Türkiye’yi PKK’yla müzakere sürecine oturtmak için yabancıların yaptıkları baskılar

Türkiye’yi PKK’yla müzakere sürecine oturtmak için yabancıların yaptıkları baskılar

Portresi_ATA_ile
Onur Öymen
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Çözüm süreci konusunda dış baskılarla ilgili olarak Yeniçağ’dan Salim Yavaşoğlu’na verdiğim mülakat aşağıdadır:
******

Onur Öymen, ABD ve Avrupalıların medya operasyonuyla algı oluşturduklarını amaçlarının ise Türkiye’yi PKK ile yeniden müzakere masasına oturtmak olduğunu söyledi.

ABD’de CIA güdümündeki düşünce kuruluşlarının sürekli olarak “Türkiye’de darbe olacak” şeklindeki iddialarını değerlendiren emekli Büyükelçi Onur Öymen:

“Benim gördüğüm kadarıyla son dönemlerde Amerikan basınında ve sivil toplum örgütlerinde Türkiye’yi köşeye sıkıştırma eğilimi var.” dedi

. Öymen, “İşler kendi istedikleri gibi gelişmeyince böyle çeşitli üstü kapalı tehditlerle Türkiye’yi hizaya getirme çabaları görüyorum. Özellikle onların öngördüğü PKK ile görüşme süreci sekteye uğrayınca ve koşulların da zorlamasıyla hükümet müzakere yerine mücadele yöntemini benimseyince bundan rahatsız oldular. Şimdi devleti yönetenleri korkutarak, baskı altına almaya çalışıyorlar” dedi.

Öymen, şunları söyledi:

“Burada üstü kapalı ifadelerle Türkiye’de darbe olabilirmiş algısı yaratılmak isteniyor. Böyle bir şeyin ortamı olmadığına göre, bunun tek izahı var; Türkiye’yi baskı altına alarak PKK ile yeniden müzakere masasına oturtmak ve yeni bir anayasayı onların istediği gibi yaptırtmak.”

Öymen, “Bu sistemde sanki tek bir merkez tarafından yönlendirilen bir medya kampanyası yürütülüyor.. Geçmişte de çok örneğini gördük. Medya yoluyla sizin medyanızı, sivil toplum örgütlerinizi, aydınlarınızı etkileyecekler ve kendi istedikleri gibi bir kamuoyu oluşturacaklar.” tespitini yaparak, şöyle devam etti:

“Bunu yaza yaza şimdi o hale geldik ki, Türkiye’de televizyona çıkanların içinde bir kişi çıkıp da ’Hakikatten yeni anayasaya ne ihtiyacımız var?’diyemiyor.

Devleti yönetenleri kampanya ile baskı altına almaya çalışıyorlar. Gayet tabii, bu konularda Türkiye’nin geçmişte yaptığı hatalar var. Yoksa bu noktaya gelmezdi işler. Ama bu noktaya geldikten sonra bence ’Mademki siz müzakereden vazgeçip, yeniden mücadele yöntemine girdiniz, biz sizi tekrar kendi yolumuza sokmak için böyle bir kampanya yaparız.’ mesajı verilmek isteniyor.”

Onur Öymen, değerlendirmesini şöyle tamamladı:

“Bunları böyle bu boyutuyla düşündüğün takdirde şu sonuca varıyorsunuz. Türkiye üzerinde bir medya kampanyası yapılıyor. Bu gayet açık. Avrupa’da da aksini söyleyen yok. Avrupalılar ile Amerikalılar bu konuda tam bir görüş birliği içinde Türkiye’yi sıkıştırıyorlar. Türkiye biraz direnince de Almanya’nın yaptığı gibi Türkiye’yi incitici, zorlayıcı hakaretamiz kararlar aldırabiliyorlar. ’Bizim istediğimizi yapmazsanız daha da kötüsü gelir başınıza demek isteniyor. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in kısa bir süre önce söylediği, “Türkiye’nin açılım sürecini yeniden başlatmamasının ölümcül sonuçları olur.” sözünü unutmamak gerekir.

Yani Türkiye’yi terörle terbiye etmeye çalışıyorlar. Bunlara karşı direnmek zorundayız.”

Saygılar, sevgiler.
13 Haziran 2016

=============================

Dostlar,

Ne yazık ki Sayın Onur Öymen gene acı gerçekleri dile getirmiş ustalıkla..

Daha da acı olan, AKP – RTE’nin PKK’ya ve bölücü terörüne onca sınırsız ödün verdikten sonra iyi kötü hidayete ermesi ve bir anlamda ‘kendi ettiğini temizlemek zorunda kalması..”

Ne var ki bedeli çok ağır görüldüğü gibi.. ve masum halk ödüyor..
24 Temmuz 2015’ten bu yana şehit sayısı beş yüzü aşmış durumda..
Dile kolay.. Beş yüzden çok gencecik – yiğit vatan evladı kara toprağa verildi
AKP – RTE’nin olağanüstü hatalı politikaları yüzünden..
Vicdanları sızlıyor mudur acaba? Rahat uyuyabiliyorlar mı? Şehit yakınlarının acılı feryatları rüyalarından eksik olmasın dileriz.. Karabasanları (Kâbusları) eksik olmamalı..

Bunca ağır bedelin politik – tarihsel sorumlusu çok net olarak AKP-RTE’dir!

Şimdi kalkıp hamaset yapmaya zerrece hakları yoktur..
Hele hele bir de siyasal avantaj devşirmeye asla ve asla! Utanmak gerekir utanmak!
Önce, deyim yerinde ise ”pisliklerini” temizleyecekler, ardından Ulusumuzdan af dileyecekler ve siyaset sahnesini, halkımıza yasal hesap vermek üzere terk edeceklerdir. Öyle yağma yok..

Sevgi ve saygı ile.
13 Haziran 2016, Datça

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir