Günlük arşivler: 14 Ekim 2014

Rifat Serdaroglu : MÜNAFIK

MÜNAFIK

by Rifat Serdaroglu

“Müslüman olmadığı halde, Müslümanları aldatmak için Müslüman görünen
kişilere münafık, denir.”

İmam-ı Buhari, “Sahih-i Buhari” adlı eserinde kimlere münafık denileceğini
şöyle anlatır;

Münafığın işareti 3’ tür;
-Konuştuğu zaman yalan söyler,
-Vaat ettiğinde hulf eder. (Sözünde durmaz)
-Emanete ihanet eder.

Bir insanda bu üç vasıf mevcutsa o, “Büyük Münafık ’tır.”
Bu kişiler iki dünyalarını da kaybetmişlerdir. Haram, Yalan, İhanet, İftira bunların gıdalarıdır.

Bizi yönetenlerin içinde “Münafık” var mıdır?
Beraberce bakalım;
-Adam müsveddesi bir yönetici konuşmasında, tüm toplumu ayağa kaldırıp, birbirine düşürecek dehşette yalan söyler ve “Bir İskelede, çocuk arabasında bebesi ile oradan geçmekte olan başörtülü bacımı dövdüler, saçlarından tutup yerlerde sürüdüler, bebek arabasını tekmelediler, bununla da yetinmeyip, bacımın üzerine işediler” derse ve bu dediklerinin YALAN olduğu, sonradan görüntüleriyle ispat edilirse bu zavallı kişi, Büyük Münafık’ tır…”
Var mı böyle tanıdığınız, bildiğiniz biri?

-Adam müsveddesi bir yönetici, kendisini seçen milletine;
“Bizim için terör örgütü ile görüşüyor, diyor. Bunu diyen ispat etmezse şerefsizdir. Biz yola çıkarken milletimize vaatte bulunduk.
Tek Devlet, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak dedik, bu günde bu vaadimizin arkasındayız” derse!
Buna rağmen, ülkenin belli bir bölgesinde terör örgütünün hâkimiyet sağlamasına, kendi mahkemelerini oluşturmasına, kendi vergi toplama timleri kurmasına, bayrağının yakılmasına göz yumuyorsa, el altından destek veriyorsa bu zavallı kişi Büyük Münafık’ tır…
Var mı böyle tanıdığınız, bildiğiniz biri?

-Adam müsveddesi bir yönetici, kendisine emanet edilen bir ÖDENEĞİ,
Devlet-Millet için değil de kendisi ve çocukları için harcarsa, kendi siyasi yatırımları için kullanırsa, 75 milyon insanın hakkına tecavüz etmiş ve
emanete ihanet etmiş sayılır.
Var mı böyle tanıdığınız, bildiğiniz biri?

Varsa o kişiye çok dikkat edin! O has bir münafıktır!

Değerli, Okurlar;
Böyle “Büyük Münafıklar” her zaman gelmez. Hem ruhunu şeytana satacak ve
ona Eşbaşkanlık yapacak, hem haram yemekten zevk alacak, hem güce tapacak,
hem de kul hakkı yiyecek ve Allah’ın adını dilinden düşürmeyecek!
Pes ki ne pes…

Bunlar bulundukları topluma zarar verirler ama eninde sonunda yok olmaya
mahkûmdurlar. Sonları tüm insanlığa ibret olur. Göreceksiniz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Ekim 2014
Rifat Serdaroğlu

ODTÜ’den TÜRKİYE’NİN AFET RİSK YÖNETİMİ 17. YUVARLAK MASA TOPLANTISI..

Dostlar,

Son birkaç gündür internet bağlantımız sorunlu.
web sitemize dosya koymakta çok zorlanıyoruz, hatta koyamıyoruz.
Sıklıkla ve uzun süreli olarak bağlantı kopuyor.

Niyedir, bilemiyoruz??

TİB’in konuyla ilgilenmesini dileriz..
(Kediye ciğer emanet etmiyoruz umarız ???

Bu dosyayı dün sizlere sunacaktık.. (Başkalarını da..)
Dün, 13.10.2014, AFETLERLE SAVAŞIM GÜNÜ idi..

Türkiye her bakımdan çok değişik afet türleri ile kuşatılmış durumda.

Başta DEPREM.. bir doğal afet, insan eliyle (ihmaliyle) bir kez daha  afetleşen..

Sonra da sanırız politik depremler, ahlak sefaleti geliyor…

ODTÜ de tutmuş bir yuvarlak masa toplantısı düzenliyor :

  • TÜRKİYE’NİN AFET RİSK YÖNETİMİ 17. YUVARLAK MASA TOPLANTISI..
    9 OCAK 2015, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi

Ve birkaç ay öncesinden de duyurarak katılım çağrısı yapıyor..
Metnin (çağrının…) pdf örneği aşağıda..

İlgilenenlerin erişkeyi (linki) incelemesi dileğiyle..

ODTU_17.YMT DUYURUSU

Keşke SBF de “siyasal – politik afetler” le ilgili bir bilimsel toplantı düzenlese..

Sevgi ve saygı ile.
14.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Rıfat Serdaroğlu: GÖR ARTIK TÜRK MİLLETİ


GÖR ARTIK TÜRK MİLLETİ!

portresi3

 

 

Rıfat Serdaroğlu

 

 

Kezlerce denenerek, araştırılarak kesinleşmiş doğrular vardır.

Akıl-mantık sahibi insanlar bu doğruları tartışmaz, uygular.

Bu doğrulardan bazıları “Bilimsel gerçek”, bazıları “Atasözü”, bazıları “Özlü sözler” olarak adlandırılır.

Örneğin;

  • -Dünyanın hiçbir demokratik devleti,
    elinde silah olan terör örgütüyle müzakere yapmaz.
  • -Alışmış, kudurmuştan beterdir.
  • -Ne yaparsanız yapın, köpek b.k yemekten vazgeçmez.
  • -Çalan insan aç olduğu için değil, hırsız olduğu için çalar.

Hadi gelin bu doğrulara günümüzden örnekler verelim;

  • -PKK, dünyanın kabul ettiği bir “Terör Örgütüdür”
  • PKK, Avrupa’da en büyük miktarda uyuşturucu ticareti yapan ve bundan milyarlarca dolar kazanan bir kaçakçı örgüttür.
  • PKK, para karşılığı profesyonel tetikçilik yapan,
    para için insan öldüren vahşi bir örgüttür.
  • -PKK, para karşılığı organ kaçakçılığı yapan,
    gençleri öldürüp organlarını çalan bir örgüttür.
  • -PKK, Türkiye’ye rahat vermek istemeyen devletlerin istihbarat örgütlerinin bölgemizdeki işlerini para karşılığında gören, kanlı ellerin maşası bir örgüttür.
  • -PKK, Türkiye-İran-Irak-Suriye’den koparılacak parçalarla
    “Kürdistan Devletini” kurmak için çalışır.
    Tek amacı bu bölgede bir “TERÖRİST” ve “KAÇAKÇI” devlet yaratmaktır.
    Barzani gibi…
  • *Siz, tüm ülkede demokratik standartları herkes için yükselteceğinize,
    ülkenizin ekonomisini sağlamlaştırıp gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracağınıza, bölgedeki feodal yapıyı yok edecek, kadını köle olmaktan kurtaracak önlemler alacağınıza, elinden silah bırakmayan bu çete ile “Çözüm Süreci” diye müzakere ediyorsanız, siz ya aptalsınızdır ya da hainsinizdir.
    Bunun üçüncü bir şıkkı yoktur.
  • Kandil-Türkiye-Avrupa-Amerika’daki PKK Baronları, uyuşturucu ve öbür işlerden kazanılan paralarla çok lüks bir yaşam sürmektedirler.

Milyarlarca dolar paranın üstüne oturan bu şerefsizler, Kürt gençlerinin yaşamlarını çalmaktan, onları ölüme göndermekten, yaşadıkları lüksten asla vazgeçmezler.

Siz bu milyarder baronların, “Çözüm Süreci başarıya ulaşsın, bizde Türkiye’de özgürce sade bir yaşam sürelim..” demelerine inanıyorsanız, ya aptalsınızdır
ya da hainsinizdir.

Bunun üçüncü bir şıkkı yoktur.

Öcalan’ın bunlara söz dinletmesi olanaksızdır!
Selahattin Demirtaş ve Sinemacı Süreyya gibi piyonlar bu baronların
yanına bile yanaşamazlar…

  • *Kişi helal kazancı bilmiyorsa, tüm yaşamı boyunca avanta ve yardım ile yaşamaya alışmışsa, ona dünyanın en güzel işini kurup “Geç bu işi sürdür, helalinden yaşa” deseniz de, o çalışmaz.

Çünkü hırsızlık parasına, avantaya, harama boğazına dek batmıştır.
O artık haram yaşamaya alışmıştır, helal iş helal kazanç onu bozar.
Bu kişi aç olduğu için çalmaz, hırsızlık ruhuna işlediği için çalar ve bunun için gerekiyorsa devleti bile kullanır.

  • Ülke, kan gölüne dönmüş, onlarca insanımız öldürülmüş, yüzlerce vatandaşımız yaralanmış, binden çok bina-okul yakılmış, binlerce araç kundaklanmış,
    İl Emniyet Müdürü ve çalışma arkadaşlarına kent içinde otomatik silahlarla
    ateş açılmış, polislerimiz şehit olmuş, kimisi ağır yaralanmış.
    Bu feci durumda Bakanlar Kurulu toplanıyor ve İstanbul-Etiler’deki
    Polis Meslek Yüksek Okulu’nun kapatılması ve bu araziye AVM
    (alış-veriş merkezi) yapılması kararını alıyor.

25 Aralık 2013 Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet operasyonu sırasında ses kayıtlarını dinlediğimiz, Bilal Oğlan – Yasin El Kadı – Usame Kutub ortaklığı artık bu arazide AVM yapıp, milyarlarına milyarlar katabilecekler!

Bunlar aç oldukları için mi, devletin arazisine çöküyorlar?

Yoksa hırsızlık damarlarına işlediği için mi çalıyorlar?
Yuh olsun yuh… (Ahmet Saltık : Bizden de!)

Başta Davutoğlu-Bülent Arınç-Ali Babacan olmak üzere, öbür bakanlar kimin baskısıyla bu karara imza attılar dersiniz?

Eyy Türk Milleti;

Lütfen gözünün önünde gelişen bu olayları gör artık.
Söz konusu olan senin vatanındır, hani çocuklarınızdan, torunlarınızdan emanet aldığın vatan toprağıdır.

Al eline “Çözüm Süreci” denen bu yılan torbasını, sana bunu dayatanların
kafasına geçir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiiri : YALNIZLIĞIM..

ŞİİR KÖŞESİ…

divider_yesil_fiyonk

portresi_siiriyle

YALNIZLIĞIM
. . . . . .
Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
Yalnızlıgım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım
Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa,
Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi
Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,
Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.
Bir camın arkasında açılıyor güllerim,
Havuzum pırıl pırıl… yıkar bakışlarımı.
İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı;
Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim
Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım
Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde
Belki bu mısralarım esecek gönüllerde
Fakat herkese uzak kalacak, yalnızlığım.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

divider_yesil_fiyonkBüyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı doğumuun 100. ylında özlemle anıyoruz…

Ozan Dağlarca, ölümünden (2008) 2 yıl önce hastalığı sırasında hastaneye ziyarete gelenlerin hep “geçmiş olsun” demesinden yakınır.. Söyleşiyi yapan gazeteci şaşırır ve “ne demeliydiler?” diye sorar. Dağlarca’nın yanıtı çok ama çok öğreticidir : “Kimse, Fazıl Hüsnü iyileş de gelecek olsun!” demedi.. der.

Kurtuluş Savaşımızdaki tarif edilmez ağır yokluklar karşısında şu dizeleri yazar :

Atım acından hasta, çalmışlar kılıcımı
Üşürüm
İçimde silah sesleri,
Sabaha kadar, tövbe tövbe,
Gecelerle dövüşürüm.

Birbirimizi yaşamamız” sözleri, olabilecek en derin özdeşim = empati çağrısı
ve de tanımı değil mi?

Sevgi ve saygı ile.
15.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net