Artuk Ardıçoğlu’ndan MHP’li Vekillere Mektup

Artuk Ardıçoğlu’ndan
MHP’li Vekillere Mektup 

Hukukçu akademisyenden MHP’li milletvekillerine mektup:
* Hayırlı olmayacak işe ‘hayır ’ deyin!
Yrd. Doç. Ardıçoğlu, anayasa değişikliğinin olası sonuçlarına dikkat…
15 Ocak 2017 Pazar 10:08
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Hukukçu akademisyenden
MHP’li milletvekillerine mektup:

Hayırlı olmayacak işe ‘hayır ’ deyin!

Yrd. Doç. Ardıçoğlu, anayasa değişikliğinin olası sonuçlarına dikkat çeken bir mektup kaleme aldı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Artuk Ardıçoğlu, MHP’li miletvekillerine anayasa değişikliği ile ilgili uyarılarda bulunan bir mektup gönderdi. Ardıçoğlu, AKP’nin amaçladığı devlet modeline ulaşabilmek için bugün MHP’nin desteğine ihtiyaç duyduğu, ancak gelecekte ‘hangi iktidarın, hangi maksatlar ve politikalarla kimlerin desteğine ihtiyaç duyacağının’ bugünden kestirilemeyeceği uyarısında bulundu.

Ardıçoğlu’nun MHP’li milletvekillerine elektronik postayla gönderdiği mektupta,

  • Türkiye Cumhuriyeti’nin, tek bir siyasi partiye ve onun başındaki tek bir kişiye
    emanet edilemeyecek denli güçlü ve köklü bir devlet geleneğine sahip olduğu
    ” belirtilerek
  • “Bu gücün her defasında ehil kişilerce kullanılacağı güveni ile geleceğe yönelik
    bir sistem kurulamaz.
  • İnsanlık tarihi, niyetlerinden bağımsız olarak kontrolsüz gücü ele geçirenlerin yarattığı trajedilerle doludur..” dedi.

Ardıçoğlu, vekillere şöyle seslendi                       :

  • “Değişiklikler kabul edildiği takdirde, devletin sahip olduğu yetkilerin önemli bir bölümü hukuki ve fiili olarak tek bir kişide toplanacaktır.
  • Bu kişi;
    yürütme yetkilerini şahsında toplayacak,
    – OHAL’e karar verecek,
    – kararnamelerle ilk elden düzenlemeler yapabilecek,
    – lideri olduğu parti aracılığıyla Meclis’i kontrol edecek,
    – edemediği takdirde Meclis’i koşulsuz feshedebilecek,
    – yargıda kilit noktalara doğrudan ve dolaylı atamalar yapabilecektir.
  • Oysa devletin başı olma ve toplumun genelini temsil etme iddiası ile sadece
    tek bir siyasi partinin lideri olma gerçeği birbirini dışlayan hallerdir.
    – Devlet ve tek bir partinin böylesine iç içe geçtiği bir devlet modeline
    ancak totaliter/baskıcı rejimlerde rastlanılabilir.
    – Devletin sahip olduğu tüm yetkilerin bir kişiye bırakılmasının, gelecek Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin serbestçe yapılmasının önünde engel olacağı açıktır.
    – Meclisinizin değişiklikleri 
    bu haliyle kabul etmesi halinde, bir darbe olmaksızın,
    kendi varlığını ve yargı bağımsızlığını yürütme organı içinde tek kişiye ve
    tek siyasi partiye teslim eden ilk Meclis olacaktır. 

Ülkemizin siyasi, ekonomik, toplumsal ilişkileri ve geleceği için hayırlı olmayacağına inandığım bu değişikliklere hayır demeniz umuduyla, değerlendirmelerimi
takdirlerinize sunarım.”
=============================
Dostlar,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Sayın Yrd. Doç. Dr. Artuk Ardıçoğlu‘nun, MHP’li miletvekillerine gönderdiği
özlü değerlendirmeyi biz de bütünüyle paylaşıyoruz.

Üstelik henüz Yrd. Doç. olmasına karşın Aydın yürekliliğini
(bunu da yüreklilik mi sayalım??) kutluyoruz.
Bu siteden hep yazıyor ve Hukuk Fakültelerinin uyarılarda bulunarak ülkemize
yol göstermelerini rica ediyoruz. Kıdemli hukuk ve siyaset bilimi – kamu yönetimi hocalarının da seslerini yükseltmelerinin kaçınılmaz olduğu bir dönemdeyiz.
Sırça saraylarda sinerek geleceğin aydınlığına ulaşmak olanaklı değildir.
Aydın sorumluluğu ve öncülüğü asla sütre gerisine çekilmek olamaz!
Demokrasi – insan hakları – özgürlük – eşitlik… ancak uğruna savaşım verenlerin
hak edeceği üstün değerlerdir.
Ülkemizin üstündeki ölü toprağının atılması, ölümcül suskunluğun bitmesi gerek.
Çağımız ORTAK AKIL çağıdır.
Haşa huzurdan Tanrı olsa “tek kişiye” ülkenin – ulusun tüm yazgısını teslim etmek için akla ve çağın gereklerine uyan hiçbir ama hiçbir gerekçe bulunamaz, yoktur çünkü!
Ayrıca bu “tek adam” ın 15 yılda ülkemizi getirdiği bataklık – yangın – kan gölü – yoksulluk – işsizlik – terör – iç savaş ve bölünme riski – dışarıda savaş.. ve içeride
daha şimdiden uygulanan ağır baskı ve yolsuzluklar….. gözler önünde..
İkide bir “kandırıldık” diyor.. Niçin kurullar -Meclis eliyle tartışarak ortak aklın gereği katılımcı – demokratik bir yönetimi reddedip önceki yüzyıllardan kalma padişahlığa yöneliyoruz?? Elinde bunca geniş yetkiler varken daha da fazlasını istemenin anlamı ve gerekçesi ne olabilir?? 

Ulus egemenliği Ulusta kalmalıdır; Egemenlik hiçbir kişiye, zümreye devredilemez,.

Anayasa madde 6 – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. (AS : Dikkat; TEK KİŞİ değili YETKİLİ ORGANLAR deniyor..)
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.

Türkiye kendine gelmeli ve sapkın yoldan bir an önce dönülmelidir.
Türkiye’ye giydirilmek istenen bu deli gömleği ulusumuz tarafından yırtılacaktır!

Sevgi ve saygı ile. 16 Ocak 2017, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir