Ali Sirmen : 2015 CHP İçin Çok Kritik Yıl


2015 CHP İçin Çok Kritik Yıl

Ali Sirmen

Haziranda (2015) yapılacak seçimler ile ilgili kime sorarsanız sorun aynı yanıtı alırsınız:

– Bu seçim diğerleri gibi değil, çok önemli, hatta yaşamsal.

10 yaşımdayken 1950’de yapılan oylamadan bu yana geçen 65 yıl içinde bir tane bile
normal seçim hatırlamıyorum.

Hepsi çok kritikti, hepsi yaşamsaldı.
Belki de, Türkiye ilk olağan seçimini yaptığı zaman gerçekten demokratikleşecek.
Bütün bunları belirttikten sonra söylemeliyim ki, 2015 seçimi gerçekten yaşamsal,
hiç değilse CHP açısından.

2015 seçimlerinin CHP açısından yaşamsal olması, onun bu oylama ile iktidar olma olasılığının varlığından kaynaklanmıyor.

Bu seçimlerde CHP iktidar değil, olsa olsa iktidar alternatifi (AS: seçeneği) olabilir ki,
bu da hiç küçümsenecek bir şey değildir.


Ama bunun için yenilenen enerjikleşen kadrosu, geniş kitleleri kucaklayan, bütün sorunlar konusunda politikaları içeren programı ile iktidar olabileceği ve daha adil bir Türkiye’yi mümkün kılabileceği konusunda seçmenlerini inandırmak, oy tabanını % yirmiler düzeyinden
% otuzlar bandına taşımak zorundadır.


Bunu yapabildiği, yani iktidar alternatifi (AS: seçeneği) adayı olduğuna kitleleri inandırabildiği takdirde, AKP’nin iniş gösteren grafiğinin tersine bir çıkış grafiği çizebilecek,
gelecek seçimin ümidi konumuna yükselebilecektir.

***

Ama böyle bir programı oluşturmak için, Ege Cansen’in altını çizdiği yaşamsal bir konuda (Bknz. Sözcü yazarı Ege Cansen ile Söyleşi, Sözcü 28 Aralık 2014 Pazar s. 9)
karara varmak zorundadır:


CHP, laiklikten vazgeçerek mi iktidara gelecektir.
Yoksa laikliği iktidar yapma iddiasını mı sürdürecektir?


Türkiye’de laik düşüncenin egemen olmasını düşünenler için CHP’nin iktidar olması,
laikliğin yaşam biçimi olmasının sağlanması anlamını taşımakta,
aksi takdirde anlamını yitirmektedir.


Yani CHP’nin önce laiklik konusunda karar vermesi gerekmektedir.

Bu salt iktidar olması durumunda değil,
muhalefet partisi konumundayken de önem arz etmektedir.


Çünkü CHP’nin muhalefet partisi olarak bir işlev yerine getirmesi, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyet kazanımlarını ve demokratik kurumları savunması halinde mümkün olabilecektir.


Laikliğe sahip çıkmak başlı başına bir programdır.

Ama tabii ki bu, laikliğin yalnızca “laiklik iyidir” söylemiyle korunabileceğini söylemek değildir.

Laiklik, ancak geniş kitleleri kucaklayan, toplumun tüm sorunlarını kapsayan laik politikalar
ve çözümler önermekle korunabilir.

***

Topluluklara kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti vermeden,
işsizlik sorununu çözmeden,
– sürdürülebilir ekonomik kalkınma modellerini yaşama geçirmeden..

söylemde kalacak, halkın yaşamına dokunmayacak, dertlerine deva olmayacak bir laiklik, toplumun ona yabancılaşmasına, dolayısıyla desteklememesine ve başka çözümler aramasına neden olacaktır.

AKP’nin 12 yıllık başarısında, laik olarak algılanan partilerin bu alandaki başarısızlıklarının, ekonomik çuvallamalarının da etkisi vardır.


Ama 2015 seçimleri yeni bir konjonktürün, AKP’nin tıkanma sürecinin başlangıcıdır.

Bu tıkanma aynı zamanda, gırtlağına dek yolsuzluk ve kayırmacılık batağına batmış
anti-laik modelin de tıkanma sürecidir.


CHP, seçime dek geçecek kısa sürede bütün bunları doğru okuyup gereklerini yapabilecek mi?

Göreceğiz.

Ama şurası kesin ki; bunları yapamadığı takdirde, artık iktidar seçeneği,
hatta muhalefet işlevini de yitirecektir.


Çünkü görülmüştür ki; laiklik karşıtlığına itirazı içermeyen bir CHP muhalefetinin
ne ağırlığı oluyor, ne de kıymeti harbiyesi.


Bu durumda seçeneksizlikten ve boşluktan nefret eden siyaset, yeni seçeneğini oluşturacaktır.

===================================

Dostlar,

Teşekkürler Sayın Ali Sirmen’e…

Umarız CHP yöneticileri de özenle okur ve titizlikle gereklerini yaparlar ?!?

“Laiklik tehlikede değil..” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?

AKP’nin Laikliğe karşı eylemlerin odağı bir parti olduğu Anayasa Mahkemesi’nce kararlaştırıldığı ve yaptırım uygulandığı halde..

Bunca derin ve ardışık aymazlıklar için, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mu
olmak gerekirdi??

Türban’ın yolu hukuksal olarak tümüyle kapanmışken, türbancıların AİHM
Büyük Dairesinden de temyiz istemleri geri çevrilmişken, kritik yer üniversitelerden başlayarak
ulusal ve uluslararası hukuku ayaklar altına alıp de facto (fiilen) türban yolunu
ucuz bir popülizm ile açan da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?

YÖK Başkanı basit bir genelgeyle Çin seddini aşmadı mı?
Neden o zaman göz yumdu CHP?
AKP’nin elinden Türban silahını mı alacaktı? Safdillik bu olsa gerek..

Bugün geldiğimiz yerde Türban TBMM’de ve ilkokulda, kamuda..
Cumhuriyetin başında.. her yerde..
Tam ve hazin bir yenilgi..
Hiç olmazsa mücadele ederek yenilseydik..
Bu stratejik politik hatalar zinciri bağışlanabilir mi; dahası telafi edilebilir mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partisi CHP önce özeleştiri vermeli,
sonra da onarım / telafi yöntemleri önermeli topluma eğer bulabiliyorsa..

Yoksa bu kadim halk başının çaresine bakacak, çözümlerini de seçeneklerini de
üretmesini bilecektir ve o yeni düzende CHP’ye yer de olmayacaktır gerek de…

Sevgi ve saygı ile,
03.01.2015 

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir