktur. İdari yargıdan HSYK’a seçilen ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen isim 735 oy almıştır. 15 Temmuz sonrası idari yargıdan 690 hakim FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edilmiştir. Bu ihraçları dikkate aldığımızda idari yargıda halen görev yapan 45 hakim FETÖ üyesi veya FETÖ müzahiri olduğu anlaşılmaktadır.

SONUÇ                            :

  • 23 Eylül 2014 yılında yapılan HSYK seçimleri sonrasında bugün Yargıtay, Danıştay, Adli  ve İdari Yargı ‘da halen 2221 hakim savcının FETÖ üyesi veya FETÖ müzahiri olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

Emin olun bu kişiler bugün kendilerini Okuyucu, Yazıcı, Menzilci, sosyal demokrat, milliyetçi gibi başka sıfatlarla tanımlasalar da hepsi yargı tarafından isim isim bilinmektedir.
=====================================

Dostlar,

SÖZCÜ yazarı Sn. Aytunç ERKİN‘in aşağıdaki yazılarının da, yukarıda sunulan çarpıcı makale ile bütünlük içinde okunmasını öneriyoruz :

Hem Sn. Erkin’i hem de FETÖ’nün tuzak (kumpas) davalarında hapis yatarak ağır biçimde mağdur edilen ama sonunda aklanan E. Yargıç Albay Ahmet Zeki Üçok‘u bu cesur girişimleri ve kamuoyunu uyarmaları nedeniyle kutluyoruz.. Ahmet Zeki Üçok, 2009’da Fethullah Gülen cemaati hakkında yürüttüğü soruşturmanın ardından Balyoz Davası sanığı oldu. 4 yıl 9 ay cezaevinde yattı. (https://www.biyografi.info/kisi/ahmet-zeki-ucok, 23.9.19)

Sıra Devletin yetkili organlarında.. Hukuk içinde kalarak gereğini derhal yapmaları zorunlu. AKP içindeki siyasal uzantıları da dahil elbette! Saygı Öztürk’ün yine SÖZCÜ‘de 22.09.2019 günü yayınlanan yazısına göre; durum ciddiyetini korumaktadır ve zaman tehlikeli biçimde hızla akmaktadır. 15 Temmuz’un üzerinden 3+ yıl geçmiştir, sorun şimdiye dek çözülmüş olmalıydı gerçekte..

152 bin kişi hakkında yürütülen gizli soruşturma

Epey uzun zamandır sitemizin manşetinde tutuyoruz :

  • AKP’nin utanç veren, ibretlik FETÖ bağlantılarını kendi ses ve görüntüleri ile izleyin : https://youtu.be/KKxkccTS1DI
    AKP içi uzantılara dokunmak yok ama her yere, başta TSK, bitmeyen FETÖ operasyonları.. Niye!? Ulusal ordu yerine majestelerinin ordusu mu hedef?! Ya korunan AKP’liler?!

Hesap ortada.. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘e Ergenekon – Balyoz kumpaslarına ilişkin sözde ön bilgi verildiğinde zat-ı muhterem,

  • “..Bir savcı bulun, delillendirin..“buyurmuşlardı. O savcı bulundu, “Zekeriya Öz“ misyonunu yerine getirdi ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin eb sıcak zamanlarında “adeta“ elini – kolunu sallaya sallaya yurt dışına çıkmasına göz yumuldu..

Daha da ibret ve acı verici olanı ise, dönemin Başbakanı R.T. Erdoğan’ın kameralar önünde gümbür gümbür ilan ettiği “misyonu“ idi :

  • “… Ben bu davanın savcısıyım…“

Davalar çöktü, siyasal yargılama yapan yargıç – savcılar sanık sandalyesine oturarak hüküm giydiler..

  • Erdoğan, boşa çıkan savcılığının hesabını vermedi, vermeyecek mi, ne aman ve nasıl verecek!?

​Sevgi ve saygı ile. 23 Eylül 2019, Datça

Dr. Ahmet SALTIK​ MD, MSc, BSc​
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı​ (Ankara Üniv. Tıp Fak.)
​Mülkiyeliler Birliği Üyesi​​ – Sağık Hukuku Bilim Uzmanı​
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

 

BALYOZ Davasını unutmayalım : Hukuk hiç yoktu!

Diktator_olsaydim_sallandirirdim_RTE

Dostlar,

Yargıtay 9.Ceza Dairesi “yaya yaya” Balyoz sanıklarının savunmalarını dinledi..

Bizler de sevindirik olduk, savunma kısıtlanmıyor diye..

Yüksek Mahkeme duruşmayı kapattı ve Ekim 2013 başında karar açıklayacak

Bu arada YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplandı ve tutuklulukları süren subaylar
(2 muvazzaf orgeneral dahil) emekli edildiler..

Çünkü bu arada haklarında aklanma (beraat) kararı çıkmadı!

Aşağıdaki yazıyı bir kez daha okuyalım (1 ay önce Cumhuriyet’te yayımlanmıştı)..

Ekim 2013 başında Yargıtay 9. Ceza Diresi’nin adil hüküm vereceğine ilişkin
en küçük bir kanıtınız, öngörünü var mı??

Bizim yok.. (Bu heyetin bileşimini de dikkate alarak..)

Ola ki siyasal konjektür çoooook belireyici bir rota değişikliğine gire ??!

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 24.8.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================================

Hukuk hiç yoktu

Silivri’de yaşananların ilk günden beri yasaya aykırı olduğuna dikkat çekilerek
BM kararlarına sevinmenin düşündürücü olduğu belirtildi

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu, 24.7.13) –

Balyoz davasının temyiz duruşmasında avukat Murat Ergün, BM kararını anımsatarak,

“Neden BM’den gelen bir karara seviniyoruz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak?

Atatürk’ün büstü olan bir mahkemeden gelen bir karara neden sevinemiyoruz da kıtalar ötesi,
bize tümden yabancı insanların verdiği kararlara seviniyoruz?

Neden bu topraklarda güller hep kırmızı açıyor?” diye konuştu.

Ergün, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde,

** Savcılığın 359 isteminden 358’inin, savunmanın ise 943 talebinin yalnızca 7’sinin
kabul edildiğine işaret etti.

Sanıklar Kadir Sağdıç, Abdullah Can Erenoğlu, Mehmet Fatih Ilgar, Mehmet Koray Eryaşa ve Turgay Yamaç’ın avukatı Murat Ergün, bu anı epey beklediklerini belirterek, Silivri’de yaşadıkları usul ve yasaya aykırılıkları anlatacağını söyledi.

** “Silivri’de ilk günden son güne kadar kendimizi aldatılmış hissettik” diyen Ergün,

Mahkemenin duruşmanın başında söylediğini ortasında inkâr eder hale geldiğini belirtti.

Olayın varsayımlarla başladığını ve

    hükümlerin varsayımlar üzerine kurulduğunu

kaydeden Ergün,

“Varsayımları, ispat edilmiş hakikatler gibi karar verilerek mahkûmiyet hükümleri kuruldu” dedi.

Gölcük Donanma Komutanlığı binasında çıkan verilere de değinen Ergün, şunları söyledi:

“Şu noktayı kaçırmayalım : TSK içinde müvekkillerimizin, sanıkların oluşturduğu bir çeteyle mücadele etmiyorlar, öyle bir şey yok, masum insanları yakıyorlar. Çünkü onlar tasfiye edilmeden amaçlarına ulaşamazlar. Bu hep böyle olmuştur. Her zaman ülkede değişiklik yapılacaksa TSK kadroları tasfiye edilmiştir. Bugün yaşadığımız da odur.”

Mehmet Koray Eryaşa’nın, deniz komodoru olduğunu belirten Ergün, tutuklanma nedeninin Marmara Denizi’nde planla ilgili keşif yapmak olduğunu belirtti. Sanıklar Süha Tanyeri, Dursun Çiçek, Nedim Ulusan, Ahmet Zeki Üçok, Çetin Doğan ve Ahmet Bertan Nogaylaroğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz savunmasını yansı (slayt) gösterisi eşliğinde yaptı.

Anayasanın 90. maddesi gereği, BM’nin tutuklulukla ilgili verdiği kararın mahkemece göz önünde bulundurulmasını istedi. (Cumhuriyet, 24.07.2013)