Bir yıl içinde 36 bin soruşturma

Bir yıl içinde 36 bin soruşturma

Partili Cumhurbaşkanlığı “Cumhurbaşkanlığına hakaret” davalarını patlattı. Yeni sistemin 2. yılında açılan davaların sayısı iki katı arttı. Parti başkanlığı ile cumhurbaşkanlığını birlikte yürüten Erdoğan’a ‘hakaret’ten 36 bin kişi soruşturuldu, 12 bin kişi yargılandı, 3 bin 831 kişi ceza aldı. Yargılananlardan 308’i çocuktu.

birgun.net/haber/bir-yil-icerisinde-36-bin-sorusturma-315383 13.9.2020
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
AKP Genel Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığını birlikte yürüten Recep Tayyip Erdoğan’a dokunan yanıyor. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılananların sayısı her geçen yıl artıyor. Sosyal medyada paylaşım yapanlardan ana muhalefet partisi liderine, çocuklardan yabancı uyruklulara kadar binlerce kişi AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla kovuşturmaya uğradı, yargılandı, ceza aldı. Son bir yılda 36.066 kişi hakkında soruşturma açıldı. 2018 yılında 5.233 kişi bu suçlama ile yargılanırken 2019 yılında sayı iki katından çok artışla 12.298’e çıktı, 3.831 kişi de cezalandırıldı.

Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılı Adalet İstatistiklerine göre, TCK’nın bir yıldan dört yıla kadar hapisle cezalandırılmayı bunun alenen işlenmesi durumunda da altıda bir oranında artırılmasını öngören 299’uncu maddesinden bir yılda 36.066 kişi kovuşturmaya uğradı, bunlardan 12.298’i de açılan davalarda yargılandı.

Verilere göre Erdoğan döneminde kendisinden önceki “resmen” hiçbir siyasi parti ile bağı olmayan cumhurbaşkanlarına göre “hakaret” suçlamasıyla yargılanan ve ceza alanların sayısı binlerle ifade edilecek oranda artış gösterdi.
Erdoğan’ın 2014 yılında başlayan ilk Cumhurbaşkanlığı döneminde TCK’nin 299’uncu maddesi gereğince yargılanan yurttaş sayısında önceki yıllara oranla büyük bir patlama yaşandı. 2018 yılının sonunda sanık sayısı 17.406’ya fırladı. 2018 yılında 5.233 kişi yargılanırken 2019 yılında bu sayı iki katından çok artışla 12.298 oldu. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılananların sayısı 29.704’e çıktı.

9.500 SANIĞA CEZA

Bu suçlamayla yargılananların ortalama üçte biri de mahkûmiyetle cezalandırıldı. Erdoğan’ın ilk seçildiği yıl olan 2014’de 40, 2015’te 238, 2016’da 884, 2017’de 2.099, 2018’de 2.462 sanık mahkûm edilirken; 2019’da rakam 3.831 oldu. Böylelikle Erdoğan döneminde 9.554 kişi hakaret suçlamasıyla cezalandırıldı. Geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle bir yılda en çok ceza alan yurttaş sayısı 44 iken Erdoğan’la birlikte bu rakamlar binlerle ifade edilmeye başlandı.

2.663 KİŞİYE HAPİS CEZASI

Yargılananlardan hapisle cezalandırılanların sayısı da önceki yıllarla kıyaslanamayacak ölçüde yüksek oldu. 2019 yılı rakamlarıyla Erdoğan döneminde hapis cezasıyla cezalandırılanların sayısı 2.663 oldu.

EVREN’İ, ÖZAL’I BİLE KATLADI

2019 ‘hakaret’ verileri

► 36.066 kişi soruşturuldu

► 12.298 kişi yargılandı

► 3.831 kişi ceza aldı

Seleflerine göre kovuşturmalar

► Kenan Evren döneminde 340

► Turgut Özal döneminde 207

► Süleyman Demirel döneminde 158

► Ahmet Necdet Sezer döneminde 163

► Abdullah Gül döneminde 848

Çocukları da yargıladılar

► 318 çocuk (105’si 12-14, 213’ü 15-18 yaş arasında)

► 3 tüzel kişilik

► 120 yabancı uyruklu

► 10.730 erkek

► 1.056 kadın

► 30 çocuk ceza aldı (7’si 12-14, 23’ü 15-17 yaş arasında)

4 çocuk cezaevine kondu!
=====================================
Dostlar,

Yürürlükteki Anayasa’nın 103. maddesi aynen aşağıdadır : 

. Andiçmesi (Cumhurbaşkanının)

Madde 103 – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Görüldüğü üzere yemin metninde “tarafsızlıkla” sözcüğü yer almaktadır.
Ancak bir insanın / Erdoğan‘ın hem bir siyasal partinin başkanı hem de “tarafsız” olması yaşamın olağan akışı içinde olanak dışıdır. Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık – seçik “taraflı” dır, “taraflı” davranmaktadır ve bu davranış tartışmasız biçimde ANAYASAYI ÇİĞNEME (İHLAL) SUÇU dur.

Yukarıdaki 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı yasanın 7 nci maddesi ile AKP eliyle değiştirilmiş metin öncesinde Anayasanın 101. maddesinin 4. fıkrasında şu hüküm vardı :

  • Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.

Dolayısıyla Anayasa, partili cumhurbaşkanına, kaldırılan bu madde uyarınca, açıkça yasaklanmadığı için kapalı değildir.

Ancak “tarafsız Cumhurbaşkanı md. 103’te açık bir buyurucu (emredici) hüküm olup, partili Cumhurbaşkanı “tarafsız” olmakla / davranmakla yükümlüdür. Bu da eşyanın doğasına aykırıdır. Özellikle Erdoğan örneğinde bu açık anayasaya aykırılık, somut olarak yaşanmaktadır. Anayasada böylesine ucube – çelişen değişiklik ve düzenlemeler uygar – demokratik ülkelerde söz konusu olabilir mi?

Erdoğan’ın parti genel başkanı Cumhurbaşkanı edasıyla pek çok söz ve eylemi, çok sayıda insanı çileden çıkarmakta, tahrik etmektedir. Dahası kimi sözleri kitlelere açıkça hakaret niteliğindedir. Bu durum  demokrasilerde hoş karşılanacak bir tablo değildir ve hukuk düzenince de korunmamalıdır, korunamaz. Yargı yerleri, dayanaksız açılan hakaret davalarıyla gereksiz meşgul edilmekte, anayasanın koruması altındaki ifade özgürlüğüne de facto ve de jure ağır tehdit ve sınırlama sonucu doğurmaktadır.

Erdoğan partisinden istifa etmelidir.

Erdoğan, bunca çok, anormal sayıda “hakaret” davası açmamalı, eleştirilere demokrasi gereği tahammül etmelidir. AİHM’nin bu yönde çok sayıda içtihatlaşmış kararları vardır. TCK’nın 299. maddesi yürürlükten kaldırılmalı, hakarete ilişkin genel hükümler (md. 125 vd.) uygulanmalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 13 Eylül 2020, Datça

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
Anayasa Hukuku Doktora Öğrencisi
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir