AVRUPA ÇIKMAZI VE ERDOĞAN


AVRUPA ÇIKMAZI VE ERDOĞAN

portresi
Prof. Dr. Erol MANİSALI
Cumhuriyet, 29.12.14

 

Bugün Türkiye’de çok büyük bir çoğunluk sağcısıyla, solcusuyla, ulusalcısıyla,
liberaliyle Avrupa standartlarındaki bir toplumsal yapıyı tercih ediyor.

Hele 2002-2014 dönemini yaşadıktan sonra… Hukuk düzeniyle, uygarlık değerleriyle, yaşam tarzıyla o düzeye ulaşmayı istiyor. Çünkü bireyin çıkarı (ve özgürlükleri) ile toplumun çıkarlarının bu değerlerde örtüştüğünü görüyorlar.
Çok geniş bir kesim, “çağdaş uygarlık değerlerinden”,
Avrupa’nın gelmiş olduğu düzeyi anlıyor.

Ancak bu seçimi, “AB ile ilişkilerdeki bozukluklar ve tek yanlı gelişmeler ne olursa olsun, ben bunları eleştirmem; bu nedenle de olsa, Avrupa’ya laf söyletmem”
noktasına getiren uçlar, Erdoğan’la aynı konuma gelirler.

O’nun aynen, “İslamcı yapılanmayı eleştirenlere baktığı gibi Avrupa ile ilişkileri değerlendirmiş olurlar”.
Avrupa’ya haklı olarak hayranlık duyanlar, bu kez haksız duruma düşerler.
Bu sözlerim aydınımızla, düşünürlerimizle ilgili olan bir özeleştiridir;

-Türkiye’nin, Avrupa’nın ulaştığı demokrasi ve uygarlık düzeyine ulaşması için
çaba göstermek başkadır;

-Türkiye-AB ilişkilerinde oluşturulmuş, imzalanmış ve karşılıklı yarar getirmeyen, Türkiye’nin aleyhinde işlemekte olan ticari noktaları eleştirmek apayrı bir şeydir.
Çünkü bu ikisini karıştırdığımız zaman, kendimiz de demokrasi zannederek
demokrasi dışı, karşılıklı çıkarları korumayan şeyleri korur duruma düşeriz.

Erdoğan’ın derdi seçimler

Ne Brüksel ne de Erdoğan yeni fasılların açılması konusunda tartışmak,
konuşmak istiyorlar.

Erdoğan, Avrupa’da hızla yükselen “Erdoğan karşıtı ortamı seçim öncesinde
yumuşatmak istiyor”. Baltalar seçime kadar kuma gömülecek.

Ancak AB’nin de başka bir açmazı var: Erdoğan’ın Kürdistan açılımına
büyük destek veriyorlar
. Hem Erdoğan’ı tehlikeli buluyorlar hem de
O’nun Kürdistan açılımından çok mutlular.


Yıllardır PKK’ye destek veren AB, Avrupa Konseyi ve Avrupa kamuoyu ile yüz yüzeyiz. Bu da Türkiye-Avrupa ilişkilerinin inceliklerini bilen aydınlarımızı rahatsız ediyor;
bir yandan Avrupa’nın Erdoğan karşıtı çıkışlarına destek vereceksiniz, öte yandan Erdoğan’ın Kürdistan açılımını övgüyle karşılayan Avrupa’dan yana olacaksınız, Erdoğan’ın gidişi için beklentiye gireceksiniz.

Erdoğan, Avrupa’nın çağdaş uygarlık değerlerine ve ölçütlerine karşı olduğu gibi Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasını da bu nedenle istemiyor. Erdoğan’ın sorunu, Avrupa’nın kendisine karşı hızla gelişmekte olan tutumunu yumuşatarak onun
(ve ABD’nin) seçim öncesi engel yaratmalarını önlemektir.


Erdoğan için Avrupa da ABD de tramvay gibidir, iktidar için kullanılır.
Aynen onların da kendisini bölgedeki ve Türkiye’deki planları için kullandığı gibi.

Avrupa dün TSK ile kavga ediyordu; bugün ise Erdoğan’ın baskıcı rejimini karşısına almış; ancak Kürdistan açılımı bunun dışında, bir istisna.
Kısa bir süre sonra Davutoğlu Brüksel’e gidiyor. Bütün derdi Erdoğan karşıtı tutumu yumuşatmaya çalışmak olacak; diğerleri vitrin dolduracak, mutfak bomboşken… Türkiye’nin AB üyeliği çoktan rafa kaldırılmışken.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir