CUMHURİYET GAZETESİNİ BOYKOT


Dostlar,

Sorunlar bitmiyor.. bitmeyecek de..

  • Türkiye’ye, sistemli bir abanma ve kuşatma Cumhuriyet’in tüm kurumlarına dönük olarak DIŞ KÖKENLİ VE DESTEKLİ olarak sürdürülüyor..
  • Soluklu, akıllı ve YURTSEVER olanlar uzun – orta erimde hep kazanacaklar..
    Bizim gibi.. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün askerleri (=akıl ve dava yoldaşları) olanlar hep kazanacağız.
  • Hattı savunma yok, alanı savunma zorunlu.. O alan tüm VATAN! Ve salt boş zamanlarda, Cumartesi – Pazar, tatillerde vs. değil..Yurdun her santimetre karesinde ve sürekli..

CUMHURİYET‘teki sorun 12. Cumhurbaşkanı (gerçekte yarı başkan!) seçimi nedeniyle biraz gölgede kaldı..

Değerli meslektaşımız ve dostumuz Sn. Prof. Dr. Süleyman ÇELİK‘in
aşağıdaki yazısını -ve de eylemini- içimiz burkularak paylaşıyoruz..

(Bizim bir de atamayacağımız elektronik aboneliğimiz ve Gazete arşivinden
pdf dosyası indirebilme sürdürümcülüğümüz var…)

Prof. Çelik gibi çoook kıdemli bir “Gazete” okuru ve yazarıyız..
Özellikle çok değerli Sami Karaören büyüyüğümüzün dönemlerinde..

CUMHURİYET hızla kendine gelmelidir..

Döndürülen oyunlara katılmak ne söz, ayrımsayarak bozmalıdır.. Öyle de olacaktır..

Sevgi ve saygıyla.
11.8.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

========================================================

CUMHURİYET GAZETESİ’ni BOYKOT !

Kimden: Prof. Dr. Süleyman Çelik

52 yıllık Cumhuriyet okuruyum. 18 yaşından beri Cumhuriyet okuyorum.

 

Dünya görüşümün oluşmasında Cumhuriyet’in önemli bir yeri vardır. Cumhuriyet
benim için gerçek anlamıyla bir okul oldu. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Muammer Aksoy, Melih Cevdet Anday, Nadir Nadi, İlhan Selçuk gibi Cumhuriyet yazarları, yazıları
ve kitaplarıyla öğretmenlerim oldular.

Üniversite 2. sınıf öğrencisiyken, ‘Okuyucuların Görüşleri’ sütununda ilk yazım yayımlanınca çok heyecanlanmıştım. Askerlikten ayrıldıktan sonra Sayın Sami Karaören’in makale editörlüğü döneminde 2. sayfada ‘Olaylar ve Görüşler’ bölümünde makalelerim, ‘Arada Bir’ köşesinde yazılarım yayımlandı. Bunların dışında CBT’de
daha çok yazım yayımlandı.

1970 ve 90’lı yıllarda iki kez, Nadir Nadi karşıtı ortaklarla birlikte Gazete’nin ele geçirilip ilkelerinden saptırıldığı ve bilinçli Cumhuriyet okurlarının boykotu üzerine geri alındığı ara dönemler dışında, hiçbir gün Cumhuriyet okumadan yatağıma yatmadım. Cumhuriyet okumak benim için bir bağımlılıktır.

1979-81 arasında İngiltere- Nottingham Üniversitesi’nde çalıştım. O yıllarda internet yoktu. Orada bulunan öğrenci arkadaşlarla ortak abone olarak, 2-3 gün gecikmeli de olsa Gazete’yi okumayı sürdürdük. Ki o yıllarda, bugün Gazete’yi ele geçirmeye çalışanların ağababaları, egemen oldukları sendika, dernek ve meslek odalarının lokallerine, “Tercüman (o zaman sağın temsilcisiydi) girebilir fakat Cumhuriyet giremez, çünkü üyelerimizi etkiliyor..” diyorlardı.

  • Cumhuriyet, Kurtuluş yıllarında Yunus Nadi’nin baskı makinelerini işgal İstanbul’undan kaçırarak Ankara’da yayımladığı, 14-15 yaşındaki Nadir Nadi’nin foto muhabirliği yaptığı, Kuvayımilliyecilerin gazetesi Yeni Gün’ün devamıdır.

Kurtuluş’tan sonra Atatürk’ün yol göstermesiyle Cumhuriyet’i savunmak üzere
yayın yaşamına başlamış ve adını da bizzat Atatürk koymuştur.

Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyet ile özdeşleşmiş ve Sevgili Uğur Mumcu’nun kazandırdığı bir deyimle ‘Kalpaksız Kuvvacıların’ gazetesi olmuştur.

Cumhuriyet, Cumhuriyet karşıtlarınca hep ele geçirilmeye, hatta satın alınmaya çalışılmıştır. Sevgili İlhan Selçuk bu girişimleri yazmıştır. Satın almayı başaramayınca benzer bir gazete çıkararak batırmaya çalışmışlardır. Fakat, halkımızın deyimiyle,
“yel kayadan bir şey alamamış” ve arkalarında holdingler olmasına, damping yapmalarına,  hatta bedava dağıtmalarına karşın kendileri batmış, Cumhuriyet
dimdik ayakta kalmıştır. En son girişim Radikal idi. D&R mağazalarında bir kitap değil, bir gazete alana bile Radikal’i bedava veriyorlardı, gene de battı.

İçerideki Truva atları, aralarına Uğur Mumcu’nun sevgili oğlunu da sokarak
şimdi Cumhuriyet’i üçüncü kez ele geçirmeye karar vermişler.

Öncelikle şunu sormak isterim; Bekir Coşkun gibi çok okunan, dolayısıyla gazetenin tirajını artıran, üstelik ilkesel sorunu da olmayan yazarları kaçırıp, yazıları okunmadığı için diğer gazetelerde köşe bulamamış yazarları almak nasıl bir zeka ürünüdür?

Özgür Mumcu, bize babasının yadigarıdır, başımızın üstünde yeri var.
İlhan Selçuk’tan sonra Cumhuriyet ile en çok özdeşleşmiş yazarı olan babasından dolayı Cumhuriyet zaten O’nun evidir. Çoktan Cumhuriyet’te olmalıydı.

Bizim sözümüz her iki Cumhuriyet’in de temel değerlerine, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine, Kemalizm’e ve ulus devlete karşı olan gayri millicileredir.

Atatürkçüler gazeteden birer birer uzaklaştırılırken yerlerine önce ‘Mustafacılar’ alındı. Şimdi sıra gayri millicilere mi geldi?

Bunlar Cumhuriyet Mitinglerine, yazılarıyla açıkça karşı çıkmışlardır.
Oysa ‘Tehlikenin farkında mısınız?’  manşetleriyle bu mitinglere ortam hazırlayan,
İlhan Selçuk’un önderliğindeki Cumhuriyet’tir.

Bunlar, BOP kapsamında ABD’nin AKP ve Cemaat eliyle uygulamaya soktuğu Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaları desteklemişler, kendilerine aydın diyen ne idüğü belirsizlerle ortak açıklamalar yaparak, davalarda sonuna dek gidilmesini istemişlerdir.
O zamanki yazılarını okuyun, AKP’li ve Fetullahçı yandaşlarınkiyle benzerlikleri göreceksiniz.

Ne zaman ki sıra kendilerine geldi, feryat etmeye başladılar. Dışarıda kalanlar arkadaşlarının, güya ‘Gerçek Ergenekoncular’a nasıl karşı olduklarını kanıtlamaya çalışmışlar, kendilerine ‘Nedim’in ve Ahmet’in Arkadaşları’ adını vererek, içeride Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve daha birçok gazeteci olmasına karşın,
yalnızca bu ikisine özgürlük isteyen eylemler yapmışlardır.

Sevgili İlhan Selçuk demokrat kişiliğinin gereği olarak Gazete’de her görüşten yazara yer verirdi. Ancak görüşleri Cumhuriyet’in temel ilkelerine açıkça aykırılaşarak okuyucularla çatışmaya başlayanları, mesleğe olan saygısı nedeniyle,
öbür patronlar gibi atmaz, fakat kendisinin ayrılmasını ima ederdi.

Bu biçimde istiskal (AS : Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme) ile Cumhuriyet’ten ayrılmış biri şimdi geri döndü. Bugünkü ilk yazısının başlığını, okuyucuların tepkisini tahmin ederek “Eyvah” koymuş, yanına da sevenleri de olduğunu savlayarak “Yaşasın” eklemiş! Yazısında kendisini Cumhuriyet’ten attıran okurlara,  “Artık İlhan Abiniz yok, şimdi kendilerine Türkiyeli diyenlerin ve Dostum Hikmet Çetinkaya’nın sözü geçerli..” der gibi, nanik yapıyor!

Hikmet Çetinkaya; Fehmi Koru’nun ATV’de, Ali Kırca’nın haber saatinde ‘kedinin fareyle oynaması’ gibi ezdiği ve tüm Cumhuriyet okurlarını kahrettiği, yazılarında
konu ve tutarlılık olmayan, tümceleri birbirleriyle ilgisiz, en birikimsiz ve bilgisiz Cumhuriyet yazarı. Şimdi Cumhuriyet’te son söz sahibi olmuş! Cumhuriyet’e yakışmıyor. Fakat Agos’tan ve Taraf’tan yazar transfer etmek bunlara yakışır.

Oldu olacak, Sevgili Uğur Mumcu’nun ‘tosuncuklar’ dediği Altan kardeşleri de alın. Ayrıca Hikmet Çetinkaya’nın kankaları Oral Çalışlar ve İsmet Berkan var.
Hasan Cemal’in günahı ne? Genel Yayın Yönetmenliğini İbrahim Yıldız’dan
daha iyi yapmaz mı?

Efendiler!

Öbür gazeteler 50 kuruş iken 150 kuruş verip Cumhuriyet aldıkları için
Cumhuriyet okurlarını aptal sanıyorsunuz, herhalde!

Cumhuriyet okurları iki kez bu oyunu bozarak aptal değil bilinçli olduklarını kanıtlamışlardır ve sizin bu son oyununuzu da bozacaklardır. Bundan kuşkunuz olmasın.

Adı geçtiği için söylüyorum; aldığınız yazarlarla Radikal’e benzemeye çalışıyorsunuz. Sonunuz da Radikal’dekiler gibi olacak. Daha önceleri olduğu gibi, geride enkaz bırakarak kaçacaksınız ve yazarları ve okuyucularıyla gerçek Cumhuriyetçiler
enkazı kaldıracaklardır.

Bugünden sonra Cumhuriyet, yeniden gerçek Cumhuriyet olana dek
Gazete’yi boykot ettiğimi bilmenizi isterim.

01 Ağustos 2014

Prof. Dr. Süleyman Çelik
GATA VE Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir