Gezi’de hapis cezası verilen Doktor Dokudan : Yaptığımız tek şey hayat kurtarmaktı!


Yaptığımız tek şey hayat kurtarmaktı

Gezi davasında ibadethaneyi kirletmekten 10 ay hapis cezası verilen
Dr. Yasemin Dokudan, “Yaptığımız tek şey hayat kurtarmaya çalışmaktı” dedi.

Yaptığımız tek şey hayat kurtarmaktı

Gezi davanda ibadethaneyi kirletmekten 10 ay hapis cezası verilen Dr. Yasemin Dokudan,

“Yaptığımız tek şey hayat kurtarmaya çalışmaktı” dedi.

İstanbul Tabip Odası (İTO), Gezi Parkı ana davasında iki asistan doktorun
“İbadethaneyi kirletme” suçundan aldığı 10 ay hapis cezası aldığı yer olan Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi önünde basın açıklaması yaptı. Adli Tıp Uzmanı
Dr. Erenç Yasemin Dokudan, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorusu üzerine
böyle bir suçlamanın kendisini üzdüğünü belirterek,

“Burada yaptığımız tek şey hayat kurtarmaya çalışmaktı” dedi.

‘ARKADAŞLARIMIZ SUÇLUYSA BİZ DE SUÇLUYUZ’

Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel,

  • “Biz hekimler Gezi olaylarında, biz hekimler Suruç’ta, biz hekimler 10 Ekim’de Ankara’da yardıma ihtiyacı olan herkese, her yerde yardım ettik. Yardım etmeye devam edeceğiz.
    Gezi olayları sırasında dilekçeler verdik. Dedik ki; ‘Biz de aynı tıbbi desteği verdik eğer bu arkadaşlarımız suçluysa biz de suçluyuz..’ dedik. Bu arkadaşlarımız mesleklerinin gereğini yerine getirmişlerdir. Onların her zaman arkasındayız. Onların yaptığı suç sayılan şeyi yapmaya devam edeceğiz. Çünkü hekimlik değerlerimiz bunu böyle gerektiriyor.” dedi.İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de yaptığı açıklamada
    savcılara ve yargıçlara seslendiğini ifade ederek şunları söyledi:

    ‘BU KARAR ER GEÇ AİHM’DEN DÖNECEKTİR’

    * “Hekimler gibi, siz de mesleğe atıldığınız zaman yaptığınız yemine sadık kalın.
    Vardığınız karar baştan aşağıya yanlış. Uluslararası hukuk kaidelerine göre yanlış.
    Ve biliyorsunuz ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) er geç dönecektir bu karar. Siz müşkül (zor) durumda kalacaksınız. Ülkemiz müşkül durumda kalacak.”

    Gezi Parkı ana davasında mahkeme, 255 sanıktan 244’ünü 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı. Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ndeki yaralıları tedavi eden asistan doktor Sercan Yüksel ve Yasemin Dokudan’ın da aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında “İbadethaneyi kirletme” suçundan 10 ay hapis cezası verilmişti.

    ==================================

    Dostlar,

    Toplumun adalet duygusunu incitecek, sosyal vicdanda yara açacak bu tür haksız kararlara
    kimi mahkemeler neden imza atar, anlamakta zorlanıyoruz..
    Verilen cezaların maddi eylem olarak karşılıklarının olmadığını (suçun maddi ögesi),
    en azından suç işleme kastının bulunmadığını (suçun manevi ögesi) biliyoruz.

    Bu 2 öge olmayınca “suç” ve onun yasa ile tanımlanması zorunlu yaptırımından da
    söz edilemez. Ceza hukukunun en temel ilkesi budur. Bir asliye ceza mahkemesi yargıcının (İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi), değindiğimiz temel hukuk bilgilerinden yoksun olduğu düşünülemeyeceğine göre, sağduyunun halkaları, yargı etiği ilkeleri nerede ve
    neden kırılmaktadır?

    Bir ceza mahkemesi, siyasal iktidarın hoşuna gidecek, onu açıktan – dolaylı destekleyecek, seçime 1 hafta kala belki de oy sağlayacağı umulan yönde hapis kararları (ertelese de)
    verebilir mi?

    Bu sorular Türkiye’nin toplumsal düzeni, barışı, dayanışması, yüksek adalet ülküsü.. geleceği açısından sıkıntı ve kaygı vericidir.

    *****

Türk Tabipleri Birliği’nden kısa açıklama:
“Utanın!”

Gezi olayları sırasında Bezm-i Alem Camisi’nde yaralılara ilk yardım hizmeti veren ve
“suçluyu kayırma” “camiyi kirletme” suçlamalarıyla yargılanan Dr. Yasemin Erenç Dokudan
ve Dr. Sercan Yüksel, mahkeme tarafından “camiyi kirletme” suçundan mahkum edilmiştir. Yargılanan 2 meslektaşımız hekimliğin gereği olarak, her şeyden önce “insan” olarak
yardıma muhtaç yaralılara acil tıbbi yardımda bulunmuşlardır.

Yalnızca yasal olarak değil, evrensel ahlak değerleri bakımından da yaralılara sağlık hizmeti vermek değil tam aksine vermemek suçtur. Yaralılara yardım ederken caminin kirletildiği gibi bir iddia, hele bunun bir suç olduğu kararı utanç vericidir.

  • Bu utanç; kararı verenler kadar
    – hasta – yaralı demeden toplulukların üzerine öldürücü gazla,
    gaz fişeğiyle saldırma emri verenler,
    – çocuk – yaşlı demeden insanları gaza boğanlar,
    – gözleri çıkarıp kemikleri gaz fişekleriyle parçalayanların,
    – yaşamını yitirmiş çocukları meydanlarda yuhalatanlarındır.

Meslektaşlarımız Dr. Yasemin Erenç Dokudan ve Dr. Sercan Yüksel hekimliklerinin
gereğini yerine getirmişlerdir. Çare arayan yaralıların derdine derman olmaya çalışmışlardır.
Ellerine sağlık!

Ne güzel ki; hekimler bütün baskılara, hasta bakmayı engellemek için çıkarılan yasalara,
hapis tehditlerine karşın hekimliğin gereğini her koşulda yerine getirmektedirler.
Gezi’de de, Suruç’ta da, Ankara’da da…

Bu ülkenin her yerinde halkımızın sağlığı için çalışmaya devam edeceğiz.
(http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/utanin-5677.html, 23.10.15)

Saygıyla duyururuz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

*****

Açıklamaları biz de paylaşıyoruz.
Dileriz bu haksız kararlar AİHM’ne gitmeden Yargıtay’da temyiz edilebilir (‘?) ve düzeltilebilir.. 

Sevgi ve saygı ile.
27 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir