Etiket arşivi: ABD-İsrail Koridoru

CIA Başkanı Mike Pompeo Ankara’ya niçin geldi?

CIA Başkanı Mike Pompeo
Ankara’ya niçin geldi?

Mahmut ÖZYÜREK
ADD İsparta Şubesi Kurucu Başkanı
(Ulusal Eğitim Derneği İsparta Şb. Bşk.)

(AS: Bizin kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

 

Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’nin yeni Başkanı Mike Pompeo,
Yönetimini temsilen bu gün Türkiye’de. Bu, Pompeo’nun ilk yurt dışı ziyareti.
CIA Başkanı Pompeo’yu ilk ziyareti Ankara’ya yapmaya zorunlu kılan koşullar ne olabilir? Resmi açıklamalara göre masada PYD/FETÖ sorunu var. Peki, bu sorunları görüşmek için ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’ye yardımcısını ya da bir bakanını değil de,
niçin CIA başkanını gönderiyor? Demek ki resmi açıklamalar ziyaretin gerçek nedenini açıklamakta yetersiz kalıyor.

Mike Pompeo, CIA için çok uzun zamandır hazırlanan bir isimdi. West Point Askeri Akademisi ve Harvard Hukuk Fakültesi mezunu olan Pompeo, CIA’nın başına gelmeden önce üç dönemdir ABD Temsilciler Meclisi’nin İstihbarat Komitesi‘nde görev yapıyordu.
Bu nedenlerle CIA ve Türkiye ilişkileri konusunda donanımlı birisi. Öte yandan, Türkiye de 3000’i aşkın CIA ajanı cirit atıyor. ABD İstihbarat örgütü, Türkiye’de bu denli yoğunlukta ajanlar ve casuslarla neler yapıyor ve nasıl operasyonlar planlıyor ve gerçekleştiriyor?

Türkiye, CIA tarafından özellikle son 15 yıl içinde ABD’nin ulusal çıkarlarına göre tasarlanmış olan BOP içinde en önemli ve kilit operasyon merkezi konumuna getirildi. ABD Bölgede CIA ile işbirliği içinde ve CIA’nın projelendirdiği operasyonlar yapıyor. Operasyonların hedefinde ise İran ve Türkiye var. Bu nedenle 2002’den bu yana ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’nın Başkanları Panetta, Orgeneral David Petraeus yılda 2-3 kez Türkiye’yi ziyaret ettiler. Trump’ın atadığı CIA Başkanı Pompeo’nun bu geleneği bozmayacağı anlaşılıyor.

“ABD yönetiminin Basra’dan Kuzey Irak’a, oradan da Türkiye-Suriye sınırı boyunca Akdeniz’e uzanan ABD-İsrail Koridorunun” açılması ve bu koridorun güvenliğinin PKK/PYD’de olması konusunda ısrarlı. ABD Yönetimlerinin Suriye – Akdeniz koridoru konusunda önünde en önemli engeller;

1-  İran – Türkiye – Rusya – Çin yakınlaşması,
2-  ABD adına Ortadoğu’da taşeronluk görevi yapan AKP iktidarının ayağına dolanan
örgütsüz de olsa Parlamento dışı ve ilkesiz de olsa Parlamento içi muhalefet.

İşte CIA Başkanı Mike Pompeo da tam da bu nedenlerle Ankara’da. ABD, Türkiye’nin muhalefetine karşın Bölgede PKK’nın Suriye kolu YPG’ye 200 zırhlı taşıyıcı, 5 tank,
“Tank katili” olarak bilinen FGM-148 Javal anti tank füzesi göndermesi, koridorun güvenliğinin PKK/PYD’de olması konusunda kararlı ve ısrarcı olduğunun göstergesi.

CIA Başkanı Mike Pompeo’nun BOP Eş Başkanı ve AKP Hükümeti yetkilileriyle ve ülkemizdeki CIA birimleriyle görüşmelerinde;

  1. Türkiye’nin Rusya-Çin ve İran’la olan ilişkilerinin dondurulması,
  2. ABD-İsrail Koridorunun güvenliğinin PKK/PYD tarafından sağlanmasının
    tartışma konusu yapılmaması,
  3. Bunların karşılığında “Başkanlık Yasası” referandumunda “EVET” çıkması için
    ABD’nin gereken desteği sağlayacağı,
  4. Eğer BOP Eşbaşkanı (AKP hükümeti) ilk 2 madde konusunda gereğini yapmazsa,
    AKP hükümetine ABD’nin bu güne değin verdiği desteği geri çekme konusunda
    tereddüt etmeyeceği(!), kesin ve açık bir dille, birinci elden (CIA Başkanı Mike Pompeo tarafından) masaya sürülmüş olması büyük bir olasılık.

Ekonomik ve siyasal bakımdan iflasın sınırlarını zorlayarak ayakta kalmaya çalışan,
bu nedenle de toplumsal muhalefeti bastırmak, etkisiz ve eylemsiz kılmak için
her türlü şeytani planı sahneye süren AKP iktidarının,
ABD planlarına razı olmak dışında bir seçeneği de kalmamıştır.

Bu nedenle önümüzdeki sürecin Türk halkı açısından çok zorlu geçeceğini öngörmek
çok da zor olmasa gerek. Ama unutulmamalı; “karanlığın en yoğun olduğu zaman dilimi, şafağın yaklaştığı anlardır” Şafak yakındır! Dayanın ve direnin dostlar!

09 Şubat 2016, Isparta
=================================
Değerli site okurlarımız,

Dostumuz, ADD’de uzun yıllar dava arkadaşımız, özverili ve yürekli Atatürkçü yoldaşımız
Sayın Mahmut Özyürek’in önemli yazısını paylaştık..

Bizim de kafamızı kurcalayan burgulu sorunun çengeli; CIA Başkanı Türkiye’de iken Rus uçağının Suriye’de El Bab yakınlarında TSK’ya ait bir binayı vurması ve şehitlerimizin olması.. Bu 2 olayın rastlantısal olup olmadığını, değilse nasıl bağlantılı olduğunu açıklayamıyoruz (!). Bir Müsteşar düzeyinde olan (bizim MİT Müsteşarı dengi) bu kişinin
diplomatik dengi ile görüşmekle yetinmeyip Başbakan ve hatta Cumhurbaşkanı ile
üstelik uzun saatler görüşmesi de koskoca bir diplomatik skandal olarak bizi üzüyor..

Sanırız 2 cami arasında bi-namaz (beynamaz değil!) yani “namazsız” kalmak bu olmalı.
İlkesiz, ucuz, fırsatçı (opportünist), düzeysiz ve ufuksuz, yalpalayan ve 24 saat arayla tersine eylemler yapabilen, Dışişlerinin seçkin kadrolarını “monşer” yaftalamasıyla aşağılayıp dışlayan, serüvenci, BOP’ta eşbaşkan olarak taşeron, önce “açılımcı” ve Oslo’da – Dolmabahçe’de
Atlantik ötesi ve AB maşası olarak malum terör örgütü ile pazarlıkçı sonra ise ciddi karşıtı (?!) ve de yine “stratejik müttefik” in bir başka aleti terör örgütü ile (FETÖ) uzuuun mu uzun yıllar kanka olup Türkiye’yi parselleyen ancak 15 Temmuz 2017 darbe girişimini önceden haber alıp birkaç saat göz yuman ve “bu bize Allahın lütfu” diyerek ülkeyi OHAL altında inleten,
birçok suça ve yolsuzluğa bulaşan, halkına acımasız şiddet uygulayan ve hukuk dışına düşüp meşruluğunu yitirmiş…. bir siyasal kadro afeti yaşamaktayız..

Fakat ekonomo-politik konjonktür tam anlamıyla Gordion’un kördüğümüne dönüştü.
AKP kadroları hukuk içinde kalarak, ağır ekonomik bunalımı ustalıkla yöneterek, yüzbini aşkın insanı kitlesel olarak işten atarak, ağzını açanı Cumhurbaşkanına hakaretten içeri attırarak…..
bu ağır sorunsal yönetilemez ve çözülemez..

AKP – RTE, ipekböceği örneği kendi kozalarını örmüşlerdir, bu kaostan çıkmaları olanağı kalmamıştır. Duvara dayanmışlardır ve ürkü (panik) içinde, giderek daha çok hata yaparak sürdürülebilirlik bırakmamışlardır. Tek başına iktidarın 15. yılında tarihin – siyaset biliminin – ekonominin yasaları diyalektik bağlamda işleyecek ve dişleri arasında AKP – RTE’yi öğüterek tasfiye edecektir. Daha fazla acı çekmemek ve daha ağır bedeller ödememek için Halkımıza düşen, kritik halkoylamasına 16 Nisan’da ne yapıp edip sandığa giderek HAYIR oyu vermek ve
sandık oy sayımı tutanaklarının örneğini alarak ilçe seçim kurullarına teslim edilene dek sandık başkanına eşlik etmektir. Daha sonra YSK 200 bine yakın tüm sandıkların sayım tutanaklarını açıklayacak ve partilerin elindeki tutanaklarla karşılaştırılacaktır.

Evet, şafak, karanlığın en koyu olduğu dönemde sökmek üzeredir Türk Ulusu!
Bir kez daha ülkene ve geleceğine sahip çıkma zamanıdır.. Hata yapmamalısın, yapmayacaksın.

Sevgi ve saygı ile.
11 Şubat 2017, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com