YILMAZ ÖZDİL: 30 Ağustos

Yılmaz Özdil : 30 Ağustos

Satır içi resim 1
(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)
İlk fotoğraf, 1922… İşgal askerleri, donlarını fanilalarını zorla Türk kadınlarına yıkatıyor.
*
İkinci fotoğraf, 1921… İşgal askerleri, köy meydanında Türk kadınını oynatıyor, poz verirken sırıtıyor.
*
Vicdan sahibi, insan evladı Yunan gazeteci Tasos Kostopulos, Anadolu işgalini anlatan bir kitap yazdı, kendi milletini belgelerle tanıklarla yüzleştirdi, yedek subay Dimitriu mesela, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Köyde kapıları kırıp giriyorlardı, ben de kapısı açık bir eve girdim, ölü bir ihtiyar vardı, arka odadan kahkahalar geliyordu, 10 kadar asker bir Türk kızını zorla dansettiriyordu, kız yarı çıplaktı, ağlıyordu, gel sen de mezeden tat dediler, ayıp dedim, savaştayız dedim, Türk kızı yanıma koştu, ayaklarıma kapandı, kurtarmam için yalvarıyordu, kadındır yapmayın dedim, askerlerden biri süngüsünü çıkarıp bana yöneldi, küfür ederek bas git dedi, kaçmak zorunda kaldım, kızın çığlıklarını unutamadım.”
*
İşgal topraklarında bunlar yaşanırken, bizim tarafta neler yaşanıyordu… Cahit Çaka tarafından kaleme alınan Harp ve Kadın kitabında, Albay Hulusi Atağ’ın hatıralarından bir örnek okuyoruz: “Muharebede yaralandım, beni geriye, hastaneye gönderiyorlardı, pek çok yaralıyla birlikte kağnıya bindirdiler, ağır ağır ilerleyen kağnı yolculuğumuzun ilk akşamı ağaçlık ve subaşı bir yerde konakladık, etrafımızdan vızır vızır geçen katırların çoğunu kadınlar sevkediyordu, bu kadın kafilelerinin birinden hafif bir çığlık duyuldu, bunu takiben bir duraklama ve telaş eseri görüldü, cephane kollarında yer alan hamile bir kadın bir erkek çocuk doğurmuştu, kadını hastaneye yatırmak üzere geri çevirmek istediler, fakat, yorgunluk ve çektiği ıstıraplarla benzi solmuş olan bu kadın kabul etmedi, “cephedeki babası silah bekliyor, cephane bekliyor, oraya cephane yetiştirmeliyim, geri dönmem” dedi, paçavralara sarıp sarmaladığı bebeğini göğsüne bastırıp, katırların çektiği cephane yüklü arabasına doğru yürüdü gitti. Bu asil kadının davranışı karşısında, biz yaralılar, yüzümüzün kızardığını hissettik.”
*
30 Ağustos’u yok saymaya çalışıp, kendilerine alternatif destanlar yazmaya kalkışanların yüzü kızarır mı acaba? (SÖZCÜ, 30 Ağustos 2017)
====================================
Dostlar,
SÖZCÜ Gazetesinin değerli yazarı Sn. Yılmaz ÖZDİL, yakın tarihimiz açısından çok önemli dönüm noktalarından olan 30 Ağustos utkusunun 95. yıldönümünde gene iz bırakan bir yazı yazdı. Yine emek ürünü, araştırma ve ter ürünü.. Sağolsun..

Erdoğan bu sabah Anıtkabir’e gitti ve 30 Ağustos utkusunun Başkomutanı Büyük ATATÜRK’ün huzurunda saygı duruşunda bulundu. Deftere ”Aziz ATATÜRK’‘ diye başlayarak iletisini yazdı ve bu 2 sözcüğü de telaffuz ederek, ‘Aziz ATATÜRK’‘ diyerek okudu!

Hangi dağda kurt(lar) öldü acaba? 2019 seçimlerl mi yaklaşıyor, zorda mıYaşasın takiyye, yaşasın her şeye karşın Erdoğan gibi birisine bile, takiyyye de olsa (kaç oy getireceği öngörüldü acaba??) ”Aziz ATATÜRK” diye yazdıran ve söyleten Türkiye’mizin birikim, direnci!

Ancak hiç aklımızdan çıkmayan sözleri var Erdoğan’ın.. Bunlardan biri GEZİ direnişini tetikleyen (31 Mayıs 2013) ve Atatürk ile İnönü’yü kasteden ”2 ayyaş” nitelemesi, oldu. Çooook büyük gaftı ve Türkiye’yi isyan ettirdi..
Bir başkası Hindistan’da oldu, kamuoyu çok öğrenemedi.. O, ne yazık ve ne acı ki; ATATÜRK’e “ÖLÜ İNEK” diyebilen bir T.C. Cumhurbaşkanı oldu!!!

Halk arasında çok hoş bir söz vardır : ”Ağzınla kuş tutsan inanmam..” diye..

Erdoğan, Atatürk’ün manevi anısına = devrimlerine – ilkelerine ve başlıca yapıtı Türkiye Cumhuriyeti’ne – yontularına – Atatürk Orman Çiftliğine… gerçekten sahip çıkacaksa önce bu büyük – unutulmaz gafları nedeniyle içten bir özeleştiri vermelidir. Ardından da tutarlı biçimde ‘yeni çizgisini’ (!) sürdürmesi gerekir. Atasözleri beynimize üşüşüyor…
* 40 yılık Kâni, olur mu Yani ??
Bu kez bir başla iyimser olanı : İnsandan ümit kesilmez!
Bu kez bir olumsuz taze bir örnek : FETÖ’den tutuklu yargılanan Tümg. Mehmet Dişli’nin kardeşi Şaban Dişli Cumhurbaşkanlığı danışmanı yapıldı. Sahi sayısı kaç oldu bu danışmanların? Ayrıca Şaban Dişli terfi mi ettirildi, edilgin göreve mi çekildi bu yolla? Ayrıca Cumhurbaşkanlığı danışman kadroları bu tür  amaçlar için midir ??

Bir de, TBMM’yi açıkça dışlayan, Anayasal yetkilerini ve işlevlerini görmezden gelen OHAL KHK’ları sürüyor.. Dün yayınlanan 693 ve 694 sayılı OHAL KHK’leriyle iğneden ipliğe pek çok düzenleme getirildi, yasalar değiştirildi! MİT yasasında yapılan ”minik” bir düzenleme ile bu stratejik örgüt Başbakanlığa bağlı olmaktan çıkarılarak Cumurbaşkanlığına bağlandı.. Korkarız ”Majestelerinin Teşkilet-ı Mahsusa” sı çıkmasın bu operasyondan.. Bunu yapan da Erdoğan…

Majestelerinin hükümetleri toplam 381 Cezaevi olan ülkemizde 204 adedi 79 yılda açılmış iken, AKP iktidarı 15 yılda 177 tane Cezaevi açtı! Kasım 2002’de iktidar olduklarında 221 milyar $ olan toplam borç 648 milyar $’a tırmandı!

Ne yapmalı?? Neciiiiiiiiiiiiip mi necip milletimizin artık yalın gerçekleri görmesi gerek.. Kendisine yeniden dayatılan mürit – ümmet – tebaa – kul… aşağılamasını şiddetle reddederek, Atatürk Cumhuriyeti‘nin özgür – onurlu – başı dik yurttaşı olmaya terfi etmesi gerek..

Haydi hayırlısı… 2019 öylesine kritik ki; Erdoğan AKP’deki çöküşü de görüyor net olarak.. Metal yorgunluğu tasfiyeler için şahane bir bahane. Kimi FETÖ bağlantılılar tasfiye de edilebilir bu vesile ile ama Bakanlar, milletvekilleri düzeyinde FETÖ kanıtlı da olsa tasfiyeleri Erdoğan göze alamıyor..

İpek böceği kendi kozasını kendi örüyor galiba.. Görünen o..

Mehmet Akif’in 30 Ağustos utkusu üzerine yazdığı görkemli birkaç dizeyi bir kez daha paylaşalım :

Allah ıslah eylesin, duamız budur…

Sevgi ve saygı ile. 31 Ağustos 2017, Pertek – Tunceli

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir