Onur Öymen : OBAMA – ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ


OBAMA – ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

Sayın Dr. Onur Öymen, 1974 Kıbrıs Barış Harekartında  ülkemizin Lefkoşe Büyükelçilğiği müsteşarı idi. Gelişmeleri ilk elden ayrıntılı yaşayan bir diplomat..

ONUR ÖYMEN

Türk ve Amerikan makamları Başkan Obama’nın Başbakan Erdoğan’la bir telefon görüşmesi yaptıklarını aynı cümlelerle duyurdu. Açıklamalardan, Obama’nın sıcak ifadeler kullandığı ve “Türkiye’nin olumlu katkılarla dünyada liderlik sergileyeceğine ilişkin inancını ifade ettiği” bildiriliyor. Dikkat çeken bir nokta “Başbakan Erdoğan’ın Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlamasını sağlama konusundaki rolünün Obama tarafından şükranla karşılandığının” belirtilmesi.
İlgi çekici bir nokta da Barış Kartalı Boeing 737 uçağının Türk Hava Kuvvetleri envanterine katılmasının cuma günü bir tören eşliğinde gerçekleşeceğinin açıklanması. Uzunca bir zamandan beri iki lider arasında görüşme yapılmıyordu. Türkiye ile Amerika arasında soğuk rüzgarlar esiyor, Amerikan basınında üst üste yayınlanan yazılarda
Türk Hükümeti kuvvetli bir dille eleştiriliyordu. Şimdi ne oldu da birden bire iklim değişti? Acaba Kıbrıs müzakereleri mi iklimi ısıttı? Türk tarafı şimdiye dek görüşmelerin Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılmasına önem veriyor, hiçbir devletin bu sürece doğrudan müdahil olmasını kabul etmiyordu. Şimdi bu konuda da bir değişiklik seziliyor.

BM gene görev yapacak ama Amerika’nın aktif biçimde devrede olduğu anlaşılıyor. Şubat ayının ilk günlerinde Atina ve Lefkoşe’yi ziyaret eden, Kıbrıs’ta Türk ve Rum liderlerle görüşen ABD Dışişleri Bakan Yardımcılarından Victoria Nuland, Amerika’nın müzakerelerin başlaması çabalarına katıldığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jeniffer Psaki , Nuland’ın görüşmelerinin “çıkmazı kırdığını” söyledi.
Norveç sismik gemisinin Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde bir Türk askeri gemisi tarafından ‘taciz edilmesini’ yorumlaması istenen Psaki, şöyle dedi:

“Kıbrıs’ın kıyı bölgelerindeki enerji arama haklarını destekliyoruz. …Nuland, bölgede gerginliği artırabilecek hareketlerden kaçınılmasının önemli olduğunu da iletmiştir.”
Yani Rumların doğal gaz arama hakkı vardır ve Türkler bunu engellememelidir. Amerika Kıbrıs’ın civarındaki sularda yapılan petrol ve doğal gaz aramalarına
önem veriyor. Hem Kıbrıs Rum Yönetimi hem de İsrail birbirine çok yakın olan
doğal gaz yataklarının araştırılması ve işletilmesi işini Amerikan Noble Energy firmasına verdiler. Oradan çıkartılacak gazın sıvılaştırılması için Kıbrıs’ta 6 milyar dolarlık bir tesis kurulması öngörülüyor. Rumlar bu konuda Fransız Total ve Amerikan Noble şirketleriyle anlaşmalar yaptılar. Güney Kıbrıs’ın bölgede bir enerji üssü olması öngörülüyor.
Nobel Energy, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki kimi doğal gaz işletmelerinde % 47’lik hisseye sahip. Buradaki kaynaklarda üretim ve satış çoktan başladı. İsrail ve Kıbrıs Adası yakınındaki yataklarda 35 trilyon ayak küplük doğal gaz rezervi bulundu.
Tamar bölgesinde de 2013 yılının Mart ayında üretime geçildi. Bölgedeki doğal gaz yataklarının güvenliğiinin korunması için Kıbrıs Rumlarıyla İsrail işbirliği yapıyor.
Geçen hafta düzenlenen ortak tatbikata 32 İsrail savaş uçağı katıldı. Baf civarındaki Andreas Papandreu Havaalanının bitişiğine askeri uçakların kullanabileceği bir bölüm yapıldı. İsrail’in de bu üsten yararlanmak istediği bildiriliyor. Başbakan ile Obama arasındaki görüşmede Hava Erken ihbar uçağı projesi çerçevesinde Boeing firmasından alınacak ilk uçağın cuma günü teslim alınacağı bildirilmiş. 1 milyar 385 milyon dolar tutarındaki bu projenin 637 milyon doları Amerikan firmasına çoktan ödenmiş olmasına rağmen 6 yıldır teslimat gecikiyordu. Bu uçakların verilmesine başlanmasının da Kıbrıs müzakerelerin başlamasından hemen sonraya rastlaması ilginç bir tesadüf! Bütün bu gelişmeler Kıbrıs sorununun çözüme ulaştırılmasında
hangi ülkelerin devrede olduğunu ve hangi çıkarların elde edilmesine çalışıldığını gösteriyor. Türkiye ise yıllardan beri savunduğu çifte egemenlik koşulundan
vaz geçtiği gibi, Rumların Türkiye-AB müzakerelerinde 6 başlığa koyduğu vetoyu bile kaldırtabilmiş değil. Peki, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gaz rezervleri konusunda yıllarca izlediğimiz kararlı politikaya ne oldu? Piri Reis gemisi şimdi nerelerde?

Türkiye yerel seçimlerle uğraşırken çevremizde bunlar oluyor ve ne yazık ki,
ülkemizin çıkarları açısından bu denli önemli gelişmeler Meclisin de,
siyasetin de gündeminde yok. Türkiye dış politikada irtifa kaybediyor.

Saygılar, sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir