Günlük arşivler: 4 Temmuz 2014

Rifat SERDAROĞLU : YSK; SUSKUN KALAMAZSINIZ!


YSK; SUSKUN KALAMAZSINIZ! 

portresi3

Rifat SERDAROĞLU

“Devlet Adamı” kalitesindeki siyasetçi, öngörü sahibi olmalıdır.
Sosyal-Siyasal-Ekonomik olaylardaki olası gelişmeleri çeşitli yönleriyle inceleyip,
çeşitli senaryolar üretmek ve toplumu korumak onun görevidir.

Olay gelip kafanızda patladıktan sonra, çare üretmek için çabalayanlar
yalnızca ve yalnızca beceriksiz particilerdir…

Yasal sorumluluk üstlenmiş, Yargı erkinin tepe noktalarında bulunan “Hukuk Adamı” kalitesindeki Yargıçlar da, yasaları eğmeden-bükmeden-kişiye göre yorumlamadan uygulamalıdırlar.

Bu kişiler Türk Tarihinin en güzel makamlarında yer bulurlar.
Öbürleri ise, görev süreleri biter bitmez, kendileri de biter ve unutulurlar…

Türk Milletinin yanıldığı olay, AKP’yi normal bir siyasal parti olarak kabul etmesidir.

Eğer AKP’yi Türkiye’nin hizmetinde olan normal bir siyasal parti olarak varsayarsanız, onun sizi teker-teker yemesine, sonunda ülkeyi bitirmesine engel olamazsınız.

  • AKP ve Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Federe İslam Devletine dönüştürmekle görevli dıştan kurgulu-cemaat ve tarikatlardan destekli
    bir yıkım koalisyonudur.

Adam kullanmak – çalmaya göz yummak – tehdit etmek dahil
her yola başvurmaktan çekinmezler.

Önümüzdeki günlerde AKP ve Erdoğan’ın son oyunu karşısında
Yüksek Seçim Kurulu ve Muhalefet Partileri Liderlerinin nasıl bir sınav vereceğini birlikte göreceğiz. Bakalım hala uyumaya devam ediyorlar mı?

*Yüksek Seçim Kurulu suskun kalamaz, mutlaka bir karar vermelidir.

Cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan Erdoğan bir
KAMU GÖREVLİSİ MİDİR / DEĞİL MİDİR?”

Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası hazırlarken, herkesi uyutan AKP’nin savunması, “Yasada Başbakan istifa eder, diye yazıyor mu? Yazmıyor, o zaman derdiniz ne?” demektedir.

Başbakan Erdoğan maaşını nereden almaktadır?
Deniz Feneri Derneğinden mi, T.C. Devletinden mi?

T.C. Devletinden maaş alan herkes “Kamu Görevlisidir.”

Örneğin, Başbakan Erdoğan’ın Koruma Müdürü aday olmak isterse,
istifa etmek zorunda ama tüm kamuya emir verebilen, tek sözüyle devletin trilyonlarını yönlendirebilen, örtülü ödeneği ve devletin tüm olanaklarını kullanabilen
Başbakan Erdoğan, aday olunca istifa etmeyecek ha!

Hadi oradan, hadi…

Suskun kalamazsınız YSK. Karar verin ve lütfen Türk Milleti ile paylaşın.
Başbakan Erdoğan “KAMU GÖREVLİSİ MİDİR / DEĞİL MİDİR?”
Yanıt bekliyoruz…

*Muhalefet Partilerinin Sayın Liderleri;

Sizler suskun kalıp “HUKUKSUZLUĞU” kabullenemezsiniz.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine “BAŞBAKAN” olarak girerse,
bu seçim eşit – dürüst – adil bir seçim olmaz!

  • Başbakan Erdoğan zaten şu an dünyanın en zengin
    sekiz siyasetçisinden biridir. 

Cumhuriyet Tarihi boyunca tüm Başbakanların (Askeri dönemler dahil)
harcadığı örtülü ödenek toplamından çoğunu tek başına harcamıştır.

Bu seçim için devletin maddi manevi her olanağını kullanmaktan çekinmeyecektir.
Yapacağınız iş basittir : 11 Temmuz’a dek YSK’yı karar vermesi için zorlayınız.
Eğer YSK, baskı altında kalıp hukuksuzluğa alet olursa,
SEÇİME KATILMAMA kampanyası başlatınız.

Hiç kimse hayal görmesin. Kimse devlet ile baş edemez.
Hele başında Tayyip gibi biri olan bir devlet ile hiç kimse baş edemez.

Erdoğan Başbakanlıktan istifa etmeyip, yasayı çiğnemeye devam ederse,
O’nu tek başına bırakın.

Sizler de Milletvekilliğinden istifa ediniz ve Türk Milletinin yanında yer alınız!

Bırakın sarhoşu, devrildiği yerde kalsın. Bırakın işkembe b.ku ile kaynasın.
Servetinin hesabını veremeyen, sırtında onlarca yolsuzluk – hırsızlık dosyası bulunan birinin T.C. Devletinin başına geçmesine nasıl izin vereceksiniz?

Sadaka dolandırıcılığı yapanlar, milletin oyunu haydi – haydi çalarlar.
Devlete tek kuruş vergi vermeyen, PKK Narko-Terör çetesini öven,
bir de utanmadan Türkiye’nin petrolünden pay isteyenlerle işbirliği yapacak olan..

İslam Devleti özlemcileri mi Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak?

Bunlar mı bizim demokrasimizin standartlarını yükseltecekler?
Böyle Demokrasi de, böyle Cumhuriyet te olmaz.

1923 ruhuyla yenisini baştan, beraberce kurarız.

Sağlık ve başarı dileklerimle.
(04 Temmuz 2014)

DÜNYA ÜLKELERİ BİLİM ÜRETİMİ, ATATÜRK ve ÇAĞRIŞTIRDIKLARI


DÜNYA ÜLKELERİ BİLİM ÜRETİMİ,
ATATÜRK ve ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

Dostlar,

Dünya bilimsel yayın üretiminin etkili bir görselle karşılaştırması…
Öyle çok “şey” söylüyor ki bu akıllı çizim..

2012_Dunya_yayinlari_karsilastirmali

Örn. İsrail ve Mısır..

İlki 7,5 milyon nüfuslu.. Toprakları 27 bin km2 (16 bin km2 si çöl!)
Nüfusu Mısır’ın 11’de 1’i, toprakları 40’ta 1’i!
10844 ve 5911 ise bu 2 ülkenin yıllık bilimsel makale sayısı..
Bizim yöneticilerimiz, hala 3-5 çocuk istiyorlar her aileden!?..
Herhalde Mısır’a benzetmek için Türkiye’yi..
Kalabalık ve kaçınılmaz olarak niteliksiz bir sürü insan..
Politik ve dinci sömürünün her türüne açık, demokrasicilik aracı..

Oy deposu, biat kültürü tutsağı, mensup – meczup 100 miyonluk “tuhaf” bir güruh!?

İnsanın midesi hatta beyni bulanıyor bu politikadan ve sonuçlarından.
Laik Türkiye, hiç olmazsa bu durumuyla bile Mısır’ın 3,5 katı yıllık bilimsel yayın yapıyor.

LAİK yaşam ve SEKÜLER devlet düzeni olmadan çıkış yok!

Türkiye’nin bu dinci – bağnaz – yobaz – dış güdümlü ve iç işbirlikçili
emperyalist YEŞİL KUŞAĞI kırması gerek; hem de hızla!

Ve kırılacak, kıracağız..

Anadolu Rönesasnsı ve Dinde reform bu coğrafyada da yaşanacak..

ATATÜRK‘e düşmanlığın ana nedeni ortada :

Bize biricik manevi miras olarak AKIL VE BİLİMİ; BİLİMSEL AKILCILIĞI bıraktı!
Ayrıca Yaşamda biricik yok gösterici AKIL ve BİLİMDİR! dedi..

Yetmez mi; insanın insanlaşmasını istedi bu yolla..

Kulluktan çıkıp özgür yurttaş olmasını istedi, buna çabaladı, yırtındı Devrimlerle!

Gerçek demokrasi ve insanlık onuruna yakışan düzen böylesi olmayacak mıydı?

Şimdi neden tam tersi politika güdüyor ATATÜRK düşmanları acaba?

Sevgi ve saygı ile.
4 Temmuz 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net 

2 Temmuz 1993 Sivas kırımının 21 yılının ardından…


2 Temmuz 1993 Sivas kırımının 21 yılının ardından…

Dostlar,

2 Temmuz 1993 Sivas kırımı (katliamı – faciası) 21 yılını tamamladı.

2 Temmuz 2014 günü de Türkiye gündemini “yaladı, alazladı” ve geçtiii, gittiiii..

2 Temmuz 2015’te bir kez daha gelmek üzere 1 yıl, 365 gün “tatile çıktı” !?

Ama bilinsin ki, hatta hiç akıldan çık(arıl)masın ki; Madımak’ın lanetli canilerinin ateşinde – dumanında Hak’ka yürüyen Canların Canları, sürgit yangınlardadır,
arasız – tatilsiz. Dîller (gönüller), ilahi adalet için niyazdadır 5 vakit..
Ve hiç kuşku yok; bu masum ve içten yakarışlar karşılıksız kalmayacaktır, kalamaz..

Yüreklere düşen ateşler hala kordur ve harlıdır!

35_kurban

 

 

Asıl caniler, hak ettikleri yasal cezalara çarptırılmış değillerdir. Yakalanan birkaç maşadır ve göstermelik cezalar almışlardır. Asıl suça azmettiren insan müsvetteleri ortalıkta yoktur. Yüzleri değiştirilmiştir, yeni kimlik almışlardır.. 1 numaralı sanık (Cafer Erçakmak) Sivas’ta karakolun yakınında 17 yıl saklanabilmiştir (!), bir bölümü
yurt dışında yeni işler tutarak sefil kişiliklerine uygun “misyonlar” yürütmektedirler.

Onlarla ideolojik boyutta bütünleşerek canhıraş, derin empati ile savunmanlığını üstlenen meslek etiğini ayaklar altına alan kimi avukatlar belediye başkanı, milletvekili, bakan yapılmışlardır özellikle AKP hükümetlerinde :

*****
Sivas sanıklarını savunan avukatlardan bir bölümünün
son dönemlerde eriştikleri makamlar;   

Av. Celal Mümtaz Akıncı, Afyon Barosu Bşk. ve AKP oylarıyla Anayasa Mhk. üyesi; 
Av. Hayati Yazıcı, AKP’nin devlet bakanı; 
Av. Haydar Kemal Kurt, AKP Isparta Milletvekili;
Av. Zeyid Aslan, AKP Tokat Milletvekili, Başbakan Erdoğan”ın eski avukatı; 
Av. Hüsnü Tuna, AKP Konya Milletvekili; 
Av. Burhanettin Çoban, Afyonkarahisar AKP”li Belediye Başkanı;
Av. Faik Işık, Başbakan Erdoğan”ın ve Süleyman Mercümek”in avukatı;
Av. ibrahim Hakkı Aşkar, 22. Dönem AKP Afyon Milletvekili;
Av. M. Ali Bulut, AKP Maraş Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi;
Av. Bülent Tüfekçi, AKP Malatya il Başkanı;
Av. Halil Ürün, AKP Afyon Belediye Başkan adayı; 
Av. Mevlüt Uysal, AKP İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı;
Av. Nevzat Er, Eski AKP Eminönü Belediye Başkanı, 
Av. Suat Altınsoy, AKP Konya il Bşk. Yardımcısı;
Av. Tayfun Karali, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürü; 
Av. Ferruh Aslan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü; 
Av. İbrahim Kök, AKP Elazığ milletvekili aday adayı;
Av. Ali Aşlık, eski AKP İzmir il Başkanı;
Av. Bedrettin İskender, AKP Ümraniye Belediye Başkan adayı; 
Av. Ekrem Bedir, Sakarya AKP Hendek Belediye Meclis Üyesi; 
Av. Faruk Gökkuş, AKP, Kâğıthane Belediye Başkanlığı aday adayı; 
Av. Hasan Hüseyin Pulan, AKP İstanbul İl Disiplin Kurulu üyesi;
Av. Hurşit Bıyık, AKP Trabzon il Başkan Yardımcısı. Belediye Başkanı”

*****

Ve dava 20 yıllık zaman aşımına uğratılmıştır,
yarısı AKP’nin iktidarında olmak üzere.

Oysa yapılması gereken ne çok ve kapsamlı iş vardı??
Öncelikle davayı adil ve hızlı biçimde sürdürerek maşa canileri ve azmettiricilerini
en ağır yasal yaptırımlarına çarptırmak..

Bu yolla toplumsal infiali yatıştırmak, adalet duygusunu tatmin etmek ve caydırıcılık!

Ardından derinlemesine sosyo-politik, etno-kültürel, politik-tarihsel .. kapsamlı irdelemelerle sorunun tüm boyutlarıyla kavranması… Hükümet(ler) hangi
bilim kurumlarına bu bağlamda görev verdiler ve hangi raporlar üretildi??

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kendisinden beklenen kritik işlevleri üstlendi mi?

“Çorum ve Maraş kırımlarının ardından gerekenler yapılmadığı için mi buradayız?” sorusunun yanıtı nerede??

DİB’ndan başlamak uygun olur.. Bu belalı kurum “laik – seküler” devlette kalacaksa,
tüm inanç kesimlerinin demokratik çoğulcu (pluralist) temsili sağlanacak biçimde köktenci olarak yeniden yapılandırılmak (radikal reform) durumundadır.

  • Milli Eğitim’de devamla zorunlu din derslerinin
    AİHM kararları dikkate alınarak kaldırılması artık kaçınılmazdır.

Milli Eğitimde, salt Sünni mezhebinin ayrıştırıcı – ötekileştirici – düşmanlaştırıcı propagandasına dönüşen ezberci ve neredeyse cihat militanı yetiştiren
sözde müfredatının derhal tasfiyesi zorunludur.

Aile içinden başlayarak toplumum tüm kurum – kuruluşlarında, katmanlarında
temel insan hak ve özgürlüklerinin vazgeçilmez gereği olarak LAİK EĞİTİM;
ekmek – hava -su kadar vazgeçilmez ve ACİL olmuştur.

İmam – Hatip eğitimi ucubesi topluma dayatıldıkça; bu toplum daha çok katil,
daha çok hırsız, daha çok ırz düşmanı, daha çok bayrak – vatan düşmanı yetiştirmiştir!

Artık aklımızı başımıza almanın zamanı geçmektedir. 12 Eylül’den bu yana sözde “dindar” toplum yetiştirme hedefi duvara toslamıştır. İnsanlar hem gerçek dini – iyi ahlakı – erdemi – İNSANLAŞMAYI öğrenememiş hem de hızla yozlaş(tırıl)mışlardır .

Bu nitelikte insan yığınıyla Türkiye’de ortak bir ülküye dayalı uygar, gönence erişmiş, uluslararası toplumda saygın yer edinen bir Türkiye yaratma olanağı kalmamıştır

Gelecek 2 Temmuz 2015’e dek Türkiye’nin gündeminde bu sorunlar da
mutlaka olmalıdır.

Halkın dinmeyen acılarının terennümü olarak birkaç şiir paylaşmaya ne dersiniz??

Sevgi ve saygı ile.
4 Temmuz 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

divider_yesil_fiyonk

ATEŞTE SEMAHA DURANLAR İÇİN

Ateş vardı. Can vardı. Canlar vardı.
Yangın ve Ölüm vardı.
Onlar ateşte semaha durdular.
Benim Kâbem insandır diyerek
Dost senin derdinden
Ben yana yana
Ali Ali Ali
Ben yana yana diyerek
Canlar katledildiler
2’Temmuz’da
Madımak’ta, Sivas’ta
Öldüler!
Canlar “ölümü güzel kıldılar.”

Ali Yıldırım
(“
ATEŞTE SEMAHA DURMAK” kitabından alınmıştır.)

divider_yesil_fiyonk


OY MADIMAK MADIMAK

ölüler dirilirdi

çıkamazdım ki otelden
ben otelden hiç çıkamazdım ki
her şeyi bilen bir adam gibi gelip geçerdi
kış
ve hayaletler halinde yaz sürüleri
gündüz ve gece
gece desem gece, gündüz desem gündüz
ve desem ki sonuncu günü
dünyanın insan eliyle yaratılmasının
sonuncu günü

Cansever (ATEŞTE SEMAHA DURMAKkitabından alınmıştır)

divider_yesil_fiyonk

“TAHRİK”

biz kırıldık daha da kırılırız

doğudan batıya bütün dünyaya
ama kardeşin kardeşe vurduğu hançer
iki ciğer arasında bağlantı kurar
büyür, bir gün, zenginleşir orada
çünkü Ali‘yi dirilten iksirde saklı
Hasan’a sunulmuş ağuda
granitin de olur bir okyanus diriliği
nehirler daha uysal akar
bir çiçek nasıl uçuyorsa
öyle sever, çalışır insan
kıraçlar çarptıkça dağlara
gül göçürür şafağından
doğanın altın şafağından
insanın altın şafağından
tarihin altın şafağından

biz kırıldık daha da kırılırız

Cemal Süreya

divider_cizgi