Rifat SERDAROĞLU : ERDOĞAN / DOĞAN

 

ERDOĞAN / DOĞAN

Rifat Serdaroglu

Doğan Medya Grubu patronu Aydın Doğan 26 Eylül 2015 tarihli Hürriyet Gazetesinde, Cumhur’un Başı’na hitaben açık bir mektup yazdı.
İnsanın gazete sahibi olması ne büyük bir rahatlık değil mi?
Biri sana bir laf mı söyledi, ver emri, durdur baskıyı istediğini yaz.
Ne güzel hayat be!
Ama siz, iftiraya uğramış bir vatandaş olun veya sizden istenen kanunsuz bir talebi yapmayan bir siyasetçi olun, sizin için öyle bir haber yaparlar ki, kırk tane mahkeme kararı alsanız bile
temizleyemezsiniz…
Doğan Grubunun o zamanki gazetelerinde şimdi “Basın Kahramanı” olarak gösterilen bir köşe yazarının, “Gümrük Çetesi” tarafından dürtülmesiyle (!) çok ağır bir iftiraya uğramış ve mahkeme kararına rağmen o haberi tekzip ettirememiş biri olarak bu işin zorluğunu bilenlerdenim…

Aydın Doğan, Erdoğan’ı iki konuda “Yalan söylemekle” suçluyor ve kendisini savunuyor!

-“Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük” sözünü Erdoğan, “Aydın Doğan bana söyledi”, diyor! Aydın Doğan da, “hayır, ben böyle bir şey söylemedim”, diyor!

-Erdoğan; “Doğan Grubu teröre destek veriyor” diyor, Aydın Doğan “Hayır doğru değil,
ben hiçbir zaman teröre destek vermedim ve vermem.” diyor!

İki kişi arasında geçen konuşmalarda “ses kaydı-görüntülü kayıt” yoksa kimin yalancı olduğunu kişilerin geçmişine bakarak anlamak en sağlıklı yoldur.

Aydın Doğan’la en son Rahmetli Demirel’in cenaze töreninde İslamköy’de görüştüm.
Kendisi ile bir hukukumuz yoktur. Bu yüzden kişiliği hakkında net bilgi sahibi değilim.
Ama Erdoğan’ı çok eskilerden tanırım. O’nun hakkında kanaatim oluşmuştur.
Fakat hislerimizi karıştırmadan sorularla sonuca gitmek daha sağlıklı olacaktır.

Soru şu olmalıdır;
Kimin yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdiği belgelerle sabittir?

CHP kimin hakkında “Yalan Ansiklopedisi” yayınlamıştır?
-Kimin söylediği yalanlar görüntülü olarak tüm sanal âlemde dolaşmaktadır?
-Google Hazretlerine kimin adını, yalanla yan yana yazdığınızda, anında 2.430.000 sonuç çıkıyor?
-Kim Türk Milletinin huzurunda ve TV canlı yayınında sabah inkâr ettiğini,
akşam kabul etmek zorunda kalmıştır?
-Kim PKK terör örgütü yetkilileriyle Oslo’da-Habur’da-İmralı’da-Kandil’de-Erbil’de görüşmüş veya devlet memurlarına görüşme emri vererek teröre destek olmuştur?
-Kim Barzani için “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırtmıştır?
-Kim Şivan Perver ve Barzani ile Öcalan’ın mektubunun okunmasını dinlemiş ve alkışlamıştır?
-Kim “Türk Milleti” adını anmamakta, T.C.’yi resmi kurumlardan kaldırtmaktadır?

Allah huzurunda, yemin ederek şahitlik ederim ki, tüm bu soruların yanıtı
Dönemin Başbakanı Erdoğan’dır. Yani bu iki Doğan’dan, Er doğduğunu söyleyen kişi
yalan söylemektedir.

Haa, bugün kavga eden bu iki Doğan, yarın çıkarları kesişirse, hiçbir şey olmamış gibi bir araya gelirler mi?
Yok artık, dediğinizi duyar gibiyim. Ne zannettiniz ki?

Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Eylül 2015

======================================

Dostlar,

Fuat Avni yazmıştı Hürriyet‘e saldırıların yoğunlaşacağını seçime doğru..
Hatta tepedeki adamın kesin olarak “bitirin” talimatı verdiğini de..
Doğrudan kendisi mi başladı operasyona??

Bu yozlaştırılmış rejimin adını siyasal bilim yazınında ararsak ne görebiliriz?
Karşıt basını, hatta yandaş olmayan basını yasadışı her yöntemi kullanarak susturan rejimlere
ne denir?

Despotik, totaliter, diktatör, tiranlık, sultanlık, padişahlık, krallık…
gibi terimler var siyasal bilimde..

Türkiye hangisine uyuyor??
Tüm bunları yapan adama, “eylemine uygun” bir sıfat kullanınca CB’na hakaret oluyor da, CB’nın “eylemine uygun” politik ya da Türk Ceza Yasası’nda / Anayasada bir yaptırım bulunamıyor! Bu da Türkiye’de yaratılan kendine özgü yoz – antidemkratik – baskıcı – dinci rejimin pekiştireci olmalı..

Unutulmasın, unutulmamalı ve de unutulmayacak ki;

  • Göz göre demokratik – laik – hukuk devletinin (Anayasa md. 2’de sayılan 6 teme özellikten 3’ü) fiili bir AKP darbesiyle başkalaştırılmasına, yozlaştırılmasına, giderek ortadan kaldırılmasına göz yuman, ses çıkarmayan, görmezden gelen, engel olmayan…
    yetkili ve etkili anayasal kişi ve kurumlar da suça ortaklıktan yargılanacaklardır.
  • Ama Türkiye Cumhuriyeti aydınlık yoluna devam edecek, sonsuza dek yaşayacaktır.
    Çünkü Büyük ATATÜRK‘ün hedefe attığı şaşmaz ok = vasiyet = kesin buyruk böyledir!

Sevgi ve saygı ile.
28 Eylül 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir