Etiket arşivi: 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

Ankara Tabip Odası’ndan Yaralı Taksim Direnişçilerine Gönüllü Sağlık Hizmeti

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ankara Tabip Odası, Taksim Gezi Parkı direnişi ile ilgili olarak yaralanan ve sağlık hizmeti alma gereksinimli olan yurttaşlarımız için hekimlerin gönüllü olarak hizmet vereceği revirler belirledi..

Odamızın duyurusu aşağıda..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 7.6.13

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net 

================================= ATO_logosu

 

 

Değerli Meslektaşımız,

Yaralı yönlendirmek isterseniz kullanabilmeniz amacıyla Ankara’da kurulan revirlerin adres-telefon bilgileri aşağıdaki gibidir. Bütün olanaklarınızı kullanarak göstericilerle paylaşmanız dileğimizle. 

Ankara Tabip Odası  Yönetim Kurulu 

REVİR ADI

REVİR ADRESİ

TEL

Mimarlar Odası

Konur Sok. No:4/3 Kızılay

4178665

Çankaya Belediyesi Yeni Hizmet Binası

Sakarya Cad. Zabıta Noktası

Dr. Aytuğ Balcıoğlu

Cep: 0533 3466902

Dişhekimleri Odası

Yüksel Cad. 34/9 Kızılay (2. Kat, Asansör var)

4359016

Nazım Hikmet Kültürevi

Karanfil Sk No:58

417 56 59

Not: Revirlerin Koordinasyonunu sağlayan hekimlerin isimleri aşağıdadır. Dr. A. Selçuk Atalay, Cep: 0532- 325 96 40 Dr. Hande Arpat, Cep: 0536-845 83 50

Bilgi notu                                :

Değerli Meslektaşımız,

İstanbul Taksim’de Gezi Parkı’na yapılan keyfi polis müdahalesi sonrasında
ülke geneline yayılan kitlesel protesto olaylarında, demokratik hak arayışında bulunan yurttaşlarımıza yönelik haksız ve orantısız bir polis şiddeti uygulanmaktadır.

Bu kapsamda şiddete maruz kalan ve gelinen noktada sayısı binlerle ifade edilebilecek yurttaşımız, hemen her gün özel ya da kamu sağlık kuruluşlarının acil servislerine başvurmakta, hem sağlıklarına kavuşmak adına ihtiyaç duydukları tıbbi yardımı beklemekte, hem de maruz kaldıkları şiddete karşı sonraki süreçte gerçekleştirecekleri hak arayışları için sağlık durumlarının belgelenmesini / kayda alınmasını
talep etmektedirler.

Nitekim basın-yayın organlarında da yer aldığı üzere, yurttaşlarımıza yönelen haksız ve orantısız polis şiddeti konusunda, gerek merkezi düzeyde İçişleri Bakanlığı tarafından, gerekse yerel düzeyde ilgili valilikler ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından ön soruşturma ve inceleme işlemleri de başlatılmıştır.

Öte yandan birçok yurttaşımız da, haklarında tesis edilip sürmekte olan yakalama ve gözaltı süreçleri kapsamında bizzat polis memurları eşliğinde sağlık kuruluşlarına getirilebilmekte ve hekimlerimizden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında bu kişilerin tıbbi durumlarının belgelenmesine / kayda alınmasına yönelik işlemlerinin gerçekleştirilmesi talep edilmektedir.

Hekimlerimizin, bu süreçlerde hukuksal anlamda dikkate alması gereken kimi hususları aşağıda dikkatinize sunmak isteriz;

* Şiddete maruz kalan yurttaşlarımızın tıbbi kayıtlarının sürmekte olan veya olası
adli süreçlerde, ayrıca bizzat şiddete maruz kalan kişi tarafından devamında gerçekleştirilecek hak arama çabasında, doğrudan bir kanıt niteliği taşıyacağı,

*Bu nedenle söz konusu tıbbi kayıtların gerçeğe aykırı ve / veya eksik biçimde tutulmasının öncelikle ilgili hekimler açısından ciddi hukuksal yaptırımları
gündeme getirebileceği ve “delil karartma” olarak nitelenebileceği; nitekim bu konuda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve TTB Disiplin Yönetmeliği‘nde kesin kural ve yaptırımların bulunduğu,

*Şiddete maruz kalan kişinin sağlık durumuna dair tıbbi bulgular ve değerlendirmeler yanında, o kişinin anamnezinin de söz konusu tıbbi kayıtlar kapsamına dahil olduğu
ve ayrıca kanıt niteliği taşıdığı; bu nedenle o kişinin ya da bilinci kapalı ise
onu sağlık kuruluşuna getiren veya ona refakat eden kişilerin olaya ilişkin verdiği bilgilerin ve yakınmaların da titizlikle kayda geçirilmesi gerektiği,

*Eğer şiddete maruz kalan kişinin sağlık durumunun ciddiyeti, onun sağlık kuruluşunda yatarak tedavisini ve izlemini gerekli kılıyorsa, yürürlükteki mevzuat ve meslek kuralları açısından bu konuda yetkinin mutlak olarak hekimde olduğu; nitekim polis memurlarının o kişiyi ilgili hekimin yazılı onayı ve oluru olmaksızın sağlık kurumundan çıkartamayacağı,

*Şiddete maruz kalan kişinin muayenesinde hasta-hekim ilişkisinin mahremiyetine ayrıca özen ve dikkat gösterilmesinin gerektiği, nitekim o kişi polis memurları eşliğinde (refakatinde) ve “şüpheli” sıfatı ile getirilmiş olsa bile, hekimin o kişi ile polis memurları mekanda bulunmaksızın görüşmesinin ve muayene işlemini gerçekleştirmesinin
yasal ve meslekseli bir gereklilik olduğu, nitekim polis memurlarının muayene işlemi sırasında muayene odasında bulunamayacağı, gerek duyulan güvenlik önlemlerinin ölçülü biçimde ve ancak dış mekan kapsamında alınabileceği,

*Şiddete maruz kalan kişi hakkında tutulan tıbbi kayıtların ve kişinin talep ettiği
tıbbi raporun onaylı bir örneğinin, bizzat o kişiye elden tesliminin yasal bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.

Değinilen bütün bu kural ve gerekliliklere aykırı bir durum, istem ya da zorlama ile karşılaşan hekimlerimiz, mutlaka konuyu bir tutanağa bağlamalı, birlikte mesai yaptıkları sağlık meslek mensuplarının tanıklığını da sağlamalıdırlar.

Söz konusu tıbbi süreçlerde, polis memurlarından ya da başkaca kişi ve makamlardan gelebilecek her türlü keyfi ve haksız müdahale durumunda, Ankara Tabip Odası Şiddet Bildirim Hattına ( 0530 5667575) bildirimde bulunulduğu takdirde, hekimlerimize gerekli hukuksal destek Odamız avukatları tarafından
derhal sunulacaktır.

Demokrasi ve özgürlük talepleri ile yurttaşların tüm ülkede yürüttüğü protestolarda emeğini sakınmayarak, özveri ile halkın yanında olan tüm meslektaşlarımıza
ve tıp öğrencilerine teşekkür ediyoruz.

Saygılarımızla,