ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 104. YILDÖNÜMÜ..

Dostlar,

Bu gün, 27 Aralık 2023, Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın Kurtuluş Savaşı’nı örgütlemek üzere Anadolu’ya geçtiği 19 Mayıs 1919’dan yaklaşık 7,5 ay sonra Ankara’ya gelişinin 104. yıldönümü.

Bilindiği gibi Osmanlı Devletinin kurtuluşuna İstanbul’da olanak bulamayan Mustafa Kemal Paşa, çözümü Anadolu’da halkı örgütlemede görmüş, 16 Mayıs 1919 günü Samsun’a hareket etmişti.. İşte bu 7,5 ayın kısa öyküsü aşağıda..
*****
1. Dünya Paylaşım Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yenilmiş sayıldı (30 Ekim 1918, Mondros Ateşkesi ve 10 Ağustos 1920 Sevr Andlaşması). İtilaf Devletleri her yeri işgale giriştiler. Hain padişah Vahdettin’in Sadrazamı Tevfik Paşa’nın Paris’te bağıtladığı (imzaladığı) Sevr Antlaşmasına göre, Anadolu’nun da paylaşılması kararlaştırıldı. Urfa, Antep, Maraş, Adana, Antalya ve başkent İstanbul işgal edildi. Yunanlar İngiltere’nin güdümünde 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girdi. Vatanı bu hazin işgalden ve parçalanmadan halkla el ele vererek kurtarmak için İstanbul’da çözüm üretilemeyeceğini görünce, Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Kongreler öncesinde kararlılık göstergesi ile

22 Haziran 1919’da kritik Amasya Genelgesini yayımladı:

  • Vatanın geleceği tehlikededir;
    bu durumdan kurtuluş milletin azim ve kararlılığı ile olacaktır.”

Daha sonra Erzurum’a geçen Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresini,
4 Eylül 1919’da Sivas Kongresini topladı. Bu halk kongrelerinde Ulusal İstence (milli iradeye) dayalı hükümet kurulması temel hedef oldu. Tüm illere telgraflar çekilerek halkın kendi adına karar verecek temsilcileri seçmesi istendi. Bu temsilcilerin toplanacağı güvenli bir yer gerekliydi.

  • Ankaralılar Atatürk’ü ve Temsil Heyeti’ne (Heyet-i Temsiliye) seçilenleri Ankara’ya davet ettiler.

Gazi Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşının en iyi Ankara’dan yönetileceği inancındaydı. Anadolu’nun ortasında ve cephelere eşit uzaklıktaydı. Tüm illerde haberleşme ve ulaşım olanağı yoktu. Bu gerekçelerle Gazi ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919 günü Dikmen sırtlarından Ankara’ya girdi.

27 Aralık 1919 Cumartesi… Hava açık, ılık… Birkaç gün evvel sepeleyen kar tutmamış.
Halk, Çankaya bağlarının batısındaki Kırşehir yoluna açılan yokuş boyunca akın akın yollarda… Kulaklar minarelerde. O tarihsel anı, selalarla bütün Ankara’ya müezzinler duyuracaktı. Gazi Paşa’yı karşılamaya gelenler arasında bölük bölük seğmenler, göz alıcı, hepsi de çakı gibi… Kimi atlı, kimi yaya… Kiminin sağ omzunda baltaları asılı… Kiminin Martini tüfekleri çapraz… Şal kuşaklarında hançerler parlıyor, gözleri gibi… Usta davulcular gelmiş; Abdal Hasanlar, Deli Hasanlar, Kara Mahmutlar, Mohaç’tan, Çaldıran’dan ya da başka er meydanlarından… Sabırsız bir bekleyiş… Saat:15.10… Selalar duyuldu. Yokuş başına doğru yüklendi Ankara… Bir sevinçli telaş, bir büyük coşku… Uzaklarda bir motor gürültüsü vardı. Sonra korna sesleri… Evet geliyordu, yiğit – yengin (muzaffer) Mustafa Kemal Paşa.

Yedi ay önce Bandırma Vapuruyla Samsun’a çıkan Ordu Müfettişi (Orgeneral Mustafa Kemal Hazretleri) değildi bu gelen. Anadolu Bağımsızlık – Özgürlük Hareketini başlattığı için son Osmanlı padişahı hain Vahdettin’in “İdam Fermanı”nı boynunda taşıyan, istifa edip bütün rütbelerini sökmüş,

  • Sine-i Millette ferd-i mücahit” olarak Mustafa Kemal’di.

Yaralı ve anavatanı Anadolu’dan da sürülmek hatta yok edilmek istenen bir halk, Türk milleti, O’nun önderliğinde buradan şahlanacaktı. Samsun’da bir hurdalıktan alınan, her parçası bir başka yerden bulunmuş, üstü açık, köhne otomobil yaklaşınca coşku (heyecan) doruğa varmıştı. Gülümsüyordu Mustafa Kemal, henüz 38 yaşındaydı ama yüzünde nice savaş meydanının tandırında yoğrulmuş bir olgunluk vardı. Mavi gözleri çelik pırıltısıyla yanıyor, kalpağının iki kenarında, şakaklarında uçuşan başak rengi saçları, güzel yüzüne çelik bir anlam yüklüyordu. Yokuş başında Seğmenlerin önünde durdu, otomobilden indi. Onlara doğru ağır ağır yürüdü. Esas duruşa geçtiler. Tek can idiler. Bütün gözler O’nun gözlerinde düğümlüydü. Vakur ve sert bir sesle:

–          Merhaba efendiler! dedi.
–          Sağol Paşa Hazretleri…
–          Arkadaşlar! Buraya neden geldiniz?
–          Millet yolunda can vermeye geldik!
–          Fikrinizde sabit misiniz?
–          Andolsun!

Mustafa Kemal’in gözleri yaşardı.. (şu dakikalarda bizim de, yine…)

Zincir kabul etmeyen bu halk O’nun peşinde, gerekirse ölüme bile göz kırpmadan gidebilirdi. Ankara ve çevresinin tüm halkı Atatürk’ü ve Temsil Heyeti üyelerini coşkun sevgi ve sevinç gösterileri içinde davul-zurna ile karşıladı. Eskimiş bir otomobilden inen bir çift gök rengi gözün derinliklerinde vatan ufuklarından tutsaklık bulutlarının dağılışını görmüşler, yurdun kurtuluşuna inanmışlar ve O’nu sonsuza dek “Reis” tanımışlardı.

Yassı deri kalpağının altında zayıf bir yüz, kaç ay, kaç yıl ve yıllar boyu milleti için rahat yüzü görmemiş, çelikleşmiş, sarı bir çehre ve içe işleyen sıcak bir bakış… Boz palto altında sivil yol elbisesi, kumandanca yürüyüş…

Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya böyle geldi, halay çekildi, Seğmenler gösteriler yaptı. Bu içten karşılama Gazi Paşa’yı çok duygulandırdı. Teşekkür etti. İçinde bulunduğumuz durumu, bundan nasıl kurtulacağımızı özetleyen bir konuşma yaptı.

Ata’nın Ankara’ya gelişi, Kurtuluş Savaşı için önemli bir dönemeçti. TBMM’nin açılması, Ordu kurulması vb. çalışmalar Ziraat Mektebinde başlatıldı. Ankara, Kurtuluş Savaşı’nın merkezi oldu. Sonsuza dek Başkentlik görevini üstlendi.

DÜNYADA İLK ANTİ-EMPERYALİST KURTULUŞ SAVAŞI,
GÖRKEMLİ BAŞARI ile SONUÇLANDIRILDI..

Her 27 Aralık’ta seğmenler at sırtında gösteriler yapar, Başkent Ankara bayraklarla süslenir,
Atatürk Koşusu yapılır. Okullarda törenler düzenlenir. Halk şenliklerle bu mutlu günü kutlar.

  • Önceki yıl ise, sözde “pandemi” gerekçesiyle, AKP = RTE, Atatürk Koşusunu yasakladı!! Bu yıl Koşu yapıldı. Bu gibi yasakçı ve ulusalcı olmayan politikaların, Andımızın okunmasını bile yasaklayan…. AKP = RTE iktidarının hak ettiği yanıtı, Ulusumuzun demokratik yöntemlerle, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, hem de tekme – tokat vereceği inancındayız.

Kurtuluşun şanlı öncülerini 104 yıl sonra saygı, özlem ve bağlılıkla anıyoruz ve hep anacağız.

  • Göz bebeğimiz Türkiye Cumhuriyetimizi, AYDINLANMA DEVRİMLERİ ile taçlandıracağız!

Kutsal Emaneti sonsuz geleceğe onurla – şanla taşıyacağız…

 

Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, hoş gelişler ola..

Sevgi ve saygı ile. 27 Aralık 2023

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 104. YILDÖNÜMÜ..” hakkında 9 yorum

  1. dr. ali kızılateş

    Değerli hocam,
    İlkeli duruşunuzdan, kararlılığınızdan etkilenmemek mümkün değil.
    Dünya ve özellikle Ortadoğu yangın yerine dönmüşken hepimizin referans aldığı ulu önderimizin büyük dehasından ve öngörülerinden etkilenmemek de mümkün değil.
    Tek gerçek, tam bağımsız bir Türkiye’ye sahip olma zorunluluğumuzdur.
    Ülkemizin gerek insan kalitesiyle, gerekse doğal güzellikleri ve zenginlikleriyle bunu yapabilecek alt yapısının olduğunu düşünüyorum.
    Sizin gibi Kemalist dünya görüşüne sahip, gerçek (hormonlu olmayan) aydınlarımız olduğu sürece umudumuzu kaybetmeyeceğiz ve eksik kalan cumhuriyet devrimlerini mutlaka tamamlayacağız.
    Bu cumhuriyete, kurucu kadroya borcumuz var.
    Bir kadın doğum hekimi olarak geç de olsa sizi fark etmiş olmaktan dolayı çok mutluyum.
    İyi ki varsınız.
    Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

    Cevapla
  2. Gönül Pınar Atacı

    MUHTEŞEM bir yorum. Sevgili hocamız Prof. SALTIKın gerçek Atatürk’cü kalbine, öpülesi usta eline ve altın uçlu kalemine kalemine sağlık.

    Cevapla
  3. Gönül Pınar Atacı

    Olağanüstü önemli en yeni ve güncel ekleri ile ve de çok değerli ve sevgili Mansur YAVAŞ öncülüğündeki 11 seçkin ve saygın başkanın ezeli ve ebedi REİS GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün Anıt Kabri’ni ziyaretindeki söylemi ile daha da duygularından ve çok daha derinden etkileyen hatta daha da büyük bir onur, umut ve gurur kaynağı olmuş bulunan GERÇEKTEN MUHTEŞEM VE BAŞTAN AYAĞA BÜYÜLEYEN bir yazı. DAHİ yazarı sevgili hocamız Prof. SALTIK’a bir kez daha en yürekten tebrikler, sonsuz teşekkürler, derin saygılar, en iyi dilekler ve yeni başarılar. İYİ Kİ VAR.

    Cevapla
  4. Gönül Pınar Atacı

    Sevgili hocamız Prof. SALTIK’a bir kez daha en yürekten tebrikler, sonsuz teşekkürler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar, ve konuyla ilgili özel bir adak :

    ATATÜRK GİBİ DÜŞÜN,GÖZLE,ÇALIŞ VE YAŞA

    Atatürk gibi, düşün ve gözle.
    Atatürk gibi, öngör ve söyle.

    Atatürk gibi,çalış, çalıştır, dinlen, oku, yaz ve yaşa.
    Yurdu ve ulusu,Atatürk gibi,sev, say, koru ve kolla.

    Her türlü emperyal mandaya ve himayeye,Atatürk gibi karşı dur
    Ve küresel yobazlığa, gericiliğe ve ajanlığa ölümcül darbeler vur.

    Atatürk gibi, bütün yurdun tam bağımsızlığını ve özgürlüğünü koru ve pekiştir.
    Ve tüm ulusun egemenliğini,genliğini ve gönencini kur, gerçekleştir ve geliştir.

    Atatürk gibi, yalnızca gerektiği zaman savaş yap.
    Atatürk gibi, daima ulusal ve evrensel barışa tap.

    Devletin bütün söylemini ve eylemini Atatürk gibi planla ve yönet.
    İşte tam o zaman Atatürk gibi ölümsüz olacaktır tüm Cumhuriyet.

    Atatürk gibi, gerçek düzenleyici ve büyük devrimci ol.
    İşte tam o zaman bütün gönüllere açılır en kutsal yol.

    Atatürk gibi tüm vatan ve bütün dünya insanlarınca sevil ve sayıl,
    Kızlara ve kadınlara özgürlüğe ise özel saygı, sevgi ve dikkat ayır.

    Atatürk gibi,tüm ulusun omuzları üzerinde taşınıp ulu cennette yat.
    Ve cennetin bütün bahçelerinden dereceğin gonca gülleri vatana at.

    Gönül Pınar Atacı, 2.Ağustos.2020

    Cevapla
  5. Gönül Pınar Atacı

    ATATÜRK’ün Ankara’ya gelilişinin 103!üncü yılına adanmış hem tarihsel hem güncel, muhteşem ve mükemmel bir yazı daha. Sevgili hocamz Prof.SALTIK’a bir kez daha en içten sevgiler ve en derin saygılar sunuyor, sağlık ve esenlik, mut ve kut, utku ve umut dolu en uzun bir ömür diliyorum.

    Cevapla
  6. Gönül Pınar Atacı

    ATATÜRK’ün Ankara’ya gelişinin 103!üncü yılına adanmış hem tarihsel hem güncel, muhteşem ve mükemmel bir yazı daha. Sevgili hocamz Prof.SALTIK’a bir kez daha en içten sevgiler ve en derin saygılar sunuyor, sağlık ve esenlik, mut ve kut, utku ve umut dolu en uzun bir ömür diliyorum.

    Cevapla
  7. Duran Aydoğmuş

    Çok Değerli Prof. Dr. Ahmet SALTIK Hoca’mız,
    Siz 27 Aralık tarihini öyle anlatmışınız ki, okullardaki tarih kitaplarında olması gereken bilgiler vermiş, Mustafa Kemal’in Askeri olduğunuzu vurgulamışınız. Size minnetrarız…
    Ben, 1892 doğumlu ve Batı Cephesi’nde 10 yıl savaşıp, 9 Eylül 1922’de düşmanı denize döken Mustafa Kemal’in Askerlerinden birinin 79 yaşındaki son evladıyım.
    Gerek her yıl 27 Aralık ve diğer ulusal bayramlarımızda çok mutluluk ve heyecan duyan biriyim…
    Yüreğinize ve kaleminize sağlık SALTIK Hocamız. İyi ki varsınız… Bu güzel ülkemizi kanlarıyla kurtarıp bize emanet eden, başta yüce komutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle özlemle anıyorum.
    Saygılarımla.
    Duran Aydoğmuş

    Cevapla
  8. Ahmet ışık

    Saygı değer Ahmet Saltık hocam
    Atatürkçülük yada Kemalizm
    Rahmetli Ahmet Taner Kışlalı’ nin dediği gibi :
    ” Geçmişin bekçiliği değil , geleceğin öncülüğü ise ”

    Atatürk’ün Ankaraya gelişinin Yıldönümünü kutluyoruz

    Ama ülkelerin Başkentlerinde bulunan basta Merkez Bankası ve Devlet Bankası Genel Müdürlüklerini,finans merkezi Akp hükümetince istanbula taşındı.

    Akp Ankaranin Başkent olmasını hazmediyor.

    Cumhuriyetimizin” demokratik laik sosyal hukuk Devleti özü”nu yok etmek degistirmek istedikleri gibi , Ankaraninda Baskent kalmasini da istemiyorlar .

    Bu amaclarina ulasmak icin Baskent Ankaramizin icini bosaltip ustanbula tasiyirlar

    Ekonomimizin karar alici beyni tum kurumlari Finans Merkezi ni istanbula tasiyarak kuresel yagmaci emperyalist sermaye’nin de ulusal ırade, Ulusal hukuku devre dışı bırakmamız yönündeki istegini gerceklestirmek istiyorlar .

    Bunu Osmanlıcılık hem hayali hamaseti ile yapmayi amacliyor Akp

    Başkentimizin istanbula taşınması konusunda daha önce bir Akp milletvekilinin açıklamaları da vardı. Gelen tepkilerle geri çekti.

    Merkez Bankamız başta Ekonominin karar alıcı tüm kurumlarının olası istanbul depreminde iletişim ve ulaşım alt yapısı çökecek,bu nedenle de
    Istanbuldan Ankaraya geri taşınmasini talep ediyor muyuz ?

    Bu haklı talebi duyurup yükseltiyor muyuz?

    Geleceğin öncülüğünü yaparak ,Add Gen Merkezimiz bu konuda çalışma panel sempozyum konferans açık oturum ve söyleşiler sonucu oluşacak kamuoyu baskısını da arkasına alarak bir Basin Açıklaması yapmalıdır..diye düşünmekteyim.

    Yoksa Atatürkün kurduğu iş bankasının istanbula taşınmasına sesiz kalan daha önceki Chp yönetimi gibi bugünde Chp yönetimi ni bu konuda uyarıp uyandiramayacagiz .

    Saygılarımla

    Cevapla
    1. Gönül Pınar Atacı

      Tebrikler, selamlar, sevgiler, saygılar, mutlu ve kutlu bir yeni yıl ve nice yıllar size sayın IŞIK. Dediğiniz üzere, ANKARA’NIN BAŞKENT OLMASINI ve tüm yurdun ve ulusun, kutsal, ulu ve ebedi BAŞKENTİ olarak kalmasını istemeyen yerli ve yabancı, özel ve tüzel kişilerin bütün eski ve yeni, açık ve gizli emellerinin kursaklarında kalacağı günler kaçınılmazdır, mutlaka gelecektir hatta yakındır.

      Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir