HES protestosu + Teknik ek

HES protestosu + Teknik ek

Portresi_gulumseyen

 

Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Nükleer Fizik Uzmanı

Değerli arkadaşlar,

Sizlerle paylaştığım son “HES” konulu  iletimde “Karadeniz bölgemizdeki deki toplam hidroelekrik potansiyel Türkiye’deki kurulu gücün yüzde beşi kadardır” demiştim. Devlet Su İşleri ve Elektrik mühendisleri Odasının Bu bölge için 7-8 GigaWatt rakamını verdiğini söyleyen bazı arkadaşlar benim 3-4 GigaWatt potansiyeli nasıl bulduğumu soruyorlar.

DSİ ve EMO yetkililerinin nasıl bir hesap yaptıklarını bilmiyorum. Uzun süreli gözlem
ve ölçümlere mi dayalı*, yoksa belli bir modele göre mi hesaplanmış bu verdikleri rakamlar, bilmiyorum. Ben olabildiğince basit, anlaşılır bir modelle “gerçekçi” bir hesap yapmaya çalıştım; Karadeniz Bölgesi hidroelektrik potansiyelini 3,5 GW buluyorum. Bu da Türkiye genelinde mevcut kurulu gücün % 5’i kadarıdır,
yani yirmide biri…

Şimdi sormak gerekir; “Türkiye’de yanan her 20 ampulün yanına bir ampul daha eklemek illâ da gerekli mi?”  Ben bu anlamsız çabaların  Ülkemize yararından çok zararı olduğu kanaatindeyim ve o nedenle de Karadeniz dereleri üzerine HES’ler inşasına karşıyım.

Değerli arkadaşlar Akarsularımızdan alabileceğimiz elektrik enerjisinin sonuna geldik.Tüm Dünyada kullanılan Enerjinin %2-3 kadarı hidrolik enerjidir; bizde ise % 10 !!! yani elektrik üretmek için sularımıza, Dünya ortalamasından 4-5 kere daha fazla yükleniyoruz… Bu da sonuçta çevre yıkımına ve diğer kırılganlıklara yol açıyor.

Sevgilerimle. æ
_____________________

* Belli bir akarsu üzerinde, suyun miktarı, debisi, düşüş yüksekliği gibi parametrelerin ölçümüyle belirlenen rakamlar

Orta ve Doğu Karadeniz Bölgemizin, yaklaşık 500 km. uzunluğunda ve 50 km genişliğindeki  kuzey yamaçları yılda ortalama 2 metre yağış alıyor.
Bu Yağışların ~%50 kadarı tekrar buharlaşır, atmosfere döner, ~%10 kadarı yeraltı sularına giderken,  ~%40 kadarı da akarsularla Denize dökülür. Dolayısıyla değişik seviyelerden başlayarak akışa geçen suların yıllık toplamı yaklaşık M=0,4x500000mx50000mx2m=20 milyar tondur. Yamaç zirve hattının ortalama yüksekliğini 2000 metre alalım. Sular 2000 metreden başlayarak (derelerin birleşmesiyle) ve gittikçe artan bir debi ile aşağıya, Denize doğru akarlar…
Belli bir yükseklikteki suyun potansiyel enerjisi E=ghm formülüyle verilir. Burada g=9,8 yer çekim ivmesi, h metre olarak yükseklik ve m suyun kg olarak kütlesidir.

Denizle Zirve arasında, Denizden s metre kadar içerideki bir noktada ortalama yükseklik yaklaşık

h(s)=sx2000/50000=0,04xs  metredir; bu noktadaki potansiyel enerji

dE=gxh(s)xdm  ve su kütlesi,

dm=500000mx2mx1000kg/m3xds dir. dolayısıyla

dE=gxh(s)xdm=3,92×108 s.ds Joule olur.

Bu enerjiyi Deniz kıyısından Zirveye kadar toplarsak (∫s.ds=s2/2) sonuçta 1 yıllık toplam mekanik enerjiyi hesaplamış oluruz. Santralın Elektrik gücü üretken mekanik gücün yaklaşık 3/8 kadarıdır; ayrıca akarsuların yaklaşık üçte biri kontrol edilemeyecek kadar küçük derelerdir. (iyi ki de öyledir!) Santralların bakım, onarım vs. nedenlerle yıllık etkin çalışma süreleri %90 dan daha büyük olamaz… tüm bu faktörler de dikkate alındığında toplam elektrik güç; 

We=3,92×108x500002/2x(2/3)x(3/8)/(365günx86400saniye/gün)x0,9=3,5×109 Watt.

Sonuçta “Orta ve Doğu Kara Deniz Bölgemizin kullanılabilir net Hidroelektrik potansiyeli 3-4 GigaWatt arasındadır” diyebiliriz; bu da Ülkemizdeki kurulu
Elektrik Gücü (64 GW) yaklaşık % 5’ine karşılık gelir…  æ

***

5 Haziran 2014 11:27 tarihinde D.Ali Ercan <daliercan@gmail.com> yazdı:

Değerli arkadaşlar,

Karadeniz kıyılarımızda HES Rezaleti devam ediyor..

  • Bilinçlenen bölge halkı Çevreyi korumak adına direniyor, adeta düşmana karşı “Yurt savunması” yapılıyor.

Ama ne yazık ki Jandarma bu haklı direnci kaba güçle kırıyor.

Ülkemizin en yeşillik doğasını tahrip eden cahil, ilkel ve hoyrat güce karşı
yalnızca Karadenizliler değil, tüm Ülkenin ayağa kalkması gerekiyor.

HES kısaltması Hidro Elektrik Santral demektir; ancak minik dereleri doğal akaklarından ayırarak boruların, tünellerin içerisine hapsedip sonra yükseklerden düşürerek elektrik elde etmek gibi bir garabete HES demek yaraşmaz. HES Atatürk Barajı gibi, Karakaya Barajı, gibi büyük akarsular üzerinde barajlar yaparak, ama suyu doğadan ve doğal yolundan ayırmadan, genel akışını bozmadan olur. (Bunları Giresun’daki Enerji / HES söyleşimde de anlatmıştım.)


Değerli arkadaşlar,

Karadeniz kıyılarında Dere sayısından çok HES Projesi var… komik ama gerçek,
bir çok derede yeterli su bile yok. Danıştay’ın hukuka aykırı bulduğu ve
Üretim lisansını iptal ettiği projelere Çevre (!) Bakanlığı yeniden onay veriyor.

Tüm Türkiye’de 60 GW üzerinde kurulu Elektrik Gücümüz var. Karadeniz Bölgesindeki derelerin (Fırtına Vadisi, Çayeli, Hemşin, Fındıklı Çağlayan ve Arılı dereleri,
Arhavi deresi, Kemalpaşa ve Hopa dereleri, İkizdere…) 
toplamının elektrik potansiyeli Türkiye’nin mevcut Elektrik kurulu Gücünün % 5’i kadardır;

Yalnızca kazanç hırsıyla gözü dönmüşlerin inatla yürüttükleri bu aptalca projeler,
geri dönüşü olmayan, onarılamaz doğa tahribatına (AS: Yıkımına) değmeyecek büyüklükte bir Risk taşımaktadır…

Kaygılarımla.æ

http://www.dailymotion.com/video/x1ybrz5_rize-de-hes-protestosuna-jandarma-mudahale-etti_news?start=23 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir