BABA öldü?!

BABA öldü?!

hayrullah_mahmud_ozgur_portresi

(ya da Berkin Elvan’ı hatırlayanlar, PKK’nın öldürdüğü gençleri neden hatırlamak istemiyor ve/veya Yeni CHP mi HDP’yi kontrol ediyor, yoksa HDP üzerinden Kılıçdaroğlu’nu PKK mı?!
“Dün dündür bugün bugündür!”
“Demokrasilerde çare tükenmez!”
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
DURUM
Baba öldü?!
Türk siyaset’inden bir yıldız kaydı.
“Yıkılmaz kale” Demirel de bir insandı!
Her fani gibi birçok yanlış yaptı, aynı zamanda birçok eserler üretti.
Şu gökkubbe üzerinde Demirel üzerine söylenmemiş söz kalmış mıdır?!
Atatürk, Türkiye’nin bani’si ise çok partili politik yaşam’ın duayen’i de Demirel’dir.
İsmet Paşa’nın talebesidir.
1980 öncesi yılların acılarını dimağ’larda barındıranlar için o ‘Morrison Süleyman’dır!
Ne var ki, dün dün’de kaldı.
“Düşmez kalkmaz bir Allah, düşer kalkar bir Demirel” olsa da retorik, bu defa düştüğü hasta yatağından kalkamadı!
Baba öldü.
Şöyle söylemek de mümkün:
Şarki coğrafyada politika yapmanın, medeniyet mücadelesi vermenin, “ince bir buz tabakası üzerinde yürümek” olduğunun en somut örneğiydi Çoban Sülü.
Hani bazı çocuklar büyümeyi erteler, her şey’den şikayet edip edip isyan ederler ya, işte Demirel o isyan’ın merkez’indeki adam’dı!
İlnur Çevik’in taktığı bir isim’le ‘Baba’ydı!
Sanki Demirel “he” dese Türkiye güllük gülüstanlık olacaktı!
“Verdimse ben verdim” dedi, suç’u üstlendi, peki ya bugün vermeyen kaldı mı?!
Köksal Toptan “temiz”im dedi, AKP iktidarında Türkiye yağmalandı gık’ı çıkmadı!
Evren’in ölümünün ardından da aynı manzara yaşandı, husumet, hasım / hısım üzerinden saf’laşma oldu.
Kıyas, Aristo’nun bulduğu ve 100 yıl sonra tedavül’den kalkmış bir metod olsa da, Türk demokrasisi’ni Avrupa’nın dam’ındaki devletlerle mukayese edenlerin, “yalnız kurt”lar şehir’e indiğinde nasıl OHAL ilan ettiklerini hep beraber görmedik mi?!
Zihindeki ezber ya da hasım’lıktan dolayı kimse ayna’ya bakmayı kabul etmedi.
kor’düğüm.
Oysaki, real politik ortada:
Türkiye’de, 1789 Fransız İhtilali’nin ruhu’na uygun demokrasi’nin taban’ının ne kadar zayıf olduğunu AKP & Gülen & PKK iktidarında yaşarak bir kez daha görmedik mi?!
Kazan & kazan adına neler neler feda edilmedi ki!?
7 Haziran seçimlerinde, hepsi de okumuş beyaz yakalı CHP’liler, PKK ile işbirliğine gitmekte bir sakınca görmedi!
Sebep?!
Ekmeleddin’i aday gösterip kaybettikleri seçim’in rövanş’ını almak için bu defa diğer aday Demirtaş üzerinde uzlaştılar, Erdoğan’ı Ak Saray’dan indirmek için pkk’yla birlikte saf tuttular!
Yani?!
Şimdi MHP’den TBMM’ye giren Ekmeleddin de, yeni CHP kontenjan’ından yükselen Demirtaş da aynı zincir’in, BOP’un sarı, kırmızı, yeşil halkaları!
Re’aksiyon, AKSİYON değildir!
2015 real-politik:
Bugünün Türkiyesi, tasfiye edilmekte olan Osmanlı Bab-ı Ali’sinden farklı değil!
Nüans?!
O günlerden farklı olarak bugün yok yok, buz gibi ortak akıl hariç!
Anadolu üçparça!
Kıyılarda pkk bayrağı sallandığı halde günlük çıkar adına tepkisiz kalan bayrak Atatürkçüleri, ortada Gülen / Erdoğan kavgası, sınır’da PKK / IŞİD mücadelesi!
Yani?!
Anadolu bir pasta ise ticani de narko da kendi payına düşen parça için savaş’ıyor!
Laik’ler hariç!
Anlaşılmadı.
O zaman şöyle söyleyelim:
Atatürk Türkiyesi’nin savunucuları öldükçe bayram edenler, dönüp etraflarına baktıklarında Türkiye’deki seçmen’in kalitesini, geriye kalan lider yüzlerini de yek tek görecekler!
Makul’ü normal’de aramayanların, 2007’de “O olmasında kim olursa olsun” diyenlerin ürettiği sonuç bu!
Oy’ların para / menfaat karşısında alınıp satıldığı yönetim şeklinin adı ne zaman demokrasi oldu!?
Ya da PKK’nın silah’ının gölgesinde yapılan seçim, hür irade’nin yansıması mıdır?!
Veyahut; narko dolar ya da Rusya’dan İran’dan gelen enerji rüşvet parası ve/veya Erbil’deki inşaat pastası havuç’u üzerinden gidilen sandık’ın sonuç’u ne kadar ciddi’ye alınır?!
Baba öldü, suçlayacak Erdoğan dışında adres kalmadı!
Yeni şeytan o!
Demirel, seçim’e giderken seçmen’e çok şey vaat ederdi, doğru, peki ya CHP, MHP, HDP, AKP, daha az mı vaat’kardı?!
Söz’ünü tutan var mı?!
Şöyle bakmak da mümkün:
Demirel hain değildi, doğru ya da yanlış, eksik ya da fazla, bu toprakların ürettiği politikacıydı!
Cumhurbaşkanı’yken “devlet adamlığı”na yürüdü!
Mükemmellik Allah’a mahsus olsa da, bu topraklarda eleştiren partizan fani, kendisinde olmayan her özelliğin, eleştirdiği fani’de olmasını ister, mükemmellik ister!
Oysaki, kendisi ne kadar eyyamcı ise politik figür de o kadar eyyam’cıdır!
Kurnazlar arası seçim turnuvası!
Bu toprakların en büyük özelliği, övgü’de yergi’de sınır tanımamasıdır.
Oysaki, Demirel “taban’ı olmayan taze demokrasi”nin Türkiye ortamalasıydı!
Anlaşılmadı!
Türkiye’deki politika biat politikasıdır, devrimci, ülkücü fark etmez!
Gazetede yazıyor olsaydım, merkez sağ’da doğrusu yanlışı ile çağdaşlık mücadelesi veren bir Demirel portresi yazmak isterdim.
Sebep?!
Yeni nesil, BOP’ta üretilen ulus devlet parçalayan kalkışma’yı “demokrasi” zannediyor!
Başka?!
Demirel’in ağzında çiftçi vardı, bugün adını ağzına alan kalmadı!
Hayvancılık vardı, kalmadı!
Sanayici vardı, kalmadı!
Kullandığı mühendis cetveli, PSBR vardı, Kişi Başına Düşen Gayrı Safi Milli Hasıla vardı, sadece laf / dedikodu üreten sistem’de meraklısı kalmadı!
İşaret parmağı ile Demirel’i günah keçisisi olarak gösterenlere basit bir hatırlatma yapmak isterim:
Sermaye aynı sermaye ve bugün PKK’dan rahatsız değil, muhakkak bir koalisyon kurulmasını istiyor!
TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD vb.
“Güvenlik” diye bir dertleri yok!
Bu açıdan bakılınca Kandil de bir pazar, Erbil de, IŞİD de!
Demem o ki:
Baba öldü!
Kimi fani askere gidince büyür, kimisi evlenince büyür, kimisi anası ya da babası ölünce büyür, kimisi çocuğu olunca büyür, kimisi de hiç büyümez, saklanır, suçlamaya devam eder!
“Babam böyle yapmayacaktı” der, durur.
Batılı çağdaş demokrasilerde “BABA”lar yoktur, birey’ler vardır!
Sistem’i kontrol eden, balans vardır!
Türkiye’de balans olmadığı için dönem dönem ayar çekme zorunluluğu oradan gelir.
Türkiye’deki birey’ler, CHP gibi okumuş yetişmiş seçmen’in olduğu bir parti’de dahi düşünmeden, “İmam’ın fetvası” ile oy veren birey’lere dönüşmüş ise kabahat “BABA”da mı yoksa üretmeden “BABA” mirası yiyen nesil’de mi?!
Delirten su’dan içen delirdi.
AKP & Gülen & PKK iktidarında ATATÜRK TÜRKİYESİ’nden kalan ne kadar taşınmaz mülk varsa satıldı, yağmalandı, yenildi içildi:
“Devlet Malı Deniz Yemeyen Domuz!”
Şimdi de, günü kurtarmak için PKK ile IŞİD’le işbirliği içindeler!
Sebep?!
Türkiye’deki siyaseti seçmen, partili finanse etmez, kaynaklar ortada!
 O kaynaklar sorgulanmadığı süreç’e, devletler oyun’u ya da istihbarat’lar savaş’ında 10 yılda bir sistem kor’düğüm olur!
Yani?!
Okumak cehaleti alıyor peki ya Demokrasi?!
AKP’li seçmen ne kadar birey oldu!
Erdoğan onlar için “REİS” ya da “BABA” değil mi?!
Devrimci PKK’lı seçmen ne kadar hür irade sahibi, Öcalan ya da Barzani onlar için metazori “BAŞKAN” değil mi?!
Şakird camia için Gülen “Kainat İmamı” değil mi?!
Demem şu ki:
Birey olmayı beceremeyen, sürü psikolojisi içinde hareket eden her fani “devrimci, ülkücü, siyasal İslamcı” olmuş fark etmez, Demirel’e laf etmesin!
Önce ayna’ya baksın!
Demirel, siyasi tapografya’nın, sandık’tan yansıyan aksi sedasıydı!
Eskiler, “At, avrat, silah emanet edilmez” derlerdi.
BOP’ta, AKP, MHP, CHP, BBP, HDP vb fark etmez, yaşadıklarım yani deneyimlerim üzerinden bu atasözüne “Beyin” eklemesi yapmanın şart olduğunu gördüm.
Üç kuruş menfaat adına kim’ler ne fırıldaklar çeviriyor, “Kurtuluş Savaşçılık” oynayan’lar dahil.
Atasözünün restore edilmiş yeni hali şöyle olmalı:
“At da emanet edilmez, avrat da, silah da, Allah’ın verdiği akıl da!”
Sözün özü:
BABA öldü.
BABA’dan rahatsız olanlar, şikayet edenler için meydan boş!
Medeniyetler arası köprü ülkede, ajan tarlasına dönen baştankara’da, kimde ne hüner varsa görmek isteriz!?
Şikayet etmek kolay, çözüm üretmek, taşımak en zor olanı!
7 Haziran İngiliz kumaş’ından, obez kedi, şişman Fare & pkk için takım elbise çıkmaz, ancak  boyun bağına ancak yeter kumaş!
Terzi hayal biçmez, kumaş ne ise o kadarına makas atar!
Türkiye’de siyaset yapmak, ABD’den Rusya’a, İran’dan israil’e, Vatikan’dan Patrikhane’ye, İngiltere’den Almanya’ya, Fransa’dan İtalya / ispanya’ya akort tutturmak demektir!
NATO’dan Varşova ya da Şanghay beşlisi’ne açılmak, menfaat uzlaşısı üretmek demektir!
Baba, çoban’dı ama tango yapmasını bilirdi!
Şimdilerin hali ortada!
Netice:
IV. Güç.
Demirel’in bir başka saptaması da şöyleydi:
“Basın sabun gibidir, tutmasını bilmek gerek! Eğer elinizde nasıl tutacağınızı bilmezseniz, kayar gider.”
BOP’ta basın’ın, yani bugünkü medya’nın “kaynağı belirsiz (!) nakit” üzerinden kim’lerin elinde oyuncak olduğunu hep birlikte gördük yaşadık!
Para alan emir de aldı, manşetler ortada:
“Aman ağzımızın tadı bozulmasın!”
Güvenlik olmadan, laiklik olmadan, ulus devlet olmadan demokrasi olur mu?!
Daha açık deyişle “basın hürriyet’i” olur mu?!
Medya’nın patron’ları, anlı şanlı yazarları güven’de olur mu?!
Ezcümle:
BABA öldü.
BABA’nın üslubunu beğenmeyen bebelerin Türkiye’de demokrasi’yi de güvenlik’i de getirdikleri nokta ortada!
Bugün aslında dün’dü!
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, siyasi çekişmelerden kalmayan güven ortamının matematiksel açılımı’dır!
Baba’dan şikayet edenler, 2015 sıcak yaz’ında çok terleyecek!
Katafalk!?
VIP cenaze!
Baba öldü, Allah rahmet eylesin!
Baş’ımız sağolsun.
Nokta.
FİNAL SÜREÇ’i:
Demirel öldü, Yalova’da deprem oldu ve/veya Neo VIP cenaze: Gülen?!
Yalova açıklarında bugün saat 17.06’da meydana gelen 2.9 büyüklüğündeki deprem,
İzmit Körfezi kenarındaki yerleşim birimlerinde hissedildi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in saat 02.05’te solunum yolu enfeksiyonu ve
kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Özel Ankara Güven Hastanesi’nden yapılan açıklamada, Demirel’in vefatına ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Değerli Türk Milletine, 9. Cumhurbaşkanımız  Sayın Süleyman Demirel,
13 Mayıs 2015 tarihinde böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve akut solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle hastanemize yatırılmıştır. Takip eden günlerde sağlık durumu giderek ağırlaşmış ve tedavileri devam etmekte iken, 16 Haziran 2015 tarihinde solunum ve kalp fonksiyonlarında ileri derece kötüleşme olmuştur. Yapılan tüm girişimlere rağmen cevap alınamamış, 17 Haziran 2015 saat 02.05’te hayatını kaybetmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk
Milletine başsağlığı dileriz.” 
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29304679.asp
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in vefatı uluslararası basında da büyük yankı buldu. Reuters “Türkiye’nin iki kez ordu tarafından devrilen ve yedi kez iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanırken; New York Times, tam adı Sami Süleyman Gündoğdu Demirel olan Baba’nın nüfusa kayıtlı ismini hatırlatarak “demir el” soyadına vurgu yaptı.

IŞİD Türkiye’ye terörist yığıyor

Suriye’nin kuzeyinde bu gelişmeler yaşanırken. PKK’nın Kandil’deki yönetiminden ilginç bir açıklama geldi. KCK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan Irak’ın kuzeyindeki Barzani yönetimi için “Kendisini merkezde gören Güney yönetimi tükendi” ifadesini kullandı. Kalkan, “KDP ile PKK’nın ilişkileri bitti. Güney Kürdistan yeniden şekillenecek” dedi.
Babası Muhammed Mursi ve İhvan liderlerine verilen idam kararını yorumlayan
Usame Mursi, Mısır cuntasının kararlarını sert bir dille eleştirip, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın 1997 yılında hapse girmesine neden olan “Minareler süngü, kubbeler miğfer” şiirini okudu.
http://www.sabah.com.tr/dunya/2015/06/16/mursinin-oglu-erdoganin-okudugu-siirle-haykirdi
İsveç Eski Başbakanı ve ünlü diplomat Carl Bildt, Project Syndicate’de yayınlanan “Türkiye’nin Barış Politikası” başlıklı makalesinde “Ülkede yapılan son seçimlerde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parlamento çoğunluğunu korumada başarısız olması ardından Türkiye, haritası belli olmayan bir siyasi coğrafyaya doğru gidiyor.” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ergenekon operasyonları kapsamında 2009’da tutuklanan ve hükümeti zorla ve şiddet yoluyla devirme amaçlı aktivitelere
dahil olmakla suçlanan SAT komandosu emekli binbaşı Levent Bektaş’ın 2010’da açtığı davada Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.
Mursi’ye verilen idam kararına dünyadan tepki yağdı
EtikHaber’e konuşan Bahçeli, Erken seçim durumunda oylarının artacağını iddia etti. HDP’nin içinde bulunduğu veya HDP’nin dışarıdan desteklediği bir koalisyon formülüne kapıları kapatan Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun önerisi için de “CHP Genel Başkanı hadiseye çok yanlış taraftan bakmaktadır. Bizim HDP konusunda ikna edilmemiz olmayacak bir şeydir. CHP bu çerçevede fazlaca emek sarf etmesin” dedi.
Nepal’de 25 Nisan’da meydana gelen, Richter Ölçeği’ne göre 7.8 şiddetindeki depremin inanılmaz gücünün ‘beklenmedik’ bir etkisi ortaya çıktı.
Kürt kantonları içinde kalan bölgelerden Türkiye’ye göçün artması Ankara’da ‘kırmızı alarm’a neden oldu. Ankara şunları tartışıyor: “Gelişmeler Türkiye’yi ne kadar tehdit ediyor? Güvenlik eksenli politikalara mı dönülecek, çözüm sürecine devam mı edilecek?”
Diplomatik ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ve İsrail’in, 2014’ten beri 5 kez
gizlice masaya oturduğu ve 7 adımlık bir plan hazırladığı ortaya çıktı.
Planın Türkiye’yi en yakından ilgilendiren kısmı ise sınırda bir Kürt devleti kurulması
Türkiye’nin AB süreç’i?!
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için tarih alma konusunu Demirel şu fıkrayla değerlendirmiştir:
“Avrupa Birliği’ne girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, ‘atom bombası ne zaman atıldı’ diye soruluyor. ‘1945’ diyor, ‘geçtin’ deniyor. Daha sonra Romanya sınava giriyor. ‘atom bombası nereye atıldı’ deniyor, ‘Japonya’ diyor, ‘sen de geçtin’ deniyor.
Değişen bir şey yok!
Nokta.
Ve…
Son olarak…
Rusya, ABD / NATO arasında kılıç’lar çekildi!
Savaş’ın merkez üssü Anadolu!
F’gladyo iş’başında!
Düzeltme!?
Koalisyon güncesi:
Yeni CHP’den Kılıçdaroğlu, gerdeğe girecek damat gibi sabırsız demiştim ya, İsmet Paşa’nın bu benzetmesini geri alıyorum!
Haluk Koç’un konuşmasını dinledikten sonra düzeltmek farz oldu:
Yeni CHP’nin pkk’ya kucak açan partizanları, gerdeğe girecek gelin gibi sabırsız!
Ar’sız!
Soru şu:
Hadi Erdoğan’ın Başkanlığı’nı önlemek için HDP üzerinden PKK’ya yüzde 10 baraj’ını atlattınız, peki ya nedir bu sizdeki PKK’yı ak’lama arzusunun esbab-ı mucibesi?!
PKK dahi yaptıklarını inkar etmezken, bu PR işini size kimler verdi?!
Berkin Elvan öldü, Allah rahmet eylesin, sorumluları da yargı önüne çıkarılsın, doğru, yerinde bir istek!
Anlaşıldı!
Ne var ki, PKK’lı Önder’in başlattığı 27 Mayıs Taksim direniş’i kapsamında, DHKP-C’yi, PKK’yı, F’ticaniyi aklamak da nereden çıktı?!
Yeni CHP’nin rol’ü Atatürk Türkiyesi’ni yıkmak mıdır?!
İhanet-i Vataniye!
Sebep, laik Avrupa’da güvenlik yok!
Bumerang!?
AKP’ye, Gülen’e “İslam’ın içini”, MHP’ye “Türk’lüğün içini”, CHP’ye de “Laik’liğin içini” boşalttırıyorlar, sermaye’den ses çıkmıyor!
Mümkün.
Soru:
Berkin Elvan’ın ölüm yıldönümünü unutmayan ey CHP’li kazan kazancı aferist partizan devrimci okur, PKK’nın öldürdüğü gençler, bebeler ne olacak?!
PKK devrimci ise öldürdükleri zengin bebesi miydi?!
Hayatının baharında ölenlerin yıldönümünü kimler hatırlayacak?!
Sınır’da güvenlik kalmayınca “asker gelsin” diyenler, şehir’de güvenlik var mı?!
Gül’ün kontrol ettiği MHP’den Bahçeli ya da Vural, şehid’ler için gözyaşı dökmeyen bir siyasi anlayışın tepe’sindekiler öldüğünde yanaklara göz’yaşı düşer mi?!
Basit soru ortada:
Yeni CHP mi HDP’yi kontrol ediyor, yoksa HDP üzerinden Kılıçdaroğlu’nu PKK mı?!
Baştankara’da kanlı final!
Neo 1992 + 1 ve/veya Neo 1979 + 1 süreç’i iç içe.
I. Dünya Savaşı rövanş ya da enerji bazlı Neo II. Dünya HAARP’i.
Bir defa satan yine satar!
Ya da arka kapı diplomasisi dönemi kapandı ise süreç ortada.
Mursi’yi Erdoğan’a yapıştırdılar, ip’in ucunda!
Meteo: 28 Şubat!
Acem barzan tahtırevalli ve/veya Türkiye’de Erdoğan düşer, Mursi asılır!
Mursi’nin baş’ının akibeti neo Saddam Erdoğan’ın gücüne bağlı!
Med & Cezir!
Tik tak.
Yol’un sonu!
Leb.
Nokta.
17 Haziran 2015
HM
__._,_.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir