Etiket arşivi: Ahi eVRAN

ALEVİ İNANCINDA “CİHAD” VAR MIDIR YA DA CİHAD NASIL ANLAŞILMALI??

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Alevi bir vatandaş soruyor:

” Hocam Alevi inancı ya da İslamın Alevi yorumunda CİHAD(×) var mıdır? Eğer varsa çok kısa olarak açıklayabilir misiniz?

Özetlemeye çalışayım:

Cihad sözcüğü, Arapça kökenli Kur’anî bir kavramdır. Sözlük anlamı, bir amaca ya da hedefe ulaşabilmek için ceht etmek, azmetmek, uğraş vermek, çaba harcamak…vb. yakın anlamlar içerir. Örneğin eğer bir sporcu, “Ben 100 m mesafeyi 9.5 saniyede koşmayı kendime hedef yaptım, bütün çalışmamı bu hedefe göre yapacağım” ve bu hedefe ulaşmak için gerekeni yapacağım diyerek gereğini yaparsa ceht etmiş, çaba göstermiş olur. Aynı biçimde eğer bir Alevi de, “Ben, hiç kimsenin benim elimden, dilimden ve belimden zarar görmesini istemiyorum” der ve kendisine böyle bir yaşam biçimi kurgular ve gereğini yaparsa nefsine karşı cihad yapmış olur.

Alevi toplumu açısından genelde dört türlü cihaddan söz edilebilir :

1- Aklı ve Bilimi Egemen Kılmak – Cehaletle savaşmak için cihad

Kur’an-ı Kerim’de aklı kullanmayı ve rasyonel düşünceyi egemen kılmayı önceleyen yüzlerce önerme vardır. Örneğin,

Aklı olmayanın dini olmaz
Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağar.
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

şeklindeki ayetler buna örnektir.

  • Hz. Muhammed’in “Bilim Çin’de de olsa gidip alınız”,
  • Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum”,
  • Hace Bektaş-ı Veli”nin “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”

    sözleri akla ve bilime verilen önemin kanıtlarıdır.

Cehaletle savaş ancak özgür akıl ve bilimle, özgür bir eğitimle olur. Üzülerek belirtmek gerekir ki, İslam ülkeleri cehalete karşı yeterli savaş vermemişlerdir. Genellikle de istisnalar dışında, aklı koşullandırma, kuşkucu düşünceyi ve soru sormayı yasaklama yoluna gitmişlerdir.

O nedenle de Batı karşısında bilim ve teknolojide, dolayısıyla da ekonomik gönenç (refah) üretiminde geri kalmışlar, cehaleti yenememişlerdir.

2- Ahlak Terbiyesi ve Adalet, Nefis Terbiyesi İçin Cihad

İslam dininin temeli güzel ahlaktır. Hz. Ali de “Devletin dini adalettir.” demiştir. Alevi inancı nefis terbiyesini, eline, diline, beline sahip olma ilkesi üzerine bina etmiştir. Alevi inancı,
ahlâk dışı tutum ve davranış ilkelerini çiğneyenleri kendi toplumunun toplu ibadet yeri olan Cem Törenlerinde yargılar, cezalandırır ve gerekirse “düsķün” ilan eder ve dışlar. Ayrıca Aleviler, kamu yöneticilerinden mutlak olarak adaletli ve bireysel liyakata uygun davranış ve yönetim beklentisi içinde olurlar.

Günümüz İslam toplumları, istatistiksel verilere göre ahlaksal üstünlük ve ahlakın yaygınlığı konusunda da ne yazık ki, çoğu Batı toplumlarının gerisinde kalmışlardır. İskandinav ülkelerinin toplumsal yaşayış düzenleri günümüzün İslam ahlakı ideallerine en yakın ahlak ve hukuk düzeni olarak gösterilmektedir.

3- Ötekileştirme, Ayrımcılık, Zulüm ve Düşmanlık yapanlara karşı cihad

Alevi toplumu, din, mezhep, cemaat, ırk, cinsiyet, makam, servet vb. her tülü ayrımcılığa karşıdır. Yetmiş iki milleti, yani tüm insan soyunu eşit sayar. Her insanı “eşit can” olarak kabul eder. Kinden nefret eder. Cebir ve şiddeti kabul etmez. Yunus Emre, Yaradan’dan dolayı canlı, cansız tüm yaratılmışları sevmeyi, her türlü kin ve ayrımcılıktan uzak durmayı öğütlemiştir.

Ne yazık ki, Batı toplumlarına oranla İslam dünyasındaki mezhepler, tarikatlar, cemaatler, ırklar, aşiretler arasındaki bölünmeler, düşmanlıklar ayrıca kadın – erkek arasındaki hukuksal eşitsizlikler ve cinsiyet çekişmeleri de daha çok ve yaygın durumdadır.

4- İslama İnsan, Toplum ve Toprak Kazandırmak İçin Cihad, Fetihçi Cihad

Geleneksel Emevi, Abbasi… Sünni İslam yorumu olan kılıç kullanarak, yani zora dayanan fetihler (işgaller) bir kenara bırakılırsa, Alevi İslam yorumu güce, cebire ve şiddete dayalı din ve inanç yayma yolu yerine SEVGİ ve BARIŞ YOLUYLA GÖNÜLLERİ FETHETME, DOSTLUK ve ADALET YOLUNU seçmişlerdir. Bu hümanist düşünce, Horasan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Avrupa içlerine.uzanan Alevi ve Bektaşi inanç önderlerinin, gönüller kazanmak için diyardan diyara yolculuk yapan derviş ya da babaların temel felsefeleri ve yaklaşımları olmuştur.

Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi‘nin felsefi temellerinin taşıyıcıları olan Rum Gazileri (Gaziyan-ı Rum), Rum Abdalları (Abdalan-ı Rum), Rum Bacıları (Bacıyan-ı Rum) ve Rum Ahileri (Ahiyan-ı Rum) Anadolu’daki gönül fetihçileri, İslam’ın Anadolu ve Rumeli’nde yayılmasını sağlayan barışçı misyonerler olmuşlardır. O dönemde Diyar-ı Rum, Anadolu demektir.

Bu gönül fatihlerinin Anadolu’daki en önemli örgütleyicileri ve pirleri olarak, Hace Bektaş-ı Veli, Mevlana Celalddin Rumi, Ahi Evran, Yunus Emre ve hatta Rum Bacıları örgütleyicisi olarak, Kadıncık Ana’yı saymak olanaklıdır. Bu barışçı tasavvuf yaklaşımının temel ilkeleri ise “Dinde zorlama yoktur ” ve “Senin dinin sana ve benim dinim bana” anlamındaki Kur ‘an ayetleridir.

Batı ülkeleri, laiklik, demokrasi, hukukun üstünlüğü, din ve ve vicdan özgürlüğü, yurttaşların ayrıcalıksız olarak yasalar karşısındaki eşitliğinden hareketle ne yazıkk ki yine İslam devletlerini insan hakları alanında da çok geride bırakmışlardır.

Sonuç şudur          :

Zaman değiştikçe hükümler de zorunlu olarak değişir, (Ezmanın tagayyuru ahkamın tagayyurunu zaruri kılar) biçiminde bir Osmanlı dinsel hukuk (Meccelle) kuralı vardır. Çağımızda zor kullanarak toprak kazanmak ve din yaymak devri bitmiştir. Emperyalist devletler bile artık sert güç yerine yumuşak güç, yani propaganda yolunu kullanıyorlar.

  • Ektiğimiz sevgi, adalet ve barış, biçtiğimiz de kardeşlik, güvenlik ve esenlik içinde birlikte yaşamak olsun.

Herkesin gücü kendine yetmeli, herkes kendi nefsine, kendi hukuk, ahlak ve adalet dışı kötü davranışlarına karşı Cihad etmeli. Her tülü kötü, ayrımcı ve bozucu nifaklardan uzak durmalıdır.
————-
(×). Not : Kuran’da, CİHADLA doğrudan ilişkili ayetlere ulaşmak isteyenler; Ali İmran 142, Nisa 95, Maide 35 ve 54, Tevbe, 16, 24 ve 44, Furkan 52, Ankebut 6, Mümtehine 1 ve Tahrim 9 surelerindeki numaraları gösterilmiş ayetlerin yorumlarına bakabilirler.

1 YIL ÖNCE TUTTUĞUMUZ NOTLARDAN BİR AKTARIM..

1 YIL ÖNCE TUTTUĞUMUZ NOTLARDAN BİR AKTARIM..

BirGün, 03.12.2019

Kılıçdaroğlu: Erdoğan ailesi 5 kuruş vergi ödemiyor!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, Fuat Avni haberlerini girdiği için BirGün gazetesine açılan davaya tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ailesi Man Adası’ndaki kumpas dolayısıyla 5 kuruş vergi ödemiyor.” dedi.

2020’de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Türk İş 2580 TL olsun diyor. Asgari ücret 2600 TL olmalı. Ama ben adım gibi eminim, sendikalara şunu diyecekler; haklısınız ama para yok. Bizim sendika başkanları da umarım bu palavraya inanmaz” şeklinde konuştu.

ERDOĞAN AİLESİ VERGİ ÖDEMEMEK İÇİM MAN ADASI’NDA ŞİRKET KURDU

Man adası ile ilgili sunduğu belgelerin tümünün doğru olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bir süredir unuttuğumuz ama geçen salı günü Erdoğan’ın hatırlattığı bir olaya değinmek isterim. Demişti ki; Man Adası konusunda Kılıçdaroğlu mahkemeye gitti ve tazminata mahkum oldu. Yine söylüyorum, kullandığım tüm belgeler yüzde yüz doğrudur. Zaten kimse de bunları yalanlamadı.

  • Senin ailenin 15 milyon $ gelir elde etmesini sağlayan 1 Sterlin sermayeli şirket hangi şirket?” dedi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Erdoğan’ın oğlunun aldığı para, kardeşinin aldığı para.. Bu paralar neden gidip geliyor diye sordum. Dünürü Osman Ketenci, eski özel kalem müdürü. Bütün bu para trafiğini belgelerle açıkladık. Belgelerin tümünü savcıya teslim ettik. Sahtedir dediler. Savcı araştırdı, doğrudur dedi.”

“Erdoğan doğruysa istifa ederim demişti. Etti mi, hayır. Namuslu hakimleri görevden aldı, yerine militan hakimleri yerleştirdi. Sonra diyor ki, haklı olsa tazminata mahkum olmaz. Ama ben haklıyım. Bu para trafiği nedir diye sordum? Erdoğan ‘Bu bir şirket satışıdır?’ dedi. Yani doğruladı. Ama hâlâ istifa etmedi.”

“Yine soruyorum, Bu şirket hangi şirket? Senin ailenin 15 milyon dolarlık gelir elde etmesine hizmet sağlayan hangi şirket? Bu dümeni Türkiye Cumhuriyeti devletine vergi ödememek için çevirdi.

  • “Herkes vergi ödüyor, Erdoğan ailesi Man Adası’nda bu kumpas dolayısıyla 5 kuruş vergi ödemiyor.
  • Bu dümeni Türkiye Cumhuriyeti devletine vergi ödememek için çevirdi.
  • Ben bunları soruyorum diye yeniden tazminat davası açacaklarmış.
    Açmazsanız namertsiniz.”

‘BİRGÜN GAZETESİ’NE DAVA AÇILDI, İDDİANAMEDE DELİL YOK’

BirGün Gazetesine açılan dava ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, “BirGün gazetesi hepimizin bildiği bir gazete. Ona da FETÖ soruşturması yaptılar. Savcı diyor ki, gazetede yazanların örgütle bağlantılı olmadıkları açık. Aradım delil bulamıyorum ama talimat geliyor, bir şey yapmak zorundayız demiş oluyor. Mahkeme şöyle bir karar veriyor, gazetecilerin üye oldukları dernek ve sendikalar araştırılsın. Kaldıkları oteller araştırılsın. TV abonelikleri araştırılsın. Talimat gelmiş! Böyle adalet olur mu? İnsanlık denen bir şey yok mu? Daha düne kadar bunlar FETÖ ile kol kola gezmiyor muydu?” şeklinde konuştu.

‘SELAHATTİN DEMİRTAŞ HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE HAPİSTE YATIYOR’

Selahattin Demirtaş’ın hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Seversiniz sevmezsiniz. Haksız ve hukuksuz yere hapiste yapıyor. Sebebi “Seni Başkan yaptırmayacağız” demiş olması. Demirtaş beraat ediyor. Başka bir davadan hapsetmeye devam ediyorsunuz. Selahattin bey rahatsızlanmış ve gecikilerek hastaneye kaldırılmış. Acil şifalar diliyorum.” dedi.

‘KİM BU TALİP ÖZTÜRK?’

Aile boyu malı götürüyorlar. Açlık, yoksulluk, sefalet nedir bilmiyorlar‘ diyen Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ki, bunu sorma. Ben sorunca kızıyorlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını soracağım. Tank Palet Fabrikasını da sormuştum. 50 milyon dolar. Bunu da Katar’a ve Erdoğan’ın akrabalarına verdiler. Kim bu Talip Öztürk?

  • Erdoğan ailesi Türk savunma sanayisini ele geçirmeye çalışıyor.

Siyasetçi halka değil de ailesine hizmet ediyorsa, devletin en büyük fabrikalarını kendi ailesine beş kuruş para almadan veriyorsa bunun adı peş keş çekmektir.” şeklinde konuştu.

‘AKILLARINI SARAY’A KİRALAMIŞLAR’

Termik santral yasasına ‘evet’ oyu verdiği halde Erdoğan’ın vetosunun ardından teşekkür açıklamaları yapan AKP’li milletvekillerini eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bir torba yasa gelmişti termik santrallarla ilgili düzenlemeler vardı. Bizim arkadaşlarımız itiraz etmişti. Bunlara baca takın sorunu çözün. Dinlemediler, dediler ki 2.5 yıl daha erteledik. Sonra Erdoğan bunu veto etti. Memnunuz veto ettiği için. Ama merak ettiğim şu; önce el kaldırıp onay verenler nasıl sonra alkış tutuyor. Bunlara akıllarını Saray’a kiralamış kişiler denir.” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından diğer satır başları şu şekilde:

Engelli arkadaşlarımız aramızda. Bizim izlememiz gereken 3 öneri sundular.
Buradan ifade ediyorum tüm önerileriniz CHP tarafından takip edilecektir.”

“Hepimiz her an engelli olabiliriz. Hayatımızı bir engelli vatandaş olarak sürdürebiliriz. Sosyal devletin temel ögelerinden birisi herkese sosyal güvenliği vermektir. Ama anayasamız engeliler için özel bir düzenleme yapmıştır. 61. maddedir bu. Devletin aldığı tedbirler hangileri? Az önce Turan Başkan konuşurken dedi ki; devlette boş engelli kadroları var ve doldurulmuyor. Ben de biliyorum devlette 14 bin engelli kadrosu boş.”

“Parlamento yasa çıkarmış mı, evet çıkarmış. Kamuda ve özel sektörde şu kadar engelli çalıştıracaksın. Engellilerin yanında olduğu AKP iktidarı neden bu 14 bin engelli kadrosunu boş bırakıyor! Gelip bize yalvarsın diyorlar. Engelliler de alın teri dökmek, sosyal devletten faydalanmak istiyor.”

“Biliyorsunuz Beşiktaş’ta bir saldırı olmuştu. Orada ölenler için bir bağış kampanyası açıldı. 52 milyon lira para toplandı. Soruyorum bu para nereye gitti?”

  • “15 Temmuz şehit ve gazileri için para toplandı. Bu paralar nereye gitti?”

“46 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği saldırıdaki bir aileye aylık bağlanıyor. 52 milyon lira para topluyorlar, bağışladıkları para 121 lira 96 kuruş. Bütün anneleri sesleniyorum; anne çocuğunun üzerine titrer. Terör dolayısıyla bir anne çocuğunu yitirmiş ve 121 lira maaş bağlanıyorsa, bu Saray’da oturanlara bir ders verin!

  • Aile boyu malı götürüyorlar.
  • Açlık, yoksulluk, sefalet nedir bilmiyorlar.
  • Diyorlar ki; bunu sorma. Ben sorunca kızıyorlar.
  • Tüyü bitmemiş yetimin hakkını soracağım.”

“Hürriyet gazetesi çalışanlarını sendika kurmak istedikleri için işten çıkardılar. Hürriyet gazetesinin 45 çalışanını işten attılar. Niçin? İşletmesel nedenler. Aslında gerçek neden sendikalı olmaları.”

“Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da ayrılmaya zorlanamaz. 45 çalışanı işten attın. Ee haklarını ver. Bunlar yıllarını verdiler gazeteye. Haber peşinde koştular… İşten atıyorum, kıdem tazminatı yok! Neden yok.”

Ahilik Haftası her yıl kutlanır Kırşehir’de. Ahi Evran yalnızca bizim dünyamızda değil tüm dünyada saygı gören bir insandır. Esnafın etik değerlerini belirleyen Ahi Evran‘dır. Her yıl etkinlikler düzenlenir. Bu yıl bunları bir telaş sardı. Kırşehir’de Belediye Başkanı CHP’li diye Konya’da kutladılar. Merak ediyorum İstanbul’un Fethi‘ni nerede kutlayacaklar! Herhalde İstanbul’un Fethi’ni de Bursa’ya alırlar. ”
=====================================
Dostlar,

Minik bir ekleme yapalım.. Son 13 yılda kişi başına düşen ortalama Ulusal gelir :

2007 : 9.656 $
2008 : 10.931 $
2009 : 8.980 $
2010 : 10.560 $
2011 : 11.205 $
2012 : 11.588 $
2013 : 12.480 $
2014 : 12.112 $
2015 : 11.019 $
2016 : 10.883 $
2017 : 10.602 $
2018 : 9.632 $
2019 : 9.042
2020 : ?????? 2019’dan da düşük çıkacak ve bu kez SALGIN’a bağlanacak!?

Dikkat edilirse, 13 yıl önce 2007’nin kişi başına yıllık gelir rakamı 9.656 $, geçtiğimiz yıl 2019’un ise 9.042 $ ile daha da geridir!

AKP = RTE ile uçuyoruz… 

13 yıldır yerinde sayan bir ekonomi..

İşsizliğin azaltılamayıp büyüdüğü ağır hastalıklı bir ekonomi. Gelirin değil borcun artması ile hastalıklı biçimde şişen ve son çeyrekte %0,9 “büyüyen” (!) Türkiye ekonomisi… Ailelerin siyanür içerek topluca özlerine kıydıkları (intihar ettikleri) “tuhaf” bir ekonomi.. 10 ayda 100 milyar TL’yi aşan açık veren bir bütçe.. 961 milyar TL öngörülen 2019 bütçesinde 117,6 milyar TL kamu (devlet) borcu faizi!
Yurttaşının gelirini, gönencini (refahını), erincini (huzurunu) büyütemeyen bir iktidar.. Ve necip milletimiz bu siyasal kadroyu iktidarda tutuyor!??

Ne diyelim, Stockholm Sendromu” (Celladına aşık olmak) bu demek herhalde..
Ancak 31 Mart ve 23 Haziran İstanbul BŞB Başkanlığı seçiminde halkın tepkisi anlamlı. Hiçbir halk / ulus sonsuza dek aldatılamaz..

Sevgi ve saygı ile. 18 Aralık 2019, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (Mülkiye)
Hekim, Sağlık Hukuku Uzmanı
www.ahmetsaltik.net          profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter  @profsaltik