Günlük arşivler: 30 Eylül 2014

RTE Bam teline dokundu…


Dostlar
,

RTE’nin kafası işte böyle “tuhaf” – kendine özgü çalışıyor..

Zorunlu “Din Bilgisi ve Ahlak Kültürü” derslerini bir mezhebin (Sünnilik) öğretisini milyonlarca çocuğun beynini yıkayarak dayatma amaçlı kullanımı karşısında
insanların isyanını olabildiğince çarpıtıyor. Kuran’da salt tebliğ ile sınırlanmasına
karşın, bizim İslamcılar beyin yıkamak için ne gerekse yapıyorlar. Bu zorunlu derslerin “Din Bilgisi ve Ahlak Kültürü” ile zerre ilgisi kalmadı. Artık uzatmanın ve kıvırtmanın anlamı yok, zamanı da geçti. AİHM kararı çok net, derhal uygulamak ve
bu İslami faşizme son vermek gerekiyor..

Durum böyle iken, Başbakan Davutoğlu “Camide uygulamalı din dersi” salvosu ile “en iyi savunma saldırıdır” taktiğini kullanmakta, RTE ise bilerek ya da bilmeyerek tümüyle akıl ve mantık dışı bir kıyaslama ile Kimya – Matematik – Fizik dersleri ile Sünni İslamın ideolojik aletine dönüştürülen “Din derslerini” karşılaştırma garabeti sergiliyor.

Tanrı bu ülkeye yardım etsin..
Dileriz sağduyu egemen olsun..
Bunlar AİHM kararlarını bile deveye hendek atlatarak görmezden geliyor ve
kasten uygulamıyorlar. Peki bu davranışın adını ne koymalı??

Bu dayatmanın adı, siyaset bilimi literatürtünde – terminolojisinde apaçık
İSLAMİ FAŞİZMDİR.. Din faşizmidir! Kuran ve Peygamber dışlanmış,
AKP’nin ilkel – ideolojik – akıl dışı, vahşi Vahhabi yorumu ŞERİAT 80 milyonluk ülkeye Devlet zoruyla dayatılmaktadır.

Türkiye Avrupa Konseyi‘nin kurucu üyelerindendir ve AİHM’nin yargı yetkisini uluslararası hukuka göre kabullenmiş bir ülkedir.

Zırva tevil götürmez..

AİHM’nin bu kararını uygulamamanın önce AKP’ye,
sonra da ülkemize ağır faturası olur.

AKP aklını başına almalı, ya da sağduyulu AKP’liler partinin sapkın – hukuk tanımaz rotasını bir an önce düzeltmelidirler.

Hukuk tanımaz iktidarlar dünyanın her yerinde meşruluklarını yitirirler ve yurttaşların direniş, giderek isyan hakkı doğar.. Bunlar da AKP’yi tam takım süpürür, tarihin çöplüğüne atar, ya da Atlantik ötesi bildik deyimle “deliğe süpürür”..

AKP, yaygın halk kitlerlerini karşısına almayı durdurmalıdır.
Cumhuriyetin temel değerleri ile bilinçl, kavgasına son vermelidir.
12 yıldır sürdürülen bu yıkıcı politikalar artıkduvara dayanmıştır.
Milyonlar burnundan solumaktadır.. Bir yandan yoksullaştırıcı ekonomi politikaları,
bir yandan muazzam yolsuzluklar, bir yandan demokrasi – insan hak ve özgürlüklerinin rafa kaldırılarak giderek koyulaşan faşist – dinci kuşatma toplumu patlama eşiğine taşımıştır.

AKP’ni akillerine – yerli / yabancı danışmanlarına – başdanışmanlarına ve de sağduyulu – vatansever tabanına bir kez daha çağrımızdır.

Basıncı düşürün, tansiyonu indirin.. İç barışı dinamitlemeyin..

Duyuyor musunuz, baskıcı yönetime son verin;
Cumhuriyetin temel değerleri ile barışık olun..

Cizre’de yakılan Atatürk heykelini hemen onarın ve
sorumluları derhal adalete teslim edin..

Sayın Prof. D. Ali Ercan’ın yazısı aşağıda..

Sevgi ve saygı ile.
30.9.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=======================================================

Ölürsem görmeden Millette ümid ettiğim Feyzi
Yazılsın seng-i Kabrime Vatan mahzun, ben mahzun
Namık Kemal

RTE Bam teline dokundu…

Portresi_gulumseyen

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

  • “… Yurdumuzu, Dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.
    Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız… Çünkü,
    Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir…”

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
    Ankara, 29 Ekim 1933 (10. Yıl Nutku)

************************

DİN Mi,  BİLİM Mİ?

Bu soru 17. yüzyıldan başlayarak Avrupa’daki Laiklik anlayışını netleştirmişti. Laiklik Demokrasinin olmazsa olmazıdır. Laiklik yalnızca farklı inançlara saygılı olmak veya hoşgörü göstermek değil, hiçbir inancın toplumun ortak yaşamına
“Kural Koyucu” olmaması demektir.

Değerli arkadaşlar, 

RTE okullarda zorunlu Din Dersi eleştirisine karşı “Peki, Matematik, Fizik, Kimya niye zorunlu?” diyerek yaşamın en anlamlı(!) en önemli(!) söylevini verdi.
Buna, eskilerin deyimiyle “baklayı ağzından çıkardı” denebilir.
Evet, RTE kafa yapısını, ufkunu ve hedefini bu sorusuyla açıkça ortaya koymuştur…

Bir zamanlar, “Elhamdülillah şeriatçıyım” diyerek 1994’te İstanbul Belediyesinden kalkan “Demokrasi Treni”ne binmiş ve sonunda, Muhalefet Parti yönetimlerinin beceriksizliği ve de 6 milyon “duygusal muhalif” seçmenin boykotu sayesinde Çankaya’ya çıkmış olan RTE, hayalindeki ana hedefine doğru ilerlemektedir;

“Anadolu İslâm Devletleri Federasyonu”

Evet, açıkça söylensin veya söylenmesin, hatta inkâr edilsin, gidişat bu yöndedir.
Hedef Orta çağ karanlığına iyice çekilmiş, şeriatla (dinsel hukukla) yönetilen muti, mazbut ve âbid bir toplum (Türkçesi sürü) yaratmaktır…
Pozitif bilimlere, çağdaş sanatlara, teknolojiye hiçbir katkısı olmayan,
Ülkesini ipotek ederek, yaşam kaynaklarını satarak, Emperyalizmin tüketici pazarı halinde asalak yaşamına sürdüren amorf (AS: şekilsiz) bir halk yığınıdır
bu gidişatın sonu.

 ***

Değerli arkadaşlar,

Hep söyleyegeldim, Demokrasi, özellikle bir dinci partinin tek başına iktidara geldiği durumlarda, sistemin Şeriata dönüşmesine olanak verecek zayıflığı bünyesinde taşıyan bir sistemdir.

Gerçek demokrasi aslında tek ses, tek parti değil, ama bir koalisyondur…

Ülkedeki değişik çıkar kğmelerinin, farklı düşüncelerin uygarca uzlaşarak bir arada yaşam biçimidir. Tek partili iktidarlar gelişmemiş ülkelerde ister istemez otoriter-diktacı yönetimlere dönüşür, Faşizme yol açar. Şeriat da Faşizmin daha ilkel hali, Orta çağ versiyonudur… Demokrasiden Şeriata geçmek mümkündür, ama Şeriattan Demokrasiye geçiş mümkün değildir.

Avrupa ülkelerinin çoğu Endüstri Devrimiyle birlikte Aydınlama Çağında,
yani bilim ve teknolojinin insan yaşamında ağırlıklı yol göstericiliğinin başladığı
19. yüzyılda Hıristiyan şeriatından zar zor kurtuldu. Bugün uygar Dünya  22. yüzyıla önde girmek yarışı halinde iken, Mustafa Kemal‘in bir zamanlar imrenilerek bakılan ama şimdilerde Uygar Dünya tarafından dışlanmış Ülkesi, ne yazık ki yanlış yolda, İslami Şeriat batağına saplanmak üzeredir.

Kaygılarımla. æ

6552 SAYILI TORBA YASAYLA 4857 SAYILI İŞ YASASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve İŞÇİ SAĞLIĞI – İŞ GÜVENLİĞİNE YANSIMASI..

 

6552 SAYILI TORBA YASAYLA 4857 SAYILI İŞ YASASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve İŞÇİ SAĞLIĞI – GÜVENLİĞİNE YANSIMASI..

 

Dostlar,

AÜTF (Ankara Üniv. Tıp Fak.) D6 (son sınıf İntörn Doktorlar) öğrencilerimizle her ay Halk Sağlığı stajı sonunda yaptığımız seminer içeriklerini sizlerle paylaşıyoruz..

Eylül 2014 içinde birlikte çalıştığımız

İnt
. Dr. Özge KİTAPÇI ve İnt. Dr. Anıl Bahtiyar KİŞİN güncel bir konuyu çalıştılar..

  • 11.9.2014’te RG’de YAYIMLANAN 6552 SAYILI TORBA YASAYLA 4857 SAYILI İŞ YASASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve İŞÇİ SAĞLIĞI –
    İŞ GÜVENLİĞİNE YANSIMASI..

Bu çalışmayı, yoğun 35 yansı ile PDF görselleri olarak izlemek için
lütfen tıklar mısınız??

6552_sayili_Yasa

Bu “TORBA YASA” Soma maden faciasının 301 kurbanın geride kalanlarına akçal destekler ve ek sosyal haklar sağlama amaçlı idi..

Ancak neler neler bu “Torba” ya katılmadı ki!
140 maddeyi aştı..
Kırkambar oldu.. Vergi afları, cezaların silinmesi…6552’nin gerekçesi
TBMM Başkanı Cemil Çiçek dün patladı ve bu TORBA YASA saçmalğına bir son verilmesi gerektiğini belirtti.. Hukukun kalitesini kalmadığını vurguladı.
Son bulsun artık.. dedi.

Yasanın yönetici özetini de sunuyoruz :

6552_Sayili_Yasa_Yonetici_Ozeti

Ve son olarak da yasanın gerekçesini..

6552’nin gerekçesi

Yararlı olmasını dileriz..

Sevgi ve saygı ile.
30 Eylül 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

TGB Dayanışma Yemeğine Çağrı…


TGB Dayanışma Yemeğine Çağrı…

Bu gün..
30 Eylül 2014 Salı
Akşam saat 20:00
Vedat Dalokay Kokteyl Salonu, Kurtuluş – Ankara..

Ayrıntılar aşağıda..

Biz orada olacağız..
Sizi de bekleriz..

Sevgi ve saygı ile.
30 Eylül 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=========================================

TGB ANKARA YENİ DÖNEMİ DAYANIŞMA YEMEĞİYLE AÇIYOR !

29 Ekimlerde, 10 Kasımlarda, 19 Mayıslarda birlikte yürüdük.
Silivri kapılarına hep birlikte dayandık, Ergenekon’dan el birliğiyle çıktık,
şanlı Haziran günlerinde beraber direndik,
Tayyip Erdoğanları hep birlikte titrettik.

Dayanışma yemeğimizi de yine el birliğiyle gerçekleştiriyoruz.

Gün TGB’ye destek olma günüdür, gün alanlara tekrardan çıkma ve
Atatürk’ü iktidara taşıma günüdür.
Dayanışma yemeğimizde sizleri de aramızda görmekten şeref duyarız.

Konuşmacılar                :

Çağdaş Cengiz (TGB Genel Başkanı)
Metin Feyzioğlu (TBB Başkanı)
Birgül Ayman Güler (CHP İzmir Milletvekili)
Hasan Atilla Uğur (İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı)

Yer                    :
Vedat Dalokay Kokteyl Salonu (Kurtuluş Parkı içi, Kolej/Çankaya ANKARA)

Tarih: 30 Eylül 2014 / Salı
Saat: 20:00
İletişim: 0537 653 8420 ve 0533 200 6679