Gazi Mustafa Kemal’i görüyorum…

Erdal Atabek
Dr. Erdal ATABEK
erdalatak@gmail.com
29 Ağustos 2022 Cumhuriyet

 

Akşehir’deyiz. Kurtuluş Savaşı’nın ölüm kalım günleri. Batı Cephesi karargâhı burada. İki katlı evin üst katında küçük bir odada Gazi Mustafa Kemal komutanlarla toplanmış. Masaya büyük bir harita serilmiş. Kuvvetler, saldırı yolları, günler saatler konuşuluyor.

Gazi Başkomutan Mustafa Kemal konuşuyor:

“20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra 16.00’da Batı Cephesi Karargâhı’nda, yani Akşehir’de bulunuyordum. Kısa bir görüşmenin ardından 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana saldırı için cephe komutanına emir verdim.”

Nutuk’ta bunları yazıyor.

“26 Ağustos sabahı Kocatepe’de bulunuyorduk. Sabah saat 5.30’da topçu ateşimizle saldırı başladı.

Efendiler, 26-27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde düşmanın Afyonkarahisar güneyinde 50 ve doğusunda 20-30 kilometre uzunluğundaki sağlamlaştırılmış cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar civarında kuşattık. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş sonrasında düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve tutsak aldık. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikupis de tutsaklar arasında bulunuyordu.

Demek ki tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu.”

Yunan ordusu bozgun halinde kaçarken geçtiği yerleri yakıp yıkıyordu.

Ama 9 Eylül’de İzmir’e giren Türk ordusu başkomutanın verdiği emri,

“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini yerine getirmişlerdi.

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, bundan sonra bütün vatanın kurtuluşunu gerçekleştirecekti.

Sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu oluyordu.

Çağdaş uygar dünyanın seçkin bir örneği olarakBağımsız-Laik-Uygar Cumhuriyetkuruluyordu.

Bundan sonraki seferberlik eğitim seferberliği, sağlık seferberliği, tarım ve endüstri alanlarında seferberlik oluyordu.

Kendine yetmeyi hedefleyen üretim ve ekonomi programları, ulusal bankacılık, yeraltı ve yerüstü servetlerini devlet eliyle işletmeyi amaçlayan planlar yürürlüğe konuyordu.

YÜZ YILIN SONRASINDA BUGÜN

Yarının tarihi 30 Ağustos 2022.

1922 yılından yüz yıl sonrasında Gazi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü görüyorum. (1934 yılında TBMM kararıyla Atatürk soyadı verilmiştir.)

O’nu yeniden görüyorum.

Gene kararlı.

Önünde gene Türkiye haritası.

Gene düşman güçlerini hesaplıyor.

Gene düşmanı yenme planlarını yapıyor.

Yanında kurmayları.

Şimdiki kurmayları öğretmenler, doktorlar, mühendisler, hukukçular, ekonomistler, sosyologlar, sanatçılar.

Şimdiki kurmayları hep aynı;

Bilim insanları, sanatçılar, toplumun bilinçli insanları.

Atatürk’ü yeniden görüyorum.

Atatürk’ü yeniden dinliyorum.

Bir kez daha büyük.

Bin kez daha büyük.

Büyük Atatürk.

Yolun yolumuz. Biz de biliyoruz.

Sen de biliyorsun.

BU VATAN BÖYLE KURTULDU

Herkesin bir kez daha, bir kez daha bilmesi gerekiyor.

Bu vatan böyle kurtuldu.

Bu Cumhuriyet böyle kuruldu.

Şimdi soyguncuya bırakılamaz.

Şimdi vurguncuya bırakılamaz.

Şimdi goygoycuya bırakılamaz.

Şimdi cehalete teslim edilemez.

Şimdi din sömürücülerine bırakılamaz.

Şimdi dogmaya, hurafeye, yalana, talana bırakılamaz.

Nanköre, yalancıya, görmezden gelene, bilmezden gelene, yan çizene, kaçmaya hazırlanana bırakılamaz.

Siz, Atatürk’ü inkâra yeltenenler.

Sadece kendinizi inkâr ediyorsunuz.

Daralan alanınızda tepiniyorsunuz.

Artık sonucu siz de görüyorsunuz.

Zafer haklı olanındır.

Zafer vatanı kurtaranlarındır.

Zafer laik Cumhuriyeti kuranlarıdır.

  • Yüz yıl sonra da zafer Atatürk’ündür.

Yüz yıl sonra da zafer Atatürk’ün yolundadır.

Yüz yıl sonra da…

Gazi Mustafa Kemal’i görüyorum…” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    Her tümcesi MUHTEŞEM ve çok derinden ETKİLEYEN hatta BÜYÜLEYEN bir yazı. Çok değerli yazarı ünlü ve üstün hekim ve yazar Dr. ATABEK’e en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar.

    Cevapla

Gönül Pınar Atacı için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir