Günlük arşivler: 16 Ekim 2013

Adaletsiz Toplum Hasta İnsan Gibidir!

Dostlar,

Emre Kongar üstad 11.10.13 günü Cumhuriyet‘teki
AYDINLANMA  köşesinde yazmıştı..

Kurban Bayramı’nın 3. günündeyiz ve Türkiye deriiin mi derin bir  adaletsizlik ortamında.. Hemen her bakımdan..

Başlıca sorumlusu AKP iktidarı ve Başbakan RT Erdoğan..

Bu böyle süremez.. Düzelmesi, düzeltilmesi gerek…
Antik Yunan’dan beri bilinir Demokritos’un (MÖ 460-370) ünlü uyarısı :

  • “Adaletsizlik eden, adaletsizliğe uğrayandan mutsuzdur.”
    Demokritos

Bir kez daha anımsyalım ve anımsatalım istedik..

Musa _Kart_Adalet_perisi_AKP'nin_caucisi_11.10.13

Adalet perisinin, kimi AKP’lilerin üstelik de gözükapalı
ve makul giysisi bile çok görülen çaycısı olarak görülmesi; Türkiye’ye, çağa, hatta AKP’ye bile yakışmayan ağır bir densizliktir, utanç tablosudur!

Sevgi ve saygı ile.
16.10.13, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Musa Kart,
Cumhuriyet, 11.10.13

=============================================

Adaletsiz Toplum Hasta İnsan Gibidir!

portresi_resmi
Emre KONGAR

Adaletsiz toplum hasta insan gibidir:
Her tarafı ağrır…
Hiçbir tarafı doğru dürüst işlemez…
Mutsuzdur!

 

Doğru dürüst uyuyamaz…
Doğru dürüst oturamaz…
Doğru dürüst yürüyemez…
Doğru dürüst yiyemez…
Doğru dürüst içemez…
Doğru dürüst düşünemez…
Sağlıklı kararlar alamaz…
Sorunları gittikçe büyür…
Büyüyen sorunlar altında ezilir…
Mutsuzluğu zamanla umutsuzluğa dönüşür!

*****

Adaletsiz toplum, kimliğini yitirir…
Adaletsiz toplum, bölünür…
Adaletsiz toplum, önce anarşiye ve şiddete, sonra da diktaya teslim olur!

*****

Hasta bir insan, lider değilse, bütün bir toplumu kolay etkileyemez, bozamaz, yozlaştıramaz…
Adaletsiz bir toplum ise içinde yaşayan bütün insanları hasta eder!

Hasta insan, doktorlardan medet umar…
Adaletsiz toplum, doktorları infaz eder!

Hasta insan ilaç alır iyileşmek için…
Adaletsiz toplum şiddeti besler, adaletsizliği sürdürmek için!

Hastalığa yakalanmamak, sağlıklı olmak için, hareketli bir yaşam, sağlıklı beslenme, stresten uzak durma, tatmin edici insan ilişkileri ve mutluluk gereklidir…

Şiddetten, terörden uzak, mutlu ve refah içinde yaşayan bir toplum olmak,
laik ve çoğulcu çağdaş demokrasiyi işletmek için ise

  • evrensel hukuk kurallarına uygun işleyen,
    tarafsız ve bağımsız bir adalet sistemine sahip olmak gerekir!

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının güven içinde olmasını ve adil, demokratik bir toplumda yaşamasını istiyorum…
Çok mu fazla şey bekliyorum 21. yüzyıl Türkiyesi’ndeki AKP iktidarından?

KILIÇDAROĞLU’NA AÇIK MEKTUP!


KILIÇDAROĞLU’NA AÇIK MEKTUP!

Görsel

PEYGAMBER SOYLU MUHALEFET

Dr. Ceyhun Balcı

“Türkiye başka coğrafyalarda mucize sayılanların gerçekleştiği yerdir!” sözünü değiştirerek söyleyelim! “Türkiye başka coğrafyalarda rezalet sayılanların siyaset sayıldığı bir ülkedir!” 

İçim yanarak yazıyorum bu satırları.
Türkiye adaleti arıyor!
Türkiye çağdaşlığı yitirdi, arayamıyor bile!
Türkiye yolunu yitirmiş, yol göstericisini arıyor!
Böyle bir ülkede kime gereksinim duyulur? Etkili ve işini bilen bir muhalefete!
Türkiye’de bu konuma en yakın muhalefet partisi hangisidir? Elbette ki CHP!

O CHP’nin Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU diyor ki :

  • “Ailemin kökleri peygamber soyuna dayanıyor!” 

Eklemeyi unutmamış : “Ama, biz bunu siyasete alet etmiyoruz!” 

Sayın Kılıçdaroğlu’na karşılık veriyorum!

“Bize ne!” “Sizi soyunuzun, sopunuzun kökeniyle değerlendireceğimizi nereden çıkardınız?” 

Aslına bakarsanız Kılıçdaroğlu son zamanlarda giderek belirginleşen duruşuyla örtüşen bir söylemde bulunmuş. Laiklikten ve Cumhuriyetçilikten kopan yaklaşımı böylelikle
ete, kemiğe bürünmüş.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun tüm bu temel doğrultu sapkınlıklarına ek olarak sergilediği
bir başka sorunlu strateji de sahipli alanlara girerek siyaset yapma ve olasılıkla da
bu siyasetten getiri beklentisidir.

Etnikçi alandan oy avcılığına girişme uyanıklığının kendisini
feodalite özlemciliğine yuvarladığının farkında mıdır? Olasılıkla değildir.
Olsa da bundan vazgeçmeye niyetli görünmemektedir.

Öbür yandan, peygamber soylu görünme hevesi de bir başka sahipli alandan
oy avcılığı hevesinden vazgeçmediğinin göstergesidir.

Sayın Kılıçdaroğlu!

Bu saçma ve çağdışı söylemlerden vazgeçiniz!

Çağdışına yuvarlanan Türkiye’nin çağdaş bir muhalefet önderliğine gereksinimi var!

Soyunuz ve sopunuz beni zerre kadar ilgilendirmiyor! Soyu, sopu çok seçkin olup da beş para etmez insanlar olduğu gibi; soyu, sopu sıradan olup da dünyaları kurtarmış insanların varlığından haberdar olmalısınız!

Lüleburgaz’da “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” deyip de
Tunceli’de Dersimci olma çelişkisinden uzak durunuz!

Daha da önemlisi Genel Başkan koltuğunu dolduramadığınız ama işgal ettiğiniz partinin tarihine ve kurucusunun yaşam öyküsüne bakınız! Öğreniniz!

Soyunuz, sopunuz beni asla ilgilendirmiyor! Bu türden içi boş ve cingöz politikacı söylemlerinden uzak durunuz! Size yakışıp yakışmadığını bilemem ama
partinize yakışmadığı kesindir…

Ceyhun BALCI, 16.10.2013

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ


ÇARŞAMBA İĞNELERİ

Naci_Bestepe_portresi
Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

HARFLER (Sevgili Cihangir Dumanlı’dan)

ABC’mize Latin alfabesinden yeni harfler ithal ettik.

 

Yetmez. Arap harflerinden iki tanesini daha alalım;

SAT ve YE…

ULUSALCI

RTE: “Ulusalcı mulusalcı yok”

Ben dahil ulusalcı çok,

Mulusalcılığı bilen yok…

ŞANS

Libya Başbakanı kısa süreliğine kaçırıldı.

Kısa süre de olsa bazı ülkeler şanslı…

HAYIRLISI

Tunus’un AKP’si olarak bilinen EN-NAHDA iktidardan çekildi.

Darısı benzerlerine…

KEFALET

AYM Başkanı Kılıç, YARGITAY 9. Daire yargıçlarına kefil oldu.

Hacı hacıyı mahkemede buldu…

BÖLÜCÜ

AKP’li M. Metiner, Cemevleri’ni terör yuvası olarak niteledi.

Bölücü yobazlığın vekili…

HACI

Cumhurbaşkanı ve eşi devlet olanakları ile hacca gitti.

Laik devleti hacılığa da alet etti…

HAYRET!

Beşir Atalay, terörist başını olgun, yetişmiş ve makul buluyor.

Kendisi de o teröristin 40 bin insanını kaybettirdiği devletin bakanı oluyor…

ÖNCELİK

Suat Kılıç, emekli maaşının yetersizliğinden yakınan vatandaşa ”Önce oy” dedi.

Başka ne diyebilirdi?..

ŞIRACI

Abdullah Cömert’in soruşturmasında şüpheli polisin ifadesini polis aldı.

Bozacının tanığı…

IRAK

BALYOZ kararları verildiği gün Org. Özel Kosova’daydı.

Gözden ırak, gönülden de ırak…

GİDİŞ

Org. Özel, “Balyoz sanıkları ceza alırsa çeker giderim” demiş.

Kosova gezisini mi kastetmiş?…

RET

Harbiyeli sınıf arkadaşları Org. Özel’i devre arkadaşlığından reddetti.

Anlayana sivrisinek saz…

ÖZGÜRLÜK

ATV sunucusunun kıyafetini eleştiren Bakan Çelik, ifade özgürlüğünü kullanmış.

Kanal sahibi de “emirle işten atma” özgürlüğünü…

VEFASIZ

Başbakan’ın dizinin dibine oturduğu, MEB’nın ders kitaplarında övgüler düzdüğü Hikmetyar’ın malları “terörist “ olduğu için Bakanlar Kurulu’nca donduruldu.

Dostluklarının sağlamlığı belli oldu…

ULEMA

Yargıtay BALYOZ kararını bozsaydı, RTE ne derdi?

“Sen darbeden ne anlarsın yaa, Büyükanıt’a sorsana…”

PEŞİN

Yargıtay kararına göre “Org. Özkök ve Yalman dinlenseydi de netice değişmeyecekti”

Karar peşin verilince,

Aynen öyle…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Türkiye’de Hâlâ Çocuk Gelinler ve Çocuk İşçiler Var!

Türkiye’de Hâlâ Çocuk Gelinler ve Çocuk İşçiler Var!

  • Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği`nin Dünya Kız Çocukları Günü`ne ilişkin açıklama metnidir. 

Aralarında Türkiye`nin de olduğu ülkeler tarafından Birleşmiş Milletlere önerilen ve bu önerinin kabul edilmesi sonucu son iki yıldır “Dünya Kız Çocukları” günü olarak kabul edilen 11 Ekim`de ne yazık ki Türkiye yaptığı önerinin altında kalmış;
eğitim, sağlık erken yaşta evlilik, ayrımcılıktan ve istismardan korunma gibi pek çok konuda uyguladığı politikalarla kız çocuklarına yönelik ayrımcılığı derinleştirmiştir.

  • Eğitimde 4+4+4 uygulaması öncelikli olarak kız çocuklarını
    mağdur etmiştir. 

2011/12 eğitim-öğretim döneminde; ilköğretim düzeyinde kız çocuklarının okullaşma oranı %98.56 iken yeni modelle birlikte ilkokullarda %98.92`ye çıkmıştır. Ancak; sistemin 2. aşamasında bu oran %92.98`e kadar düşmüştür. Sistemin ilk aşamasında artan kız çocuklarının oran 2. düzeyde sürdürülememiş; kız çocukları ortaokul eğitiminin dışına çıkmaya başlamıştır. Benzer devamsızlık süreci erkek öğrenciler için de yaşansa bile oransal olarak kızlar (%6 azalma) erkeklere (%5 azalma) göre daha çokeğitim sürecinin dışında kalmıştır.

  • Eğitim Sen olarak bu sistemin
    – çocuk işçiliğinin ve
    – erken yaşta evliliklerin önünü açacağını söylemiştik.

Ne yazık ki bu konuda haklı çıktık 12 yıla çıkarılan zorunlu eğitimin son dört yılında öğrencilerin örgün eğitimden ayrılarak açık liselerde eğitim almalarının önünün açılması özellikle kız çocuklarının pedagojik ve sosyal gelişimlerini sağlayabilecekleri ender alanlardan olan okullar yerine eve kapatılmasına neden oldu.

MEB`in açıkladığı verilere göre geçen yıl 8. sınıftan mezun olan 66.067 kız öğrenci ve 57.523 erkek öğrenci ortaöğretim kurumlarına kayıt yaptırmamıştır. Açık lise dahil olmak üzere hiçbir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırmayan kız öğrenci sayısı 37.277 iken erkek öğrenci sayısı 12.172`dir. 4+4+4 uygulamasına geçilmeden önce ortaöğretim kurumlarının hiçbirine kayıt olmayan kız öğrenci sayısı 16.137 idi.
Yani yeni sistemle birlikte kız çocuklarının 20.246`sı açık liseye giderek eğitimine devam etmekte; 37.277`si ise açık liseye bile gitmeyerek ortaöğretim eğitimini almamaktadır.

Çocuk İşçiliği 

Eğitim sisteminden bu biçimde kopan çocukların büyük bölümü çalışmaktadır.
Bugün sayıları TÜİK verilerine 900 bini bulan (AS : 892 bin) bu çocukların önemli bir bölümünü kız çocukları oluşturmaktadır. Kız çocukları ücretsiz tarım işçiliğinden, mevsimlik işçiliğe, ev içi çalıştırılmaya dek pek çok alanda emek sömürüsüne
sunuk (maruz) kalmaktadır.

Çocuk Gelinler

Öte yandan, liselerde okuyan çocukların evlenmeleri durumunda Açık Liseye kayıt yaptırarak öğrenimlerini sürdürmelerinin önünü açan yeni Ortaöğretim Kurumları yönetmeliği ile erken yaşta evlilikler AKP hükümetince resmen teşvik edilir hale gelmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın verilerine göre ülkemizde

  • son üç yılda çocuk gelin sayısı 130 bine ulaşmıştır.

Bu rakamın buz dağının görünen yüzü olduğu açıktır. AKP hükümeti pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da sağlıklı verilerin oluşturulmasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemekte, kamuoyunun yeterli bilgi almasını engellemektedir.

Çocuk İstismarı

Jin Haber Ajansı`nın TÜİK, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan derlediği verilere göre;

Tecavüze uğrayanların %50`si 18 yaş altındadır!
Bunların %90`ını kız, %10`unu erkek çocukları oluşturuyor.
Öte yandan Türkiye sokaklarında 25 bin çocuk yaşıyor.
Bu çocukların büyük çoğunluğu cinsel şiddete maruz kalıyor.
TÜİK verilerine göre yılda 7 bin çocuk cinsel istismara maruz kalmaktadır.
Ne yazık ki çocuk pornografisi, çocuk ticareti, ensest gibi konularda ise sağlıklı veriler bulmak mümkün değil. Çocuk istismarı ve ihmalinin kız çocuklarının
temel sorunlarından biri olduğu ortadadır.

Bütün bunların ışığında AKP hükümetinin çocukları ve kız çocuklarının korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği açıktır. Tam tersine muhafazakâr politikalarla kız çocuklarını eve kapatma, onu anne ve eş rolüyle sınırlama gibi bir yaklaşım içindedir.

Eğitim Sen olarak şimdiye dek olduğu gibi bundan sonra da tüm çocukların özelde de kız çocuklarının eğitim hakkı başta olmak üzere, hakları için mücadele etmeye
kararlı olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.
(http://www.egitimsen.org.tr/genel/.Ul3Z_VCxa80, 11.10.13)

YATAĞAN İŞÇİLERİNE BİZDEN SELAM OLSUN!

Dostlar,

“Kurban Bayramı” sürüyor.. 2. güne gireli birkaç saat oldu.
Gündemin hürmeti ve dolayısıyla anılmayı fazlasıyla hakeden öznelerinin başında YATAĞAN’ın yurtsever – devrimci emekçileri geliyor..

Onlara gönülden selam yolluyor, dayanışma duygularımızı sunuyoruz..

Tabii taşeron AKP iktidarının “kurban” eylediği epey mağdur içinden de
özellikle tertiplerle zindanlara atılan aydın – asker yurtseverlerimizi..

Bunlardan “çooook kıdemli biri”, Doğu Perinçek nam nefer,
Silivri zindanlarının kuytularından “ROTA” çizmeyi sürdürüyor.

Aşkolsun O’na..

Öyle bir bayram kutlaması yazmış ki, hem edebiyat metni, hem tarih belgesi hem
nesir – manzum karması, hem bir Türkçe harikası..

O’na da bizden gani ve de baki selam olsun..

Senin de “bayramın” (!?) kutlu olsun Türkiye!

Sevgi ve saygı ile.
16.10.13, Ankara, 03:06

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==============================================

YATAĞAN İŞÇİLERİNE BİZDEN SELAM OLSUN!

EĞİTİM – İŞ Yatağan Emekçilerine destek verdi…

Yatağan işçisinin ve Beşar Esadların bayramını kutluyoruz

Dünya cephesinin büyükleri Beşar Esadlar. Zulme karşı savaşın ateş hattında kahramanca savaşıyorlar. Bilinçlerimiz, yüreklerimiz onlarla… Bayramları kutlu olsun!

Değerli büyüklerimiz 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e,
TBMM Başkanımız Hüsamettin Cindoruk’a, Bakanımız Ali Topuz’a ve
Ali Nejat Ölçen
 ağabeyime saygılar.

Kayınvalidem Şükran Zaloğlu ve Halam Aysel Yalçınkaya’nın,
Fikret Otyam, Veli Devecioğlu, Kurtul Altuğ ağabeylerimin,
Amcam Sami Perinçek ve Dayım Orhan Olcaytu
’nun,
Gündüz Tüfekçi ağabeyimin ellerinden öperim.

Sayın Makbule Ölçen, Filiz Otyam, Sevinç Tüfekçi, Göksel ve
Emcet Olcaytulara, Filiz ve Çetin Sütuna
’ya, Çitlilere, Kopanlara, Kobanlara
sevgi ve saygılar.

Anna, Defne ve Mercan’ın gözlerinden öperim.

Bugünlerde dünyamıza teşrif etmesi beklenen Deniz Perinçek’e merhaba der,
ilk bayramını kutlarım.

Abçağa Cumhurbaşkanı Bekir Amca’nın kişiliğinde bütün Kemaliyeli ve
Erzincanlı yerdeşlerime en güzel dilekler, Fırat coşkulu selam ve saygılar.

Kıdemli koğuş arkadaşlarım Levent Göktaş ve Levent Bektaş’a, Nesrin ve Füsun hanıma bir an önce kavuşmaları dileğiyle Ragnarok selamı ve saygılar.
Bütün sanatçılarımız ve yaratıcılarımız adına, Atatürk’e madenci miğferi,
Yatağan işçisine kalpak giydiren çizer Mustafa Bilgin’i gelecek bayramların şifresini verdiği için özellikle kutluyorum.

Aydın geleneğimizin başı dik temsilcileri Muazzez İlmiye Çığ, Rasin Arsebük,
Halil İnalcık, İdil Biret, Özdemir Nutku, Sarper Özsan, Yıldız Kenter, Özlem ve İrfan Yalçın, Semih Koray, İnci Özdil, Levent Kırca, Sevim Belli, Alev Coşkun, Oktay Ekşi, Hayati Asılyazıcı, Rasih Nuri İleri, Sina Akşin, Ufuk Söylemez,
Korkut Boratav, Talat Tekin, Muzaffer Erdost, İlber Ortaylı, Sevim ve Cahit Can, Yalçın Küçük, Şahin Mengü, Osman Şahin, Mehmet Aksoy, Yusuf Halaçoğlu, Ataol Behramoğlu, Tansel Çölaşan, Özcan Yeniçeri, Ali Özgündüz,
Dilek Akagün Yılmaz, Bülent Tezcan, Birgül Ayman Güler, Metin Feyzioğlu,
Sadi Somuncuoğlu, Suzan Aksoy, Ümit Kocasakal, Mustafa Erkal, Yavuz Selim Demirağ, Sema Aksoy, Arslan Bulut, Tarık Akan, Hüseyin Haydar, Mecit Ünal
’ın kişiliklerinde, bilim ve güzellik üreticilerine, geleceğimize bıraktıkları örnekler için teşekkürler ve saygılar.

Bayram arefesinde bilim kitaplığımıza “Stambulskie Novosti’de Jön Türk Devrimi” başlığıyla çok esaslı bir araştırma armağan eden genç bilim emekçilerimiz,
Arda Odabaşı ve Mehmet Perinçek
’i kutluyorum.

Erdemli komutan örneği E. Tuğg. Servet Cömert’e ve E. Ora. Nusret Güner’e Mustafa Kemal selamı.

Partimizin kıdemlileri Ömer Özerturgut’a, Avşar’ın yorulmayan yörüğü Durmuş ve Hatice Uyanık kardeşlerime, Kamil Dede ve Fatma Yazıcı’ya sonsuz hasretle
öncü selamı.

Karda, boranda, bayramda seyranda, nöbetin başında olan Hıdır Hokka ve
Zeynep Işık 
arkadaşlarımız sayesinde güven ve huzur içindeyiz.
Nöbet makamına selam ve saygı yolluyoruz.

Suphi Karaman ailesine, Hasan Yalçın
 yadigârı Mustafa ve Gül yeğenlerime, Pazarcık şehidimiz Mehmet Çetinlerin ve vatanımızın bütünlüğü için canını feda eden Zeki Önlerin ailelerine, yadigârı Doğu ve Fırat Yücel’e, Toros yiğidi Hüseyin Gökalp’in evlatlarına, Bismil toprak şehidimiz Muhyettin Öksün ve Ömer Öksün’ün ailesine, hayatını devrim mücadelesine sunmuş olan Deniz Gezmişlerin,
bütün fedailerin ailelerine yürekten selam, sevgi ve saygılar.

Son Cumhuriyet savaşımızın şehitleri Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük,
Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Mehmet Ayvalıtaş
’ın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Canlarını halka sunan böyle değerli evlatlar yetiştiren
anne babalarının ve yakınlarının acıları, hepimizin acısı.

Hapishanelerdeki bütün Cumhuriyet aydınları adına rektörlerimiz Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Org. Çetin Doğan’a, Merdan Yanardağ’a, Teğmen Mehmet Ali Çelebi’ye, Nurhan Hilmioğlu, Duygu Alemdaroğlu,
Nilgül Doğan, Bayan Yanardağ’a
 ve Vardiyadaki Amazonlara,
bütün Hallacı Mansurlara selam ve saygılar.

Değerli Pınar Gül’ün kişiliğinde bütün Cumhuriyet Kadınlarının bayramını saygılar sunarak kutlarım.

Türk Devriminin son fedai kuşağının önderleri Çağdaş Cengizleri ve Aykut Dişleri, aydınlık bilinçli, tunç yürekli gençlerimizi devrimci arkadaşlık duygularıyla selamlıyorum.

Büyük Devrimci Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün insanlığı aydınlatan ve güzelleştiren bütün bilim adamları ve kültür yaratıcılarının, bütün emek kahramanları
ve devrim önderleri ve fedailerinin, başta İstiklâl Savaşı şehitleri olmak üzere
bütün şehitlerimizin ve emek fedailerinin, Filistin’de Nahr el Bared’te yatan
Bora Gözenlerin, Ortaçağ’ın Medeniyet Devrimi önderi Hz. Muhammed’in topraklarına birer kızıl gül bırakıyorum.

Halkımızın ve okuyucularımızın bayramını kutlarım.

BİLİMSEVER AYDINLIK YÖNETİCİLERİNE BAYRAM TEŞEKKÜRÜ

12 Ekim 2013 günlü “Türk’üm demenin değeri” başlıklı Rota’da dipnotlarını atarak, bu fakiri okuyucuların başını ağrıtır duruma düşmekten kurtardıkları için
Aydınlık yöneticilerine teşekkür eder, bayramlarını kutlarım.

Doğu Perinçek
Aydınlık/ Rota

AKP ÇİZMEYİ AŞTI; LAİK – ÜNİTER DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEĞİL DİKTATÖRLÜK YIKILACAK


AKP ÇİZMEYİ AŞTI; LAİK – ÜNİTER DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEĞİL DİKTATÖRLÜK YIKILACAK!


Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı sözde “demokratikleşme paketi” çerçevesinde devlet memuru kadınların türban ve benzeri dini kıyafetlerle görev yapabilmelerine olanak tanıyan düzenlemeler ile milyonlarca ilkokul öğrencisine her sabah ders saati başlamadan önce okutulan Andımızı yasaklayan düzenlemeler yürürlüğe girdi.
Söz konusu sorumsuz düzenlemelere göre, laik devlet fiilen askıya alınarak
devletin başına türban, bedenine çarşaf sarılmış ve yine “Türk” ulusu kavramı AKP eliyle utanılması gereken bir aidiyet olgusu olarak ilan edilmiştir.

Hep ifade ettiğimiz gibi, soyut bir varlık olan devlet, kamu görevlisinin bedeninde
ete kemiğe bürünerek cisimleşir ve görünür hale gelir. Laik devlet sisteminde hedef, devletin hükümranlığı altında bulunan yurttaşlarının tamamının inançlarına eşit uzaklıkta konumlanmasını sağlamak olduğu için kamu görevlisinin görüntüsü ve davranışları devletin tarafsızlık iddiasını tartışılır hale getirmemelidir. Bu nedenle, laik devlet modelinde devlet aygıtını cisimleştiren kamu görevlisi, görevi başında aidiyet hissettiği bir inanç grubuna vurgu yapamaz. Zira, inancını görünümüyle dışa vuran kişinin
eliyle sunulan kamu hizmetini, farklı bir inanca sahip yurttaş, taraflı bulabilir.
Çağdaş devletlerin tamamında laikliğin devlet yapılanmasının temelini oluşturması ve bu nedenle bu ülkelerin tamamında kamu görevlilerinin inançlarını ön plana çıkaran
kılık ve kıyafetle hizmet sunmalarının yasak olmasının nedeni budur.

Gelinen aşamada AKP, yargıyı hükümranlığı altına almasının verdiği rahatlıkla yıllardır her türlü manüplasyon ve gayriahlaki tasarruflarla yıkmak için uğraş verdiği laik devlet modelini askıya alarak çizmeyi aştı. Din istismarcısı siyasal anlayış bu topraklarda asla kalıcı olmayacak. Bu kabul edilemez cüretin, karanlığın aydınlığa açtığı savaşın finali olduğunu sananlar yanıldıklarını yaşayarak görecekler.

  • Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaçağ karanlığına teslim olmasına
    asla izin vermeyeceğiz.

Laik devleti askıya alan AKP ve yandaşları, bu sorumsuzluluğun sonuçlarını göğüsleyemeyecek.

AKP’nin eş zamanlı olarak ilkokullarda öğrencilerimize dersler başlamadan önce “Andımız”ı okutma uygulamasını kaldırmasını da kınıyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün mayasını kardığı, laik, demokratik, üniter Türkiye Cumhuriyeti projesini yok etmeye, AKP ve yandaşlarının gücü yetmez.

– Kezlerce okullarımızdaki Atatürk köşelerini kaldırmaya cüret eden,
– Atatürk’ü ve kurucu değerlerimizi kitaplardan söküp atan AKP’nin,
– Büyük Önderimizin en büyük eseri olan laik ve demokratik devlet çatısı altında mayasını kardığı ve devletle vatandaşlık bağının ifadesi olan “Türk” ulusu kavramını barındırdığı için andımızı kaldırması,

bugüne dek ulusal bütünlüğümüze yönelen en ağır saldırıdır.

İşin en acı tarafı, kamu vicdanını derinden yaralayan bu kabul edilemez saldırının devleti yöneten kadrolar eliyle yapılmış olmasıdır. Türk ulusunun kalbinin dokunulmaz bir köşesinde yaşattığı, eşsiz devlet adamı, büyük kurtarıcı Atatürk’e ve devrimlerine yönelen bu büyük ihanet amacına ulaşamayacaktır.

Eğitim-İş, her zaman ve her koşulda demokrasiye, çağdaşlığa, laik ve üniter yapıya, ulusal birlik ve beraberliğimize, Mustafa Kemal Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve ülkesine sahip çıkacaktır. Hep söylediğimiz gibi, bu ilke ve anlayış Eğitim-İş’in varoluş nedenidir. Eğitim-İş’li öğretmenler, Sendikamızın temel değerleri ve aldığı kararlar doğrultusunda, çağdaş bir öğretmene yakışan
kılık ve kıyafetlerle görevlerini ifa etmeye devam edecekler, ulus bilincimizi güçlendiren “Andımız”ı öğrencilerimize kararlılıkla öğreteceklerdir.

  • Sendikamız bu bilinçle, sorumsuz girişimlere karşı gereken hukuki ve fiili mücadeleyi verecek, “Andımız”ın kaldırılmasını ve kamuda türban özgürlüğü getiren yönetmelik değişikliğini yargıya taşıyacaktır.

EĞİTİM – İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

http://www.egitimis.org.tr/haber-arsiv/.Ul2v9lCxa80