Etiket arşivi: ADD Genel Merkezi

Atatürkçü Düşünce Akademisi Başlıyor


Dostlar,

ADD Genel Merkezi anlamlı bir etkinliğe daha imza atıyor..

Atatürkçü Düşünce Akademisi..

Dileriz zamanla kurumlaşır ve hem örgüt içi hem de topluma çok gereksinim duyulan temel eğitimleri verir..

Kemalizm doğru ve yeterli öğretildiğinde karşıtlarınca bile içten benimsenebilecek
bir öğreti.

Kemalizm’in = ATATÜRKÇÜLÜĞÜN Özünde;

– anti-emperyalist oluşu,
– aklı ve bilimi rehber edinişi ve
– tam bağımsızlıkçı oluşu..

Bu olguların karşıtlarınca çok rahatsız edici – ürkütücü – insanları uyandırıp özgürleştirici bulunuyor ve yerli işbirlikçiler eliyle her türlü karalama yapılarak engellenmeye çalışılıyor.

Ama boşuna..

  • Kemalizm evensel bir öğreti ve insanığın kurtuluşunun başlıca reçetesi..

Sevgi ve saygı ile.
Yozgat, 17.10.13

Dr. Ahmet Saltık
ADD Bilim – Danışma Kurulu Yazmanı
www.ahmetsaltik.net

=============================================

Atatürkçü Düşünce Akademisi Başlıyor

Atatürk’ün devlet modelinin dayandığı Kemalist ilkelerin ve Atatürkçü dünya görüşünün benimsetilmesi, siyasal birikimin korunarak geliştirilmesi ve yeni kuşaklara aktarılarak geleceğe dönük bir biçimde örgütlenmesi amacıyla başlattığımız
Atatürkçü Düşünce Akademisi, 1-3 Kasım tarihleri arasında Batıkent ADDAhmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi’nde yapılacaktır. Buna göre;

Katılım 50 kişiyle sınırlıdır.

Akademi ADD üyelerine ve ADD’ye gönül veren herkese açıktır.
Ancak Akademi eğitimleri sürekli ve il ölçeğinde yapılacağından,
Ankara’da yapılacak eğitime Ankara ve civarından yapılacak başvurulara
öncelik verilecektir.

Akademiye katılacaklara eğitim sonunda katılım belgesi verilecek olup,
bu belge daha sonraki zamanlarda Dernek organlarında görev almak isteyenlere
avantaj sağlayacaktır.

Katılımcılardan hiçbir ücret alınmayacaktır ancak Ankara dışından katılacakların
yol ve konaklama ücretleri dahil her türlü giderleri kendileri veya şubeleri tarafından karşılanacaktır. Ancak katılımcıların öğle yemeği ve ders arası çay-kahve ikramı Dernek Genel Merkezi tarafından sağlanacaktır. Bunun için hiçbir ücret talep edilmeyecektir.

Katılmak isteyenler en geç 30 Ekim 2013 günü saat 17.00’ye dek
ADD Genel Merkezine belgegeçerle veya doğrudan başvuru yapabilirler.
Başvuru sırasında kişilerden ad, adres ve telefon numaralarıyla birlikte Dernek
üye numarası veya üye olmayanlar için referans olan Şubenin onayı istenecektir.

Atatürkçü Düşünce Akademisi eğitiminin yapılacağı yer:

Batıkent ADD, Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi
(Yeni Batı Mah. Kaçkar Dağı Sok. No: 2, Batıkent – ANKARA)

Tarih: 1-3 Kasım 2013 (3 gün, eğitim Sabah 9.00’da başlayıp, akşam 18.00’de
sona erecektir.)

Son başvuru: 30 Ekim 2013, saat : 17.00

HAC VE KURBAN


HAC
 ve KURBAN

Ali_Ercan_portresi
Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Değerli arkadaşlar,  2011 yılında Kurban vesilesiyle paylaştığım iletileri arşivimden çıkardım. Sevgilerimle. æ
Bugün dünyada 7 milyara yaklaşan insan nüfusunun yaklaşık %85 kadarı, yani büyük çoğunluğu inanan (Teist ve Deist) insanlardan oluşuyor; %10 kadarıAteist ve % 5 kadarı da Agnostik tir. Dünya nüfusunun kabaca üçte ikisi dindar ve  inandıkları bir dinin vecibelerini yerine getiren Teistlerdir” diyebiliriz.
Hemen hemen tüm dinlerde, Kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve Tanrıya (Tanrılara) kurban (adak, armağan) verilmesi ibadetler arasında yer almaktadır. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Tanrı’nın gazabından korunmak, Tanrı’yı hoşnut kılmak, Tanrıya ibadet ve saygı göstermek adına, bazı dinlerde insan öldürmek şekline kadar vahşileşen, zamanla insan yerine hayvan kesimi şekline dönüşen kanlı kurban geleneği sürdürülmüştür. Özellikle bu gün nüfusu 1,5 milyara yaklaşan İslâm dünyasında, Hacca gitmedikleri halde bulundukları yerde hayvan kesmek şeklindeki “kurban” geleneği giderek artan bir yoğunlukta yaşatılmaktadır. Oysa Kurban sadece Kabeyi ziyaret (Hacc) edenler için farz kılınmıştır.
Kurban eski Türklerde de uygulanan dinsel bir törendi; ancak bu sembolik törende sadece Hakan tarafından, Hakanın en sevdiği bir at tüm “budun” adına  Tengri dağında Köktengri’ye  yollanmak üzere kurban edilirdi. Bu sembolik ibadetin içeriğinde  “Tanrı için en sevdiğinden vazgeçmek” düşüncesi vardır.
Türkler şaman inançlarını terk edip İslama geçtikten sonra,
Kurban sembolik olmaktan çıkarak “kitle halinde hayvan katliamı”na dönüşmüştür; oysa Kur’an’ınHacc Sûresi’nde gösterişten uzak içten bir ibadetin önemi hatırlatılmaktadır“Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır”
İslami bir gelenek halinde sürdürülen Kurban olayına dönecek olursak, Bu konuda referans olarak alınması gereken ana kaynak Kur’andır. “Ben müslümanım” diyenin öncelikle kendi kutsal kitabı Kur’ana uyması gerekir. Kur’anda Kurban bayramı yoktur. Arapça Adak Bayramı  (      عيد الأæyd-el adha (Adak bayramı) veRamazan Bayramı æyd-el fitr (Fitre bayramı)  İslamdan önceki Arap geleneğinin İslami dönemdeki devamıdır. Kur’anda Kurban sadece hacca gidenler  için  öngörülmüştür; yani Hacc dışında kurban farz değildir.
Aslına bakılırsa, Farsça Kurban kelimesinin etimolojisinde de hayvan veya canlı ile doğrudan bir ilişki yoktur; “Kurban” yüce bir Kutsallığa, (Tanrı’ya) adanmak üzere, özverili armağandır; ille de bir hayvan öldürmek isteniyorsa, insanlar öncelikle benliklerinde  taşıdıkları ve ilkel güdülerini yöneten “içerideki hayvan”ı  öldürseler, insanı yücelten en makbul en anlamlı kurban şeklini bulmuş olurlardı.
Bence Dinlerin asıl isteği de bu olmalıydı herhalde.

Sevgilerimle. æ


***
Şurası bir gerçek ki, tarihte hiçbir liderin veya Peygamberin sözleri veya düşünceleri tam manasıyla anlaşılıp uygulanmamıştır. şiirsel bir dille yazılı Kur’an için de maalesef aynı şey geçerlidir. Arapça olduğu halde, Arap dünyasında bile  ayetler üzerinde anlayış ve yorum farklılıkları vardır. Mezheplerin ortaya çıkışı bunun kanıtıdır.
Arapça’nın dışındaki dillere tercüme konusu ise çok daha sıkıntılıdır. Tercümelerde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlıklar vardır.
Bu noktada, Kur’anın Tanrı kelâmı olduğuna inananların özellikle dikkat etmeleri gereken önemli bir mesajına işaret etmek isterim;

Kur’anda bir kaç yerde :


“ayetlerimizi  anlayasınız diye Kur’anı apaçık Arapça indirdik”

ifadesi yer alır; Yani bütün ayetler anlaşılsın diye, tek anlamlı ve açıktır. Bir sözden iki ayrı anlam çıkarılmamalıdır. (bir takım şarlatanların söylediklerinin aksine, Kur’anın şifreleri falan olmadığını bizzat Kur’an söylüyor)
Değerli arkadaşlar,
Kur’an Arap dilinde yazılıdır; yine aynı Kur’anda (İbrahim suresi 14-4) “Kendilerine apaçık anlatabilsin diye, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik” denmektedir; diğer bir ifade ile Kur’an, Arapça konuşanlar, Araplar içindir. Bir başka ayette “Her milletin bir yol göstereni vardır”  denmektedir.(Ra’d suresi 13-7) yine bir başka yerde لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ  leküm dînükûm, veliye dîn = senin dinin sana, benim dinim bana..” ifadesi var. (109-7)
Özetle, Bu ayetlerden “Arap değilseniz kendi milletinizden olan bir
yol göstericinin yolundan gidebilirsiniz”
 
anlamı çıkıyor…
***

Değerli arkadaşlar,
Bu Kurban bayramında yine 2 milyon civarında hayvan boğazlanacak. Hicri (kameri) takvime göre kutlanan Dini bayramların, mevsimlere göre değişen dengeli biyolojik döngüyle uyumlu olmaması (İki takvim arasında 11 günlük far var) ve Türkiye’nin ~ 3 aylık et ihtiyacını karşılayacak miktarda hayvanın üç gün içerisinde kesilmesi hayvan varlığımızda onarımı mümkün olmayan yıkımlara yol açmaktadır. (bkz. Tablo) Örneğin, son yıllarda kırmızı et üretimi % 20 azalmış durumdadır; demek ki hayvan katliamı çok büyük boyutlardadır.
Umarım, islâm dinini zahiri (görüntüsel) olarak değil batini (içsel) anlamda algılayıp yorumlayan aydın, yurtsever din önderleri KURBAN kavramının ARMAĞAN olduğunu hatırlayarak,  dini vecibelerin daha nezih bir üslupla, kansız eda edilmesine önayak olurlar. Çünkü artık sadece hayvanlarımızı değil, Hayvancılığımızı da bütünüyle kurban eder duruma geldik. Saygılarımla. æ
 —————————–
Tablo .Türkiye’de sığır, koyun, keçi, manda sayısı
Yıllar      Toplam    Türkiye’nin       Kişi
             hayvan      nüfusu         başına
              sayısı                          hayvan
             (milyon)    (milyon)        sayısı
———————————————–
1970        71,4         35,8            2,00
 1980        84,6         45,4            1,86
 1990        63,3         56,3            1,12
 1995        54,9         62,0            0,89
 2000        46,6         67,9            0,69
 2005        42,5         73,8            0,58
 2008        40,5         77,3            0,52
 2010        39,7         79,6            0,50
Not. Bu tabloya göre, “kişi başına hayvan sayısı” 40 yılda 1970’lerdeki değerinin dörtte birine düşmüş; Buna rağmen koruyucu hiç bir önlem alınmadan katliam davam ettirilmektedir. Bu bayramda kesilecek hayvan sayısını gözünüzde canlandırabilmek için, Edirne’den Kars’a kadar olan yolun 6 katı, 10 bin km. uzunluktaki bir yol düşünün; işte bu yolun üzerinde, her 5 metrede bir hayvan boğazlanacak demektir.  Bu tablodaki verilere göre, Türkiye’de adam başı günde 20 g et, 200 g süt (ve yarım yumurta) düşmektedir. Bu bilanço, Emperyalizmin bir ülkenin ekonomisini, tarım ve hayvancılığını otuz yılda nasıl çökerttiğine tipik bir örnektir. Bugün AB ve ABD de 1 kg. et 10 dolar, Fert başına ortalama geliri bu ülkelere göre 5 kere daha az olan Türkiye’de ise 15 dolar! Bir zamanlar “Bu ülke 200 milyon insanı besler” diye bolluk bereket propagandası yapanların, “Devlet üretim yapmaz, kamu üretimini özelleştirmek gerekir” diye yaygara koparanların, bir yandan da nüfus artışını destekleyenlerin akıl dışı yönetimlerinde varacağımız yer belliydi.
Hicri takvime göre dinsel günler :
10.01 Aşure günü

 

12.03 Mevlid
27.07 Mir’ac gecesi
15.08 Berat gecesi
01.09 Ramazan başlangıcı
27.09 Kur’anın inişi
30.09 Kadir gecesi
01.10 Fitre bayramı (ramazan/şeker bayramı)
10.12 Adak bayramı (kurban bayramı)
Hicri takvimin ayları :

1. Muharrem,  2. Safer,  3. Rebî’ul-evvel, 4. Rebî’ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6.Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa’bân, 9. Ramazan, 10. Şevvâl ,  11. Zilka’de, 12.Zilhicce.
*****************
Kurban Bayramı nedeniyle yapacağınız bağışlarınızı,
üniversiteli gençlerimize burs desteğinde kullanılmak üzere, bulunduğunuz yerdeki Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubelerine veya 
ADD Genel Merkezi’nin Vakıflar Bankası Ankara-Maltepe Şubesindeki 
IBAN:TR 1200 0150 0158 0072 8771 2934 No.lu hesabına yatırabilirsiniz.

Teşekkürler. 

Bilgi için : 0533 259 78 79, 0532 510 30 22
 
ADD Çankaya Şubesi Burs hesap numarası: 
Ziraat Bankası Kızılay Şubesi 0685/390 325 38-5002
********
YouTube – Videos from this email

https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=mYS6FsTMRO8
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=d5cs8LL0fl8

Kınıyoruz : Büyükçekmece ADD’ye saldırı.. Sorumlular derhal bulunmalıdır! / Condemnation : Attack on Ataturk Society of Buyukcekmece-Istanbul, Suspectcs must be captured urgently

Hükümetin, caydırıcı ve suç işlenmesini engelleyici her türlü önlemi eksiksiz almasını, Derneğimiz binalarının ve üyelerinin tüm güvenliğinin sağlanmasını ivedi
ve asal dileğimiz olarak bildiriyoruz. Sorumlular derhal yakalanarak olayın içyüzü aydınlatılmalıdır. Saldırganlar-provokatörler gene işbaşında; beyinlerine güveniyorlarsa gelsinler, özgür tartışma ile birbirimizi ikna edelim. Zor acizliktir!

Cumhuriyet 08.07.2012

Büyükçekmece ADD’ye saldırı

Kimliği belirsiz kişiler şube binasındaki bütün eşyaları kırdı, belgeler ve
elektronik eşyaların üzerine su dökerek kullanılmaz hale getirdi

İstanbul Haber Servisi – Atatürkçü Düşünce Derneği Büyükçekmece Şubesi,
kimliği belirsiz kişilerce yağmalandı, tüm eşyaları kırıldı ve belgelerin üzerine
su dökülerek kullanılamaz hale getirildi.

Geçen çarşamba sabahı, şubeyle aynı katta bulunan ziraat odasında görevli sekreter,
ADD şubesinin kapısının kırılmış ve açık halde olduğunu görünce, ADD Büyükçekmece Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nazliye Çayla’yı arayarak bilgi verdi. Olay yerine gelen Çayla, büronun adeta tersyüz edildiğini gördü. Çayla, şubeyi, başkan masası karıştırılıp kilitli çekmeceler açılmış, tüm çekmecelere su dökülmüş, belgeler ıslatılıp yerlere atılmış, yönetim odasındaki koltuklar ters çevrilip ıslatılmış, şubede bulunan faks makinesi kırılmış, başkan masasında kullanılan bilgisayar
ve diğer bilgisayarın kasasına su dökülmüş, yönetim odasının kapısı da
kırılmış olarak buldu.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Çayla,
olayın “yağma ve örtülü tehdit” olduğunu belirterek şubede
bilirkişi eşliğinde tespit yapılmasını istedi.