Herkes ‘imam-hatipli’ olsun; bilimde-teknolojide Nobeller bizim olsun!

Herkes ‘imam-hatipli’ olsun;
bilimde-teknolojide Nobeller bizim olsun!

Ufuk SÖYLEMEZportresi

AYDINLIK, 13.10.2016

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Ülkede laiklik karşıtı, Cumhuriyet düşmanı, bir gerici karşı devrim dalgası geliyor üzerimize.

“Fen” liselerini bile “imam-hatip” yapmayı marifet sanan, ideolojik, mezhepçi, bağnaz bir bakış açısı büyük bir iştah ve de hınçla GATA’dan, köklü liselerimize kadar Cumhuriyet’in yüz akı kurumlarına büyük bir saldırı başlatmış vaziyette.

Dinimizi siyasallaştıran, Emevi zihniyetli, mezhepçi ve yobaz kafalar, Türkiye’nin dünyanın gelişmiş-zengin-modern ve çağdaş ülkelerinden hızla “negatif” yönde ayrışması için büyük bir hınçla çaba sarf ediyorlar sanki.

Hâlbuki uygar dünya, bugün Endüstri 4.0 olarak tanımlanan yeni dijital döneme geçiyor. Dijital Fabrikalardan, nesnelerin internetinden (internet of things), yapay zekâdan (Artificial Intelligence), Büyük veriden (Big Data), robotlaşmadan, nanoteknolojiden, uzaya-Mars’a insanlı yolculuklardan, teknolojinin demokratikleşmesinden bahsediyor, çalışıyor, icat ediyor, geliştiriyor, eğitiyor ve de zenginleşiyor.

Bizde ise, FETÖ’den sonra TV’lerde, Cüppeli Ahmet Hocayı mı yoksa Adnan Hocayı mı izleyeceğiz diye tartışıyor insanlar. Ya da Emniyeti “yazıcılara”, Yargıyı ”okuyuculara”, Sağlık Bakanlığını “Menzilcilere” Eğitimi “imam-hatiplere” mi teslim etmek daha güzel olur diye kafa yoruyor insanlar.

Hurafelerle, çoğu sahtekâr kerameti kendinden menkul sözde şeyhlerle-hocalarla, sonradan uydurulmuş birtakım hadislerle, Allah ile kul arasında kalması gereken dinimizi siyasallaştıran, ticari ve şahsi çıkarlarına alet eden, bağnaz-gerici-dinci bir ortaçağ karanlığına sürükleniyoruz adeta.

Bunların sözde dinciliği, siyasal İslamcılığı öyle bir şey ki, geçen gün düzenlenen “Avrasya İslam Şurasında” bile, komşu İslam ülkelerinin (Irak-Suriye) liderlerine ağzına geleni söylemeyi mubah görüyorlar. Bu kafalarla “eller Aya biz yaya” sloganı hayata geçecek gibi görünüyor.

Bu gidişatı şaşkın-çaresiz ve pasif bir biçimde izleyen geniş kesimler ise “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” demekten başka bir şey kalmamış gibi davranıyor. Hâlbuki daha geç olmadan, başta tüm Anayasal kurumların ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkan tüm yurttaşların,

– sağ-sol demeden,
– köken-mezhep ayırmadan,  
– Atatürk’te birleşerek,

bu gidişata karşı demokratik bir kuvayı milliye anlayışı içinde, tavır koymaları, seslerini yükseltmeleri, güçlerini birleştirmeleri ve itiraz etmeleri gerekiyor. Elbette ki demokratik ve meşru yol ve yöntemlerle. Evet, daha da geç olmadan..

=======================================

Dostlar,

Değerli yazar ve siyasetçi (Eski Bakan) Sn. Söylemez, AKP’nin hırsına ve iştahına sınır olmadığını somutlamış.. O kadar ki, cüppeli bir yobaz, öldükten sonra cehenneme götürülen garibana falanca tarikattanım derse serbest bırakılacağını söyleyecek ölçüde kendinden geçiyor (meczup). Diyanet İşleri Başkanlığından, AKP iktidarından, Cumhuriyerin savcılıklarından, ilahiyat fakültelerinden… tık çıkmıyor.. İçtenlikli Müslümanlara soralım : İslamiyet bu mudur??

İşte büyük Atatürk‘ün aşağıdaki uyarısında dile getirdiği “mensuplar..” (tarikat mensupları) bunlar olsa gerektir..

  • “…. Efendiler ve Türk Ulusu, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat, uygarlık yoludur. Uygarlığın buyurduğunu, istediğini yapmak, insan olmak için yeterlidir…”
    (Atatürk’ten Anılar, Kâzım Özalp- Teoman Özalp, T. İş Bank. Yay. 3. bs. s. 69, 1995)

Bu çok tehlikeli sürüklenişe kaytsız kalınamaz.. Çözümü de işaret ediyor değerli Söylemez :

  • … başta tüm Anayasal kurumların ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkan tüm yurttaşların,

    – sağ-sol demeden,
    – köken-mezhep ayırmadan,  
    – Atatürk’te birleşerek,

    bu gidişata karşı demokratik bir kuvayı milliye anlayışı içinde, tavır koymaları, seslerini yükseltmeleri, güçlerini birleştirmeleri ve itiraz etmeleri…

    Katılıyoruz bu söyleme.. Halkımız elbette görecek gerçekleri ve gereğini yapacak..

    Sevgi ve saygı ile.
    14 Ekim 2016, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir