Sermayenin yeni köleleri: Sığınmacı çocuk işçiler!

Sermayenin yeni köleleri:
Sığınmacı çocuk işçiler!

Türkiye’de yasak olmasına karşın çalıştırılarak sermayeye ucuz işgücü oluşturan çocuk işçilere Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan binlerce yeni çocuk işçi eklendi. BMMYK’nin (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) 2014-2015 yılı istatistiklerine göre, Suriye’den 3 milyon 956 bin 198 kişi kaçtı ve bunlardan 2 milyona yakını Türkiye’ye sığındı. İstatistikler bu rakamın yarısının çocuk olduğunu ortaya koyuyor. % 14,2’si 12-17 yaş arasında olan bu çocukların büyük bölümü çalışarak ailelerine destek olmaya çalışıyor. Çoğu yasadışı yollardan Türkiye’ye giren bu çocukların kayıt dışı olmaları nedeniyle rahatlıkla sömürü aracı olduğu bildiriliyor.
 

İnsan haklarına aykırı!

Bu durum işsiz sayısının 5 milyonun üzerinde olduğu Türkiye’de daha kötü koşullarda ve daha düşük ücrete çalışmaya hazır bir işsiz kitlesi oluşturuyor. Suriye’den Türkiye’ye gelen çocukların büyük bölümü tekstil işçiliği, hizmet sektörü, mevsimlik tarım işçiliği, çobanlık, inşaat işçiliği gibi çeşitli işlerde çalışıyor. Bunun yanı sıra zorla evlendirilenler, evlilik için satılanlar, fuhşa zorlananlar ve dilencilik yapanların sayısının oldukça fazla olduğu belirtiliyor. Çocukların çoğu günde 11 saatten fazla ve haftada 6 gün sigortasız ve
iş güvencesiz çalıştırılıyor. Türkiye’de kaçak olarak bulunan çocukların ‘’Polise ihbar’’ korkusu sömürüyü daha da ağırlaştırıyor.
 

Ücretleri de düşürüyor

Türkiye’ye güney sınırından girerek gelen bu ucuz işgücünün Türkiye’deki işçiler
üzerinde baskı yaratarak iş gücü pazarındaki ücretlerin azalmasına da neden oluyor. 
Piyasada Suriyelilerden oluşan iş gücünün farkındaki işverenler sosyal haklar,
sigorta, tazminat, gibi yükümlüklerini yerine getirmemeye başladı

Çağlar Ballıktaş/BirGün, (http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_ content&view=article&id= 15622:sermayenin-yeni-koleleri-siginmaci-cocuk-isciler&catid=154:gocmen-isciler&Itemid=244)

================================

Dostlar,

Ne demeli??

Ülkemizde zaten İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı delik deşik, uygulanması çok zor bir durumdaydı. Sermaye hep boşlukları arıyor ve buluyor, Çalışma Bakanlığı da görmezden geliyordu. En son acı örneği 13 Mayıs 2014 Soma işçi kırımı idi; 301 “kurban” aldı! Yargılama hala sürüüüp / sürünüp gidiyor…

13 yıllık AKP döneminde 16 bin dolayında emekçiyi işçi cinayetlerine “kurban ” verdik.

Şimdi yeni “meşruiyetler” (!?) doğdu..

“Suriyeli garibanlara durumları elverdikçe iş vermeyelim de ne yapalım, hırsız mı olsunlar??” sorusu işe yaramaktadır. Sakıncaları yukarıda özetlenmiştir. Verili (de facto) durumu kurallı hale getirecek geçici mevzuat düzenlemelerinin ivedilikle yapılması zorunludur.

Suriye trajedisinin 1. derecede sorumlusu Batı emperyalizmi (ABD-AB-Siyonizm), yarattığı kanlı tablonun çok ağır maddi – manevi yükünü de Türkiye’nin üstüne yıkmıştır. Türkiye’de iktidarı maşa olarak kullanmış, “Şam’da Emevi camisinde namaz kılma hayalleri ile akılları devşirilenler, 2 milyonu aşkın Suriyelinin Türkiye’ye yığılması ile yüz yüze kalmışlardır. Ancak “Onlara ensar olduk..” diye yüz kızartıcı yalanlar ve ikiyüzlülük sergilemişlerdir.

Yapılması gereken, geç de olsa, ABD ne derse onu yapan Bay RTE‘nin sonunda saadede geldiği gibi “Geçiş döneminde de olsa Esed’le gidilebilir..”  buyurduğu üzere, Suriye’den çekilmek ve hızla barışın kurulmasıdır. Suriye Suriyelilere bırakılmalıdır çünkü onlarındır.
4 milyona yakın Suriyeli hızlı bir planla ülkelerine döndürülmeli ve insanlık utancı durumuna gelen “mülteci dramı” sonlandırılmalıdır.
BM’nn en acil görevi budur.

Suriye’yi bölmek için çıkarılan iç savaşta ölen masum 300 bin Suriyelinin ve büyük acılar çeken – çekmekte olan milyonlarca Suriyelinin günahı “uygar” (!?) Batı emperyalizminin kanlı hesabına yazılmıştır. Bu alçakça senaryoda taşeronluk yapan Türkiye, Katar, S. Arabistan .. gibi ülkelerin söz konusu politikaları utanç verici, yüz kızartıcıdır.

Yüce Tanrı, bu gibilerin “kestiği kurbanlara” (!) -haşa- aldanarak onları asla bağışlayacak her halde değildir.

Sevgi ve saygı ile.
25.09.2015, Manavgat
 

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir