Mustafa PAMUKOĞLU : Ekonomik darbeyi önlemek!

Ekonomik darbeyi önlemek!

portresi

 

Mustafa PAMUKOĞLU
AYDINLIK, 31.07.2016

(AS : Bizim kapsamlı yorumlarımız yazının altındadır..)

Terör ve FETÖ yoluyla ülkemizin parçalanmasını deneyen ve bunu denemekte ısrar edecek küresel emperyalist güçlerin elindeki başka bir güç, ekonomik darbe yapmak. Bunu da deneyecekler. Eylül – Ekim’den başlayarak bunun belirgin adımlarını göreceğimizi kestiriyoruz.

DARBE YÖNTEMLERİ
Ekonomik darbe için hangi yöntemler uygulanabilir?
– Rusya ve İran’a uygulanan “Finansal Ambargo”yu ülkemiz için de uygulamak.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının not değerlendirmeleri ile ülkemize gelecek portföy yatırımcıları (sıcak para) ve yabancı yatırımcıları korkutmak ve caydırmak.
– Yabancı bankaların yerli (ortağı yabancı da olsa) bankalara borç vermesini zorlaştırmak ve borçlanma maliyetini yukarı çekmek (faizleri yükseltmek).
– BIST üzerinde spekülatif hareketleri organize ederek para ve bono piyasasını istikrarsızlaştırmak ve dalgalanmalar yaratmak.
Türkiye’yi turizm destinasyonundan çıkartmak.
– Ülkemizin ihracat pazarlarını daraltmak.
İç karışıklık çıkarma ve terör olaylarını destekleyerek ekonomik çevrelere istikrarsız bir ekonomi algısı yaratmak. Yani ülke riskini hep yukarıda tutmak için devamlı mikser gibi karıştırıcı olmak.
– AB üyeliğinden çok uzaktasınız, mesajını vermek ve Türkiye gündemden düştü, algısını yaratmak.

KÜRESEL GELİŞMELER
Aşırı borçlandığı ve sıcak paraya dayandığı için çok kırılgan bir yapıya sahip ekonomimiz, ekonomik darbelere maruz kalabilecek durumda iken küresel ekonomik gelişmelerden de nasibini alıyor ve alacak.
Demokles’in kılıcı olarak üstümüzde durmaya devam eden FED faiz artırımı. Bu, Doların fiyatını artıracak ve dengelerimizi bozacak bir durum. FED’in son toplantısında faiz artırımının bu yıl içinde mutlaka olacağı mesajı verildi.
Turizm gelirleri 2016’nın ilk altı ayında eridi. Gelen turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre % 30’a yakın bir oranda azaldı. 14.8 milyondan 10.7 milyona düştü. Turizm gelirleri yaklaşık 9 milyar Dolar oldu. Geçen yılın aynı döneminde 12.6 milyar Dolardı. Böyle giderse 2016 yılını 20 milyar Doların altında kapatmak uzak ihtimal değil. Brexit’in bize ciddi bir etki yapacağını düşünüyoruz. AB ülkelerinde ekonomik durgunluk devam ediyor.

EVİN İÇİ
Ülkemizde reel sektör oldukça sıkıntıda.
Kredi temininde zorluklar var, Borçluluk oranı çok yükselmiş.
Firmalar alacaklarını tahsilde zorlanıyorlar ve alacak vadeleri uzamış durumda. Satışlar ve karlılık düşmüş ve dış pazarlar daralmış; yani piyasalarda durgunluk oldukça hissedilir biçimde. Kişiler borçlu ve artık borçlarını döndüremiyorlar. Konut sektöründe yaprak kıpırdamıyor. Bu birkaç örnek.

NE YAPMALI?
Piyasaların telaşlanmaması için Merkez Bankası, BIST, ekonomik çevreler sağduyu ile hareket ediyorlar. Gerekli tedbirler paketlerini Hükümet açıkladı. Varlık barışı ve vergi affı ile işletmelerin kamu borcu baskısından kurtulması sağlanıyor. Bunlar önemli ve iyi. Ancak kısa vadeli çözümler. Belli bir süre piyasaları dengede tutabilir.

Ancak yapılması gereken 5 yıllık bir “Ekonomik Yeniden Yapılanma Ve Kalkınma Planı” hazırlamak. Bunu yapıp halkın desteğini alarak dünyaya ilan etmek. Bunu yapmalıyız ki, onlar şu karara varsın: “Bu Türkleri ne zaman boğmak istesek büyük bir refleksle karşılaşıyoruz. Ekonomik olarak da bunları çökertmeye kalksak bizim karşımıza milli ekonomi refleksi ile çıkarlar. İyisi mi biz bu sevdandan vazgeçelim.”

========================================

Dostlar,

Arada kaynamasın Ekonomide zamanında atılacak adımlar..
Yetkin Ekonomi yazarı Sn. Mustafa Pamukoğlu bu uyarıcı makalesini
AYDINLIK Gazetesindeki köşesinde geçtiğimiz hafta yayımladı.

Batı emperyalizmi, 30 Ağustos 1922 Büyük Zaferimizden sonra görüşmelere razı olmuş ve Lozan barış görüşmeleri başlatılmıştı (20 Kasım 922). Ancak İngiliz Başdelegesi ve emperyalist cephenin ağababası Lord Courson, Başdelegemiz ve Dışişleri Bakanımız İsmet İNÖNÜ‘nün en temel isteklerini reddediyor ve Kapitülasyon dayatmasını sürdürüyordu. Dayanağı ise Türkiye’nin çoook yoksul, harap – bitik oluşu ve borçlanma gereksinimiydi. Bunu açık şantaj olarak kullanıyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kapitülasyon vermenin yeni Türk Devletini kısa sürede bitirmek anlamına geldiğini çok iyi bildiğinden, kesin red ile Türk kurulunu (heyetini, delegasyonunu) geri çekmişti (4 Şubat 1923).

Tam da bu ara verme döneminde İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi‘ni toplayarak (17 Şubat 1923), Batı’nın utanmaz emperyalistlerine “..biz ekonomik olarak da varolacağız eyyy Batı” iletisi verilmişti. Mesajı alan Batı, görüşmeleri başlatmak zorunda kalmış ve 24 Temmuz 1923’te ülkemizin Uluslararası Tapusu ve de Tabusu Lozan Barış Antlaşması bağıtlanabilmişti.

Ardından da Mustafa Kemal Paşa’nın ekonomik tansığı (mucizesi) gerçekleştirilmiş, özellikle 1930 sonrasında Türkiye Planlı Kalkınma dönemine girmişti. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı 1934-38 dönemini kapsayarak uygulandı.

*****
Aradan neredeyse 80+ yıl geçti. Anlı şanlı KüreselleşTİRme, serbest piyasa, liberal kasırgalar estirildi Dünyada; Türkiye’yi de önüne katıp her şeyini talan edip özelleştirme ile teslim aldı..

Meğer hepsi boşuna mı idi? Yeniden 5’er yıllık planlı kalkınma dönemlerine mi geçeceğiz?
Kapattığımız DPT’yi yeniden etkinleştirecek miyiz??

Hey gidi tarih baba heeeyy! Sen nasıl da tekerrür ediyorsun senden ders çıkaramayanlara!

AKP – RTE, iktidarda kalmak istiyorsa; bir ekonomik çöküntüyü MUT – LA – KA engellemeleri gerekiyor.. Dahası; tüm yolsuzlukları, yandaş kayırmaları derhal kesip yoksulluk ve işsizliği sınırlamak, gelir dağılımını iyileştirerek alt – orta halk katmanlarının gönencini (refahını) artırmak zorundadır. İlk olarak hovarda devasa projelerden vazgeçmelidirler.

Çok kırılgan ulusal ekonominin en küçük bir irrasyonaliteye dayancı (tahammülü) yoktur.

Karma ekonomi ve Sosyal devlet politikaları gütmelidirler zorunlu olarak..
Üretim ekonomisini ve tasarrufu teşvik etmelidirler…

FETO – ABD – AB – İsrail darbesi ile gönderilemediler ama Ekonominin şakası hiç yoktur!

Erdoğan, ivedilikle Rusya ile ilişkileri rayına oturtmalıdır, sonra da Avrasya bloku ile.
Yani sil baştan, 14 yıldır yapageldiklerini yadsıyıp neredeyse tam tersini yaparak..
Bakar mısınız siz şu kaderin garip cilvesine??

CFR tezgahlarında yazılan parti programlarıyla tanımlanan misyonla iktidara getirilenler, emperyalist sunaklarda (altar) kurban edilmek üzereler..

Niye acaba??

Sevgi ve saygı ile.
09 Ağustos 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

profsaltik@gmail.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir