Etiket arşivi: 24 Kasım Öğretmenler günü… Başöğretmen ATATÜRK’e şükranla

AKP NEDEN SIFIRLANAMIYOR??


AKP NEDEN SIFIRLANAMIYOR??

portresi
Arslan BULUT

Başka bir siyasal parti olsa, bu denli yolsuzluk ve beceriksizlikten sonra siyaset sahnesinden tümden silinirdi. Peki AKP nasıl ayakta duruyor?

“Uzun adam” gibi bir sürü ideolojik laf edilebilir ama
somut gerçek şu ki, sorun tümüyle duygusal!

***

Örnek verelim… AKP’li başkanlar, belediyeleri nasıl yönetiyor?

Bu konuda en güvenilir ve tartışılmaz kaynak, belediyelerin kendi faaliyet raporlarıdır.

Elimde İstanbul’da bir ilçe belediyesinin faaliyet raporu var.
Rapora göre yıllık bütçe 320 trilyon lira. Kimi harcama kalemleri ise şöyle:

1-Özel güvenlik firması: Belediye Başkanı, kendisi ile halk arasında duvar oluşturmaktan başka bir işe yaramayan 200 kişilik güvenlik taburu için
firmaya 12 trilyon ödedi.

2-Belediye binalarının iç temizliği: 80 kişilik hizmet alımı yapılmış görünüyor ve harcanan para 1.5 trilyon. Oysa bu hizmet, belediyenin kendi maaşlı personeli tarafından yapılabilirdi.

3- Meydanlara led ekran sistemi kurmak: Belediye Başkanı, kendi fotoğraflarını  ve etkinliklerini yayınladığı bu sistem için 741 milyar TL lira harcadı

4- Spor salonları onarım ve bakım teknik hizmet alımı: 926 milyar!
Bu hizmetlerde 18 eleman görünüyor!

5- Özel günleri kutlama organizasyonları: 2 trilyon 452 milyar lira!

Sevgililer Günü kutlaması ve karanfil dağıtımı için 129 milyar lira!
-Anneler Günü kutlaması ve çiçek dağıtımı organizasyonu için 153 milyar lira.
-Piknik organizasyonu hizmet alımı için 301 milyar lira!
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları hizmet alımı için 171 milyar lira!
-Otobüsler ile düzenlenen kültür turları yani yandaş gezdirme hizmet alımı için
1 trilyon 698 milyar lira!

6-Patates alımı: 153 milyar lira! Sosyal yardım amaçlı olduğu söylenen ancak yandaşlara dağıtılan, 300 ton patates alımı yapıldı. Patateslerin 80 tonu da
çürük olduğu için elde kaldı.

Bütün alımların kimlerden, yani hangi yandaş firmalardan alındığı faaliyet raporunda var!

Bunların yanında, imar yolsuzlukları ve rantlar da faaliyet raporunu okuduğunuzda anlaşılıyor.

20 dairelik bir bina yapılabilecek yere 100 dairelik ruhsat vermek gibi…

Bu faaliyet raporu, İstanbul Bahçelievler Belediyesi’ne ait!

Üstelik Bahçelievler’de vatandaşın bir bölümü, henüz açılışı yapılmamış,
ruhsatı da bulunmayan, fakat yaklaşık bir yıldır, belediyenin sosyal yardım dağıtım merkezi olarak kullandığı yani bütünüyle belediyenin denetiminde bulunan bir spor salonunda oy verecek? Böyle bir binada yapılan oy verme işlemine güvenilebilir mi?

***

Tayyip Erdoğan ise

“İstihbarat teşkilâtımızı hallaç pamuğu gibi atmışlar, emniyet istihbarat öyle, MİT’imiz, diğer istihbarat kuruluşlarımız öyle. Bütün bunlar üzerinden demokrasi tahribata uğruyor. Bizim de bunları güçlendirmemiz gerek,
onun için de önemli adımlar atmamız gerekiyor.
Şu anda bütün bunların çalışmalarını yapıyoruz. Güçlü bir istihbarat örgütünü bir an önce kurmanın çabası içindeyiz” diyor.

12 yıla yaklaşan iktidarı döneminde, devletin bütün istihbarat kuruluşları
hallaç pamuğu gibi atılıyor ve bunun sorumlusu halkın karşısına geçmiş,
şikâyette bulunuyor!

***

A’dan Z’ye devletin çivisi çıkmış durumdadır.
Bir ilçe belediyesini örnek olarak alırsanız, halkın vergilerinin yandaşları
zengin etmek için nasıl çar-çur edildiğini görüyorsunuz; Başbakanlık makamında bulunan kişi ise devleti yönetemediğini, paralel bir örgütün her yere sızdığını
itiraf ediyor.

Açıkça görülüyor ki; bu kadroların, devleti, milleti daha ileri götürmek için
hiçbir projesi yok! Bütün hesapları, yandaşları maddi olarak tatmin ederek
iktidarı sürdürmek! Tatmin edilen yandaş sayısı da çok olduğu için evdeki paraları sıfırlamak gibi her alanda foyaları ortaya çıktığı halde tek bir seçimde
tümden sıfırlanamıyorlar! (YENİÇAĞ, 27.3.14)

24 Kasım Öğretmenler günü… Başöğretmen ATATÜRK’e şükranla


Dostlar,

“Kurtuluş” tan sonra sırai hiç de daha az zorlu olmayan “Kuruluş” taydı.
Osmanlı saltanatı, özellikle Anadolu’da, özellikle tarıma bağlı Reaya’yı
(köylü, toprak kölesi) eğitim bakımında çok ağır biçimde ihmal etmişti.
Reaya’nın oğlu – kızı da reya oğlu – kızı olarak yaşamını sürdürmeye tutsaktı. Neredeyse katı bir kastik yapılanma kurulmuş ve “sınıf atlamak” engellenmişti.

İnsanlık tarihinin en görkemli devrimlerinden olan Anadolu Türk – Atatürk Devrimi ile  Cumhuriyet’e geçildiğinde (29 Ekim 1923) eldeki insan malzemesi nitelik olarak olağanüstü geri idi. Okuma oranı erkeklerde en çok % 7 idi. Yazabilenler bunun da gerisindeydi. Kadınlarda ise nerdeyse sıfıra yakındı bu oranlar.

Olağanüstü bir durum / sorunla yüzyüze idi Anadou İhtilali’nin kahramanları.
Olağanüstü sorunlar olağan yöntem ve araçlarla çözülemeyeceğine göre,
bir üst katmandan bakarak makro kavrayışla olağan dışı çözümler üretilmeliydi.

Öncelikle, yaygın halk kitleleri hiç olmazsa okuyabilmeli idi.
Adını yazıp imza atabilmeliydi, tanık huzurunda kendisine okunanı parmağını basarak onamak yerine..

Ancak çooook karmaşık Arap abecesi (alfabesi) harfleriyle yazılmaya zorlanan Türkçe yazı dilini “sökmek”, Türkçe’nin doğasına, semantiğine, fonetiğine uygun düşmediğinden öğrenilmesi – öğretilmesi büyük güçlük içeriyor ve zaman alıyordu.

Önce büyük ve köktenci bir devrimci kararlılıkla Harf Devrimi yapıldı, Latin harflerine dayalı yeni Türk abecesi benimsendi.. Sonra MİLLET MEKTEPLERİ açılarak okuma – yazma seferberliği başladı.

Devrimin kahraman – şanlı ve dahi önderi bu kez, yine insanlık tarihinde benzeri olmayan bir davranış sergilemekte idi :

– O, Yüce Atatürk, bu kez milletinin – ulusunun Başöğretmeniydi..
Sarayburnu’nda, Kayseri’de… yurdun pek çok yerinde kara tahta başında abece öğreten bir öğretmendi.. İnanılmayacak ölçüde kısa sürede çok sayıda Türk insanı yeni Latin harfli Türk abecesi ile okuma – yazma öğrenmişti, örenmeyi sürdürüyordu..

Bir Ulusal Seferberlik daha başarılmıştı görkemli bir çaba ile..

**********

Ulusunun Başöğretmeni,
Millet Mektepleri Başöğretmeni
Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya şükranla…

  • “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Abece tanıtımı,
İnönü ile Kayseri’de, 20.9.1938

 

Sevgi ve saygı ile.
24.11.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Mustafa Necati’yi ve Türk eğitimi için  şehit düşen öğretmenlerimizi anarak; öğretmen İlhan Berk ‘den.

“1919

Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim
Yeryüzü Birinci Dünya Harbi’ni yaşıyordu
Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı

Yunan Harbi’nde yanan şehirlerimizi bir dağdan seyrettim
O çadır çadır insanları askerleri esirleri
Arkalarında bir gömlekle kaçan halkımızı
İlk topu ilk tayyareyi gördüm
Anam kardeşim ve ben ayaktaydık
Kapanık dükkânlarıyla çarşılarımıza yağmur yağıyordu
Her sınıf insanıyla şehrim dağlara taşınmıştı
O yangından nehirlerimiz dağlarımız ve çeşmelerimiz kurtuldular

Yanmış ve yakılmış şehrimize bir akşam üzeri askerlerimiz girdi
Kursaklarında bir parça ekmekle insanlar ayaktaydı
O gün dünyayı ve insanları tanıdım
O gün ayağımın dibindeki şehirden ağlamayı öğrendim

İlhan Berk
(Balıkesir Necati Bey Öğretmen Okulu mezunu)