SİYASETTE İNANÇ MI, DİNDARLIK MI, GÜVENİLİRLİK Mİ DAHA ÖNEMLİ?

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

Sizce bir banka müşterisine kredi açarken onun inancına mı bakar yoksa güvenilir biri olup olmadığına mı? Hangisi daha önemli? Akılcı (Rasyonel) bir banka müdürü, müşterisinin inancını değil, güvenilirliğini ve geri ödeyebilme koşullarını araştırır.

İnanç bireysel bir tutumdur, özneldir (subjektiftir), ölçülemez. Halbuki güven ya da güvensizlik kişinin toplumsal yaşamda gösterdiği ya da sergilediği, doğru ya da yanlış tutum ve davranışlarla pekişir. Güven ya da güvensizlik ise nesnel (objektif) bir ölçüdür. Saptanabilir.

Demokratik toplumlardaki siyaset kurumu da hukuksal, anayasal güvence ve siyasetçilere güven üzerine kurulur. Oylar, seçmenlerce siyasetçilere tek bir seçim dönemi için açılan geçici bir kredidir. Açılan krediye, yani güvene yaraşır (layık) olmak gerekir.

O halde seçmenler oy verilen kişilerin inancına, dinine, mezhebine, tarikatına, cemaatına, ırkına, servetine, konumuna (statüsüne)… cinsiyetine göre değil; oy verdiği siyasetçinin GÜVENİLİRLİĞİNE, dürüstlük ve yeteneğine, halk – yurt sevgisine bakarak oy kullanmalıdır.

Seçmenin görevi dindar olanı değil, tıpkı banka müdürü gibi akılcı davranıp güvenilir, dürüst ve geri ödeme yetenekli olanı seçmektir. Aynı biçimde siyasetçinin görevi de, kendisine duyulan güvene uygun davranmak, verdiği sözde durmak, ikiyüzlü olmamaktır….

Uzun erimli siyasal bir gelecek kurabilmek açısından, bir siyasetçinin en önemli temel özelliği, seçmenlerine, özellikle de topluma güven vermek ve güven bozucu her türlü tutum ve davranışlardan kaçınmaktır. Güven vermek demek, toplumun gelecekle ilgili umutları ve beklentilerini diri tutmaktır. Çünkü geçmiş ders almak içindir. Toplum her anlamda gelecekte yaşamak ve gelecekteki sorunlarla baş etmek zorundadır.

SİYASETTE İNANÇ MI, DİNDARLIK MI, GÜVENİLİRLİK Mİ DAHA ÖNEMLİ?” hakkında bir yorum

  1. Ekrem Sisalan

    Cehalet, cehalet, cehalet! 1950’den bu yana eğitim ve Atatürk’ün yolu ihmal edildi, cahil felsefenin önü açıldı. Hepsi bu.

    Cevapla

Ekrem Sisalan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir