Yazar arşivleri: Ahmet SALTIK

Ahmet SALTIK hakkında

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet SALTIK’ın özgeçmişi için manşette tıklayınız: CV_Ahmet_SALTIK Hekim (Halk Sağlığı Profesörü), Hukukçu (Sağlık Hukuku Uzmanı) Mülkiyeli (Kamu Yönetimi - Siyaset Bilimci)

Obama ve siviller


ZÜLAL KALKANDELEN

Obama ve siviller

Obama’nın ikinci kez başkan seçilmesi, Amerika kadar Türkiye’de de heyecan yarattı. Tarihi Haydarpaşa Garı’nı seçim üssü haline getirecek kadar kendini kaybetti bazıları. Televizyonda, sosyal medyada coşku dolu insanlar vardı.

Mitt Romney gibi aşırı dinci bir muhafazakârın yenilgisine karşı Amerikalıların sevincini anlamak olanaklı. Kürtaja, eşcinsellere, kadın haklarına karşı söylemleriyle dikkat çeken bir partinin, halkının yarısını Demokrat Parti’ye oy verdikleri için aşağılayan, zengin ve beyaz kesime hitap eden adayıydı Mitt Romney.

Fakat politikayla sadece kendi günlük hayatını etkileyen alanlar dışında da ilgilenen bilinçli kesimlerin Obama’dan rahatsız olduğu da bir gerçek. 2008’de Amerika’nın seçilen ilk siyah başkanı olduğunda tüm dünyada büyük umutlar yaratan Obama’dan geriye ne kaldı? Verdiği sözlerin büyük kısmını yerine getiremedi. En büyük vaadi sağlık sigortasıydı; bir düzenleme yaptı ama Kongre’de zorlanınca çok büyük ödünler verdi.

Guantanamo’yu göreve geldikten sonra bir yıl içinde kapatacağını söyledi; oysa aradan geçen dört yıla karşın, hapishaneyi kapatmayı bırakın, koşulları daha da sertleştirerek, insanları hâlâ hücrelerde neden suçlandıklarını bilmeden, süresi belli olmayan bir tutukluluğa mahkûm ediyor.

Bush döneminin sonunda patlayan ekonomik kriz konusunda da büyük hayal kırıklığı yarattı Obama. Halkın ödediği vergileri bankalara aktardı. Ekonomi toparlansın diye yaptı diyenler olsa da, halk işsizlikten kırılıp her şeyini kaybederken, banka yöneticilerinin cebine prim olarak giren milyonları, dönen üçkâğıtları kimse açıklayamadı.

Irak savaşına karşı çıkıp Ortadoğu’ya barış getireceği mesajlarını verdi. Irak’ta istediğini alan Amerika’nın askerlerini çekti ama Afganistan’daki savaşı büyüttü.

Bütün bunların arasında yaptığı en kötü şey, Amerikan savunma sisteminde “sivil” anlayışına getirdiği bakış açısı oldu. Obama yönetimi, insansız uçaklarla yürütülen gizli savaşlarda ölen siviller konusunda kamuoyunda çıkabilecek tartışmaları en aza indirmek için, “sivil” tanımına yeni boyutlar kazandırdı.

  • ABD’nin elinde terörle mücadele için oluşturdukları bir ölüm listesi
    (kill list) var
    .

Bu listede olan birisi yakalandığında yanında başka siviller varsa, bombardıman kararını doğrudan Obama veriyor. 2009’da verdiği emirle yerine getirilen ilk füze saldırısında ölen 44 sivilin arasında kadın ve çocuklar da vardı. Beyaz Saray, sivil ölümleri hakkında bilgisi olmasına karşın, saldırıları Afganistan, Pakistan, Yemen gibi ülkelerde devam ettiriyor. Eski çalışma arkadaşlarının söylediğine göre, Obama’nın bu tür hedefli saldırılara tutkusu tehlikeli boyutlarda…

Ana akım medyada yakın zamana kadar göz ardı edilen bu konu, mayıs ayında
The New York Times’ta da haber oldu. 2010’da istifa eden Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair, Amerikan vatandaşlarının hayatına mal olmayan, düşük maliyetli bu saldırıların, sert mücadele tarzını ortaya koyduğu için, politik açıdan ülke içinde avantajlı görüldüğünü, sadece diğer ülkelerde eleştirildiğini söyledi. Diyelim ki Blair’in dediği gibi, sivillerin öldürülmesi Amerikan halkının çoğunluğu açısından sorun yaratmıyor; ama acaba bizde Obama seçildi diye neredeyse kalkıp oynayacak olanları da mı rahatsız etmiyor?

Dünyanın bir başka ülkesinde siviller bombardıman altında katledilince bu onları ilgilendirmiyor mu? Hani insan hakları evrenseldi?

Romney seçilseydi daha iyi olurdu demiyorum; ama imparator Obama yeniden seçildi diye, çokuluslu şirketlerin temsilcisi yine o oldu diye sevinecek kadar saf da değilim. l

Bombardıman altında katledilince bu onları ilgilendirmiyor mu? 

Hani insan hakları evrenseldi? (Cumhuriyet, 18.11.12)

kzulal@yahoo.com, www.zulalkalkandelen.com 

Bekir Coşkun : Kavun..

ONUNCU KÖY
Bekir Coşkun
Kavun

 

İsrail’in geliştirdiği değişik bir tür kavunun tohumunu, bizimki nasılsa alıp getirdi…
Ekti…
Hayal kurdu; yetiştirip tohumluk çekirdeğini satarsa köşeyi dönecek…
Çapasını yaptı, gübresini verdi, suyunu eksik etmedi…
Her sabah erkenden gidip baktı, kavun çıktı mı?..
Çıktı…
Yapraklarını bile saydı…
Yanına korkuluk yaptı, kendi eski ceketini giydirdi, kasketini taktı korkuluğa ki
tilki, karga yaklaşmasın…
Geceleri kavun hayalleri kurdu…
Altına Mercedes çekecek…
*

Kavun çiçek açtı…
Sarı sarı…
Birkaç hafta sonra ceviz büyüklüğünde kavun gözüktü…
Sabredemeyip sağa sola zengin olacağını bildirdi, isteyene dünyanın en iyi kavununun tohumluk çekirdeğini satabileceğini duyurdu…
Oldu nihayet…
Biraz bekledi ki tohumları olgunlaşsın…
Ve o gün geldi, kavunu eve getirdi…
Kesti…
Baktı…
Çekirdeği yok…
*

İsrail, tohumu olmayan, dünyanın en iyi kavununu yetiştirmişti…
Ki her seferinde tohumu kendisinden alsınlar…
*

İsrail’de her beş çocuktan dördü teknik eğitimde…
Seçmeli dersleri motor, mekanik, bilgisayar, havacılık, gemicilik, tasarım, inşaat,
tarım, vs…
Bir de sen seçmeli derslerini say istersen…
*

Yarısı çöl İsrail dünyaya tohum satıyor
Tarım ülkesi Türkiye tohumunu dışarıdan (173.9 milyon dolara) alıyor…
45.7 tonu İsrail’den…
*

Savaşta dersen…
Şu anda uçan uçaklarımızın son bakımını İsrail yaptıydı…
Pilot oturunca şüpheleniyor zaten,
yanında sanki gözükmeyen bir İsrailli pilot mu var ne?..
Tankların revizyonunu İsrail yaptı…
İnsansız İsrail uçaklarını daha geçen gün iade ettiler, yedek parça vermediler diye…
Sen imam yetiştir…
Üfürsün, artık kim uçarsa…
*

Bu sebeptendir…
Dünyanın en hukuksuz, en haksız, en ahlaksız savaşını sürdüren İsrail’in nüfusu
7.5 milyon… Çevresinde 300 milyon Müslüman…
Ama tümünü pataklıyor…
*

Kavun meselesidir bu…
Şarkısı da vardır:
“Ah felek zalim felek
Kimine kavun yedirdin kimine kelek…”

Söylersiniz artık…

Işıl Özgentürk : Maskeler Satıyorum

Dostlar,

Işıl Özgentürk‘ten çok hoş bir Pazar yazısı..
Maske, içtenlik, dupduru olma / olamama
İnsanın kendi olmaktan çıkması..
Sosyalleşme bu mu??
Sakın bana “evet” demeyin..

Abraham Maslow’un kemikleri sızlayacak :
İnsan gereksinimleri piramidinin tepesinde “kendini gerçekleme” yer alıyordu malum..
Böylesine mi, maske ile, hatta birkaç maske ile..

Vahşi kapitalist düzen bizi biz olmaktan çıkarıyor..

İnsan özümüzden uzaklaşıyor,
kendimize ve insana değgin ne varsa yabancılaşıyoruz..

Bu tablo insana yakışan değil..
Durdurulmalı ve rota erdemli insana çevrilmeli..
Nasıl, düşünmeye değer değil mi?
Bu tür yazıların bir amacı da böylesi iletiler vermek değil mi?

Sayın Işıl Özgentürk de bu güzelim yazıyı laf olsun diye yazmadı elbette..
Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
================================================ 

Maskeler Satıyorum..

  • Hiç yeri miydi açmak kalbi
    Bu çiğ ışık altında

Şu günlerde Behçet Necatigil’in bu dizeleri dilimden düşmüyor. Şu dünyanın en şanslı insanları şairler. Bir dize söylerler, bir roman olur, bir nehir olur, bir deniz olur ve ruhumuzun en kuytu köşelerine dokunurlar, sadece kendimize sakladığımız
o en kuytu köşeye… Öyledir hemen herkesin içtenliğinin cezalandırıldığı anlar, durumlar vardır. O zaman kendimize lanet ederiz, “Neden böyle içten davrandım! Neden ruhumu çırılçıplak bir başkasına sundum!”.

Sonra usul usul maskeler edinmeyi öğreniriz ve yıllar içinde bu maskelerin sayısı artar. İş maskelerimiz olur, aşk maskelerimiz olur, dostluk ve arkadaşlık maskelerimiz olur. Anne-baba maskelerimiz olur, öğretmen maskelerimiz olur, genel müdür maskelerimiz olur. Devrimci maskelerimiz olur, kadın maskelerimiz olur,
erkek maskelerimiz olur.

  • Bir gün bir de bakarız,
    bu maskelerin altında bize ait hiçbir şey kalmamıştır.

Bunu hissettiğimizde artık acı bile çekmeyi unuttuğumuzdan, geriye bizden sadece bir büyük boşluk kalır. O zaman biraz deli olanlar, tüm gemileri yakıp yeni bir hayata geçerler, diğerleri için söylenecek pek bir söz kalmamıştır.

Allah Allah, memleketin derdi bitmiş gibi bir dizenin peşine takılmış, kendimce bir pazar yazısı yazmaya çalışıyorum. Üstelik limonata içtiğim kafede tam karşımda çok genç bir kız gözyaşlarından hiç utanmadan ağlıyor.

Yüzünde öyle derin bir acı var ki, hani elimi uzatsam o acıya dokunabilirim.

Gözlerimi ondan alamıyorum, ayıp oluyor biliyorum ama elimde değil. Neredeyse kalkıp masasına oturacağım ve ona, “şimdi çektiği acının zaman içinde geçeceğini,
ama asla, yeni acılardan korkmaması gerektiğini, bu acıların onu büyüteceğini, zenginleştireceğini” söyleyeceğim. Gönül ablalık oynayacağım yani.

Evet, bütün bunlardan Behçet Necatigil sorumlu. Dizeleri insanın canını acıtıyor ve
en olmadık şeyler düşündürtüyor.

Benim kaç maskem var?

Ya da çok yakın dostlarımın bilmediğim, görmediğim ne tür maskeleri var?
Bunu neredeyse bir oyuna çevirebilirim. Ressamlığın, yazarlığın, sinemacılığın
en güzel yanı bu olsa gerek. Bütün maskeleri bir anda aşağı çekebilirsiniz?
Gene de inmemiş bir maske takılı kalır.

Acaba maske satıcısı mı olsam? Beyim siz hangi maskeden almak istiyorsunuz?
Cool, herkese tepeden bakan, karşısındakini devamlı küçümseyen ve
ağzından dirhemle laf çıkan bir maske mi istiyorsunuz? Buyrun.

Cancağızım, hâlâ bir tercih yapamadınız mı? Görmüş geçirmiş, dünyanın anasını satmış bir maske mi istiyorsunuz? Ama o gerçekten size uygun değil. Size uygun olanı hanım hanımcık bir maske. Beyaz atlı prensini bekleyen, ağzı ayran budalası gibi bir karış açık bir maske. Çünkü niyetiniz öyle özgür filan olmak değil, siz evlenip
çoluk çocuğa kavuşmak istiyorsunuz. Size uygun maske bu.

Hay Allah bu ses ne böyle, bu ses ne! Herkes o tarafa koşuyor, tabii ben de.
Yan yolda on sekizinde bir delikanlı, elinde tabanca, yerde kanlar içinde yatan
genç bir kızın üstüne kapanmış hıçkırıklarla ağlıyor. Çevredeki herkes donmuş gibi, kimse bir şey yapmıyor ve delikanlı hep aynı sözü yineleyip duruyor:

“Seni seviyordum ben. Seviyordum!”

Donup kalıyorum.
Oğlanın yüzünde hiçbir maske yok.
Öylece kalabalığın içinde çırılçıplak duruyor.
Ona bakmaya devam edip içimden kendi kendime fısıldıyorum:

“Mutlaka ama mutlaka yoksuldur.
Çünkü artık maskesiz aşk sadece onların olabilir. Onların!
Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların!”

*Behçet Necatigil’in bir dizesi.

TÜRKİYE SAĞLIKTA SOS VERİYOR : Her 2 kişiden biri obez


TÜRKİYE SAĞLIKTA SOS VERİYOR :
Her 2 kişiden biri obez

Türkiye’de beden kitle indeksi (kg tartı / boyun m olarak karesi) 30 ve üzerinde olanların oranının % 54.4 olduğu belirlendi. Prof. Dr. Salim Yusuf öncülüğünde gerçekleştirilen ve Metabolik Sendrom Derneği Türkiye Kolu tarafından yürütülen uluslararası PURE (Prospective Urban and Rural Epidemiological Study) Projesi’nin 2012 izlem sonuçları belli oldu.

Kentsel ve kırsal yaşam tarzının, kalp-damar sağlığını ve metabolizma üzerindeki etkilerinin araştırıldığı çalışmada, yaşam biçimi ve süregen (kronik) hastalık risk etmenleri arasındaki ilişkinin haritası çıkarıldı. Buna göre, Türk toplumunda 38-73 yaş diliminde son 3 yılda obezitede ciddi artış saptandı. Araştırmada beden kitle indeksi
30 ve üzerinde olanların oranı % 54.4 çıktı. Bu orana göre her iki kişiden biri obez.

Öte yandan, inme geçiren her 10 kişiden 9’unda halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinen hipertansiyon sorunu olduğu belirlendi. (AA)

Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Kasım 2012 günkü kapak sayfası

Dostlar,

Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Kasım 2012 günkü kapak sayfasını paylaşalım..

Esad : Sınırı Kürtlere bıraktık..

Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

Obama; Oldu Mr. Erdogan; görürsem söylerim..

Dostlar,

Musa Kart üstadımız gene iletisini en etkili biçimde çizgisiyle veriyor..

Bizim Başbakanımız Obama’ye telefon ederek, İsrail’in Gazze’deki katliamnıa müdahalesini “rica” ediyor..

– Obama; Oldu Mr. Erdogan; görürsem söylerim..

Ne demeli, en hafifinden “abesle iştigal” desek umarız ayıp olmaz..

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının kendisini ve ayrılmaz olarak da ülkemizi
küçük düşürmeye hakkı var mı?

“Monşerleri” (!) devre dışı bırakırsanız, kerameti kendinden menkul birilerinin
stratejik sığlıklarında işte böyle kafanızı gözünüzü yararsınız işte böyle..

Bizim asıl derdimiz ülkemizin onur ve saygınlığı.
Başbakan’ın Dışişlerinin gerçek uzmanlarına çook çook daha fazla danışması gerek..

RT Erdoğan hem kendine hem ülkemize yazık ediyor, zarar veriyor.
Buna hiç hakkı yok..

Dışişleri, belediye yönetimi deneyimlerinden çok ötesini zorunlu kılıyor..

Teşekkürler Musa Kart..

Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

AYDINLIK Gazetesi kapak sayfası; 18 Kasım 2012

Dostlar,

AYDINLIK Gazetesi kapak sayfası; 18 Kasım 2012.. paylaşalım..

  • TÜRK MİLLETİNİ SİLMEK İSTİYORLAR!..
  • Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve BOP Eşbaşkanı RT Erdoğan,
    Celal Talabani ile “halvet oluyor
    ” (!)..

Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Israel, Gaza fighting rages on as Egypt seeks truce

Dostlar,

İsrail’in Filistine’e dönük vahşeti durdurulamıyor...

Bu kez gene Gazze Şeridi..
Adeta lanetli topraklar..

6 Kasım ABD seçimlerinin hemen ardından tırmandırılan kabul edilemez şiddet..
Yüzlerce ölü ve yaralı, sakat kalacak insan.
Gazze’de günahsız kadın, çocuk ve yaşlılar..
Harabeye dönüşen ev ve işyerleri..
Yaşam alanları tüketilmiş durumda.
Bu gidişle BM’nin de yazgısı 2. Dünya Paylaşım Savaşı öncesindeki Milletler Cemiyeti‘ne dönüşecek.

Felç olmuş bir BM Güvenlik Konseyi..

Bu arada Türkiye ve Dünya’da Obama / Romney bahsi oynayan saflar görmeli ki, ABD’nin kurumlaşmış siyaseti açısından değişen bir şey yok..

Ünlü söylemle “Garp cephesinde yeni bir şey yok..”

Obama da ABD’nin çelikleşmiş gizli devletini aşacak irade göster(e)medi..
Nobel barış ödülü almasına karşın.. Haberden şu alıntı yeter fikir veriyor Obama’nın pozisyonu ve”çaresizliği” (!) hakkında :

  • President Barack Obama said; ….. Israel had the right to self-defense.
    (İsrail’in kendini savunma hakkı var.. )

Bu arada bizde de, hariçten gazel okuyanlar yüksek perdeden gürlüyor..
Kuru gürültü..

  • BOP eşbaşkanları ancak, içeride eğitilmemiş yığınlara dönük
    aldatıcı propaganda yürütebilir.
  • Asıl misyonları kendi ülkelerini de parçalamak ve Büyük İsrail‘in
    hizmetine sunmaktır.

Ne denli hazin değil mi?

Büyük fotoğrafın bir parçası da açlık grevleri üzerinden kamuoyunu ve de
-kaldıysa- devlet aklını tutsak almak
ve olmadık ödünleri koparmak..

Bir ülkede yargıda dil birliği olmazsa egemenlik kalır mı?

Bu bir kapitülasyondur ve Osmanlı’da bile yabancılara bu denlisi tanınmamıştır.

Büyük şehir belediye yasası da ülkeyi eyaletleştirmenin ve başkanlık (tek adam!) rejimine hazırlamanın kaldırım taşları..

Bu hengamede, üstün performansı (!) ile Guiness’e girmesi mutlak olan TBMM tarafından yasalaştırıldı.
Bakalım Çankaya yine noterlik gibi mi davranacak?
Aksini umacak denli saf olamazsınız..

Bütün bunlar biz “idamı” konuşurken oldu; yine gündem oyununa geldik
ve de Obama’nın seçimi almasını izleyen 10 güne nasılsa sığdırıl!?

************************

Dostlar,

Aşağıda Reuters’ten İsrail’in Gazze saldırısı ile ilgili kapsamlı bir yorum ve yürek paralayan fotoğraflar sunuyoruz.
Haberi Türkçeleştirme olanağımız ne yazık ki yok..
Ama fotoğraflar her şeyi anlatıyor ve “uygar” dünya aciz (!) seyrediyor..

Sevgi ve saygı ile.
18.11.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

**********************************************
Israel, Gaza fighting rages on as Egypt seeks truce

By Nidal al-Mughrabi and Jeffrey Heller

GAZA/JERUSALEM | Sun Nov 18, 2012 9:35am EST

(Reuters) – Israel bombed Palestinian militant targets in the Gaza Strip from air and sea for a fifth straight day on Sunday, preparing for a possible ground invasion while also spelling out its conditions for a truce.

Palestinian firefighters extinguish a fire after an Israeli air strike on a house in Gaza City November 18, 2012. REUTERS-Ahmed Jadallah

Palestinians launched dozens of rockets into Israel and targeted its commercial capital, Tel Aviv, for a fourth day. The “Iron Dome” missile shield shot down two of the rockets fired toward Israel’s biggest city but falling debris from the interception hit a car, which caught fire. Its driver was not hurt.

In scenes recalling Israel’s 2008-2009 winter invasion of the Gaza Strip, tanks, artillery and infantry massed in field encampments along the sandy border. Military convoys moved on roads in the area newly closed to civilian traffic.

Palestinians inspect a destroyed house after an Israeli air strike in Gaza City November 18, 2012. REUTERS-Ahmed Zakot

Prime Minister Benjamin Netanyahu said Israel was ready to widen its offensive.

“We are exacting a heavy price from Hamas and the terrorist organizations and the Israel Defence Forces are prepared for a significant expansion of the operation,” Netanyahu said at a cabinet meeting, giving no further details.

Palestinian officials said 56 Palestinians, most of them civilians, including 16 children, have been killed in small, densely populated Gaza since the Israeli offensive began, with hundreds wounded. More than 500 rockets fired from Gaza have hit Israel, killing three civilians and wounding dozens.

Israel unleashed intensive air strikes on Wednesday, killing the military commander of the Islamist Hamas movement that governs Gaza and spurns peace with the Jewish state.

Israel’s declared goal is to deplete Gaza arsenals and press Hamas into stopping cross-border rocket fire that has bedeviled Israeli border towns for years and is now displaying greater range, putting Tel Aviv and Jerusalem in the crosshairs.

AIR STRIKE ON MEDIA CENTRES

In air raids on Sunday, two Gaza City media buildings were hit, witnesses said. Eight journalists were wounded and facilities belonging to Hamas’s Al-Aqsa TV as well as Britain’s Sky News were damaged.

Israelis take cover in a bomb shelter as a siren sounds warning of incoming rockets near the scene where a rocket fell earlier in the coastal city of Ashkelon November 18, 2012. REUTERS-Nir Elias

An employee of Beirut-based al Quds television station lost his leg in the attack, local medics said.

The Israeli military said the strike targeted a rooftop “transmission antenna used by Hamas to carry out terror activity”, and that journalists in the building had effectively been used as human shields by the group.

Three other attacks killed three children and wounded 14 other people, medical officials said, with heavy detonations regularly jolting the Mediterranean coastal enclave.

Egyptian President Mohamed Mursi said in Cairo, as his security deputies sought to broker a truce with Hamas leaders, that “there are some indications that there is a possibility of a ceasefire soon, but we do not yet have firm guarantees”.

Egypt has mediated previous ceasefire deals between Israel and Hamas, the latest of which unraveled with recent violence.

A Palestinian official told Reuters the truce discussions would continue in Cairo on Sunday, saying “there is hope”, but that it was too early to say whether the efforts would succeed.

U.N. Secretary-General Ban Ki-moon will be in Egypt on Monday for talks with Mursi, the foreign ministry in Cairo said. U.N. diplomats earlier said Ban was expected in Israel and Egypt this week to push for an end to the fighting.

Asked on Israel Radio about progress in the Cairo talks, Silvan Shalom, one of Netanyahu’s deputies, said: “There are contacts, but they are currently far from being concluded.”

Listing Israel’s terms for ceasing fire, Moshe Yaalon, another deputy to the prime minister, wrote on Twitter: “If there is quiet in the south and no rockets and missiles are fired at Israel’s citizens, nor terrorist attacks engineered from the Gaza Strip, we will not attack.”

Members of the Palestinian Civil Defense search for victims under the rubble of a destroyed house after an Israeli air strike in Gaza City November 18, 2012. REUTERS-Suhaib Salem

SYRIAN FRONT

Israel’s military also saw action along the northern frontier, firing into Syria on Saturday in what it said was a response to shooting aimed at its troops in the occupied Golan Heights. Israel’s chief military spokesman, citing Arab media, said it appeared Syrian soldiers were killed in the incident.

There were no reported casualties on the Israeli side from the shootings, the third case this month of violence that has been seen as a spillover of battles between Syrian President Bashar al-Assad’s forces and rebels trying to overthrow him.

Israel’s operation in the Gaza Strip has so far drawn Western support for what U.S. and European leaders have called its right to self-defense, but there was also a growing number of appeals from them to seek an end to the hostilities.
 

British Foreign Minister William Hague said on Sky News that he and Prime Minister David Cameron “stressed to our Israeli counterparts that a ground invasion of Gaza would lose Israel a lot of the international support and sympathy that they have in this situation”.

Israel’s cabinet decided on Friday to double the current reserve troop quota set for the Gaza campaign to 75,000. Some 31,000 soldiers have already been called up, the military said.

Netanyahu, in his comments at Sunday’s cabinet session, said he had emphasized in telephone conversations with world leaders “the effort Israel is making to avoid harming civilians, while Hamas and the terrorist organizations are making every effort to hit civilian targets in Israel”.

Israel withdrew settlers from Gaza in 2005 and two years later Hamas took control of the slender, impoverished territory, which the Israelis have kept under blockade.

NETANYAHU IN RE-ELECTION BID

Ben Rhodes, a deputy national security adviser to President Barack Obama, said the United States would like to see the conflict resolved through “de-escalation” and diplomacy, but also believed Israel had the right to self-defense.

A possible sweep into the Gaza Strip and the risk of major casualties it brings would be a significant gamble for Netanyahu, favored to win a January election.

The last Gaza war, a three-week Israeli blitz and invasion four years ago, killed 1,400 Palestinians, mostly civilians. Thirteen Israelis died in the conflict.

The current flare-up around Gaza has fanned the fires of a Middle East ignited by a series of Arab uprisings and a civil war in Syria that threatens to spread beyond its borders.

One significant change has been the election of an Islamist government in Cairo that is allied with Hamas, which may narrow Israel’s maneuvering room in confronting the Palestinian group. Israel and Egypt made peace in 1979.

On Saturday, Israeli aircraft bombed Hamas government buildings in Gaza, including the offices of Prime Minister Ismail Haniyeh and a police headquarters.

A Palestinian man sits amongst the rubble of a destroyed house after an Israeli air strike in the northern Gaza Strip November 18, 2012. REUTERS-Mohammed Salem

Israel’s Iron Dome missile interceptor system has destroyed more than 200 incoming rockets from Gaza in mid-air since Wednesday, saving Israeli towns and cities from potentially significant damage.

However, one rocket salvo unleashed on Sunday evaded Iron Dome and wounded two people when it hit a house in the coastal city of Ashkelon, police said.
(http://www.reuters.com/article/2012/11/18/)

Hakkari Şemdinli’de 5 asker şehit!

Şemdinli'de çatışma: 5 şehit

Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde çıkan çatışmada,
ilk belirlemelere göre 5 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı.

İlçeye bağlı Ortaklar köyü kırsalında terör örgütüne yönelik operasyonlarını sürdüren güvenlik güçleri ile terör örgütü mensupları arasında sıcak temas sağlandı.

Yetkililer, çıkan çatışmada, 5 askerin şehit olduğunu, 1 askerin yaralandığını belirtti.

Çatışmanın ardından bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatılırken, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde yoğun hava trafiği yaşandığı gözlendi.

Bu arada, bazı basın yayın organlarında helikopterin düştüğüyle ilgili haberlerin
yer aldığı, ancak bunun gerçeği yansıtmadığı ifade edildi.
(18.11.12, http://haber.tr.msn.com/ntv)

‘Almanya’da fosil ve nükleer çağının sonu mu?’


‘Almanya’da fosil ve nükleer çağının sonu mu?’ yazısı ve bazı gerçekler..

Yüksel Atakan
Dr., Radyasyon Fizikçisi
Almanya; ybatakan@gmail.com

Sayın Baha Kuban 11 Ekim 2012 günü köşe yazısında özellikle Almanya’nın,
nükleer santralları Mayıs 2011’de kapatma kararı sonrası ortaya çıkan elektrik üretim boşluğunu, yeilenebilir enerjiyle kapatma gayretlerini açıklıyor. Bu konuda Almanya’daki gerçek durumu Cumhuriyet Bilim Teknik okuyucularının doğru bilgilendirilmesi için açıklayalım:

Yenilenebilir enerji (YE) kaynaklı elektrik üretiminin, nükleer (NE) kaynaklı olanı geçtiği doğrudur, ancak bu, nükleer santrallardan 8 adedinin geçen yıl kapatılması ve işletmedeki nükleer santralların da yasa gereği, gerektiğinde sık sık durdurularak, elektrik ağına (şebekeye) öncelikle YE’ kaynaklı elektriğin verilmesi sonucudur (2011’de toplam elektrik üretiminin %18’i NE, %20’si YE’den kaynaklanmıştır). Kömürden
elektrik üretiminin toplamdaki payı ise Almanya’da 2011 yılında ( linyitten %25 ve taşkömüründen%19 olmak üzere) toplam %44’tür.

Tüm fosil kaynaklı yakıtların toplam elektrik üretimindeki payı ise %58 dir. %20’lik YE’lere bakıldığında, güneş enerjisi kaynaklı (fotovoltaik) üretimin, tek bir yılda ancak 13,5 milyar Avro’luk devlet desteğiyle sağlanabilen artışına rağmen toplam üretimin sadece %3’üne ulaştığı, rüzgar enerjisinden üretimin %7, biyokütle (odun vb. yakılması) %5, su (hidrolik) enerjisi kaynaklı üretimin, toplamdaki payının ise %3 olduğu görülür. Eskiden beri üretilen biyokütle ve su enerjisi kaynaklı üretim konumuzun dışında tutulursa, büyük devlet desteği alan fotovoltaik ve rüzgâr kaynaklı YE’lerin toplam katkısı %10 kadardır.

Bu küçümsenemez, ancak nükleer santralların devre dışı kalmasıyla elektrik üretim boşluğunu yine fosil yakıtlı santralların karşıladığı ve karşılayacağı açık.

2020 yılında YE kaynaklı elektrik üretiminin toplam üretimdeki payı %35 olduğunda ise, arta kalan %65 yine fosil yakıtlardan ya da bunun bir bölümü, komşu ülkelerin ürettiği
AB şebekesindeki çoğu nükleer (Fransa’dan) ya da fosil kaynaklı enerjilerden sağlanacaktır. Bugün Almanya’da, nükleer santralların kapatılmasından doğacak enerji açığını kapatabilmek için, bir dizi fosil yakıtlı santralın yapımı ya da projesi sürmektedir/1/. Fosil yakıtların daha çok kullanılması sonucu ise CO2 miktarının
en azından %20 artacağı da hesaplanıyor.

Öte yandan halk, YE’leri desteklemek amacıyla, elektrik faturalarına kWsaat başına eklenen 3,5 sentin 2013’ten itibaren 5.5 sente çıkarılmasını protesto ettiğinden ve yapımına yakında başlanması gereken 3800 km’lik yüksek gerilim hatlarının yanı sıra rüzgâr kulelerini de yanı başında istemediğinden, bu sorunların nasıl çözümlenebileceği bilinmiyor / 2/.

/1/http://www.fvee.de/fileadmin/publikationen/Politische_Papiere_anderer/11.06.Leopoldina_Empfehlungen_nach_Fukushima/11.06.Leopoldina_Politische_Empfehlungen.pdf
/2/ http://www.bilimania.com/yazarlar/3087-almanya-da-nuekleer-santrallar-kapatilirken