Günlük arşivler: 30 Temmuz 2014

Şeker Bayramı Armağanı…


Dostlar
,

Bir Şeker Bayramı çam sakızı sunalım size son yarım saatte..
Birkaç saat önce yayımlayacaktık ancak youtube‘a yüklemek saatler sürdü!???

Bizim de üyesi olduğumuz Dil Derneği‘ndeki bir etkinliğimizde
(kuruluş yıldönümünde) değerli opera sanatçısı Ufuk Karakoç‘u dinlemiştik..

O’nun inanılmaz gırtlağından enfes birkaç parça ve bozlak (Neşet Ertaş‘a saygı ile!).. dinlemeye ne dersiniz??

Cep telefonumuzla kaydettiğimiz bu görüntüleri Youtube’a yükledik..
Aşağıdaki erişkeleri (linkleri) tıklar mısınız??

http://youtu.be/YnLJI6E89eI

http://youtu.be/J80wszVrVOI

http://youtu.be/HqKAMjYL2d

Sevgi ve saygıyla
30.7.2014, Kozlar Yaylası (Mut / Mersin)

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

İŞÇİ PARTİSİNİN GEÇ KALAN UYARISI : Boykot çağrısı yanlıştır!

İŞÇİ PARTİSİ UYANDI…

İŞÇİ PARTİSİNİN GEÇ KALAN UYARISI : Boykot çağrısı yanlıştır!

  • “…Şimdi Ekmek Beye vurmak, boşluğa yumruk atmak anlamına gelir.
    Bu dönemde görev, Tayyip’in oy oranını mümkün olduğu kadar aşağı çekmek için sandığa gitmektir. Boykot çağrısı yanlıştır.…” Doğu Perinçek

Değerli arkadaşlar,

12. Cumhurbaşkanı seçimi konusunda taaa başından beri söylediğimiz şey,
eğer RTE’nin CB olmasını gerçekten istemiyorsanız, o zaman kim olursa olsun, Muhalefet Partilerinin üzerinde uzlaştıkları ortak adayın desteklenmesinin
“tek doğru seçenek” olduğudur.

  • “Sandığa gitmemek, veya boş, geçersiz oy vermek
    RTE’nin seçilmesine dolaylı yoldan katkıdır.”
    dedik..

Bu söylediklerimize karşın kendilerine “Atatürkçü, Yurtsever, Aydın..” diyen küçük bir kesim, ver yansın Ekmel Bey’i, ehven-i şer edebiyatıyla yerden yere vuran eleştiri bombardımanını sürdürdüler, insanları yanılttılar.

Biz de dedik ki; bu arkadaşlar mantık dışı, duygusallıkla hareket eden,
Mustafa Kemal‘in pratiklerinden zerrece ders çıkaramamış, hayalperest arkadaşlardır… Bunun üzerine ne İP düşmanlığımız kaldı, ne de Atatürkçülüğümüzü gözden geçirmek gerektiği….

Peki şimdi ne oldu??

Çoook geç de olsa İP Genel Başkanı gerçeği gördü,

Muhalefetle aynı cephede olması gerektiğini anladı ve Boykot çağrısının yanlışlığını söylüyor… (Ekmek Bey diyerek dalga geçmeye de devam ederek..)

Ancak son 3 hafta içinde Ekmel Bey aleyhine yürütülen yoğun propagandalarla
o denli çok seçmenin aklı çelindi ki, artık yitirilen seçmenlerin geri kazanımı olanaklı değil.

Peşinen söyleyebilirim :

46 milyon seçmenden daha az sayıda katılım olursa ve/veya
Geçersiz oy oranı %3’ten büyük olursa,
Ve sonuçta Ekmel Bey seçimi 1. turda küçük bir farkla yitiririrse,
bu yitik boykotçular” nedeniyle demektir.

Bu böyle biline.

Sevgilerimle…æ

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Basın Konseyi: Tarafsızlığını yitiren TRT Genel Müdürü istifa etmelidir


Basın Konseyi                 :

Tarafsızlığını yitiren TRT Genel Müdürü istifa etmelidir!

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i

“Yayınlarda adaylar arasında eşit davranmamakla” eleştirmesi üzerine, genel müdürün yaptığı “Kendilerini yarışta daha şimdiden mağlup görenlerin bizim üzerimizden mazeret üretme kurnazlığına başvurması milletçe izleniyor..” açıklaması yakışıksız olmanın ötesinde demokrasiye, yayıncılık ilkelerine aykırıdır ve seçmen iradesine saygısızlıktır.

Halkın ödediği vergilerle yaşamını sürdüren TRT’nin Genel Müdürü’nün
bu tarz açıklama yapma hakkı yoktur.

Ayrıca adayların haklı eleştirilerini yayını keserek engellemek tehdidinde bulunması ise asla kabul edilemez ve bu davranış yasalara da aykırıdır.

Bu durumda genel müdürün işgal ettiği makamla ilgili meşruiyet sorunu ortaya çıkmıştır.

Kendisinin görevde kalması yasal yönden sakıncalı hale gelmiştir.

Bu nedenle genel müdürü istifaya çağırıyoruz.

=================================

Dostlar,

Aynen katılıyoruz..

TRT Genel Müdürü Bay İbrahim Şahin, bizi bile utandıran işler yapmaktadır.
Eminiz çoluk – çocukları bile utanacaktır, utanmaktadır onun bu iktidar aleti eylemlerinden..

YSK da artık bu demokrasi ayıbına son vermelidir..

Türkiye’ye hiiiiç yakışmayan olaylar yaşıyoruz devr-i AKP’de..

Dünyaya rezil olduk..

Necip halkımız, kendisine bunları yapanları hala oyları ile iktidarda tutacak mı?

TRT vergilerimize yaşıyor.. Tüm halka nesnel yayın yapmak zorundadır.

Sevgi ve saygıyla
30.7.2014, Kozlar Yaylası (Mut / Mersin)

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

ÇARŞAMBA İĞNELERİ (30 TEMMUZ 2014)


ÇARŞAMBA İĞNELERİ (30 TEMMUZ 2014)

portresi_kucuk

 

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

 

TABAN

ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Davutoğlu’na taban gösterdi.

Ya basına göstermeden gösterdikleri?

ARIZA

RTE’nin açılışını yaptığı hızlı tren de arıza yaptı.

Hükümetin başı, arızacıbaşı …

SEL/G-AVAT

Sakarya Valisi COŞ hızlı treni beklerken selam verip geçtiler.

Valimi kızdırmasınlar, açar ağzını…

F-TİP

Kılıçdaroğlu F tipi polise yapılan operasyona karşı.

ERGENEKON ve BALYOZ’a karşı çıkmış mıydı?…

UNSUR

IŞİD Osmanlı yapımı camiyi de uçurdu.

RTE’nin “unsuru”…

YÜZSÜZ

Yahudiler RTE’ye verdikleri “Yahudi cesaret ödülü”nü geri istedi.

İsteyenin bir yüzü kara…

HUKUK

Gözaltına alınan, kelepçe takılan polisler adalet ve hukuktan söz ettiler.

Neler de biliyorlarmış!…

ÖZÜR

B. Arınç, F tipi polisler için “ özür dilesinler affederiz”

Ne ala, sanki yıllarca yatmış da affetmek de O’na kalmış…
(A. Saltık : Konu yargıya yansıdı; bu ne yaman itiraf ve de gaf!)

ŞİKAYETÇİ

RTE, bir zamanlar zırhlı aracını verdiği Savcı Öz’ü şikayet etti.

Ayıdan post, yılandan dost…

SATIŞ

Arınç,”İsrail ile alıyoruz-satıyoruz eleştirmeyin”

Satıcılığınız eleştirilemez…

OBAMA

Obama, RTE’nin telefonlarına çıkmıyor.

Rastgele herkesle konuşulmaz ki…

DÜĞÜN

AKP İzmir İl Başkanı, “Seçim bizim düğünümüz”

“Türk halkı gerdeğe hazırlansın” uyarısıdır…

BAHANE

AKP hükümeti şişe-camdan sonra madenci grevini de
“toplum sağlığı ve milli güvenlik” nedeniyle erteledi.

Sağlığımızı düşünen milli bir iktidara hasrettik…

İĞRENÇ

CHP’li Engin ALTAY, ”İlker BAŞBUĞ başka isimler de şüphesiz vermiş,
neye göre vermiş. Bunlar iğrenç şeyler “ dedi.

Sayın ALTAY’ın ifadesine ne demeli?…

ADD İsparta Şubesi’nin Hukuk Dışı Tasfiyesi…

ADD İsparta Şubesi’nin Hukuk Dışı Tasfiyesi…Kime: bcc: bana

———- Yönlendirilmiş ileti ———-
Kimden: Mahmut özyürek <ankhukuk1@gmail.com>
Tarih: 29 Temmuz 2014 14:19
Konu: ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ KAPATILARAK “TASFİYE” EDİLMEKTEDİR.
Kime:

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ KAPATILARAK
“TASFİYE” EDİLMEKTEDİR

Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesine 2012 yılında Tansel ÇÖLAŞAN‘ın gözetim ve denetiminde başlatılan “Kemalist kadroyu tasfiye etme” operasyonu; ADD Isparta Şubesine Dinci gericilikle kol kola girmekte hiçbir sakınca görmeyen, Atatürkçülüğü Masonik bir laikliğe indirgeyen, Kemalizm kaçkını tertipçilerin
Şube Yönetimine atanması ile sonuçlanmıştı.

ADD Isparta Şubesi’nin önceki yöneticileri, AKP faşizminin Şeriat hayallerini engelleyecek Atatürk’ün Altı Ok programını, gericilikle mücadeleyi, emperyalizmle mücadelenin olmazsa olmaz gereği sayan, yeniden ulusal bağımsızlığın, milliyetçi ve halkçı bir toplumsal Kemalist devrimle gerçekleşebileceğini ödünsüz savunmaları nedeniyle görevlerinden alınmışlardı.

Bizler bu süreçte,  gerek mahkemelerde, gerekse yazılı açıklamalarımızda

ADD Isparta Şubesi Başkanı Mahmut ÖZYÜREK’in bir tertip ve kumpas sonucu görevinden alındığını, Mahmut Özyürek ve arkadaşlarına karşı
Türk Medeni Hukuku değil, Silivri Hukukunun uygulandığını, burdaki amacın hukuku uygulamak değil, KEMALİSTLERİ TASFİYE ETMEK” olduğunu
binlerce kez yazıp söyledik.

ALTIOK ÇİZGİSİNDEN ve antiemperyalizmden soyutlanmış ATATÜRKÇÜLÜK anlayışını ADD içinde egemen kılma görevini üstlenen Tansel ÇÖLAŞAN ve destekçileri, ele geçirdikleri ADD içinde üstlendikleri gericiliğe ve emperyalist hegemonyaya karşı çıkacak KEMALİST direnişi örgütleyecek kadroları etkisiz kılma, tasfiye etme operasyonunu sürdürmektedirler.

Tansel ÇÖLAŞAN tarafından “emredici hukuk kurallarına” aykırı olarak atanan; Dinci gericilikle kol kola girmekte hiçbir sakınca görmeyen, Atatürkçülüğü Masonik bir laikliğe indirgeyen, Kemalizm kaçkını, İslamcı-muhafazakârlığı Atatürkçülük adına destekleyen ADD YENİ ISPARTA ŞUBESİ üstlendikleri yıkım, yok etme görevlerini eksiksiz yerine getirdiler.

Tüm bu gelişmeler sonunda, geçmişte Isparta da Kemalizm’in kalesi olan ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ KAPATILARAK
“TASFİYE” EDİLMEKTEDİR.

Türkiye’de gericiliğin önemli merkezlerinden biri olan Isparta’da, geçmişte dinci gericiliğin korkulu rüyası durumuna gelen ADD Isparta Şubesi’nin, önce gericilerle
dans eden bir konuma getirilmesi, sonra da kapatılmasının sorumluları bellidir.

İflah olmaz bir Mason olan Tansel ÇÖLAŞAN, 2012-14 dönemi Genel Yönetim Kurulu üyeleri, Isparta’da ADD Yönetimine GYK tarafından atanan dinci gericilerin denetimindeki kumpasçı ekip, ADD ISPARTA ŞUBESİ’nin TASFİYE ile KAPATILMASININ SORUMLULARIDIR…

Kemalist düşüncenin ödünsüz savunucuları olarak bizler, ADD Isparta Şubesinin
tasfiye edilerek kapatılmasını gerçekleştirenlerden hesap soracağımızın bilinmesini, Kemalist Kamuoyuna saygı ile duyururuz. 29.07.2014

Mahmut ÖZYÜREK
Mümtaz ÇAPÇI
Feray SELEK
Abdullah GÖKTAŞ
Niyazi ÇAMURCU
Muhittin PEKER
Vedat HALICIOĞLU

========================================

Dostlar,

Gerekçe : Yukarıdaki e-ileti…

ADD İsparta Şubesi’nin kurucusu ve 14 yıl kesintisiz başkanı, omuzlarında taşıyanı efsane Kemalist önder Sayın Mahmut Özyürek ve arkadaşlarının tasfiyesi süreçleri hakkında bu sitede epey yazı yazıldı.

Yapılanları başından beri onaylamadık, karşı çıktık, düzeltilmesini hep istedik…

Ancak geri dönüşümsüz bir aşamaya geldi gibi??..
Son Haziran 2014 genel kurulunda da üye uzaklaştırılmaları (ihraçları) ve şube kapatmaları gibi çoook nazik konular bile, bir hengame içinde asla yeterince tartışılmadan geçirildi. Genel kurula egemen karmaşa hem beceriksizlik ürünü idi
hem de kurguyla kullanıldı kanısındayız.. Çok yazık..

Öyle ki, Genel Başkan Tansel hanım, oy pusulalarının zarflarının mühürlenmeyişi karşısında kürsüye çıkarak mikrofunu kaptı ve bu zarfların da geçerli olması için
genel kurulun oyuna sunma hüneri (!) bile gösterebildi!

Şaşkınlıktan bakakaldık, çaresizliklerine ve beceriksizliklerine çoook üzüldük..
Divan Başkanı oradaydı.. Eskişehir Şube başkanı arkadaşımız Azmi bey tek aday olarak kürsüdeydi. Karşı listenin “adamı” değildi.. Gerçekte bu husus bile genel kurulun
iptali için yeterli.. Kamera kayıtları duruyordur sanıyoruz.. Mühürsüz zarflarla oy kullanmak seçimi sakatlamaz mı? Dahası, Genel Kurul, mühürsüz de olsa oy pusulası zarflarının geçerliliğini kabule yasal yetkisi olmaksızın ehil midir? Öze dönük bir usul hatası, bir başka hatalı – yetkisiz işlemle düzeltilebilir mi?? Böyle bir oylama yapılabilir mi ve bu oylamayı yetkisi olmayan biri, o sırada Genel Başkanlığı bitmiş olan sıradan bir üye olarak Tansel Çölaşan divanın yetkisini gasp ederek yapabilir mi??
Zincirleme bir dizi hukuksuzluk! Ve elbette ADD’ye yakıştırmak olanaksız..

Ve bu açık hukuk ihlallerini çook kıdemli bir yüksek yargıç yapıyor, tuz kokuyor..
Bu durumda, Mahmut Özyürek olayında Bayan Çölaşan’ın hukuk içinde kaldığı konusunda ciddi sorgulama hakkı doğmuyor mu??

Kaldı ki, Özyürek ve arkadaşlarının bu bağlamda kazandığı birkaç dava da var..
Bunlar kesinleştiğinde Şubenin yeniden önceki yöneticilere devri, üyelik haklarının
geri kazanılması, saygınlığın (itibarın) iadesi, kişisel ödence (tazminat) davaları da gelebilir.

Yol yakınken, çok kıdemli hukukçu ve yüksek yargıç Sn. Çölaşan’ın bu dosyaları
bir kez daha gözden geçirmeye çağırıyoruz.. Konu bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi’ne taşınır ve AYM “hak ihlali var” derse, bunun altından nasıl kalkılır?

Bir ricamız daha var : Sn. Özyürek, Sn. Yılmaz Dikbaş.. apaçık Bn. Tansel Çölaşan’ın Mason olduğunu yazıyorlar.. Günümüzde Masonluk hukuksal olarak yasal bir haktır.
(Her ne denli, Büyük ATATÜRK 1935’te Mason localarını kapattı ve malvarlıklarını Halkevlerine devretti ise de..) Sn. Tansel Çölaşan tersine bir seçim yapabilir ve ek olarak da ADD genel başkanlığını üstlenmek isteyebilir içine sinerse.
Fakat gerçeğin ne olduğunu biz ADD üyelerinin ve kamuoyunun bilme hakkı vardır.

Bn. Çölaşan apaçık, ADD web sitesinden bu savların doğru ya da yanlış olduğuna ilişkin bir açıklama yapabilir mi? Varsa belgelerini ortaya koyabilir mi??

*****

Ayrıca bilmem kaçıncı kez seçilen ve MYK’de önemli görev alan bir GYK üyesinin,
son ADD seçimlerinde tanıtma kitapçığında “…Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı..” diye yazmasına karşın, bu bildirimin gerçek olup olmadığını inceleyerek kamuoyunu aydınlatabilir mi?? Doktora belgesi ADD web sitesine konabilir mi?
Dahası, bu kişinin master tezini görme olanağı var mıdır?

Bu “Doktora yaptı” bildirimi gerçek dışı ise, o GYK-MYK üyesi hakkında da kamuoyuna ve ADD üyelerine kasıtlı “yalan bildirim” nedeniyle ADD’den uzaklaştırma (ihraç) istemiyle disiplin soruşturması başlatabilir mi?

*****

ADD Bilim – Danışma Kurulu listesinden son seçimde Tansel Çölaşan tarafından dışlanan tek kişi olarak, Bn. Çölaşan’ı biz de “kaygıyla” izliyoruz..

Orada, ADD Genel Merkezinde, hiçbir eleştiriye yer yok!
Hele “mutlak otorite“yi sarsma olasılığı varsa, bunu sorguluyorsa..

Yaşasın Tansel Çölaşan’ın demokratik – hukuka saygılı (!?) ADD’si..

Peeeek çok delege olup bitenleri bilmediğinden, sanal iktidar sür(dürül)üyor..
Peek çok GYK üyesi de eminiz bu gerçekleri bilmiyor.. Öğrenmeleri ve gereğini yapmaları boyunlarının borcudur. Öğrenmemek de, öğrenip gereğini yapmamak da sorumluğa ortaklıktır. Aynı masanın çevresinde, “Doktora yaptım” diyen biri ile oturuyorlar ve bu olgu gerçek dışı!? Bu ciddi sorun hemen açıklığa kavuşturulmalı ve ilgili kişi, en azından GYK-MYK yönetim görevinden derhal uzaklaştırılmalıdır.

Quo vadis Bn. Çölaşan; quo vadis??

Not        : Bu arada, tüm insancıl duygularımızla ve hekim kimliğimizle
Sayın Emin Çölaşan‘a içten şifa diliyor ve sağlığını hızla kazanması için
bize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu açıklıkla belirtmek istiyoruz..

Sevgi ve saygıyla (epey de kaygıyla..)
30.7.2014, Kozlar Yaylası (Mut / Mersin)

Dr. Ahmet SALTIK
ADD Genel Başkan Yardımcısı (2004-6)
www.ahmetsaltik.net 

Kozlar yaylasından günaydın!

Dostlar,

Dün, 29 Temmuz 2014, Şeker Bayramının 2. günü sabah

20140729__Olimpos_Salih_ve_Arap_ailesi20140729__Olimpos_Salih_ve_Arap_ailesi120140729_Olimpos_dorugu20140729_Olimpos_DORUK20140729_Olimpos_doruk_Birsen20140729_Olimpos_DORUK120140729_Olimpos_Doruk320140729_Olimpos_Doruk520140729_Olimpos_Teleferigi120140729_Olimpos_teleferik_tirmanirken20140729_Olimpos_teleferik_tirmanirken120140729_Olimpos_teleferik_tirmanirken220140729_Olimpos_teleferik_tirmanirken320140730_Kozlar_Yaylasi_Doga_otelden“Adrassan açık hava saunası” ndan adeta kaçtık..

Olimpos Ören yerini gezdikten sonra Antalya’ya doğru yöneldik.

Olimpos Ören yerinde ve de genel olarak çevrede gözden kaçmayan bir olgu var ki; dereler kurumuş!

Derelerde ya hiç ya çooook az su kalmış..

Üstlerine yapılan köprüler boşa çıkmış!..
Olimpos’ta dere yatakları neredeyse insan sayısınca olan otomobillere park yeri yapılmış..

Oradaki tesislere su sorununu nasıl çözdüklerini sorduğumuzda “kuyular… ” dediler.

 


Demek ki yüzeysel sular bitti ve kurudu, yer altı kaynaklara yöneldik..

Bu gidiş iyi gidiş değil..

Bu sitede “su sorunu” öteden beri işlendi.. Çok sayıda yazı yazdık.
Sn. Prof. Dr. D. Ali Ercan’ın “Sularımız Azalıyor!..” başlıklı yazısına da
yer vereceğiz..

İVEDİLİKLE dünya nüfus artışının frenlenmesi artık kaçınılmaz bir zorunluktur.

Evrensel bir ilke hatta yasa durumuna getirilmelidir ki; HER AİLEYE 1 ÇOCUK!

Kıyamet adım adım geliyorum diyor.. Çocuklarımıza bizden daha beter, daha tükenmiş bir Dünya bırakma hakkımız var mı??

***** 

Phaselis’i geçince Olimpos’a tırmanan teleferiğe geçilebiliyor. Kemer – Antalya yolundan ayrılan 7 km orman içi yol ve sisteme erişiliyor. Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı bu işletmeyi özelleştirmiş. Sigorta şirketleri bile yabancı..
Lokantası “Şhakespeare” adını taşıyor (!), teras kafe astronomik fiyatlı..

80 kişilik kabinlerle 10 dakika süren yolculukla, yaklaşık 700 metrelerden 2365 metreye tırmanılıyor. 4 aktarma direği ve oldukça dik bir parkur.. 

Antik Yunan Tanrılarının ikamet ettiği (!?) Olimpos Tanrılar Dağı doruğu 2365 m ve manzara görkemli.. Yamaç paraşütçüleri için de ele geçmez bir yer..

*****

Antalya bir beton bina koridoru.. Çevre yolu yok ve girişten çıkışa belki de 1 saatinizi alıyor.. Çoook kalabalık ve de çook sıcak..

40-50 km batısından başlayarak taa 135 km doğusundaki Alanya’yı geçene dek yol artık kentler arası yol olma niteliğini yitirmiş.. “Greater Antalya” olmuş ve bu yerler Antalya merkezin adeta banliyösü.. Serik’in nüfusu yüz bini, Manavgat’ın iki yüz bini geçmiş, Alanya ise üç yüz bine dayanmış..

Dağ taş yapılanmış.. Her yer bina, ev, özellikle de otel..

Bu tablo Türkiye’nin ekolojisine çok ciddi yük. Çook dikkatli bilimsel öngörü raporlarına gereksinim var.. Hesapsız biçimde gelen turist sayısını ve döviz girdisini fetişleştirmenin hiçbir anlamı yok. 32+ milyon turist / yıl ve 35 milyar $ / yıl dolayında gelirle (brüt girdiyle!?) dünyada ilk 10 ülke içinde olma sarhoşluğu bilimsel değildir.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM” olgusunu Türkiye hızla masaya yatırmak zorunda..
Ekolojik yüke ek olarak bir de arkeolojik varlıklarımızın talanı boyutu var ki 
o da ayrı bir dert..

**************

Mersin – Antalya yolu yalaşık 500 km ve 20 yıl kadar önce katettiğimizde büyük ölçüde kıyıya koşut (paralel) idi. Şimdilerde yer yer daha içerilere alınmış. Kıyılar Turizme açılacak her halde?? Ve Anamur yollarının o ünlü, bıktıran ve de riskli safari dönemeçleri aynen duruyor! Birazcık zemin iyileşmiş, biraz da genişletilmiş yer yer. 
2 yerde ikiz tuneller gördük fakat daha yapılacak çook iş var bölünmüş yol için..

****

Aydıncık’tan kuzeye, Toroslara yöneldik.. Gülnar’a dek Toroslara tırmanırken, 
itiraf edelim ki; bu denli dönemeçli, zor bir dağ yolu ile daha önce karşılaşmamıştık. 
20 yıl kadar önce Marmaris – Datça arsı 78 km’lik yol tam bir safari yolu idi ki; 
Aydıncık – Gülnar “etabı” onu hiç aratmıyor..

Gazipaşa, Anamur’u, Aydıncık’ı, Gülnar… koca koca ilçeler olmuşlar.. Nüfusları birkaç onbinden gei değil. 40-50 yıl öncenin şehirleri gibi.. Türkiye nüfusu korkunç ve o ölçüde de gereksiz biçimde HIZLA ARTIYOR! Ve de büyük ölçüde Batı’da yoğunlaşıyor.. Doğu – Güneydoğu adeta boşalıyor.. Antalya ve Mersin’in 6330 sayılı yasa ile 31 Mart 2014’ten başlayarak Bütünşehir yapılmasının yansılamaları başlamış bile :

Bu 2 kentte, Türkiye’nin 30 ilinde olduğu gibi artık “KÖYLER YOK”!
Tüm köyler “mahalle” oluverdi bir gecede, yasa gücü ile..

********

Mut, Mersin’in bir ilçesi olarak Toroslar eteğinde yerleşik ve kıyıdan Aydıncık üzerinden 79 km.. Zorlu bir parkur.. Kozlar yaylası ise ondan 19 km daha yukarılarda.. 
Saat gece yarısına yaklaşıyor ve internetten bulduğumuz DOĞA OTEL’e ulaşıyoruz..
Rakım 1415 m.. İtiraf edelim ki, Torosların dağ yollarında yolumuzu yitirdiğimizi – yitireceğimizi düşünmeye başlamıştık.. Yollar öyle dar ki, bir kenara çekip güvenle 
park etme ve kimi risklerle sabahlamayı bekleme olanağı da yok çoğu yerde.. 
Tabii bir de aracınızın onca zorlu yokuş ve dönemeçlerde (rampa ve viraj demeden de oluyor!) “benden bu kadar” demesi olasılığı da var.. Bereket, küçücük Renault Clio aracımız 1460 cc motorcuğu, 90 HP gücü ve inanılmaz başarımlı (performanslı) dizel DCI motor teknolojisiyle bizi hiiiç üzmeden, kliması hep açık üstüne düşeni fazlasıyla başardı. O minik motor 220 nm tork üretiyor ve önden çekiş ile gerçekten müthiş bir çekiş – ivmelenme sağlıyor.. 

*****

Birkaç fotoğrafı paylaşmış olduk..

İyi bayramlar ve iyi tatiller Türkiye..

Sevgi ve saygıyla
30.7.2014, Kozlar Yaylası (Mut / Mersin)

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net