Dünya Tabipler Birliği’nden devletlere çağrı: Biber gazı kullanmayın!

 

Dünya Tabipler Birliği’nden devletlere çağrı: Biber gazı kullanmayın!

Dünya Tabipleri Birliği (DTB), 14-17 Ekim 2015 tarihlerinde Moskova’da düzenlenen
Genel Kurul’da, tüm devletlere yönelik olarak biber gazı da dahil olmak üzere gösteri kontrol ajanlarının hiçbir durumda kullanılmaması çağrısında bulunan bir tutum belgesini kabul etti.

Türk Tabipler Birliği’nce önerilen tutum belgesi, tüm devletlere yönelik olarak;

  • Gösteri kontrol ajanlarının ifade özgürlüğü ve barışçıl gösterilerin bastırılması için kullanılmaması,
  • Sağlık çalışanlarının yaralılara yardım görevlerini yerine getirebilecek şekilde engelsiz çalışabilmelerinin ve korunmalarının sağlanması,
  • Sağlık ve yaşam açısından oluşturdukları riskler nedeniyle, hangi koşullarda olursa olsun
    gösteri kontrol ajanlarını kullanmaktan kaçınılması,

yönünde çağrılar içeriyor.

DTB Başkanı Sir Michael Marmot, konuya ilişkin düşüncesini;

“Hükümetlerin halen bu ajanları olumsuz sağlık etkilerini en aza indirecek biçimde kullanmaları gerekiyor. Ancak nasıl kullanıldıkları, bireylerin maruz kaldığı konsantrasyonu etkiliyor. Bu ajanların kötüye kullanımı ciddi zararlara hatta ölüme yol açabilir. Delegeler hükümetlerin bu kontrol ajanlarını artık kullanmamaları gerektiği ve ayrıca toplumsal olaylar sırasında sağlık çalışanlarının yaralılara engelsiz ve korunaklı biçimde erişebilmelerinin sağlanması gerektiği yönünde karar almışlardır.”

biçiminde ifade etti.

Dünya Tabipleri Birliği Gösteri Kontrol Ajanları Üzerine Tutum Belgesi 

http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/gka-5659.html, 20.10.2015

====================================

Dostlar,

Polisin, jandarmanın (Kolluğun) toplumsal olaylarda kitleleri dağıtmak amacıyla biber gazı kullanımı son yıllarda Türkiye’de çok yoğunlaştı. Bu sitede sorun birçok kez irdelendi.
Özellikle gaz kapsülü ateşlenirken havaya doğru, yatayla (yerle) en az 45 derece açı yapacak biçimde ve ASLA hedef gözetilmeden püskürtülmesi zorunluğu üzerinde durduk..

Oysa pek çok örnekte polisin gaz fişeği tabancalarını klasik silah gibi hedef gözeterek kullandığını kamera kayıtlarında izledik. Böylelikle son derece yoğun ve yaşamsal tehlike oluşturacak biçimde gaz kitlesinin insanların yüzüne püskürtüldüğü kayıtlara geçti.
Bu birden ve yoğun doz biber gazı solunması birden (aniden) ölümlere neden oldu.
Bu durumlarda solunum durması, kalp durması birden ölüm nedeni oldu.
Hele kişinin astımı, kalp hastalığı.. varsa..

Ayrıca gaz fişeği kapsülünün başına geldiği insanlar öldü, ağır beyin yaralanması ve sekelleri görüldü. Hatta bu kapsüllerin 16 dolayında insanın gözüne gelerek göz yitiğine neden olduğunu biliyoruz. Bunlar basit ihmal, dikkatsizlik – tedbirsizlik değil, bilerek ve planlayarak kasıtlı biçimde, Ceza Hukuku deyimiyle “nitelikli” insan yaralanması, engelli bırakılması ve öldürülmesidir. Ağır cezayı, meslekten atılmayı ve kamu görevlerinden yoksun bırakılmayı gerektiren eylemlerdir. Devlet ve Devlet memuru bu tür ağır cezalık suç olan eylemlerde bulunamaz.

Hele toplantı ve gösteri yürüyüşleri Anayasal bir hak iken (md. 34).. Anayasa Mahkemesi kararlarına göre, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası‘na aykırı bile olsa, Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşü engellenmeyecek, tutanak tutulacaktır. Sonrasında, böyle davranmanın
hukuksal yaptırımı ne ise mahkemede o hüküm uygulanabilir.

Ayrıca ölüm, göz yitimi, ağır kafa yaralanması… gibi kabul edilemeyecek ve birazcık özenli davranılırsa mutlaka engellenebilecek sonuçlara yol açan polislere etkin yaptırım uygulandığına tanık olmadık. Bu durum ise, bir hukuk devletinde hiçbir biçimde kabul edilemez.

Üstüne üstlük, Türkiye’de polisçe kullanılan biber gazının içerik ve yoğunluğunu da bilmiyoruz. TTB’nin hem Bilgi Edinme Yasası kapsamında hem de tıbbi müdahalede uygun anditotu belirlemek amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne resmi yazılı başvuruları yanıtsız kaldı.
Bu davranış da hiçbir biçimde onaylanamaz, kabul edilemez. Dilekçeye yanıt vernek Anayasal yükümlülüktür. Bürokrasinin bu cesareti siyasal iktidardan (AKP’den!) aldığını da biliyoruz.

Kolluk, güvenlik önlemleri ile insan öldüremez, yaralayamaz, engelli bırakamaz.
Güvenlik önlemlerinin zorunlu, sıralı ve ölçülü olması vazgeçilmez idari sorumluluktur.
Türkiye’de kullanılan biber gazının en güçlü formüllerden biri olduğu ve yoğunluğunun da
çok yüksek tutulduğu duyumları alınmaktadır.

Türk insanı bunları haketmemektedir..
Türk polisine de böylesi hukuk dışılıklar hiç yakışmamaktadır.

Dünya Tabipleri Birliği‘nin çağrısına uyularak Biber Gazı vb. kimyasal maddelerin
toplumsal etkinlikleri denetlemede – dağıtmada kullanımı engellenmelidir.

Sevgi ve saygı ile.
21 Aralık 2015, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir