MİLLİ MERKEZ PARTİLEŞMELİ Mİ??

Dostlar,

MİLLİ MERKEZ PARTİLEŞMELİ Mİ??

22.10.2011 ve 7.11.2012 günlerinde İstanbul’da yapılan ilk 2 toplantıya katıldık.
İlki, sözde “yeni anayasa” yapma sürecine nasıl karşı konulacağı odaklı idi.
Arada yazılı görüşlerimiz istendi ve biz de kısa bir değerlendirme sunduk.
(Yeni_Anayasa_girisimi_konusunda_goruslerimiz)

Zamanla bu girişim evrilerek, 23 Nisan 2013 günü Ankara’da yapılan kurultayda
Milli Merkez adını aldı, kurumlaştı. Katılan binlerce insan “meclis”, işlevi gördü; Yönetim ve Yürütme kurulu oluşturuldu.

Öncüler büyük özverilerle, 2 yıla yaklaşan bir süredir Anadolu’da 170 dolayında merkezde aydınlanma toplantıları düzenlediler. AKP iktidarının kökü dışarıda oyunlarını topluma tüm açıklığı ile, hiçbir şey beklemeden, ceplerinden harcayarak anlattılar. Türkiye’nin bir tür ulusal koalisyonu idi bir araya gelen yurtseverler.
Siyasal yelpazenin sağından soluna partili – partisiz öncüler, yaratıcı ve gerçekçi bir
savsöz (slogan) geliştirdiler :

  • ATATÜRK’te BİRLEŞTİK!

Kitleler büyük coşku ile karşıladı bu yaklaşımı.

Zamanla bu harekete siyasal bir zemin bulma gereği fark edildi. Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın %60’ına varan bir kesiminin oy verecek parti bulamadıkları öğrenildi. AKP’nin oylarında marjinal sayılamayacak düşmeler oluyor ancak bu oylar TBMM içi muhalefete akmadığı gibi, bu partilerin oylarında da azalma söz konusuydu. Ortada bir siyasal kurumlaşma boşluğu net idi. Milli Merkez partileşerek bu açığı doldurabilir miydi? Ülkenin yakıcı bir gündemi vardı ve acele de etmek gerekiyordu çünkü AKP iktidarı, BOP eşbaşkanlığı kapsamında kökü dışarıda bölücü politikalarını adım adım uyguluyordu.

Tüm bu zorlayıcı koşullara karşın, Milli Merkez’in ülküsü (kendisi değil!) çevresinde kenetlenen kitlelerin, bu yapılanmanın partileşmesi durumunda birlikte kalacağını öngörme olanağı yok. Temel neden de bu kitlelerin politik olarak oldukça heterojenliği.

  • Bu bakımdan, yeni bir siyasal parti bekleneni vermeyebilir.

Bu yapısıyla Milli Merkez, siyasetin ekseninin kaymasını büyük ölçüde engellemektedir. Fakat partileşmek çok farklı bir olgudur. İnsanların geleneksel parti bağlarını yadsımaları ve içselleştiremedikleri bir partiye oy vermeleri oldukça zordur.
Üstelik Milli Merkez’in partileşmesinde önderlik sorunu da ana zorluklardan biridir.
Bu itibarla, partileşmek yerine, muhalefet partilerini seçimde ortak aday göstermeye yönlendirmek uygun olabilir. Siyasal Partiler Yasası’nın seçim ittifakına
izin vermediğini de akıldan çıkarmamak gerekir.

Bir başka seçenek, bağımsız adaylar çıkarmaktır. Ancak son genel seçimde
(Temmuz 2011) bu formülün de işlemediği görülmüştür. Üstelik barajlı d’Hond’t seçim sistemi ile bağımsızlara ve baraj altı partilere verilen oylar, AKP’ye fazlasıyla milletvekili kazandırmıştır!

Son çare bir ÇATI PARTİSİ olabilir :

– Bu yapı geçici olacaktır, oylar emanet verilecektir.
– Bir geçiş dönemi programı olacak ve iktidar olursa bu olağanüstü programı
yaşama geçirip ilk fırsatta seçimlere gidecektir.
– Parti kolektif önderlikle yönetilecektir.
Tutsak Yurtseverler serbest bırakılacak,
– basın yasası düzenlenecek,
– Seçim Yasası, Siyasal Partiler Yasası demokratikleştirilecek,
– seçmen kütükleri ve MERNİS veri tabanı saydamlaştırılacak,
– elle sayım temelli olarak birkaç (2-3 yıl) içinde erken seçime gidilecektir.
– TBMM içinde hükümeti, ÇATI PARTİ örgütlenmesi altında seçime giren partilerin
vekillerinin kendilerine dönmesi ile oluşturulacak koalisyon hükümeti kuracaktır.

Sonuç olarak önerimiz                   :

  • MİLLİ MERKEZ’in doğrudan ve kalıcı olarak partileşmesi değil,
    ATATÜRK’te BİRLEŞEN tüm muhalefetin geçici ve vekaleten siyasal temsilini sağlayacak ÇATI PARTİ yapılanmasıdır.


Dr. Ahmet Saltık

www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
9 Temmuz 2013, Ankara

MİLLİ MERKEZ PARTİLEŞMELİ Mİ??” hakkında bir yorum

  1. Rıza GÜNER

    ‘MİLLİ MERKEZ’ PARTİLEŞSE; NE YAPACAK, PARTİLEŞMEZSE NE?..

    Ak Parti, çok iyi yetişmiş, halk iletişim kurabilen, halkı etkileyen, halkı yönlerdiren , halktan oy alabilen çok seçkin bir kadroya sahiptir.

    Ak Parti, halka her gün, günde beş kere namaz kıldıran, devletten aylık alan Sünni Din Adamları tarafından desteklenmektedir.

    Bütün İş ve İşveren Çevreleri, AK Parti’yi ve Ak Parti’nin propagandasını yapan medyayı desteklemektedirler.

    1950’den beri dava adamı yetiştiren güçlü Halifelik Örgütleri, Ak Parti’yi destekleyen, bir aydınlar sınıfı yaratmıştır.

    Ak Parti’yi destekleyen çevreler, halktan oy alarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan seçilebilecek yüzlerce lider yetiştirmişlerdir; buna karşılık sözde Milli Merkez ise halktan oy alıp Cumhurbaşkanı ve Başbakan seçilecek bir tek lider yetiştirememiştir.

    Ak Parti’yi destekleyen çevreler, halktan oy alabilecek çapta on binlerce kadro elemanı, halkı etkileyebilecek güçte on binlerce aydın yetiştirmişlerdir… Öyle ki, Sayın Başbakan’a, Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Ak Parti’nin önde gelen diğer şahsiyetlerine bir kazayla EMRİ HAK VAKİ OLSA; anında yerlerine doldurabilecek çapta yüzlerce seçkin şahsiyet var… Bu nedenle, Ak Parti ile mücadele etmek, hiç kolay değil…

    Hele Ak Parti’den AKP, sayın Başbakan’dan RTE, rte diye söz edecek kadar görüş ve düşünce sahiplerinin Ak Parti’yi ve Sayın Erdoğan’ı yenilgiye uğratacak bir hareket başlatmaları olacak iş değil.

    Hele hele ABD’nin Ortadoğu Politikasını, BOP anlayan ve ABD Başkanı’na Eşbaşkan olabileceğini sanan Perinçek’in düşündüğü bir Milli Merkez Harketi’nin zerre kadar şansı yoktur… Perinçek’in düşündüğü her politika gibi başarı şansı 0,01’den fazla olamaz.

    Perinçek’in aklından başka da bu Milli Merkez Hareketi, 10 Kasım 1938’de ölen Atatürk’te birleşiyormuş… Ki, bu Mili Merkez; EN KÖTÜ CANLININ, EN İYİ, EN BÜYÜK ÖLÜDEN DAHA ÜSTÜN OLDUĞUNU farketmeyecek kadar dünyadan ve özellikle de yaşayan insanlardan habersizmiş…

    Ak Parti, yeni bir Anayasa mı yapmak istiyor?… SEN, ANAYASA BİR FİKİRDİR,” DİYECEK AK PARTİ’NİN YAPACAĞI ANAYASADAN DAHA ÜSTÜN, BİR ANAYASA ORTAYA KOYACAKSIN!..

    Var mı, senin Ak parti’den daha üstün bir Anayasa ve Hukuk anlayışın?

    “Anayasa şöyle olursa, Türkiye bölünür… Anayasa’dan şu madde çıkarılır, bu madde konuylursa; Başkanlık Sistemi gelirse; Anayasa’nın ilk dört maddesi değişirse; Türk Milletinin Silahlı direnme hakkı doğar…” biçimindeki kafayla yalnızca halkın nefretini kazanmak mümkün olabilir… Seçim kazanıp iktidara gelebilecek bir parti kurmak mümkün olamaz.

    Evet… Ahmet bey, bir Fuzuli İşler Partisi kurmak istemiyorsanız, ne Milli Merkez kurun, ne zilli merkez…

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir