Dr. Ceyhun BALCI : FARABİ UZAYDA

Dr. Ceyhun BALCI

 

FARABİ UZAYDA

farabi

Yazıya konu haber Türk medyasında yer aldı mı bilemiyorum. Ama, yer aldıysa bile hak ettiği ilgiyi görmemiş olması şaşırtıcı değildir. Hain HAYIR’cılar, tecavüze uğrayan kadın ve çocuklar ile başkaca 3. sayfa haberleri bu gibi gerçekten önemli haberlerin gündeme gelmesinin önünde engeldir. Hindistan’ın tek bir roketle uzaya gönderdiği 104 uydu tahmin edilebileceği gibi pek çok dünya ülkesine ait. Bir tür taşeronluk da denebilir yapılan işe. Ama, sıradan bir yüklenicilik olmadığının da altını çizmek gerek. Nüfusu milyarı aşmış iki ülkeden birisi olarak Hindistan’ın bütünüyle gönence erişmiş bir ülke olduğunu söylemek ne yazık ki olanaklı değildir. Gezip, görenlerden ve başkaca yollarla karşımıza çıkan görsellerden de anlayabildiğimiz kadarı ile Hindistan dehşet verici çelişkileri yan yana barındıran bir ülke. Yine de, bilişim, teknoloji ve matematik alanındaki başarılarıyla anılan bir devdir.
(http://amerikabulteni.com/2017/02/15/hindistan-uzaya-tek-roket-ile-104-uydu-gondererek-dunya-rekoru-kirdi/?utm_source=feedburner&utm_medium=email&utm_campaign=Feed%3A+amerikabulteni+%28Amerika+Bulteni%29)

Yüklenicilik olarak algılansa da bir roketle 104 uyduyu birden uzaya göndermek hatırı sayılır bir gelişmişlik gerektiriyor. Bilindiği gibi Türkiye son aylarda doğusuna ilgi gösterir oldu!
Bunun bir yalnızlaşma sonucu ortaya çıkan zorunluluktan mı yoksa dış politika yanlışlarının görülmesinden mi kaynaklandığı tartışmaya konu olabilir. Neden her ne olursa olsun Çin, Rusya ve Hindistan’dan oluşan doğu devleri söylemleriyle de eylemleriyle de yüzümüzü dönmeye değer bir coğrafya olduklarını ortaya koymaktadır.
Bu haberdeki bir başka ayrıntı daha dikkat çekici geldi bana! Gönderilen uydulardan birisi Kazakistan’a ait. Adı da El Farabi. Onu, Türk-Fars kökenli IX. yüzyıl bilgini olarak tanımlamak uygun olur. İslâm aydınlanmasının seçkin kişiliklerinden birisi olduğuna
kuşku yoktur. Kazakistan tarafından sahiplenilmiş olması anlamlıdır.
Yüzümüzü doğuya dönmek akıldan ve bilimden kopmak anlamına gelmiyor. Ortaçağ karanlığını güzelleyenlerin her geçen gün artış gösterdiği ülkemizde Avrasya’ya yakınlaşmanın yanı sıra İslâm’ın belleğindeki olumlu ve aydınlık sayfalar da anımsanmalıdır.

  • Bilgi çağında bilginin ürünü teknolojinin bilinçsiz müşterisi olmak yerine bilim ve teknolojinin üreticisi olmak tek çıkar yoldur.

Petrodolar varsılı körfez ülkelerinden para dilenmekten kurtulmanın başka yolu yok!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir