Etiket arşivi: adalet

Gezi adaleti ve mahkemenin adaletsizliği

Gezi Parkı korunmasaydı, Taksim Meydanı’nda ortak bellek adına ne kalırdı? 27 Mayıs 2013’te ağaçların sökülmesi ile “alışveriş merkezi” için eyleme geçildi Gezi’de.

ÇEVRE ADALETİ

Buna Taksim Dayanışması öncülüğünde yurttaşlar engel oldu ve çevre adaleti böyle sağlandı. Fakat ‘çevre adaleti’, ağır bedeller ödetti:

  • Gezi olayları sırasında öldürülen gençlerin katillerinden hesap sorulamazken, çevre adaleti savunucularına cezalar yağdırıldı.

1454 gündür tutuklu Osman Kavala, 25 Nisan 2022’de ağırlaştırılmış müebbet hapse, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve Mine Özerdem, aynı gün 18’er yıl hapis cezalarına çarptırıldı; tutuklama kararı ile özgürlüklerinden alıkondu. Gezi katilleri ve özgürlükten alıkoyanların ortak paydası, devlet adına hareket etmek. Gezi de, devlet adına yok edilmek isteniyordu…

ÇİFTE YÜKÜMLÜLÜK İHLALİ

Alışveriş merkezi girişimi ile “önleme/koruma/geliştirme” yükümlüğünü ihlal ederek devleti temsil edenler, ‘çevresel güvenlik sorunu’ yarattı; İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü emrindeki kolluk güçleri de, Gezi’yi sahiplenenlere, ölümlere varan ölçüsüz şiddet kullandı.

Böylece, varlık nedeni Anayasa gereği

  • İnsan haklarına saygı/insan haklarını koruma ve geliştirme olan devlet temsilcileri, tam tersine ‘kişi güvenliği sorunu’ yarattılar.

Yurttaşlardan şiddet kullanan olmadı mı? Kuşkusuz oldu: Taksim Meydanı, pala sallayan kişileri de gördü. Buna karşın, Türkiye geneline yayılan ve milyonların katıldığı eylemler, genel olarak barışçıl geçti. Bu nedenle, kendiliğinden gelişen bu halk hareketi, demokrasinin post-modern mantığı olarak nitelenir.

MAHKEMEDE ADALETSİZLİK

Ağır bedeller karşılığında Gezi-çevre adaleti sağlanmış olsa da, yargısal adalet sağlanamadı. Gereksiz ve aşırı biber gazı kullandığı için yaralama ve ölümlere neden olan kolluk güçleri ne kadar cezalandırıldı? Belirsiz. Ama bilinen, 25 Nisan kararları ile özgürlüklerinden alıkonulan kişilerin suçsuz olduğu.

18’er yıl hapis ve eğer kaldırılmasaydı ölüm cezası, adil yargılanma hakkı gerekleri veya hukukun genel ilkeleri bir yana, bir dava sürecinin ciddiyetine ve asgari gereklerine tamamen (tümüyle) yabancı. Bu nedenle, hukuken tartışmak veya açıklamak olanaksız.

Kararların siyasal niteliği, Cumhur İttifakı temsilcilerinin ‘yargısız infaz’ tarzındaki müdahaleleri ile teyit edildi (doğrulandı).

Zaten yargı süreci bitmediği ve adli kontrol yaptırım seçenekleri bulunduğuı halde, anında tutuklama kararı da, gerçeği ortaya koymaktan çok çok kişisel intikam saikini (dürtüsünü) yansıtıyor.

HAPİSHANELER: 6 MAYIS

Silivri: 3600 ek gösterge, kolluk ve koruma görevlilerinin beklentisi; koruma görevlileri, meslek kategorisi olarak tanınmak da istiyor.

On gün önce özgürlüğünden alıkonulmuş Can, Tayfun ve Hakan beylerin moralleri yüksek ve gözleri parlıyor. Önemli meslek sahipleri, kamusallık bilinci ve entelektüel birikimi yüksek toplumsal aktörler aynı zamanda.

Yargıdan çok Yürütmenin tutsağı olan Osman Bey’in dosyası ise, hukuk bir yana, basit mantık kurallarına bile tamamen (tümden) yabancı. Atalay, Kahraman ve Altınay aynı koğuşta kalıyor; Kavala ise, tecrit edilmiş (yalıtılmış) durumda. Diğerleri (öbürleri) ile yalnızca ziyaretçi sırasında karşılaşabilirlerse selamlaşabiliyor.

Bakırköy Kadın Mahpusevi Müdürü ile de görüşmeler yaptım. Yapıcı, Mater ve Özerdem de yüksek moralli; güçlü duruşları ve kendilerine güven, haklılıklarından. Mesleki deneyimleri ötesinde, birkimli ve kamusallık bilinci yüksek kişiler. Yaklaşık bin kadın mahpusun 1/3’ü yabancı.

ÖZGÜRLÜK ve MAHPUSLUK

Eğer suçsuzlar olmaması gereken mekanda iseler, suçlular da olmaması gereken yerde oluyor. Kolluk güçlerinden koruma memurlarına dek hazırlık-yargılama ve infaz sürecinde yer alan görevlilerin emeği, Gezi mahpusları örneğinde olduğu gibi suçsuz kişilere yönlendirildikçe gerçek suçlu ve katiller aramızda dolaşmaya devam eder. Bu denli açık adaletsizlik karşısında, özgürlüğünden alıkonulmuş suçsuz ve aramızda dolaşan suçlu sayısının yüksekliği tahmin edilebilir.

  • Özetle adalet, toplumsal güvenlik ve barış için de yaşamsaldır.

BURUK BİR TIP BAYRAMI KUTLAMASI

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır..)

BURUK BİR TIP BAYRAMI KUTLAMASI

Yarın 14 Mart Tıp Bayramı. Sanırım hiçbir meslek grubu mensupları, özellikle de pandemi dönemindeki sınırsız mesleksel tutkuları ve her türlü takdir üstü özverileri nedeniyle, sağlık sektörü çalışanları kadar içten bir bayram kutlamasını hak edememişlerdir.

Her koşulda, her yerde ve her saatte karşılaştığımız her türlü sağlık sorunlarımız için savaşan; fakat tüm bu insanüstü çabaları ve sınırsız çalışmalarına karşın, özlük hakları, tahsillerine, çalışma koşullarına, verdikleri kamu hizmetinin vazgeçilmez stratejik önemine, mesleksel onurlarına, ailece insani gereksinmelerine uygun olarak, çok gerilerde kalan, ayrıca meslekleri başında çeşitli hakaretlere, saldırılara uğrayan, siyasal iktidar tarafından da, başta gelir yetersizliği olmak üzere yaşadıkları sorunlara, vaatler dışında, yeterli özen gösterilmeyen fakat kendileri asla vazgeçilemez can dostlarımız doktorlarımız, hemşirelerimiz, dişhekimlerimiz, eczacılarımız, veterinerlerimiz ve

  • Tüm sağlık emekçilerimizin TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN!

Ancak doktorlarımızın yurt dışına gitmelerini, yalnızca bireysel kurtuluşu amaçladığı, tüm tıp mesleği sahiplerinin sorunlarını çözmeye katkı sunmadığı için çok doğru bulmuyorum.

Ülkede kalarak, anayasal sınırlar içinde, mesleksel ve siyasal mücadele (savaşım) vermelerinin daha doğru olduğuna inanıyorum.

  • Çünkü bu ülke salt iktidarda olanların değil tüm yurttaşlarındır.

Ayrıca iktidarlar geçicidir. Kara gün kararıp kalmaz. Mücadeleye devam!

KİMLER ÇAĞDAŞ VE ONURLUDUR?

– Beyinlerinde hep çağdaş ve dinç kalan sürekli bir bilgelik;
-Yüreklerinde üretken, yapıcı ve yaşatan bir cesaret;
-Davranışlarında her zaman, her koşulda ve herkese karşı hukuka ve adalete uygunluk;
-İnançlarında koşulsuz ve ayrımsız duygudaşlık, kötüden ve yanlıştan uzaklaştıran; iyiye, doğruya ve güzele yönelten bir insan sevgisi;
– Sofralarında ve ömür boyu her türlü harcamalarında salt kendi emek ve alın teri ürünü helal kazanç;
-Zalime, zorbaya, her türlü baskıcı ve yıkıcı güç ve güçlere asla boyun eğmeyen çelik bir inanç ve irade;
Aklın ve bilimin verilerini kullanıp sürekli olarak, tüm insanlık için iyinin, güzelin, üretkenliğin ve yararlının peşinde koşan;
– Halkına, ulusuna, devletine ve bayrağına karşı sürekli saygı, sevgi ve sadakat (bağlılık) besleyen; ancak hak, hukuk, ahlak ve adaletten sapan iktidar mensuplarına (bağlılarına) boyun eğmeyen;
Gönül ikliminde hiçbir insan soyuna karşı cebir, şiddet, kin ve nefret barındırmayan;
– Gelecek projelerinde de (tasarımlarında da) adalet, hukuk, ahlak ve insanlık rotasından başka seçenekleri olmayan;

  • TÜM İNSANLAR ÇAĞDAŞ VE ONURLUDUR.

İnsanlar düş kurup umutlu oldukça yaşarlarmış. Ben de böyle bir adil ve üretken bir devlet, gelişmiş bir toplum, özgür ve uygar birey hayalleri (düşleri) ve umutları içinde yaşamak istiyorum. Hayal ve umut; her ikisi de hem yararlıdır ve hem de bugünümüzü geleceğimize bağlayan bir umut köprüsüdür.

Umutlarınız hiç tükenmesin, güzel ve adil bir gelecek için kurduğunuz umut köprüleriniz de hiç eksik olmasın.
========================================

Buradayız çok değerli Prof. Çivi hocamız…

Bir yerlere gittiğimiz yok.. Bunları da yolcu edecek ve Türkiye’mizi hep ileriye taşıyacağız..

Desteğiniz için teşekkür ederiz..

Ayrıca artık biz yıllardır TIP BAYRAMI kutlayamıyoruz..

“TIP ve SAĞLIK HAFTASI” adı altında ülkemiz sorunlarını gündeme taşımaya çabalıyoruz.

Halkımızın acı gerçekleri görüp,  siyasal iktidarların oyununa gelmemesini diliyoruz. Bir hekimler halkımızım dostlarıyız.

İktidarlar, izledikleri SERMAYE KÖLESİ politikalarla halkı
kamusal sağlık hizmetine erişemez kılmakta ve sağlık emekçilerine saldırtmakta. Bu oyuna gelinmeyip HALK – SAĞLIKÇILAR OMUZ OMUZA SAĞLIK HAKKI İÇİN SAVAŞIM VERMELİ : İNSANCA – NİTELİKLİ – UYGUN YER VE ZAMANDA, SÜREKLİ SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞMEK
BİR İNSANLIK HAKKIDIR. HALK VE HEKİMLER MÜTTEFİKTİR!

Dayanışma ile..

Sevgi ve saygı ile. 13 Mart 2022

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik    

 

Türk Üroloji Derneği’nden

Değerli Meslektaşlarımız ve Tıpta Uzmanlık Öğrencileri,

1 – Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu Cumhuriyetimiz, Anadolu’nun bir köyünde yaşayan küçük bir çobanın, bir kasaba terzisi kızının, yoksul bir ayakkabı tamircisi oğlunun hekim olup ülkesine hizmet edebileceği bir miras bırakmıştır. Bu mirasın eseri olan Türk hekimleri, kendilerini yetiştiren devlete bağlılığından ödün vermemektedir.

2 – Devletimiz hiçbir kişi ya da zümreye ait değildir, kişilerin üstündedir. Kişiler gelip geçici, devletimiz kalıcı olduğundan devlet karşısında hiç kimse vazgeçilmez değildir. Tarihimiz büyüklüğünün kaynağı ve göstergesi adalet olan bir devletin ve onun büyüklüğü karşısında kendini fakir ilan eden cihan hükümdarlarının tarihidir. Aynı hükümdarlar hasta yataklarında “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” diyerek devletin büyüklüğüne bir de sağlığı eş koşut kılmışlardır.

3 – Tababetin amacı hastalıkları önlemek ve yaşam süresini uzatmaktır. İnsanların daha iyi yaşam koşullarına sahip olduğu, daha iyi beslendiği, daha az hasta olduğu bir ülke tüm yurttaşların ortak arzusudur. Ancak ne yazık ki hala sıhhat için istisnasız herkesin hekimlere, hatta çok iyi yetişmiş hekimlere ihtiyacı vardır. Türk tarihi, ülkenin kaderini ellerinde bulunduran kimselerin bizzat kendi kaderlerini Türk hekimlerine emanet ettiği örneklerle doludur.

4 – Sağlık yatırımı sadece devasa hastane binaları inşa etmekten ve bunları son teknoloji tıbbi cihazlarla doldurmaktan ibaret değildir. Kamu sağlığı açısından bunların önemi büyük olsa da, örnek bir sağlık sisteminin kurucu öğesi iyi yetişmiş hekimler ve sağlık personelleridir. Savaş ya da doğal felaket neticesinde bütün büyük hastane binaları yıkılmış, bütün pahalı cihazlar bozulmuş olsa bile ülkenin sağlık hizmeti devam eder. Çünkü hekim afette de, savaşta da, cephede de, çadırda da, bozkırda da, gündüzde de, gecede de hekimdir.

5 – Ülkemizin deneyimli hekimleri ve hocaları yalnızca sağlık hizmetinde değil, eğitim ve araştırmada da büyük öneme sahiptir. Onların eksikliği, geleceğin ustası olmaya aday genç hekimlerin yetişmelerini engelleyecektir.

6 – Türk hekimlerinin arzusu sağlığa verilen önemin ve yapılan sağlık yatırımlarının hedeflerine ulaşması, ülkemiz sağlık sisteminin hak ettiği düzeye kavuşmasıdır. Bu doğrultuda sağlık sisteminin kurucu unsuru olan hekimler mesleklerini icra edebilecekleri ideal koşulların sağlanmasını beklemektedir. Hekimlerin taleplerini dile getirmeleri de devlete hizmet düsturunun bir uzantısıdır.

İnsanlık tarihinin en kutsal, ezeli ve ebedi mesleğini icra eden hekimlere sağduyulu, yapıcı, çözüm odaklı ve siyaset üstü bir yaklaşım, muasır medeniyetler seviyesine erişmenin en önemli göstergelerinden biridir.

Türk Üroloji Derneği Yönetim Kurulu

Halil Çivi şiiri : ZEHİRLİ DUYGULAR ZEHİRLER

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk şairi

 

ZEHİRLİ DUYGULAR ZEHİRLER

Adalet çarkının milini kırar,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Düşmanlık edecek insanlar arar,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler .
Xxx
Cehaletin ikliminde semirir,
Her inancı, her kutsalı sömürür,
Dünyamızı cehenneme çevirir,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Kalpler sağırlaşır, gözler kör olur,
Kızgın öfke ateş olur, kor olur,
Zehirli duygunun kahrı zor olur,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Ahlak pınarını kökten kurutur,
Vicdanları paslandırır, çürütür,
İnançları bir mum gibi eritir,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
İnsanlığın ikliminden uzaktır,
Taşıyana ömür boyu tuzaktır,
Zehire bulaşmış kirli azıktır,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Akla değil, duygulara seslenir,
Yobazlıkla, kör inançla beslenir,
Irkçılıkla, dincilikle süslenir,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Herkesi nefsinin kölesi sanır,
Öfkeye kapılır, küplere biner,
Dediği olmazsa deliye döner,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Ne kul hakkı bilir, ne hukuk tanır,
Ne Allah’tan korkar ne de utanır,
Korku salmak için kılıç kuşanır
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Merhametin kapısını bilemez,
Mazlumların göz yaşını silemez,
Hırs küpüdür, doğru yolu bulamaz,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Aklın ve bilimin sözüne uymaz,
İnadım inat der, yanlıştan caymaz,
Hakkın ve hukukun sesini duymaz,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Ayrık otu gibi topluma sızar,
Birliğin dirliğin yolunu bozar,
Ulusal dokunun bağını çözer,
Cebir, şiddet, kin ve nefret zehirler.
Xxx
Halil Çivi der ki bu yanlış yoldur,
Cebir ve şiddeti doğmadan öldür,
Kini, nefreti at; sevgiyi doldur,
Cebir, şiddet,kin ve nefret zehirler.
Xxx


Prof.Dr.Halil Çivi
23 Şubat 2022
Çiğli/ İZMİR

Halil Çivi şiiri : UZLAŞIN BEYLER

ŞİİR KÖŞESİ..

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

 

 

UZLAŞIN BEYLER
(Dost acı söyler)

Siyaset ırmağı kirli akıyor,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Siyasetin dili ocak yıkıyor,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Toplumdaki birlik bağı çürüdü,
Millet kutuplaştı, vicdan kurudu,
Barış hayal oldu, ahlak eridi,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Siyasetin terazisi bozuldu,
Ulus birliğinin bağı çözüldü,
Enflasyon şahlandı, yoksul ezildi,
Uzlaşın anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Devletin dinine adalet derler,
Adalet ahlakla kardeş olurlar,
Adaleti liyakatta bulurlar,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Irkçılık, dincilik halkı terk etsin,
Ayrımcılık bizden uzağa gitsin,
Birliğin, dirliğin mayası tutsun,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Korku kültürünün kökü kurusun,
Cebir, şiddet bir mum gibi erisin,
Her gönülü barış, sevgi bürüsün,
Uzlaşın anlaşın dost olun beyler.
Xxx
Herkes eteğinin taşını atsın,
Kin ve nefret ülkemizi terk etsin,
Adalet borusu her işte ötsün,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Din ve vicdan özgürlüğü yerleşsin,
Millet özgür olsun, sesi gürleşsin,
Herkes laik anlayışta birleşsin,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Çağdaş demokrasi koşulsuz gelsin,
Siyaset milletin emrinde olsun,
Hak, hukuk, adalet yerini bulsun,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Fabrikalar artsın, çarkları dönsün,
İşsizin, yoksulun acısı dinsin,
Mutfaktaki yangın acilen sönsün,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Ortak sorunları öne alalım,
Ortak akıl ile çare bulalım,
Ortak çaba ile hizmet sunalım,
Uzlaşın, anlaşın dost olun beyler.
Xxx
Bir olalım, tek hedefe koşalım,
Çok çalışıp, üreterek coşalım,
Her sorunu uzlaşarak aşalım,
Uzlaşın anlaşın dost olun beyler.
Xxx
Ayrıştıran eğitimden kaçalım,
Akılla, bilimle ışık saçalım,
Helal kazanç ile yiyip içelim,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar bitsin,
Güven bunalımı defolsun gitsin,
Medya ayrıştıran dili terk etsin,
Uzlaşın, anlaşın, dost olun beyler.
Xxx
İç ve dış sorunlar doruğa vardı,
Gençliğin gelecek ufku karardı,
Halil Çivi sizi dostça uyardı,
Uzlaşın anlaşın dost olun beyler.
Sakın unutmayın, dost acı söyler.
X xx

Prof. Dr. Halil Çivi
19 Kasım 2021
Çiğli / İZMİR

GÜZELLİK, DOĞRULUK, ZİHNİYET VE GELİŞME ÜZERİNE KISA NOTLAR

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Çinli bilge Lao Tse / Tzu-Tao Te Ching (İ.Ö. 634 – 531) diyor ki;

Doğrular ve gerçekler her zaman güzel değildir. Güzel sözler de her zaman doğru değildir.“(1).

Zehiri insanlara it yalağında değil, altın tasla sunarlar. Zehir, ikram edilen balın içine gizlenmiş olabilir. Güzel ve tumturaklı sözler çoğu zaman gerçekleri gizlemek içindir. Çünkü, sanatsal estetik ürünleri dışında, gerçekler ya da doğruların süslü-püslü ambalajlara gereksinmesi yoktur.

Yemin ve kaseme dayalı ekonomik aldatmalar, akıl ve bilim dışı laf cambazlığına dayalı siyasal nutuklar, dinsel sömürü amaçlı dinbazların tumturaklı ve gizemli(!) inanç avcılıkları insanlarda duygusal çekicilik uyandıran güzel, fakat aldatıcı söz kalıplarıyla söylenir.

Güzel sözlerin; yersiz ve zamansız övünme ve övmelerin, duygusal, ırksal ve dinsel hamaset nutuklarının içine gizlenmiş şeytani çıkar ve toplumu aldatma hesapları olabilir. Çünkü duygular her zaman akıldan daha güçlüdür. Eskiler “Aşk kafaya girerse akıl seyahate çıkar” derlerdi. Aşkın temeli de kristalleşmiş ve akıldan kopmuş yoğun duygulardır.

Hiç düşündünüz mü? Azgelişmiş, feodal, yarı feodal, teokratik, dinsel ağırlıklı toplumların hemen her kararında neden hep duygular baskındır? Buna karşın gelişmiş toplumların kamusal kararlarında neden rasyonellik (akılcılık)  – aklın ve bilimin kılavuzluğu merkeze alınır?

Demokrasiler neden geri kalmış toplumlarda tüm kurum ve kuralları ile yeterince benimsenmez . Halbuki gelişmiş ülkelerdeki demokrasiler neden derinleşmiş ve geri dönülemez biçimde kökleşmiştir?

Geri kalmış ülkelerde bireyler ve bireylerin karizmaları hep ön plandayken acaba gelişmiş toplumlarda neden kurumlar, ilkeler ve kurallar (hukuk, adalet) ön plana çıkar?

Acaba geri kalmış ülkelerde siyaset genellikle neden daha çok duygusal, hamasi, gurur – gönül okşayıcı ve dinsel değerlere dayalı söylemler üzerine bina edilir? Toplumsal çoğunluğa neden kanaat, sabır, koşulsuz itaat ve öbür dünya mutluluğu önerilir?

  • Devletin bireyleri cennete götürme görevi var mıdır?

Yoksa insanlar cenneti kendi düzgün ahlakları ile mi hak edebilirler?

Halbuki gelişmiş toplumlardaki siyasetin ana konusu neden hep bireysel, toplumsal, dünyevi ulusal ve uluslararası gereksinimlerdir? Bireyin, ailenin, toplumun ve devletin bu dünyadaki gereksinmeleri neden hep öncelenir? Gelişmiş toplumların tümü neden laik ya da sekülerdir?

  • Din ve devlet işleri neden tamamen (tümüyle) birbirinden ayrılmıştır?

Acaba neden az gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri ağırlıklı olarak daha çok din ve hamaset barındırdığı halde, gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin temeline akıl, bilim, teknoloji ve özgür düşünce yerleştirilmiştir?

Peki, geri kalmış toplumlarda yaşayan insanların değerler skalası (paradigmaları) ve davranış örüntüleri neden hep duygu ağırlıklı bir rota izler. Buna karşın gelişmiş toplum insanlarının tutum ve davranış rotaları neden her zaman rasyonel (ussal) yönde olur?

Bu vb. sorular çoğaltılabilir. Söz konusu edilen bu temel ve önemli farkların nedeni aydınlanmamış ya da yeterince aydınlatılmamış bir toplumla, tümüyle aydınlanmış ve rasyonelleşmiş bir toplumsal ZİHNİYET YAPISI ARASINDAKİ FARKTIR. Çağına göre yani her çağda ilerleme ve gelişmişlik hep göreceli olarak daha rasyonelleşmis ve özgürleşmiş bir zihniyetin ürünü olagelmiştir.

Sözün özü                      :

Toplumsal zihniyet yeterince aydınlanmadan toplum aydınlanmaz. Aydınlanmayan bireyler ve yöneticiler de rasyonel davranamazlar. Bir toplumda, her koşulda, toplumların zihniyetini değiştirip dönüştürecek en önemli kaldıraç da ülkelerin rasyonelleştirilmiş (usa dayalı) eğitim sistemleridir. Mustafa Kemal Atatürk‘ü doğru anlayanlar bu rasyonel yapılanma ve rasyonel rotayı kolaylıkla görebilirler.

İbretlik söz..

Az gelişmiş, feodal, yarı feodal, teokratik ya da yarı teokratik ülkelerdeki siyasal iktidarların temel siyasal güç girdisi ise yine siyasal ikbal ya da iktidar amacı için örgütlenmiş toplumsal cehalettir.
Türkiye’de giderek bozulmaya başlayan bu ikircikli ve yetersiz zihniyet yapısının mutlaka değişmesi ve yeniden rasyonel (akılcı) rotaya girilmesi gerekir.
————–
(1) Topalak İsmail. Ahilik, Bektaşilik, Alevilik ve Mevleviliğin Kökenleri. Doğu Kitabevi s.492. 1. bs., İstanbul ,2017

Halil Çivi şiiri : HÜNER

ŞİİR KÖŞESİ…

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

H Ü N E R…

 

Zalimin zulmüne karşı durarak,
Mazlumun yanında olmaktır hüner.
Adalet uğruna can, baş vererek,
Ahlak rotasında kalmaktır hüner.
XXX
Haramiler korku salsa da bile,
İnsan tek başına kalsa da bile,
Ecel kaçınılmaz olsa da bile,
Şah Hüseyin gibi ölmektir hüner.
XXX
İnsanı en yüce değer bilerek,
Cebir ve şiddeti kökten silerek,
Kinden ve nefretten uzak kalarak,
Sevgi denizine dalmaktır hüner.
XXX
Herkes bildiğince Hakkı çağırır,
Bütün dinler ahlak diye bağırır,
Ahlak yolu adaleti doğurur,
Adalet borusu çalmaktır hüner.
XXX
Onursuz, şerefsiz işler yapmadan
Erdem, vicdan çizgisinden kopmadan,
Haram kazanç yollarına sapmadan,
Helâl kazançları bulmaktır hüner.
XXX
Kötü huylarını yele vererek,
Nefsin ateşini sele vererek,
İnsanlık aşkını tele vererek,
Özgürlük sazını çalmaktır hüner.
XXX
Zorbanın gazabı, şiddeti çoktur,
Halka korku salar, silahı tektir,
Korkunun ecele faydası yoktur,
Korkuyu yürekten silmektir hüner.
XXX
Yolsuzlukla hanlar, köşkler yapanın,
Din, iman satarak makam kapanın,
Hak, hukuk ve adaletten kopanın,
Tahtını elinden almaktır hüner.
XXX
Devletin her işi hukukla yürür,
Hukuk; adaleti, milleti korur,
Hukuksuz devletin temeli çürür,
Hukuk çemberinde kalmaktır hüner.
XXX
Halil Çivi der ki gel bitir sözü,
Akıldır, bilimdir her şeyin özü,
Halkı doğru eğit, açılsın gözü,
Bilimin gücünü bilmektir hüner.
XXX
09.08.2021, Doğanbey / Seferihisar / İZMİR

HALİL ÇİVİ ŞİİRİ : DEDİM – DEDİ

ŞİİR KÖŞESİ…

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

 

DEDİM – DEDİ (x)

Dedim ahlak nedir, dedi hayadır.
Dedim barış nedir, dedi mayadır.
Dedim huzur nedir, dedi yuvadır.
Dedim bozar mısın, söyledi yok yok…
x x x
Dedim kadın-erkek, dedi ki birdir.
Dedim zenci-beyaz, dedi ki birdir,
Dedim inancın ne, dedi ki sırdır.
Dedim söyler misin, söyledi yok yok…
x x x
Dedim adalet ne, dedi ismimdir.
Dedim vicdan nedir, dedi resmimdir.
Dedim eşitlik ne, dedi cismimdir.
Dedim ya iltimas, söyledi yok yok…
x x x
Dedim özgürlük ne. dedi aşımdır.
Dedim eğilmez ne, dedi başımdır.
Dedim yurttaşlık ne, dedi işimdir.
Dedim bozgunculuk, söyledi yok yok…
X X X
Dedim kardeşin kim, dedi halkımdır.
Dedim demokrasi, dedi ülkümdür.
Dedim ya laiklik, dedi aklımdır.
Dedim cayar mısın, söyledi yok yok…
X X X
Dedim bayrak nedir, dedi canımdır.
Dedim vatan nedir, dedi tenimdir.
Dedim bedeli ne, dedi kanımdır.
Dedim ya ihanet, söyledi yok yok…
X X X
Dedim Atatürk kim, dedi bilimdir.
Dedim cehalet ne, dedi zulümdür.
Dedim cumhuriyet, dedi yolumdur.
Dedim sapar mısın, söyledi yok yok…
X X X
Dedim Halil Çivi, dedi bilirim,
Dedim tanır mısın, dedi bulurum.
Dedim fikirleri, dedi alırım,
Dedim sever misin, söyledi çok çok…
X X X

 

 

(x) Halk şairleri ya da ozanları arasında DEDİM – DEDİ şiirleri halk tarafından çok sevilen ve beğenilen bir farklı tarzdır. Çoğu halk ozanının bu tarzda şiirleri vardır. Ben de bir yeni örnek yazarak beğenilerinize sunmak istedim. Halil Çivi, 11 Ocak 2018, İZMİR / ÇİĞLİ

Şiir köşesi : ADALET GEREK

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...

Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

 

 

DOSTLARIN ve DÜŞMANLARIN

Dört büyük düşmanın vardır
Cebir, şiddet, kin ve nefret
Dört de büyük dostun vardır
Sevgi, barış, hak, ADALET..
===========================

ADALET GEREK

Özgür toplum, özgür insan olmaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
Özgür yaşamaya, özgür kalmaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Yatırım, üretim getirmek için,
İşsizliği kökten bitirmek için,
Milleti refaha yetirmek için,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek
***
Cehaleti yeryüzünde silmeye,
Kadını, erkeği eşit bilmeye,
Her alanda eşit yurttaş olmaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek .
***
Güvence içinde çalışmak için,
İnsan haklarına ulaşmak için,
Bağımsız yargıyla buluşmak için,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Yoz siyaset yurdu terk etsin diye,
Millet yoz olanı fark etsin diye,
Rota doğru yöne çark etsin diye,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Özgürce düşünüp üretmek için,
Bilim, teknoloji türetmek için,
Devlet düzenini yürütmek için,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Irkçı fikirleri söküp atmaya,
Dinleri, ırkları eşit tutmaya,
Toplumsal barışa lezzet katmaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Bilimle üretip çalışmak için,
Üretimi adil bölüşmek için,
Özgürce tüketip dolaşmak için,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Özgür bir eğitim çarkı kurmaya,
Akılla, bilimle kafa yormaya,
Korkup çekinmeden soru sormaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Yurtta ve dünyada barış yapmaya,
Küresel ölçekte yarış yapmaya,
Yüksek teknoloji malı satmaya,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Kin ile nefretten arınmak için,
Ahlak örtüsüne bürünmek için,
Cebirden, şiddetten korunmak için,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek.
***
Halil Çivi söyler bilinsin diye,
Yanlışlardan ibret alınsın diye,
Laik bir rejimde kalınsın diye,
Hukuk, demokrasi, adalet gerek

 

25.03.2021, Çiğli / İZMİR

 

SİYASAL DİNCİLIĞİN GELECEĞİ NEDİR?

SİYASAL DİNCİLIĞİN GELECEĞİ NEDİR?

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Vatandaş soruyor: ” Hocam siyasal dincilik, ya da Müslüman toplumlar açısından bakılınca, SİYASAL ISLAMCILIK ne demektir. Halkın anlayabileceği şekilde çok kısa olarak özetleyebilir misiniz?”

Çok kısa ve öz olarak söylemek gerekirse; siyasal dincilik ya da siyasal İslamcılık şöyle tanımlanabilir :

  • Gelecekte siyasal iktidara tırmanabilmek ya da varolan iktidarını koruyabilmek için, İslam dinini ve onun kutsal kitabı olan Kur’anı Kerimi, insanlar ve toplumlar için, bir ilahi güzel ahlak, şaşmaz adalet ve vicdan huzuru reçetesi olmaktan çıkarıp, kardeşlik, dayanışma, adil paylaşım, koşulsuz sevgi…gibi davranış ilkelerini arka plana itip, dinsel ritüelleri (ibadetleri) aşırı şekilde görselleştirip, kutsalları profanlaştırarak (dinsel ve ilahi bağlamından kopararak) bir dünyevi, ideolojik ve siyasi gelecek ve çıkar aracına dönüştürmektir.

SİYASAL DİNCİLİK ya da siyasal İslamcılık, tarihsel olarak, Ortaçağdaki teokratik (AS: dine dayalı) devlet yönetme anlayışından türetilmiş, uygulaması eski, fakat tanımlanması yeni bir kavramdır. Batı tipi, halk egemenliğine dayalı, modern demokrasilere alternatif (AS: seçenek) olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Siyasal İslamcılık dinsel popülizmi kullanır. Dinsel popülizm (iktidara güç ve oy devşirmek için inanç avcılığı), yani dinin, ilahi ve kutsal olanın, dünyevi gelecek için araçsallaştırılması ve çıkarlara alet edilmesi emeline dayanır.

SİYASAL dinciliğin bütün ekonomik, teknolojik, yönetsel tutum ve davranış kalıpları liberal piyasa ekonomisi ve kapitalist dünyevi Batı ülkelerinden devşirmedir. Yanı zarf İslam (!), mazruf Batı kökenlidir. Başka bir söyleyişle, görünüş dünyevileştirilmiş ve ideolojikleştirilmiş İslamcılık, içerik ve öz ise Batı taklidi liberalizm ve kapitalizmdir.

Bu açıdan bakıldığında eğreti (geçici) bir siyasal tutkudur (ad hoc). Bilimsel derinlik, sentez ve tutarlılıktan yoksundur.

Son söz: Siyaset sosyolojisi açısından şöyle bir değerlendirme yapılabilir..

  • SİYASAL DİNCILİK YA DA SİYASAL İSLAMCILİĞIN ORTA VE UZUN ERİMDE MODERN TOPLUMSAL YAPILAR İÇİNDE YERİNİN OLMAMASI GEREKİR.
    (AS: ve olmayacaktır da!)
    =====================

ŞİİR KÖŞESİ….

BİLİM TEMİZLER…

Cehaletle savaş kutsal savaştır,
Aklının kirini bilim temizler.
Cahil vicdansızdır, yüreği taştır,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Neden, niçin diye soran bilimdir,
Sebep-sonuç; köprü kuran bilimdir,
Kör inanca darbe vuran bilimdir,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilim aklı yıkar, bezer, arıtır,
Ayakbağı kör inancı çürütür,
Yerde, gökte cansızları yürütür,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilgine bilgiyi bilim vermiştir,
Doğanın sırrına bilim varmıştır,
Uygarlık harcını bilim karmıştır,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilim teknik olur füze uçurur,
Bilim köprü olur sudan geçirir,
Bilimden ayrılan çağı kaçırır,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilim ürün yapar, insanı besler,
Bilim ufuk açar, aklını süsler,
Bilimden ayrılan duvara toslar,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilim hukuk olur, adalet sağlar,
Hukuk kuralları herkesi bağlar,
Adalet olmazsa insanlık ağlar,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Bilim ışık olur, enerji olur,
Işımayan akıl karanlık kalır,
İnsanlık bilimle yolunu bulur,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
“Oku” diye emretmişti Yaradan,
Oku, öğren, anla, aktan, karadan ,
Aydınlanan pişman olmaz sonradan,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx
Halil Çivi söyle, yerini bulur,
Bilimden ayrılan mürşitsiz kalır,
Bilimsiz gelecek KARANLIK olur,
Aklının kirini bilim temizler.
Xxx

Prof. Dr. Halil Çivi
01.08.2011 İsabeyli/ Nazilli/ Aydın