Yeni Yıla Girerken Eğitim


Yeni Yıla Girerken Eğitim

Portresi

 

Mustafa Gazalcı
www.gazalci.net
mgazalci@gmail.com

 

İnsan takvimlerdeki değişikliğe bakarak her şeyin değiştiğini sanır.
Ya da öyle görmek, ummak ister. Özellikle yeni yıla girerken.

Oysa gerçekler değişmez. Fiziki koşullar neyse o yaşanır.
Eski yılın izleri, etkileri yeni yıla yansır.

Örneğin 2013 yılının birikmiş sorunları, dertleri 2014 yılına devreder.
Tıpkı 2012 yılının sorunlarının 2013’e aktarıldığı gibi.

Bu gerçek yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da geçerlidir.
2012 yılında eğitimin en çok tartışılan olayı 4+4+4 düzenlemesiydi.

Bu düzenlemeyle laik Cumhuriyet eğitimine büyük darbe vurulmuş,
8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim bölünmüş, imam hatip ortaokulu
yeniden açılmıştı.

4+4+4 Karşı Devrim Düzenlemesi

2013 yılında eğitimde 2012’den gelen 4+4+4 düzenlemesinin sancıları yaşandı.
Özellikle beş, beş buçuk yaşında ilkokula başlayan küçücük çocuklar büyük sıkıntılar çektiler. Okul öncesine gitmesi gereken çocuklar zorla ilkokula kaydedildi.
Uzmanların, öğretmen örgütlerinin uyarılarına kulak tıkayan iktidar bu öğretim yılında
bir ölçüde yanlışından döndü. Ancak bir öğretim yılında 5-7 yaşındaki çocuklar
bir arada eğitim gördüler. Kalabalık sınıflar, okul korkusu gibi birçok sıkıntı yaşadılar.

İkinci 4 diye bilinen ortaokulda da seçmeli dersler sıkıntısı çekildi. Çocuklar öğretmen,
sınıf yok diyerek belli dersleri seçmeye zorlandılar.

Üçüncü 4’te yani lisede açık öğretim yolu açıldığı için birçok öğrenci okula gelmedi.
Kimi çocuklar evlerinde oturdu, kimileri çalışmaya gitti.

Özetle daha önce uzmanların işaret ettiği sorunlar bir yıllık 4+4+4 uygulamasıyla
fazlasıyla yaşandı.

Bu düzenlemeyle devrim yaptık diyenlerin sözleri havada kaldı.
Karşı devrim olduğu görüldü.

İmam Hatip Okulları Sayısı Hızla Arttı

4+4+4 yasasıyla yeniden açılan imam hatip ortaokulları (İHO) sayısı hızla arttı.
“2012-2013 Öğretim yılı başında 1099 İHO’da 94 bin 467 öğrenci varken, 7 Kasım 2013 itibariyle bu sayının 1365’e, öğrenci sayısının ise 208 bin 212’ye çıkarıldığı kaydedildi.
Buna göre İHO sayısı son bir yılda %24, bu okullardaki öğrenci sayısı %120 arttı.
AKP’nin iktidara geldiği 2002-3 öğretim yılında 458 olan imam hatip lisesi (İHL) sayısının 2012-2013 öğretim yılında 708’e, öğrenci sayısının ise 64 bin 534’ten 380 bin 771’e çıkarıldığı kaydedildi.

  • 7 Kasım 2013 itibariyle İHL sayısının 850’ye,
    öğrenci sayısının ise 518 bin 482’ye yükseltildiği belirtildi.
  • Toplam 2 bin 215 İHL ve İHO’lara 726 bin öğrenci devam ediyor.” (1)

Yetersiz, Yatırımsız MEB Bütçesi                    :

TBMM’de 2014 Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi 55 milyar 704 milyon 610 TL olarak bağlandı. Bu bütçenin %78’i personel ve sosyal güvenlik payına ayrıldı.
104 devlet üniversitesi, açık öğretimle birlikte yaklaşık 5 milyon gencin okuduğu yükseköğretim kurulu 2014 bütçesi de 11.5 milyar lira, onun da %64’ü personel gideri.

AKP sözcülerinin durmadan “Eğitime en büyük pay ayırdık, şu kadar akıllı tahta,
tablet dağıttık, derslik yaptık” propagandalarına karşın 2014 yılı MEB bütçesi yetersiz, yatırımsız bir bütçedir.

2002 yılında eğitim bütçesinin %17’si yatırıma ayrılmışken 2004’ten başlayarak
hep %10’un altında kalmıştır.

  • Eğitim harcamalarının yükü yine 11 yıllık AKP iktidarında olduğu gibi
    bu yıl da velilerin sırtında olacaktır.

Dershane Kavgası

2013 yılında iktidarla Fethullah Gülen cemaati arasında dershanelerin kapatılıp kapatılmaması kavgası yaşandı.
Yapılan pazarlıklar sonucunda iktidar, dershanelerle ilgili yasal düzenlemeyi
2015 yılına erteleyince tartışmalar durulur gibi oldu.

Ancak 17 Aralık 2013 içinde üç bakan oğlunun da bulunduğu “rüşvet ve yolsuzluk” operasyonu, duruldu sanılan bu kavgayı yeniden canlandırdı.
Bu iki güç arasındaki kavga daha çağdaş, daha nitelikli bir eğitim için değil.
Bugüne değin iktidarla, cemaat birlikte laik Cumhuriyet eğitimini kuşattılar.
Bilimsel, kamusal eğitimi dinselleştirip, paralı duruma getirdiler.

11 yılı aşan AKP iktidarı döneminde dershane sayısı ve dershaneye giden öğrenci sayısı yaklaşık iki kat arttı.

2002-3 öğretim yılında dershane sayısı 2122, öğrenci sayısı 606522 iken,
2011 ve 2012 öğretim yılında özel dershane sayısı 3961, öğrenci sayısı 1 219 472 oldu. (2)
Dershanelerde yaklaşık 50 bin öğretmen çalışıyor.
Bunların yaklaşık %25’i cemaatin etkisinde dershaneler.
Dershanelerin yıllık cirosu 4 milyar TL. (3)

Fethullah Gülen cemaatinin Anaokulundan üniversiteye dek yurt içinde ve dışında
eğitimle ilgili birçok yatırımı var.
“İddialara göre, Gülen cemaatinin Türkiye genelinde 210’dan fazla özel okulu,
binlerce ışık evi, dershane ve kurs, 500 öğrenci yurdu bulunuyor. Bunun yanı sıra
Türkî cumhuriyetlerinden Kanada’ya, Nijerya’dan Singapur’a uzanan 134 ülkede
2010 itibariyle toplam 400 okul, bu ülkelerde 38 öğrenci yurdu, 13 üniversiteye
hazırlık kursu ve on binlerce öğrencisi, 7 binden fazla öğretmeni var.
Bu okulların mali kapasitesi ise 1.5 milyar dolar olarak hesaplanıyor.” (4)

2005’te 69 CHP milletvekiliyle birlikte Fethullah Gülen’in etkisinde olan yurtların, dershanelerin ve okulların 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na,
Anayasaya uygun olup olmadığının araştırılması için TBMM önerge verdik.
Önerge AKP oylarıyla gündeme alınmadı.
Aradan geçen süre içinde cemaate bağlı eğitim kurumlarının sayısı sürekli arttı.

Aydınlık Bir Türkiye İçin

Ne AKP iktidarının ne de Fethullah Gülen cemaatinin anlayışı,
eğitim uygulaması aydınlık Türkiyeyi yaratabilir.

Yeniden laik Cumhuriyet eğitimi anlayışına dönmek gerekir.

  • 3 Mart 1924’te getirilen Anayasanın 174. maddesinde bugün de geçerli olması gereken Öğretim Birliği yasası ödünsüz uygulanmalıdır.
  • Kesintili eğitim anlayışına yol açan 4+4+4 sistemine son verilip
    12 yıllık kesintisiz, bilimsel zorunlu eğitim getirilmelidir.
  • Ders programları ve ders kitapları bilimsel anlayışa göre yeniden düzenlenmelidir.
  • Eğitim yöneticileri seçilmesine özen gösterilmelidir.

Bütün bu önlemlerin alınması, yeniden laik, bilimsel, üretici eğitimin getirilmesi
bir iktidar sorunudur.

Cumhuriyete, laik eğitime karşı olanlara yaklaşan seçimlerde sandıkta bir ders vermek, Gezi Parkı ruhunun bütün ülkeye yansıtılması gerekir.

Kaynaklar
1) Emine Kaplan, Cumhuriyet, 2.11.2013, AKP imam hatipleri uçurdu.

2) Mustafa Gazalcı, Paralı Eğitim Tuzağı, Ulusal Eğitim Derneği, 2010.
3) Güngör Uras, Milliyet, 9.12.2013.
4) Prof. Dr. Nurşen Mazıcı, Cumhuriyet, 5.12.2013, Cemaatler ve Siyaset.
5) Eğitimde AKP’nin 10 Yılı, Eğitim-Sen Yayınları, 2012, s:116-7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir