Günlük arşivler: 29 Temmuz 2014

Zekâ kavramı

Zekâ kavramı

Portresi_gulumseyen

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN

 

 

Değerli arkadaşlar,

Zekâ kavramı, üzerinde tam anlaşılmamış, tartışmalı bir konudur; ama bir o kadar da ilginç olanı Zekâ testleridir. Üniversiteler (Psikoloji bölümleri) ve bir çok sosyal araştırma  kurumları bireysel Zeka (IQ) testleri yaparlar; hatta Ülke genellemesine yönelik çalışmalar da yapılıyor.
Bir toplumda ortalaması 100 olarak alın IQ değerinin dağılımı aşağıdaki şekilde (çan eğrisi)gösterildiği gibidir. 


IQ değeri 85-115 arasında kalan %68’lik kesim (AS: toplumda 3 kişiden 2’si) NORMAL
 olarak kabul edilir. Örneğin, IQ değeri 140 olan bir kişi %2’lik
üst dilimde demektir.
 
***

EU-Times Gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre Ülkelerin ortalama Zekâ indeksleri (IQ Değerleri) aşağıdaki haritada ve Tabloda gösterilmektedir.

Türkiye ortalaması ne yazık ki 10 puvan düşük…

Dünya genelinde Zeka, sanki Doğuya ve Kuzeye doğru gittikçe gelişim gösteriyor gibi… Dünyanın Süper zeki Ülkeleri Japonya, Kore ve Çin. 

 Kore 106
 Japonya 105
 Çin 105
 Moğolistan 102
 İtalya 102
   İsviçre 101
 Avusturya 100
 Hollanda 100
 Norveç 100
 İngiltere 100
 Almanya 99
 Belçika 99
 Kanada 99
 Finlandiya 99
 Polonya 99
 İsveç 99
 Avustralya 98
 Danimarka 98
 Fransa 98
 Macaristan 98
 İspanya 98
 ABD 98
 Belarus 97
 Rusya 97
 Ukrayna 97
  İsrail 95
 Portekiz 95
 Ermenistan 94
 Gürcistan 94
 Kazakistan 94
 Romanya 94
 Vietnam 94
 Arjantin 93
 Bulgaristan 93
 Yunanistan 92
 Malezya 92
 İrlanda 92
 Meksika 90
 Türkiye 90
 Kırgızistan 90
 Azerbaycan 87
 Türkmenistan 87
 Özbekistan 87
 Irak 87
 Brezilya 87
 İndonezya 87
 Filipinler 86
 Küba 85
 Peru 85
 Kolombiya 84
 Pakistan 84
 Iran 84
 S.Arabistan 84
 Hindistan 82
 Bangladeş 82
 Mısır 81
 Kenya 72
 G. Afrika 72
 Habeşistan 64
 Kongo 64
 
 
***
 
52 Bilim adamının üzerinde uzlaştıkları Zekâ tanımı:

A very general mental capability that, among other things, involves the ability to reason, plan, solve problems, think abstractly, comprehend complex ideas, learn quickly and learn from experience. It is not merely book learning, a narrow academic skill, or test-taking smarts. Rather, it reflects a broader and deeper capability for comprehending our surroundings “catching on,” “making sense” of things, or “figuring out” what to do.
 

Rifat Serdaroglu : KİM MİLLETİN KİM ÇETENİN ADAYI ?

 

KİM MİLLETİN KİM ÇETENİN ADAYI ?

Rifat Serdaroglu

*Eğer Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş çıkıp şunları söylerse,
gönül huzuru içinde gidip Demirtaş’a oy verebilirsiniz :

-Ben, Abdullah Öcalan’ın adayı değilim,
-Ben, Kandil’in adayı değilim,
-Ben, Peşmerge kıyafeti giyip hiçbir zaman elime keleş almadım,
-PKK bir terör örgütüdür. Lanetliyorum,
-Bebek-kadın-dede-nine olmak üzere binlerce sivil vatandaşın katili PKK’dır.
-PKK terör örgütü, uyuşturucu ve Bonzai kaçakçılığı yapmıştır,
-Ben, Türkiye’nin bölünmesine karşıyım. Türk Bayrağı benim de bayrağımdır,
Türk Vatanı benim de vatanımdır.
*****

Fakat bunların bir tekini bile söylemez ise, bu adaya oy vermek Türk Vatanına ihanet etmekle eşdeğerdir. Vatanınızı – özgürlüğünüzü – çocuklarınızı elinizden alırlar, arkalarından bakar kalırsınız…

*Eğer Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan çıkıp şunları söyler ve belgeleri de ortaya koyarsa, gönül huzuru içinde gidip Erdoğan’a oy verebilirsiniz :

-Ben, Barzani’nin adayı değilim ve O’nun desteğini istemiyorum,
-Ben dolaylı da olsa Bebek Katili Bölücü Öcalan ile görüşmedim.
O’nun desteğini reddederim,
-Ben, Kandil’in beni desteklemesini asla kabul etmem,
-PKK, El-Kaide, El-Nusra, IŞİD terör örgütüdürler ve ben bunlara hiç destek olmadım,
-Ben, Cemaatin kadrolarını devletin en önemli birimlerine yerleştirmedim.
Onları kullanarak Milli Türk Ordusuna karşı sahte deliller üretilmesine göz yummadım. Cemaatin Savcı ve Polisleri vasıtasıyla Komutanların zindana atılmalarına sebep olmadım.
-Ben servetimin her kuruşunu helal yoldan kazandım. Bu yaşa kadar hiç haram yemedim.
-Yolsuzluk iddiasıyla istifa etmek zorunda kalan Bakanlarım, aslında suçsuzdurlar.
İşte belgeleri.
-Bakan çocuklarının evinde bulunan milyon dolarlar, helal yoldan kazanılmış paralardır.
-Ben, oğlum Bilal ile evdeki yüz milyonlarca Avro’yu sıfırlama konuşması yapmadım.
O konuşmaların sahte olduğunu uluslararası kuruluşlarda kanıtladım, işte belgeleri.
-Ben, devletten ihale verdiğim inşaatçılardan 100’er milyon Dolar isteyerek,
Binali Yıldırım aracılığıyla “Haram Havuzu” oluşturmadım. Onlar kendiliğinden bir araya gelip topladıkları parayla, gazete-televizyon alıp beni desteklemeye karar vermişler.
-Benim ve çocuklarımın yurt dışında bir dolarlık gizli hesabımız yoktur.
-Benim ve yakınlarımın Kuzey Irak’ta hiçbir yatırımım yoktur.
-Ben Türk Milletine hiç yalan söylemedim…

*****
Fakat bunlardan hiçbirini söylemez ise, bu adaya oy vermek Türk Vatanına ihanetle eşdeğerdir. Gelecek kuşaklarınızı kendi oyunuzla El-Kaide, El-Nusra, IŞİD
militanlarının, sadaka dolandırıcılarının emrine verirsiniz ve inanın ki
hayırla anılmazsınız…

****************

Eyy Erdoğan ve Eyy Demirtaş;

İnsanları kandırmadığınızı, aldatmadığınızı iddia ediyorsanız bunları söylemelisiniz. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın Türk Milleti ve Türk Tarihi önünde, namusu ve şerefi üzerine edeceği yeminde “Türk Milletine-Demokrasiye-Lâik Cumhuriyete-Hukukun üstünlüğüne ve Anayasaya sadık kalacağı..” yazıyor.

Yemininizi tutabilecekseniz, Türk Milleti’nin adayı olabilirsiniz.

Yok, “Biz yeminimizi tutamayız, bugüne dek ettiğimiz yeminleri tuttuk mu ki,
bunu tutalım?” diyorsanız size Denizli’den bana yazan Hatçe Teyze’nin dediğini deyivereyim;

“Len oğlum Rifat, bizim buralada bi laf va. O pu…n g….ü don tutmaz diye, anlayıver sen gari. Bunla hangi yeminlerini tuttula ki, bu defakini tutalar,
a saf oğlum. Hadi iyi bayramlar gari…”

Sağlık ve başarı dileklerimle.
28 Temmuz 2014

Çin’in denizde büyümesi


Çin’in denizde büyümesi

portresi_Deniz_Kuvvetleri_neden _hedefte

 

 

E. Amiral Cem Gürdeniz
28 Temmuz 2014
Mavi Vatan – Aydınlık

 

Günümüzde ABD, Çin’i son derece keskin bir şekilde eleştiriyor.

Son olarak geçen Mayıs’ta Singapur’da İngiliz düşünce kuruluşu IISS tarafından düzenlenen Shangri-Laisimli diyalog toplantısında ABD Savunma Bakanı Hagel,
Çin’i tek taraflı hamleleri ile dengeleri bozucu bir devlet
 olarak suçladı.
Eleştirilerin başında Çin’in çevre denizlerde yaptığı fiili uygulamalar geliyor.

Özellikle 2010 yılında Japonya’nın Doğu Çin Denizindeki tartışmalı Diayou adacıkları civarında bir Çin balıkçı gemisi kaptanını tutuklaması ile başlayan olaylar zinciri, 2014 yılına kadar alevlenerek devam etti.

2013 sonunda Çin’in söz konusu adaları da kapsayacak şekilde tek taraflı
Hava Savunma Tanıtım Bölgesi (ADIZ) ilan etti.
 2014 başında bu kez Güney Çin Denizinde açık deniz alanlarını kapsayan bölgede balıkçılık bölgesi ilan ederek diğer ülkelerin balıkçılığını izne bağladı.

Geçen ay içinde Güney Çin Denizinde, Vietnam’la tartışmalı Nansha (Spratly) Adaları bölgesine, sahip olduğu en büyük açık deniz petrol sondaj tesisini yerleştirdi(Bu suları Vietnam kendi münhasır ekonomik bölgesi olarak görüyor.
1998 yılında bu sular için Çin ile çatışmış ve 70 Vietnamlı ölmüştü.)

Aynı bölgede, Filipinlerle sorunlu Chigua (Johnson South Reef) kayalıklarını inşaatla büyüterek kısa bir uçak iniş/kalkış pisti inşa ediyor.

ÇİN-ABD BENZERLİĞİ

Çin ile ABD’nin küresel güce dönüşüm süreçleri aslında büyük benzerlikler içeriyor.

Nasıl ki ABD 1890 yılında ilk kez dünyanın en büyük ekonomisi olduysa, Çin de ilk kez 2010 yılında dış ticarette ABD’yi geçti ve ABD liderliğini 120 yıl sonra kaptırdı.

(Bu işler sırayla oluyor. ABD de liderliği İngiltere’den kapmıştı.)

ABD büyümeye başlarken jeopolitik bütünlüğünü sağlamak için önce güney (Meksika) ve kuzeyini (Alaska-Kanada) emniyete almış daha sonra Pasifik (Hawaii-Filipinler) ve Güney-Orta Amerika (Karayipler) bölgesine el atmıştı.

Çin de, önce deniz yetki alanlarında genişlemeye çalışıyor.

Çünkü denizlerin diplerinin, karalardan çok daha kıymetli olduğunu çok iyi biliyor.

Bir yandan donanmasını büyütürken, bölgeler ve kıtalar arası deniz üsleri zinciri ile harekât çapını genişletiyor.

Mahan’ın öngörüsüne karşın ABD’nin 20’nci yüzyılda terk ettiği deniz gücünün diğer bacağı olan deniz ticaret filosu ve tersanelere yani denizcilik gücüne olağanüstü yatırım yapıyor.

Unutmayalım, 2025 yılında Hindistan nüfusu Çin ile aynı olacak.

Yani kaynaklar mücadelesi büyüyecek.

Şehirleşen Çin nüfusunun daha çok enerjiye ihtiyacı olacak.

Çin de her büyük güç gibi jeopolitik reflekslerle hareket ediyor.

ABD’den tek farkı jeopolitik genişlemesini oligarşik bir seçkinler grubunun hizmetine sunmuyor.