Etiket arşivi: 24 Kasım Öğretmenler Günü

Halil Çivi şiiri : MUSTAFA KEMAL’in ÖĞRETMENİYİM

ŞİİR KÖŞESİ..

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Şairi

Değerli dostlar,

Bu gün 24 Kasım Öğretmenler Günü!

Bu duygularla yazdığım şiiri beğenilerinize sunuyorum.
Mustafa Kemal Atatürk‘ün Başöğretmenimiz ve çağdaş uygarlığın rotamız olduğunu unutmadan; başta öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz olmak üzere, tüm halkımızın;

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!…
XXX

MUSTAFA KEMAL’in ÖĞRETMENİYİM

Akıl, bilim rotasından çıkamam,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Nesilleri cehaletle yakamam,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Cumhuriyet sevgisiyle yaşarım,
Laiklığin ışığıyla koşarım,
Demokrasi umuduyla coşarım,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Hiçbir uygarlığa düşman olamam
Çıkar için milletimi bölemem,
Düşeni kaldırır, bakıp gülemem,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Eğri büğrü gidişleri sezerim,
Özgürce düşünür, özgür yazarım,
Hurafeyle savaşmaya hazırım,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Öğrencimi canım gibi severim,
Yobazlığı beyinlerden kovarım,
Başarıyı takdir eder, överim,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Akıl, bilim, barış, sevgi ekerim,
Kin ile nefreti toplar, yakarım,
Cebiri, şiddeti özden sökerim,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Kadını erkeği eşit bilirim,
Bilim Çin’de olsa, gider alırım,
Çağdaşlığın devrimcisi olurum,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Ruhumu makama, paraya satmam,
Yoksulu dışlayıp, zengini tutmam,
Öğrenciler açsa, asla tok yatmam,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx
Öğrencime din ve mezhep soramam,
Irka, dine bakıp notlar veremem,
Laik bir yurttaşım, bir fark göremem,
Mustafa Kemal’ in öğretmeniyim,
Xxx
Halil Çivi haksızlığa gelemem,
Laik bir hukuktan ayrı kalamam,
Din, mezhep diyerek halkı bölemem,
Mustafa Kemal’in öğretmeniyim.
Xxx

23 Kasım 2022
Prof. Dr. Halil Çivi
Çiğli / İZMİR

24 Kasım 2019 günü web sitemizde yayınlayamadıklarımız ve günümüz…

24 Kasım 2019 günü web sitemizde yayınlayamadıklarımız ve günümüz…

Erdoğan, sarayına 104 m2 tek parça halı dokutmuş Hereke’de Sarayı için. Ederi 324 bin TL imiş,
yani 162 asgari ücrete eşit; 162 yoksul ailenin 1 aylık geçim bedeli. İnsanların ailece borç –  haciz- işsizlikten siyanür içerek, kendini yakarak intihar ettiği ülkemizde. “İTİBARDAN TASARRUF” OLMAZ” buyurmuştu AKP = Erdoğan. Bir de mevlütte tek taş yüzük takılan bebek. 1 halı ve 1 yüzük..

Kaç aileyi intihardan kurtarırdı acaba?

Eyyy AKP’liler vicdanınızı kökten yediniz mi siz?
****
Sarayın açık – örtük harcamaları mutlaka kısılmalı ve hesabı verilmeli. ABD’de Kongre’de (Temsilciler Meclisi ve Senato) yapılan gizli görüşmeler 25 yıl sonra açıklanıyor. Türkiye’de de Cumhurbaşkanının örtülü ödenek harcaması makul bir süre sonra mutlaka halka açıklanmalı.

Saray’ın gündem değiştirmeye öylesine çok gereksinimi var ki… Sıra CHP’yi karıştırmada.
Saray’a gittiği söylenen CHP’li vekil.. İktidarın değirmenine su taşımayalım..
Kılıçdaroğlu : “CHP örgütlerine yönelik ciddi kumpaslar var.” (Cumhuriyet internet)

  • Soruyoruz: Erdoğan neden, malvarlığını açıkla(ya)mıyor!?

Erdoğan İstanbul’da (15.11.19) borç ve faiz ödemelerinin azaltıldığını söyledi. Doğru mu?? 

2019 bütçesi 2018’den feci durumda, açık 80,6 milyar TL ile kalmadı, 125 milyar TL’ye çıkarıldı geçen ay. Ayrıca 80 milyar TL’yi aşan TCMB kârı ve yedek akçesi de bütçeye aktarıldı. Durum böylesine dehşet verici iken, CB’nın “örtülü ödenek” harcaması olağanüstü artıyor! Niçin?!

2019 Bütçe Giderleri 961 milyar TL
Faiz Giderleri 117,3 milyar TL
Bütçe Gelirleri 880,4 milyar TL
Vergi Gelirleri 765,5 milyar TL
Bütçe Açığı -80,6 milyar TL
Faiz Dışı Fazla 36,7 milyar TL

2019 bütçesinde AKP hükümetinin faiz ödemesi 117,3 milyar TL olup 961 milyar TL’lik bütçenin 1/8’i.. 2018’de bu oran 1/10 ve ödenen tutar 71,6 milyar TL idi; %50 artış var ödenecek faizde. Sağlık Bakanlığı bütçesi 47 milyar TL, borç faizi ödemesi bunun 2,5 katı.. Bir de FAİZ DIŞI FAZLA adı altında zihinlere kurulan tuzak var.. Bu, BORÇ ANA PARASI demek.. Açıkçası bütçeden, her şeyden önce BORÇ FAİZLERİ ödeniyor. Sonra kalan bölüm FAİZ DIŞI adını alıyor. Bu bölümden yemeden – içmeden tasarruf yapıp “fazlalık” vermek gerek ki, borçların ana parasını ödemek olanaklı olabilsin. Buna da tuzaklı bir adlandırma ile FAİZ DIŞI FAZLA deniyor ki, yurdum insanı, hatta ortalama okumuşu, iktisatçısı.. bile anlamasın!

  • POST-MODERN İŞGAL ALTIN DAKİ ÜLKEMİZ, AKP = RTE ve KURTULUŞ
  • Türkiye ekonomisi çökme riski ile yüz yüze! (Bkz. AKP = ERDOĞAN TÜRKİYE’yi MORATORYUMA MI SÜRÜKLÜYOR? )
  • Genç işsizliği 1/3’ü aştı. Bu yıkım verisi de mi bir şey ifade etmiyor AKP’liler için??
  • Abdüllatif Şener  : Cumhuriyetimizin bütün değerlerini yok etmek için uğraşan bu iktidar çok tehlikelidir.” http://ahmetsaltik.net/wp-admin/post.php?post=52916&action=edit

    15 asırlık İslam tarihinin en günahkâr iktidarı Erdoğan hükümetidir.”

    “Erdoğan’ın dış politikasıyla akan kan, tecavüze uğrayan kadınlar, köle pazarlarında satılan kadınlar, masum ve yetim kalan çocuklar, İslam tarihinin en vahşi ve korkunç sahnelerini meydana getirmişlerdir. Müslümanlar, Müslümanların şerrinden korunmak için Akdeniz’i geçerken on binlercesi boğularak öldü. Böyle bir zulüm politikasının din ve imanla ne ilgisi var? Bu, İslam’a ihanet politikasıdır. 15 asırlık İslam tarihinin en günahkar iktidarı Erdoğan hükümetidir.”
    ****
  • Yoksulluk ve çaresizlikten, borçtan, UMUTSUZLUKTAN canına kıyan 3 aile,
    11 kişinin sorumlusu kim, kim, kim?
    AKP = RTE’nin hiiiiç sorumluluğu yok mu? Hala uyanmayacak mısınız? İzlediğiniz ekonomik talan politikalarının (dini de alet ederek!) yürekleri dağlayan, Türkiye’yi dünyaya rezil eden utanç verici sonuçlarından yalnızca 2’si bu! Hükümetler, Fırat’ın kıyısında kuzusunu yitiren çobana karşı bile sorumlu iken..Artık kendinize gelin, insaf edin, insaf edin! Halkın yarısını yoksullaştırdınız..

‘Yapacak bir şeyim yok’

Ekiplerin evde yaptığı incelemede baba Selim Simşek’in bıraktığı bir mektup bulundu. Mektupta maddi sıkıntı çektiğini, 9 aydır çalışmadığını yazan baba Şimşek,

Herkesten özür diliyorum ama artık yapacak bir şeyim yok. Hayatımıza son veriyoruz.

  • Ulusumuz artık çok acı gerçekleri görmeli; bu iktidarın olağanüstü hataları ülkemizin saygınlığını ve gücünü çook ağır yaraladı. Kişisel hırs ve çıkar uğruna ülke heba ediliyor!
    *****
    Sitemizde yayınladığımız aşağıdaki makalelerimizin okunup yayılması dileğiyle :
  • CUMHURBAŞKANI VE AİLESİNE AÇILAN DAVANIN, ANLAŞMA ÜZERİNDE NE KADAR TESİRİ VAR?
    *****
    AKP’nin PKK-Kürdistan İKİYÜZLÜLÜĞÜ– Tarihsel birer belge olan 28 fotoğrafı görmek için lütfen tıklayınız.
    HDP çok akıllı olmalı; PKK ile tüm ilişkisini kesmeli! Millet ittifakı dağılmamalı,
    güçlenip sürmeli.
    İYİ Parti de sıkı durmalı, oltaya takılmamalı.
    ***

    MEDİKAL EPİDEMİYOLOJİ çeviri kitabımız Palme yayınevince basıldı.
    Tıklayın webe_konan_onsoz_19.9.19
    ******

    TBMM’den hızla yasa çıkarılarak çocukluk aşıları zorunlu kılınmalıdır;
    salgın riski büyüyor..!

Türkiye’de Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu: Sorunlar Öneriler Konferansı

  • AKP’nin utanç veren, ibretlik FETÖ bağlantılarını kendi ses ve görüntüleri ile izleyin :https://youtu.be/KKxkccTS1DI AKP içi uzantılara dokunmak yok ama her yere, başta TSK, bitmeyen FETÖ operasyonları.. Niye!? Ulusal ordu yerine majestelerinin ordusu mu hedef?! Ya korunan yandaşlar?? Ya B. Arınç’ın çıkışları? Mızrak artık çuvala sığmıyor mu??

(Emre Ulaş, YENİÇAĞ, 24.11.2019)

Prof. MÜMTAZ SOYSAL’ın ARDINDAN BİRKAÇ ÇARPICI ANI..
*****
Kurulacak ilk Ulusal İktidar eliyle Türkiye, kapsamlı bir restorasyon dönemine girecektir.

Sevgi, saygı ve UMUT ile. 24 Kasım 2019, Ankara
====================================
Dostlar,

Teknik engeller yüzünden yaklaşık 10 ay önce 24 Kasım 2019 Öğretmenler gününde yayınlayamadığımız yazımıza arşivimizde gözümüz ilişti..

İnsan belleği “nisyan ile malül” imiş.. 10 ayda ülkemizde neler olmuş neler…
2018’de durumu 2019’dan hallice imiş…

  • 2018 bütçe gideri 763 (599’u-%88 vergi!), gelir 697, Açık 66, Faiz 71,6 (%26↑); yatırım 68,8; Sağlık Bak. 37,6; DİB 7,8 (151 bin pers.); SGK 133,5 (2016’da 108); Emn. GM + Jand. GK 40,1; Mrk. Yön. borcu 2017 sonu 871,6 milyar (%15↑) TL

    Pekii, içinde bulunduğumuz yıl (cari yıl) 2020’de durum nasıl ??
    2020’de bütçe gideri 1 Tr 95,5 milyar (Bn) TL, faiz dışı giderler 956,5 Bn TL, bütçe gelirleri 956,6 Bn TL, vergi gelir 784,6 Bn TL,
    bütçe açığı 138,9 Bn TL, %12,7!
    7 L gelir + 1 TL açık (borçlanma)!
    Bütçenin %12,7’si ya da her 8 TL’den 1’i veya toplanan 100 TL  verginin 17.7 TL’si faize,
    139 Bn TL! Faiz 2019’da 117 Bn TL idi;
    2018’de ise 71,6 Bn TL idi. Bir de borç ana parası (Faiz Dışı Fazla!) ödenecek..
    Üniversitelere 50,7 Bn TL. Beklenen özelleştirme geliri 10 Bn TL.
    2020, %5 büyüme ve %8,5 enflasyon hedefli!? AR-GE’ye ise yalnızca 5 Bn TL.
    Ocak’ta 40,5 Bn TL TCMB’nın kâr ve ihtiyat akçesine el kondu, bütçe fazlalık verdi!?
    Sağlık Bakanlığı ödeneği kişi / yıl 710 TL!
    2020, emekçiler için çok zor bir yıl olacak..
    ****
    Diye notlar düşmüşüz..
    Araya salgın girdi, yüzlerce milyar TL para basıldı, tüm yıl için öngörülen 140 milyar TL bütçe açığı 7. ayda gerçekleşti..
    Yıl başından bu yana %30 dolayında enflasyon gerçekleşti..
    Dolar 7,5 TL’yi, € 8 TL’y, Sterlin 9 TL’yi geçti..
    Yandaş basın “Doların ateşi düşmüyor..” diye uydurdu; gerçekte ağır hasta olan ve ateşi düşürülemeyen TL idi..
    AKP = RTE ise tüm ekonomik çöküntüyü “gene” dış güçlerin ülkemizi kıskanıp saldırması masalına bağlayarak mazlum yurdum insanına ninnilerini sürdürdü..
    ***
    Salgını yönetemedik, masum insanlar her gün 60-70 kişi “resmen” sapır sapır ölmekte..
    Ama iktidar gene başarı öyküsü yazmakta; dünyada en başarılı yöneten birkaç ülkeden biriyiz!
    Salgınla köktenci savaşım için yeter akçalı (mali) kaynak yok! Ve bedeli ölüm!

    Veee. kamuoyu yoklamaları AKP + MHP blokunun birlikte oylarının %40’ı aşamadığını gösteriyor ısrarla.. Erdoğan’ın yeniden CB seçilme şansı yok!
    Ama hala 2023’te ilk 10 ekonomi içinde olacağımız masalı anlatılmakta; oysa G20’den düştük, 2012’den bu yana kişi başına ulusal gelir sürekli gerilemekte, 10 bin Doların altında!
    Salgın ve ağır ekonomik bunalım birlikte..
    Akılsızca eklenen ağır dış politika sorunları
    Hangi ülkede iktidarı götürmemiş ki?
    Siyasal tarihte örnekleri dolu.. Ya daaaa; açık faşizm!
    Şimdi ne olacak acaba Türkiye’de??

    Sevgi, saygı ve DERİN KAYGI ama UMUT ile.25 Eylül 2020, Ankara

    Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
    Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
    Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı,
    Kamu Yönetimi Siyaset Bilimi (Mülkiye)

    www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

 

 

 

 

Gazi, öğretmen, pusula…

Gazi, öğretmen, pusula...

Gazi, öğretmen, pusula…

Yeniçağ, 24 Kasım 2019

Atatürk Bursa’dadır ve onu İstanbul’dan ziyarete gelen bir küme öğretmene seslenirken şunları söyler;

“Bayanlar, baylar…
Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, ortam hazırladı… Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve kesinlikle başarıya ulaşacaksınız… Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız…”Tarih 24 Mart 1923…

Büyük Önder, Kütahya lisesinde öğretmenlere seslenirken söyle konuşur;

“Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur… Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir. Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür… Bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek… İrfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim…”

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk işgalin, yağmanın yanı sıra gericiliğin- yoksulluğun ve geri kalmışlığın da yenildiği Kurtuluş Savaşı‘nın ardından bu kez Aydınlanma Devrimi‘nin başarıya ulaşması için çaba gösterirken, bu uğurda en çok mücadele eden insanların öğretmenler olduğunun bilincindeydi… Gazi, işte o yüzden sık sık okulları ziyaret eder, sınıflarda öğrenci ve öğretmenlerle sohbet eder, eğitim ve öğretimin Türkiye’nin geleceği için ne denli yaşamsal olduğunu anlatmaya çalışırdı… İşte bu yüzden Atatürk‘ün, bütçe görüşmeleri sırasında aldığı tavır da eğitim-öğretim- okul ve öğretmene ne denli önem verdiğini bir kez daha gözler önüne serer…

Yıl 1923… Meclis’te vekil maaşları tartışılırken dönemin Maliye Bakanı olan Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi Ataç, Atatürk‘e, “Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?” diye sorar… Gazi Paşa kısaca düşünür ve şu yanıtı verir;

  • “Öğretmen maaşlarını geçmesin…”

Eğitimciler çıkmazda…

Ve yıl 2019… Türkiye, Aydınlanma mücadelesinin engellerle karşılaştığı bir süreçte sübyan mekteplerinden tarikat medreselerine dek eğitimin kuşatıldığı bir dönemi yaşarken, Tevhid-i Tedrisat Devrim Yasası üzerinde yaşanan erozyon da ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasını engellemeyi sürdürüyor… 600 bin öğretmen adayı iş beklerken, iktidar acilen atanması gereken 200 bin öğretmenle ilgili de bir şey yapmıyor… Ve tam da bu sırada Türk Eğitim-Sen‘in 6 bini aşkın öğretmenle yaptığı anketin sonuçları yalnızca öğretmenlerin içinde bulunduğu sarsıcı ortamı değil, eğitim-öğretim sürecinin nasıl darbe aldığının sonuçlarını da gösteriyor… Ankete katılan öğretmenler 3800 lira ile 5000 lira arasında aylık aldıklarını açıklamışlar…

Ankete katılanların %30.8’inin kredi kartlarıyla yaptığı harcamalar maaşlarının yarısına denk geliyor… Öğretmenlerin % 63’ünün bankalara kredi borcu var, %67’si birikim yapamıyor. Öğretmenlerin %49.2’si en çok gıda ürünlerine yapılan zamdan etkilendiğini ifade etmiş, %38’den çoğu kirada oturuyor. Ankete katılanların %95.4’ü toplu sözleşmede yapılan zam oranlarının ekonomik yitiklerini karşılamadığını söylemiş.

Son yıllarda okullarda yaşanan şiddet olaylarının sonuçları da ankete yansımış… Çünkü öğretmenlerin %56.9’u okulda kendini güvende duyumsamadığını söylemiş, %49’u bir ile 7 kez arasında şiddetle karşılaştığını açıklamış… Öğretmenlerin %11.9’unun psikolojik sorunlar  -sinirli olma durumundan yakındığı da ortaya çıkmış. İşte bu yüzden ankete katılanların %94.1’i mesleği nedeniyle yıprandığından yakınmış…

Ve tabi ki öğretmenlerin %84.6’sı iş güvencelerinin tehdit altında olduğunu ifade etmiş… Ankete katılanların %41.7’si Türkiye’nin en büyük sorunu olarak ekonomik sorunlarla işsizliği görürken; % 27.8’i yandaş kayırmacılık, liyakatsizlik, %21.1’i eğitimde yaşanan sorunlar, %8.1’i terör ve güvenlik tehdidi, % 0.1’i sağlıkta yaşanan sorunlar yanıtını vermiş. Anket sonuçlarını Yeniçağ’a değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Öğretmenlerimiz ehliyetsiz ve liyakatsiz insanların iş başına getirilmesinden büyük rahatsızlık duyuyor.” demiş…

Ata’nın gösterdiği hedef…

Evet; bu gün 24 Kasım… Yani Öğretmenler Günü… Çünkü Millet Mektepleri‘nde kara tahtanın başına geçerek dersler veren ve 1924 yılında Ankara’da toplanan öğretmenler kurultayında, “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” diye seslenen Atatürk’e Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıyla, “Ulus Okulları Başöğretmenliği” ünvanını verdi… Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmenliğini 24 Kasımda kabul etti…

Öğretmenlik mesleğinin ne denli yaşamsal olduğunu bilinciyle, Aydınlanma Devrimi‘ni yüceltmeye çalışan Atatürk, mesleğin vefalı çalışanlarından övgü ile söz etmiştir… Öğretmenlere seslenirken yaptığı şu konuşma da bunun önemli kanıtlarından biridir :

  • “Benim asıl anlatılacak yanım, öğretmenliğimdir… Topluma, milletime ben öğretmenlik yapabiliyorsam, beni onunla anlatın… Yoksa kazandığım, yaptığım öteki işlerle beni anlatmanız pek önemli değildir.”

Evet; Atatürk‘ün 100. doğum yıldönümü nedeniyle, 1981’den başlayarak 24 Kasımlar “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor… Gazi‘nin aşağıdaki konuşması ise son yıllarda işsizlik, siyasal baskı, gericilik, geçim sıkıntısı ve en çok da can güvenliği tehdidi altında yaşamaya çalışan öğretmenlere yine de umut ve enerji veriyor :

  • “Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz… Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister… Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.”
  • “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

Cumhuriyetin tüm öğretmenlerinin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun…

24 KASIM “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” KUTLU OLSUN

BAŞ ÖĞRETMENİMİZ BÜYÜK ATATÜRK’ÜN VE ONUN BİLİM YOLUNDAN ASLA ŞAŞMAYAN – VATANSEVER ÖĞRETMENLERİNİN 24 KASIM “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” KUTLU OLSUN!

Güzide Filiz TUZCU
Milli Bilinç Sahibi Vatansever Dostlar,

Bir çocuğa, anne – baba ve yakın büyükleri  (büyükbabalar – büyükanneler – teyzeler – dayılar – halalar, amcalar vs…)  tarafından verilecek olan ilk eğitim ve terbiyeden hemen sonra, o çocuğun karakterini biçimlendirecek olan; ona en doğru yolu gösterecek yararlı bilgileri, düşünceleri, ilkeleri ve yaşamı boyunca unutamayacağı güzel öğütleri verecek olan kişiler, elbette onun öğretmenleri olacaktır.

Bunun içindir ki, bir ulusun geleceği olan çocukların  ve gençlerin milli ve doğru eğitilmeleri, o millet için yaşamsal derecede büyük önem taşır.

Şöyle ki;  her çocuğa “ulusunu,  vatanını, Türk Büyüklerini  – Atalarını tanıtacak, saydıracak  ve sevdirecek olan; her çocuğun aklını çalıştırması, düşünmesi, araştırması – okuması, sorgulaması, salt gerçekleri öğrenmesi ve bu gerçekleri cesurca dile getirmesi için teşvik edecek olan; her çocuğun dilini, dinini, tarihini ve kültürünü çok iyi bilmesini  ve bunları titizlikle korumasını,  böylece her çocuğun ailesine – çevresine ve vatanına faydalı bireyler olmalarını  sağlayacak olan kişiler elbette öğretmenler olacaktır.

Bu vesileyle Baş Öğretmenimiz Büyük Atatürk’ün “Eğitim ve Öğretim ile ilgili yol gösterici  – son derece değerli sözlerine dikkat çekmek isterim:

  • EĞİTİM, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatan veya bir milleti esaret ve sefalete terk eden terbiyedir.” 

(Unutmayalım ki Osmanlı devrinde Türk çocuklarına ve gençlerine dayatılan sözde eğitim, Türk Milletini maalesef tutsaklığa ve sefalete terk etmiştir: Çünkü bu eğitim, Türklere tümüyle yabancı bir dil ezberleriyle – Arapçayla – körpe beyinleri uyuşturan – körelten, düşünmeyi – sorgulamayı yasaklayan, yalnızca padişahlara, devşirme yöneticilere ve ne söylediğini kendi bile anlamayan, çocuklara şiddet ve korku salmayı marifet sayan molla kılıklı hocalara biat etmeyi öğretmekten öteye gidememiştir! Hele Türk kız çocukları,  okumak – aydınlanmak, toplumda yararlı meslekleri yürütmek hakkından tümden yoksun bırakılmışlardır! Kanımca Koskoca Osmanlı İmparatorluğunu zamanla çökmeye götüren en baş sorun da, işte bu Arap diline, yasakçı geleneğine ve biat kültürüne dayanan kara zihniyet olmuştur… )

  • “Bir millet, irfan / bilim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan / bilim ordusuna bağlıdır.”
  • Milli Eğitim Işığının, memleketin en derin – ücra köşelerine kadar ulaşmasına ve yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz.”
  • Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak Milli Eğitimle olur ve bu eğitimin sosyal hayatımızın ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine uygun olması gerekir.”
  • HÜKÜMETİN EN VERİMLİ VE EN ÖNEMLİ GÖREVİ, MİLLİ EĞİTİMLE İLGİLİ İŞLERİDİR.”
  • “MİLLİ  EĞİTİMİN GAYESİ, YANLIZ HÜKÜMETE MEMUR YETİŞTİRMEK DEĞİLDİR, DAHA ÇOK
  • MEMLEKETE AHLÂKLI, KARAKTERLİ, CUMHURİYETÇİ, DEVRİMCİ, OLUMLU, ATILGAN, BAŞLADIĞI İŞLERİ BAŞARABİLECEK KABİLİYETTE, DÜRÜST, DÜŞÜNCELİ, İRADELİ, HAYATTA KARŞILAŞACAĞI ENGELLERİ AŞMAYA KUDRETLİ, KARAKTER SAHİP GÜÇLÜ GENÇLER YETİŞTİRMEKTİR.  BUNU İÇİN,  ÖĞRETİM PROGRAMLARI VE SİSTEMLERİ BU GAYEYE GÖRE DÜZENLENMELDİR.”  
  • “OKUL GENÇ BEYİNLERE, İNSANLIĞA HÜRMETİ, MİLLETE VE VATANA SEVGİYİ, ŞEREFİ, BAĞIMSIZLIĞI ÖĞRETİR.  BAĞIMSZIK TEHLİKEYE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN, ONU KURTARMAK İÇİN TAKİP EDİLMESİ GEREKEN GÜVENLİ YOLU BELLETİR…”
  • “ÖĞRETMENLER, ORDULARIMIZIN KAZANDIĞI ZAFER, SİZLER VE SİZİN EĞİTİM ORDULARINIZ İÇİN YANLIZ ZEMİN HAZIRLADI…  ÖĞRETMENLER, GERÇEK ZAFERİ SİZLER KAZANACAK VE DEVAM ETTİRECEKSİNİZ VE MUTLAKA BAŞARILI OLACAKSINIZ. BEN VE ARKADAŞLARIM DA SARSILMAZ BİR İMANLA, SİZLERİ TAKİP EDECEĞİZ VE SİZİN KARŞILAŞACAĞINIZ ENGELLERİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ.” 

    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

(Kaynak: ATATÜRKÇÜLÜK: ATATÜRK’ÜN GÖRÜŞ VE DİREKTİFLERİ, CİLT 1, Milli Eğitim Bakanlığı  Yayınları – Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 2001, s. 291 – 305.)

Çok üzülerek ifade etmek isterim ki, Büyük Atatürk‘ün rehber niteliğinde – bizler için yaşam kurtarıcı – bu değerli sözleri ve vasiyeti 1938 sonrası maalesef dikkate alınmamıştır; hatta daha da vahimi, Milli Eğitimimiz, ABD’nin istemiyle kurulan, başında Amerikan Elçisinin bulunduğu, dört Türk, dört Amerikalı üyeden oluşan “EĞİTİM KOMİSYONU’NUN” ellerine terk edilerek, “MİLLİ olmaktan” çıkarılmıştır! Bir başka deyişle Büyük Atatürk’ün büyük bir duyarlıkla önem verdiği ve öngördüğü, “Türk Milletinin tam bağımsız, aydınlık, refah ve güvenli geleceğinin temel güvencesi” olan Milli  Eğitim Sistemimize son verilmiştir.  

Böylece Binlerce Yıllık Köklü Türk Tarihimiz başta olmak üzere Türk  Milleti için yararlı ve mutlaka gerekli olan tüm dersler ve kitaplar tahribata uğratılmış, üniversiteler özgürlük ve bağımsızlıklarını yitirmeye başlamış, ülke çapında aydınlanma seferberliğinin ışıkları olan Köy Enstitüleri, Halk Evleri ve Halk Odaları bir bir kapatılmışlardır!

Bu öğretmenler gününde, tüm öğretmenlerin bu yaşamsal hususları yeniden anımsamaları, öğrencilerine de anımsatmaları ve

  • “Tek Kurtuluş Reçetemiz  Olan Büyük Atatürk’ün Rehberliğinden – Aydınlık Yolundan 

ayrılmamaları  dileğiyle…

Saygılarımla…
================================
Saygın okurumuz ve sitemiz yazarlarından Güzide Filiz Tuzcu hanımefendinin bu önemli yazısını yayınlamakta geciktiğimiz için özür dileriz.. (A. Saltık)

Ulusal Eğitim Derneği 2016 EĞİTİM ONUR ÖDÜLÜ Prof. Dr. Aysel Özçelik’e..

Ulusal Eğitim Derneği 2016 EĞİTİM
ONUR ÖDÜLÜ Prof. Dr. Aysel Özçelik’e..

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği, her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü anma programı çerçevesinde EĞİTİM ONUR ÖDÜLÜ vermekte.. Bizim de ödülün seçici kurul üyesi olduğumuz 2016 yılı Eğitim Onur Ödülü, Sayın Prof. Dr. Aysel Özçelik‘e verildi. Sayın Özçelik saygın bir hukuk insanı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanlığı, Adalet Bakanlığı yaptı. Halen ÇYDD Genel Başkanı..

Ödül töreninin varsıl (zengin) izlencesi (programı) hakkında gerekli bilgiler aşağıdaki duyuruda.

ulusal_egitim_dernegi_aysel_ozcelike_onur_odulu

Bu izlencenin ardından akşam da birlikte yemek yenecek.. Gerekli bilgiler aaşağıdaki duyuruda.
ulusal_egitim_dernegi_yemegi_26kasim2016Kumpas davalarda, 80 yaşında Silivri zindanları önünde ayaküstü söyleşme olanağı bulduğumuz yürekli Cumhuriyet aydını – kadını Sayın Prof. Çelikel‘i Eğitim Onur Ödülü nedeniyle kutlarız. Ödül törenine emek veren ve vereceklere teşekkür eder, ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile.
26 Kasım 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ulusal Eğitim Derneği Üyesi
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

Not : Ödül törenine değil ama akşamki yemeğe katıldık ve ödül alan Sn. Prof. Çelikel’i, ÇYDD emekçilerini kutladık.
(26.11.2016)

Dil Derneği 24 Kasım Öğretmenler Günü Konferansı : TÜKETİLEN ÖĞRETMENLİK

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz Dil Derneği, 24 Kasım Öğretmenler Günü anması bağlamında, bir eğitim emekçisini konferans için konuk ediyor..

Yine üyesi olduğumuz Ulusal Eğitim Derneği‘nin genel başkanı sevgili dostumuz
Nazım Mutlu öğretmenimizi.. Konusu TÜKETİLEN ÖĞRETMENLİK!

Konferans günü, yeri ve saati.. aşağıdaki duyuru posterinde..

dil_dern-_nazim_mutlu_tuketilen_ogretmenlik_24kasim2016

İlgi ve bilginize sunarız..

Bilindiği gibi 24 Kasım, Mustafa Kemal ATATÜRK‘ümüzün Dil Devrimi – Harf İnkılabı sonrasında (1 Kasım 1928; 1353 sayılı “Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun”) Türk halkına yeni abece‘yi (alfabeyi) öğretmek üzere seferberlik anlayışıyla kurulan Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini kabul edişi anısına Öğretmenler Günü olarak değerlendirilir. (Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO önerisiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.)

Görsel sonucuUlusunun Başöğretmeni ATATÜRK!

Harf Devrimi yapılarak Arap abecesi yerine Latin harflerinin kabul edilmesi ile Türkiye Cumhuriyeti, uygarlık alanı olarak Batı uygarlığına yönelmeyi seçmiştir. Bu Devrim ile halkın okuryazarlığını yitirdiği savı kökten yanlış, yanıltıcı ve kasıtlıdır. Osmalı’nın perişan bıraktığı Anadolu halkında erkeklerin %7’si, kadınların %1’inden azı okur-yazar idi. Bunların da çoğu yalnız okuyabiliyor, yazamıyordu! Harf Devrimi sonrası Türk Ulusu’na hızla ve kolayca, gırtlak yapısına uygun yeni abece öğretilebilmiştir. Çünkü bu abece Türkçe’nin yapısına ve doğasına çok daha uygundur, daha yetkindir Türk Dili’nin yazılması ve seslendirilmesinde.. Ayrıca “mezar taşlarını okuyamıyoruz…” söylemi de kafa karıştırıcı, devrim karşıtı bir gerici demagojik davranıştır. Çok merak etmeye gerek yok; bu taşlarda ezici çoğunlukla “ruhuna fatiha..” ile merhumun adı (Osmanlıda soyadı yoktu!) ve 1-2 kuşak geriye doğru soyağacı yazılı!

Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtarıcı ve kurucularını saygı ve şükranla, minnetle selamlıyoruz.. 12 Eylül 1980 darbesi ile Atatürk’ün vasiyeti çiğnenerek kapatılan Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu‘nun yeniden eski statüsüyle ve akçalı kaynaklarıyla (Atatürk’ün miras bıraktığı İş Bankası hisse gelirleri) yeniden açılmasını diliyoruz..

Öğretmenlerimizin saygın toplumsal – ekonomik – hukuksal konumlarının (statülerinin) yeniden kazandırılmasını diliyoruz.. Tüm eğitim emekçilerini saygı ile selamlıyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
20 Kasım 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Dil Derneği Üyesi
Ulusal Eğitim Derneği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

YÜKSEK TİCARETLİLER DERNEĞİ’nden ÖĞREMENLER GÜNÜ ANMASI

YÜKSEK TİCARETLİLER DERNEĞİ’nden ÖĞREMENLER GÜNÜ ANMASI

24 Kasım Öğretmenler Günü anmasında, öğretmenlerimiz ve öğretmen dostları, eğitim sevdalıları tüm katılımcılar konuşacak. Konuşarak, tartışarak, dayanışarak, sorunlarımızı aşacağız. Katkılarınızı bekliyoruz. Selamlar, saygılar. 22.11.2016

Davut Özdemir
Ankara Şubesi Başkanı24_kasim_2016_ogretmenler_gunu_anmasi_yuksek_ticaretliler_dernegi

****************
Dostlar,

Bizim de onursal üyesi olduğumuz Yüksek Ticaretliler Derneği Ankara Şubesi, toplumsal sorumluluğu kapsamında düzenli Aydınlanma toplantılarını sürdürüyor.. Bize ulaşan duyuru – çağrı yukarıda.. Bilindiği gibi 24 Kasım, Yüce ATATÜRK‘ün Millet Mektepleri Başöğretmenliği görevini kabul ettiği gündür ve Harf Devrimi‘nin yapıldığı 1928 yılına denk düşmektedir. Türkiye’nin, Osmanlının engellediği – ıskaladığı  Çağdaşlaşma için Batı Uygarlık alanını seçmesinin zorunlu gereklerinden bir olarak, ayrıca Türkçe’nin seslendirilmesine (fonetiğine) ve Türklerin gırtlak yapısına uygun olmayan Arap abecesinin (alfabesinin) terk edilerek 26 harfli ve Türkçe’ye uyarlanmış Latin abecesine geçişinin ardından bir seferberlikle Ulusa bu abece ile okuma-yazma öğretilmesi gerekmektedir.

Ne mutlu – uğurlu tablodur ki, 1911-22 arasında 11 yıl Ulusunun kurtuluşu için cepheden cepheye koşarak destanlar yaratan ve tansıksal (mucizezi) biçimde Kurtuluş Savaşını da kazanan yengin (muzaffer) komutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK, bu kez de Ulusunun Başöğretmenidir! Uygarlık tarihinde örneği olmayan kapsamlı bir önderliktir izlediğimiz ve Osmanlı’da erkeklerde %7’yi, kadınlarda %1’i bile bulmayan okuryazarlık hızla yükselmeye başlamıştır. Yeni abece ile okumayazma öğrenmek eski Arap abecesinden çok daha kolaydır!

Harf Devrimi yapıldığında Anadolu nüfusu 13-14 milyon. Büyük kesimi kadın, çocuk, yaşlı ve savaş engellisi (harp malulü). Erkeklerde okuryazar oranı %7, kadınlarda ise %0,4 (binde dört)! Bu oranlara gayrı Müslimler de dahil. Onların eğitime verdikleri önem düşünülürse, Müslüman halkta okuryazar oranının çok daha düşük olduğu kesin. Harf Devriminden 7 yıl sonra 1935’te yarım milyon kadın okumayazma öğrendi. Okuryazar oranı %20’ye erişti! Dünyada eşi benzeri olmayan çok başarılı bir devrim.. (http://www.r-demir.com/makalelergsboncekilergoster. aspx?m=250, 22.11.2016)

Günümüzde ise AKP – RTE’nin ulusal eğitim sistemini yıkıp yozlaştıran 4+4+4 dinci ucubesi ile son birkaç yılda (anılan yasanın uygulanmaya başlandığı 2012-13 ders yılından bu yana) ilk 4 yıl sonrası okula devam etmeyen / edemeyen / ettirilmeyen / çoğu çocuk gelin yapılan 1 milyona yakın çocuğumuz oldu ne yazık ki! Gericilik bunca mı olur?? Oldu işte AKP ile Türkiye’de.. Şimdilerde ise bu facianın acı sonuçlarını “cinsel tecavüzcüleri bağışlayan yasa” çıkararak saklamaya çalışmaktalar.. Bereket bu ilkel yasal düzenleme, aydın kamuoyunun kapsamlı ve kararlı karşı koyması ile bu sabah TBMM’den Komisyona çekildi. AKP’nin 317 vekilinin bile yapamayacakları şeyler olduğu bir kez daha görülmeli, görüldü. Bu, Cumhuriyet’in birikimidir!

  • Atatürk Devrimlerine sahip çıkmak ve gerçekleştirerek Anadolu Aydınlanmasını =
    Anadolu Rönesansını, Osmanlının birkaç yüzyıllık muazzam geciktirmesine – engellemesime karşın başarmak zorundayız ve başaracağız!

Bu bilinç ve sorumlukla davranan Mustafa Kemal’in saygın Türkiye Cumhuriyeti’nin öğretmenlerine devrimci selamlarımızı sunuyoruz..

Dikkat, anma toplantısı 25 Kasım 2016 Cuma günü saat 16:00’da…
Açılış konuşmasını, İsmet İNÖNÜ’nün kızı Özden Toker – İNÖNÜ yapacak..

Dr. Ahmet SALTIK
AÜTF Halk Sağlığı AbD
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

AKP NEDEN SIFIRLANAMIYOR??


AKP NEDEN SIFIRLANAMIYOR??

portresi
Arslan BULUT

Başka bir siyasal parti olsa, bu denli yolsuzluk ve beceriksizlikten sonra siyaset sahnesinden tümden silinirdi. Peki AKP nasıl ayakta duruyor?

“Uzun adam” gibi bir sürü ideolojik laf edilebilir ama
somut gerçek şu ki, sorun tümüyle duygusal!

***

Örnek verelim… AKP’li başkanlar, belediyeleri nasıl yönetiyor?

Bu konuda en güvenilir ve tartışılmaz kaynak, belediyelerin kendi faaliyet raporlarıdır.

Elimde İstanbul’da bir ilçe belediyesinin faaliyet raporu var.
Rapora göre yıllık bütçe 320 trilyon lira. Kimi harcama kalemleri ise şöyle:

1-Özel güvenlik firması: Belediye Başkanı, kendisi ile halk arasında duvar oluşturmaktan başka bir işe yaramayan 200 kişilik güvenlik taburu için
firmaya 12 trilyon ödedi.

2-Belediye binalarının iç temizliği: 80 kişilik hizmet alımı yapılmış görünüyor ve harcanan para 1.5 trilyon. Oysa bu hizmet, belediyenin kendi maaşlı personeli tarafından yapılabilirdi.

3- Meydanlara led ekran sistemi kurmak: Belediye Başkanı, kendi fotoğraflarını  ve etkinliklerini yayınladığı bu sistem için 741 milyar TL lira harcadı

4- Spor salonları onarım ve bakım teknik hizmet alımı: 926 milyar!
Bu hizmetlerde 18 eleman görünüyor!

5- Özel günleri kutlama organizasyonları: 2 trilyon 452 milyar lira!

Sevgililer Günü kutlaması ve karanfil dağıtımı için 129 milyar lira!
-Anneler Günü kutlaması ve çiçek dağıtımı organizasyonu için 153 milyar lira.
-Piknik organizasyonu hizmet alımı için 301 milyar lira!
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları hizmet alımı için 171 milyar lira!
-Otobüsler ile düzenlenen kültür turları yani yandaş gezdirme hizmet alımı için
1 trilyon 698 milyar lira!

6-Patates alımı: 153 milyar lira! Sosyal yardım amaçlı olduğu söylenen ancak yandaşlara dağıtılan, 300 ton patates alımı yapıldı. Patateslerin 80 tonu da
çürük olduğu için elde kaldı.

Bütün alımların kimlerden, yani hangi yandaş firmalardan alındığı faaliyet raporunda var!

Bunların yanında, imar yolsuzlukları ve rantlar da faaliyet raporunu okuduğunuzda anlaşılıyor.

20 dairelik bir bina yapılabilecek yere 100 dairelik ruhsat vermek gibi…

Bu faaliyet raporu, İstanbul Bahçelievler Belediyesi’ne ait!

Üstelik Bahçelievler’de vatandaşın bir bölümü, henüz açılışı yapılmamış,
ruhsatı da bulunmayan, fakat yaklaşık bir yıldır, belediyenin sosyal yardım dağıtım merkezi olarak kullandığı yani bütünüyle belediyenin denetiminde bulunan bir spor salonunda oy verecek? Böyle bir binada yapılan oy verme işlemine güvenilebilir mi?

***

Tayyip Erdoğan ise

“İstihbarat teşkilâtımızı hallaç pamuğu gibi atmışlar, emniyet istihbarat öyle, MİT’imiz, diğer istihbarat kuruluşlarımız öyle. Bütün bunlar üzerinden demokrasi tahribata uğruyor. Bizim de bunları güçlendirmemiz gerek,
onun için de önemli adımlar atmamız gerekiyor.
Şu anda bütün bunların çalışmalarını yapıyoruz. Güçlü bir istihbarat örgütünü bir an önce kurmanın çabası içindeyiz” diyor.

12 yıla yaklaşan iktidarı döneminde, devletin bütün istihbarat kuruluşları
hallaç pamuğu gibi atılıyor ve bunun sorumlusu halkın karşısına geçmiş,
şikâyette bulunuyor!

***

A’dan Z’ye devletin çivisi çıkmış durumdadır.
Bir ilçe belediyesini örnek olarak alırsanız, halkın vergilerinin yandaşları
zengin etmek için nasıl çar-çur edildiğini görüyorsunuz; Başbakanlık makamında bulunan kişi ise devleti yönetemediğini, paralel bir örgütün her yere sızdığını
itiraf ediyor.

Açıkça görülüyor ki; bu kadroların, devleti, milleti daha ileri götürmek için
hiçbir projesi yok! Bütün hesapları, yandaşları maddi olarak tatmin ederek
iktidarı sürdürmek! Tatmin edilen yandaş sayısı da çok olduğu için evdeki paraları sıfırlamak gibi her alanda foyaları ortaya çıktığı halde tek bir seçimde
tümden sıfırlanamıyorlar! (YENİÇAĞ, 27.3.14)