Cemil Çiçek : BU ÜLKE SİYASETEN ve DİNEN KANDIRILMIŞLAR ÜLKESİ

Cemil Çiçek’ten flaş açıklama

 YURT Gazetesi 18-12-2016

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

* Cemil Çiçek: Bu ülke siyaseten ve dinen kandırılmışlar ülkesi;
hâlâ bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz!

Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunurken AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a da göndermeler yaptı.

  • Bu ülke, siyaseten ve dinen kandırılmışlar ülkesi. Dinen kandırıldığını gördük” diyen Çiçek,
  • “Dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. Halbuki demokrasi, doğru kurallarla vasat zekâlı insanların işlettiği bir sistemdir. Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz. Bu kadar savaş görmüş, sıkıntı çekmiş ve rejim değiştirmişiz. 150 sene sonra hâlâ iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz..”
    ifadesini kullandı.

2011’deki anayasa değişikliği çalışmalarına başkanlık etmiş olan Çiçek, AKP ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı cumhurbaşkanlığı sistemi önerisine ilişkin olarak,

  • “Mevcut teklifle ilgili alternatif önerilerin getirilmesi faydalı olur. Özellikle yargının yönetimi ile ilgili olarak. Bunun yanında Siyasi Partiler Yasası’na da ihtiyaç var. Sağdan sola tüm partiler tek tip elbise giyiyor. Milletvekilinin kişiliğini ortadan kaldıran faşist bir model,
    katı bir disiplin var.” görüşünü dile getirdi.

Çiçek, “Yeni anayasa teklifinde ‘Şunu eksik görüyorum’ dediğiniz bir şey var mı?” sorusuna, “Bunları söylerim, fakat korkarım muhalefet, benim üzerimden partimi vurmaya çalışır.
Sayın Başbakan fikrimi sordu; nerede, ne olması gerektiğini söyledim. Yargı dışında
çeşitli şeyler gözden geçirilebilir.” yanıtını verdi.

“18 yaşa ve yedek vekilliğe olumlu bakmıyorum”

Çiçek “18 yaş maddesi; ‘Gençlere önem veriyoruz’ mesajını vermek için konulmuş bir maddedir. Benim kişisel fikrime göre 25 yaş bile gençtir. Siyaset yapmak zordur. Tecrübe ister. Yedek milletvekilliğine de olumlu bakmam. Bir defa yedek lafı inciticidir. Ama her iki konu da bu sistemin olmazsa olmaz parçası değil, tartışılabilir.” dedi.
=================================

AKP’li CEMİL ÇİÇEK’ten TARİHSEL SAPTAMA ve ÇAĞRI

Sn. Çiçek’in sözleri son derece önemli :

1. Bu ülke siyaseten kandırılmıştır.
2. Bu ülke dinen kandırılmıştır.
3. Sıkıntılarımızdan kurtulmak için bir kahraman bekliyoruz.
4. Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz.
5. … 150 sene sonra hâlâ iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz.

Cemil Çiçek AKP’nin önde gelen kurmaylarındandır ve Adalet Bakanlığı, TBMM Başkanlığı yapmıştır. Konuşmasından çıkardığımız ve yukarıda sıraladığımız 5 tümcenin altı çizilmelidir. Özne açık edilmemekle birlikte, Sn. Çiçek’in partisini de bu süreçte sorumlu tuttuğu görülüyor. Bizler yazıp – söylesek hemen bir suç uydurulur.. En son YURT Gazetesi yazarlarından
Sn. Hüsnü Mahalli‘ye yapılan tam da budur..

Mahalli’yi tutuklama kararı veren Sulh Ceza Yargıcı, “.. serbest kalırsa Mahalli’nin Cumhurbaşkanı üzerinde baskı kurabileceğini..” gerekçe yapabilmiştir! Böylesi bir tutuklama gerekçesi Ceza Yasası, Ceza Yargılaması Yasası başta olmak üzere hangi yasamızda vardır? Dahası, geçelim uygar ülkeleri, hangi ilkel ülkede vardır?? Kanımızca bu yargıç Mustafa bey açıkça hukuk dışına çıkmış, görevini kötüye kullanmıştır. Vahim bir hak ihlali söz konusudur ve adalet ayaklar altındadır. HSYK’nın derhal bu yargıç hakkında yasal işlem yapması ve tedbir olarak da en azından Mahalli davasından çekmesi gerekir. Anayasanın ilgili buyurucu maddesi çok nettir  :

  • Anayasa md. 138/1 : Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar;
    Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. 

AKP kurmayı Cemil bey bu sözleri gelişigüzel, rastgele söylemiş değildir. AKP – RTE’nin 21 maddelik Anayasa değişikliği ile eldeki anayasanın 70 maddesini değiştirmek ve totaliter – otoriter bir tek adam yönetimine geçmek üzere başlattığı SİVİL DARBE sürecinde
dile getirme zorunluluğu duymuştur..

Öteden beri yapageldiğimiz çağrılara dönük bir sağduyu “çıkışı” olarak değerlendirilmeldir.
Sn. Çiçek hakkı ve görevi olan bu demokratik çıkışı ile davasına ihanet etmiş de değildir. Tersine, Türkiye’nin hatta AKP – RTE’nin de yararına bir çıkış yapmıştır. Eminiz AKP içinde
Sn. Çiçek gibi sağduyulu ve yurtsever çok sayıda vekil vardır. 1 Mart 2003 tezkeresine yüz dolayında AKP’li vekil “hayır” oyu vermiş ve ülkemizin Irak’a müdahale bahanesiyle ABD tarafından sıcak işgalini önlemişlerdi.. Günümüzde de son derece tehlikeli bir kavşaktayız.

Tayyip beyin sınır tanımayan anti – demokratik ve irrasyonel ihtirasına “gönüllü köle” olmadıklarından emin bulunduğumuz 317 vekilin seslerini çıkarmalarının ve itirazlarını dillendirmenin zamanıdır. Türkiye için iç savaş ve bölünmeye dek varabilecek bu çılgın Başkanlık dayatmasından, Sn. Çiçek’in haklı deyimiyle ülkemizi 150 yıl geriye savuracak inatlaşmadan vazgeçilmelidir. Çok değil 10-20 kıdemli ve ağırlıklı vekilin itirazlarını uygun bir dille Tayyip beye iletmeleri yeterli olacaktır. Bu aklıselim manevra orta ve uzun erimde
önce ülkemizin sonra da AKP – RTE’nin hayrına olacaktır.

Sayın Çiçek’in sorumlu ve ağırbaşlı bir siyasetçi olarak yaptığı çağrıyı aynen paylaşıyoruz.
AKP – MHP’den vekillerin de benzer açıklamalarını bekliyor ve ülkemiz için bu çok sakıncalı anayasa değişikliğini mutlaka durdurmaya çağırıyoruz.

Ülkemiz yangın yeridir. Can ve mal güvenliği kalmamıştır. Her gün çok sayıda masum yurttaşımız yaşamını yitirmektedir. Öyle ki, polis ve askerin bile can güvenliği yoktur!
Dün öldürülen Rusya Büyükelçisi Andrei Karlov, sorunlarımızın tuzu – biberi olacaktır. Ülkemize mutlaka bir fatura çıkarılacaktır. Teslim olunan tek bir kişinin hatalı kararlarına
ülke ve yurttaşın geleceği emanet edilemez, feda edilemez. Çağımız giderek DOĞRUDAN DEMOKRASİ’ye evrilmektedir. Dijital teknoloji ile sıklıkla millete sormak, halkoylaması ile yasalar çıkarmak teknik olarak olanaklı duruma gelmiştir. Hal böyle iken tek 1 kişiye sınırsız yetkiler vermenin savunulacak zerrece yanı olamaz..

Dimyat’a pirince giderken eldeki (evdeki) bulgurdan olmak da vardır.
TBMM’den geçmeyen ya da halkoylamasında reddedilen bir anayasa değişikliği sonrasında Erdoğan’ın statüsü, siyasal saygınlığı…. yerle bir olmayacak mıdır??

Sevgi ve saygı ile. 20 Aralık 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     
profsaltik@gmail.com

(22.12.16’da manşete de kondu..)

BAŞKANLIK REJİMİ; TÜRKİYE’de DİNCİ FAŞİZMİN
ve PARÇALANMANIN KAPISININ ANAHTARIDIR!

Herkes bu çıplak, vahim ve yakın tehlikeyi bir an olsun aklından çıkarmadan konumunu belirlemek ve bu yıkıcı emperyalist planı bozmak için vargücüyle çalışmak zorundadır..
Gerçek MHP’liler – Ülkücüler ve sağduyulu yurtsever AKP’liler de dahil, hatta en önde ..
AKP – RTE, söz konusu değişiklik teklifini, içine sürüklendiğimiz ağır hatta vahim koşulları da dikkate alarak, kör inadı bırakarak, ülkemizin ve ulusumuzun yüksek yararı adına
mutlaka ve hemen geri çekmelidir. Bu apaçık bir sivil darbedir ve suçtur!

Cemil Çiçek : BU ÜLKE SİYASETEN ve DİNEN KANDIRILMIŞLAR ÜLKESİ” hakkında bir yorum

  1. Geri izleme: Bayrağımız sonsuza dek özgürce dalgalansın.. – Prof. Dr. Ahmet SALTIK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir